• "konu$mamiz lazim" ile tamamen ayni anlama gelir.
  • zamanında boğazıma yapılan işlem. 10-12 santimlik bir iğne sokmuşlardı ve boğazımdan parça almışlardı. allah kimsenin başına vermesin, neyse ki sonuç temiz çıkmıştı fakat o hissi birkaç hafta unutmamıştım. acı değil bakın, his. acı geçiyor hemen onu takmasın kimse kafasına.. kimse böyle dertlerle karşılaşmasın..
  • son zamanlarda sik sik bademcik problemi yasamaya baslayinca doktora gitmeye karar vermemle baslayan surecin su an geldigi nokta budur. bademcigimin hemen altinda olan bir bezeyi tespit ettik, gerci ben yillar once tespit etmistim ama sallamamistim pek. doktor "ne kadardir burada", "bademcik rahatsizligi basladiginda mi oluyor", "acisi varmi" gibi sorular sordu. "bu beze burada var bi suredir, bi acisida yok, bademcikle de bi alakasi oldugunu zannetmiyorum" dedim. once kan testi ardindan ultrason yaptirmami istedi. "tamam" dedim, ertesi gun yaptirdim kan testlerini, sonuclar ertesi gun geldi. doktorla tekrar gorusmeye gittim. bakti, inceledi, bi 'hmm' sureci gecirdi ve bana sevk verip biyopsi yapmami istedi. dedim herhalde sicmaya yakiniz, dur bakalim. bende yillardir bana bisey olmaz lan mantigiyla yasadigim icin aklima sonradan geldi hocam bu nedir ne degildir diye sormak.

    sordugum soru 'cehalet mutluluktur' lafinin tekrar anlam kazanmasini sagladi bunyemde. "birkac secenek var ama biyopsinin sonucunu beklememiz lazim" dedi. "hocam soyle ne olabilir, iyimidir, kotumudur bilmek lazim" dedim. kendim kasindim sozluk. kurcalama iste, birak biyopsi sonucu gelsin, o zamana kadar kafana takmamaya calis. iyimidir, kotumudur sonra ogrenirsin.

    iste buradan sonra baslayan diyalogumuz su sekilde;

    doktor - dedigim gibi birkac secenek var, bunlardan birisi tiroid bezi olmasi ki senin boynunda bulunan bezeler boynunun dis tarafinda, oysa tiroid bezi daha ic kisimda olur.
    ben - kac tane var hocam bu bezelerden? ben birtek sol taraftakini biliyorum.
    doktor - iki tane beze var boynunda, birisi sol kisimda, digeri sag ic kisimda. sol kisimda olan beze 2.9 cm, sag kisimda ki ise 3.1 cm.
    ben - bu kadar buyuk olmasi normal mi hocam?
    doktor - bu kisimda bir bezenin 1 cm den buyuk olmasi normal degildir. sende bulunan bezeler normal boyutun 3 katina cikmis.
    ben - hocam tiroid bezi degil dediniz. o zaman nedir bu beze.
    doktor - iyi huylu, herhangi bir zarari olmayan bir beze olmasi mumkun, diger secenek ise lenfoma.

    kitlendim, kelimeler bogazimda dugumlendi, ne yapacagimi bilemedim. "peki hocam" diyip ciktim doktorun yanindan. geldim eve, kimseye de soyleyemedim.

    1 hafta sonrasina ancak randevu alabildim, bu 1 hafta nasil gecti bilmiyorum, bir 10 yas daha yaslandim sanirim. sacma gelecek belki ama kucukken dua ederdim, "allahim benim omrumden 20 yil al, aileme yarisini bile versen olur, onlar uzun yasasin". belkide duam kabul olmustur diye dusunerek gecirdim bu 1 haftayi.

    ve bugun bu biyopsi denen seyi yaptirdim. korkmamak mumkun degil gerci ama mumkun oldugunca kendimi sakinlestirmeye calistim. hemsire ustumu cikartmami, hani o gotu acikta birakan hastane kiyafetleri varya, onlardan giymemi istedi. degistirdim ustumu, uzandim yataga. hemsire omzumun altina bir yastik koydu ki boynumu iyice geriye atabileyim. ardindan doktor girdi ve o andan sonra gozumu kapadim. yana yatmami istediler, hemsire ultrason ile bezenin yerini buldu, doktor hanim ise "i'm gonna put the needle in 3, be ready" dedi. gozumun onune house md de ne kadar biyopsi sahnesi varsa gelmeye basladi. ignenin battigini hissettim boynuma, dedim herhalde bu kadardir, acimadi. demez olaydim. doktor igneyi bir saga, bir sola gezdiriyor, one arkaya sanki vakumlarmis gibi bir seyler yapiyor sonra bir anda bitti, doktor cikartti igneyi. hemsire hanim "kalkabilirsin, ama yavas" dedi. oturmak icin dogrulurken, gozlerim karardi, beynime bir sicaklik yerlesti, sanki bayilacakmis gibi oldum ama sagolsun hemsire hanim hafiften destek oldu.

    neyse bitti hersey, giydim ustumu, buz paketi verip her 1 saatte 10 dakikaligina boynumda tutmami istediler ve 2-3 gun icerisinde sonuclari doktoruma yollayacaklarini soylediler. velhasil kelam, biraz acili bir operasyon bu biyopsi. insallah korktugum basima gelmez ve yakinda kemoterapi basliginda yazmiyor olurum.
  • tanı koyulamayan hastalıklarda, özellikle kanser sürecini tahlilde kullanılan, hastadan bir doku parçacığının alınması ve incelenmesi esasına dayalı hadise. sevdiklerinizin ömrü uzun olsun. iyi günler. kapat.
  • konu komşudan kulaktan duyma bilgiler dolayısıyla korkutan işlem.

    önce en çok yapılan tiroid biyopsisi ile başlayalım. yapılan ultrason işleminizde, şüpheli bir nodül ya da benzer bir durum görüldügünde istenen bir işlem. çoğunlukla normalde kan almak ya da ilaç enjeksiyonu için kullanılan basit enjektörler aracılığı ile yapılır. ultrason eşliğinde alınması uygun. bazıları işlem öncesi çok ince bir iğneyle (diş hekimlerinin kullandıklarından) o bölgeyi hafifçe uyuşturur (bence rutin olmalı). işlem sonrası kontrol ultrason sonrası evinize gönderilirsiniz. sonucu patoloji yaklaşık bir hafta içerisinde değerlendirir. sonuç gelmeme ihtimali yaklaşık %20'dir ki bu durumda işlem tekrarlanır.

    sonucun kötü yani habis olması durumunda cerrahi işleme yönlendirilirsiniz. tiroidin habis kitlelerinin çoğu sadece ameliyatla dahi iyileşebildiğinden çok telaşlanmamanızı tavsiye ederim.

    ikinci sıklıkla yapılan işlemimiz meme biyopsisi. her 8-9 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanseri olacagına dair istatistikler var elimizde. bu nedenle meme biyopsisi çok önemli. şüpheli görülen yere, tiroid biyosisine göre daha kalın bir iğneyle girip parça alınıyor. çıkan sonuca göre takip veya cerrahi ve diger işlemlere yönlendiriliyor. tekrar söylüyorum. meme kontrollerini ihmal etmemek gerekiyor.

    daha nadir yapılan karaciğer biyopsisi de tomografi, mr veya ultrasonda şüpheli bir durum görülmesi halinde gerçekleştiriliyor. meme ve tiroid biyopsisine göre daha zor ve ihtimam gerektiren bir işlem. biyopsi sonrası bir süre takip edilmeniz gerekiyor. kanama olmaması durumunda aynı gün taburcu işlemi gerçekleşiyor.
  • tanı için; canlının bedeninden küçük bir doku parçasının alınıp incelenmesi.
    grekçe bios**ve opsy* kelimelerinin birleşiminden oluşur. biyopsi materyalini almak için çeşitli yöntemler vardır. temel olarak; hasta uyanıkken çeşitli tekniklerle alınabileceği gibi, operasyon sırasında, genel anestezi altındaki hastadan da alınması tercih edilebilir. vücutta varlığı belirlenen kitlelerin ya da diğer yapıların histopatolojik incelemesini yapabilmek için kullanılan bir yöntemdir.

    cansız bedende yapılan doku alma çalışmaları için:
    (bkz: otopsi)
    (bkz: nekropsi)

    kelimenin cümle içi kullanımları için:
    (bkz: biyopsi almak) (bkz: biyopsi yapmak)
    (bkz: biyopsi aldırmak) (bkz: biyopsi yaptırmak)
    (bkz: biyopsi örneği)
    (bkz: ben karaciğer biyopsisi gördüm)
    (bkz: ben bilmem beyim bilir)
  • bugün gördüğüm manzaraları büyük ihtimalle çok zor unutacağım. annemden nodül için iki parça aldılar. annem geldiğinde rengi beyazdı evet suratı resmen beyaz olmuştu! yaklaşık bir saat yatırdılar sonra ultrason sonra da çıkış yaptık. 25 kişi bir oda içinde sırasını bekledi. yaş aralığı 18 - 65 bu insanların. kimse konuşmuyor ama çoğu kanser miyim acaba diye düşünüp duruyor. büyük çoğunluğu tiroid kaynaklı biyopsi, geri kalanlar meme kanseri riski taşıyor. tekrarlayan kanserlerin hikayesini dinledim durdum. bugünü atlattık gerisi sonuç bekleme stresi! 2 ay içinde içe doğru yayılma yapmış bu meretler. annemi nefes alırken feci zorluyor. çok fazla stresli bir süreçmiş. annem sonucundan korkuyor, ameliyattan ayrıca korkuyor. ben daha çok korkuyordum. ama gördüğüm insanlar ve yaşadıklarını duyunca inşallah en kötü sadece ameliyat oluruz, sonra atlatırız gider diyorum. herkesi teselli edeyim derken yakında ben hasta olmasam iyi!
  • önemli bir işlemdir. bazen aksi düşünülse de patolojiye gönderilen her örnekte beklenmediği halde sürpriz olarak kansere rastlanabilir. zaten bu nedenle ameliyatta alınan her doku patolojiye mutlaka gönderilmelidir diyoruz. ilgili klinisyen hekim tarafından hastaya sonucunu mutlaka takip etmesi ve tekrar muayeneye gelmesi ısrarla söylenmelidir. bunu bazen vatandaşa ve hatta ilgili hekime anlatmak zor olabiliyor. basit bir apendisit operasyonu deyip geçiyor, karsinoid tümör çıkıyor. nevüs deyip geçiyor, malign melanom çıkıyor. bunlar sürekli karşılaştığımız durumlardır.

    not: yeri gelmişken yazmak lazım, ünlü yönetmen woody allen'ın güzel bir sözü var. şöyle demiş: "dünyanın en güzel cümlesi 'seni seviyorum' değil, 'tümörünüz iyi huylu çıktı' dır." kimsenin başına gelmesin, sonucu beklemek bile çok sıkıntılıdır. tüm yazarlara tümörsüz, hastalıksız günler dilerim...
  • meme biyopsisi yaptıralı yaklaşık 10 saat oldu. işlemlerin ilerleme şekli ve başıma gelenleri özetlemek gerekirse:

    öncelikle bana verilen ve işlemi ve başıma bir şey gelirse olacakları kabul ediyorum yazan formu ilgili bölüme verdik. daha öncesinden işlemle ilgili bilgilendirildiğimiz için sabah karnım tok gittim, sakinleştirici aldım. öncesinde buradan da yesil gandalfiye isimli yazarımıza da yazdığım için onun da tavsiyesiyle, sağ olsun, planladığımdan daha rahat kıyafetler giydim. işlem sonrasında da ne olur ne olmaz diye yanıma ağrı kesici almıştım.

    sabah erkenden hastaneye gitmiştik zaten bu arada. sonra içeri girdim, tahmin ettiğimden daha az gergindim ama kesinlikle hissettirecek bir acı ya da daha net iğne hareketleri hissetmeyi bekliyordum ama hiç öyle olmadı. doktor geldi, sakinleştirdi, konuşturdu sonra da batikonu sürdü, örtüyü örttü. daha sonra çeşit çeşit yerlerden iğneyi en az 5 kez olmak üzere vurarak lokal anestezi yaptı. inanın sinek ısırığı gibiydi ve işlemin acı verici olan tek kısmı buydu. korkacak hiçbir şey yoktu. gitmeden önce izlediğim videolar olsun, baktığım fotoğraflar olsun öyle bir gerilmiştim ki video altında "korkmayın lütfen acımıyor." yazanlara asla inanasım gelmiyordu. anestezi sonrası işleme başladı ama ben sadece bir aletin hareket ettiğini hissettim parça alırken acıymış, içeride bir şey varmış hiç hissettirmedi bile. ki benim canım çok tatlıdır. doktor üç parça aldı sonrasında hemşire pansumanımı yaptı, orayı bandajla (?) kapattı, bandaja uzun bir süre bastırmamı, 24 saat boyunca hiç çıkarmamamı sonrasında kendimin çıkarabileceğini söyledi. o taraftaki kolumu da yukarı kaldırmamaya ve yormamaya dikkat ediyorum. şimdi anestezinin etkisi geçmiş olmasına rağmen hala beni çok rahatsız eden bir acım yok aksine hala aşırı rahatım. sadece yürürken ağrısı hafif artıyor, koltuk altım vs biraz ağrıyor. işlemin yapıldığı yerin acısını biraz daha hissediyorum ama bütün bunlar hala sinek ısırığı gibi. yine de böyle dedim diye kendinize abanmayın çünkü benim tavsiyem işlem yapıldıktan sonra o tarafla olabildiğince az iş yapmak ve ağır şeyler taşımamaktır.

    son olarak kendileri burayı okumaz ama olsun: dr. abdurrahman yurtaslan hastanesi'nde işlem sırasında benimle ilgilenen hemşire ve doktor herhalde şu hayatta gördüğüm en tatlı sağlık çalışanlarıydı. geldiler, sakinleştirdiler, hep konuştular. işlem sohbetlerle geçti hatta endişemi öyle bir tiye aldılar ki ne ben kırıldım ne de yüzümden gülümseme eksik oldu. üçümüz de güldük. işlem bitiminde de hemşire elimden tutup kaldırdı, kızıymışım edasıyla üstümü silmeme ve giyinmeme yardım etti. o gergin anımda ve çoğu doktora soru bile soramadığımız şu zamanda öyle bir tatlı yaklaştılar ki kendilerine teşekkürü borç bilirim. :)
    yarın 24 saat dolduğunda ve bandajı çıkardığımda da editlemeye çalışacağım.

    edit: 24 saat dolalı çok oldu ve bölgemde neredeyse hiç ağrım yok. oraya dokunmadığım ya da zorlamadığım sürece hiçbir şey hissetmiyorum diyebiliriz. bandajı (hala tam olarak ne diye hitap etsem bilemiyorum) çıkardıktan sonra anestezi yapılan yerlerde hiç iğne izi olmadığını, sadece örnek alınan yerde minicik bir yara olduğunu ama bunu kesinlikle sorun etmeyeceğinizi rahatlıkla söyleyebilirim. ha 24 saati çoktan geçmiş olmasına rağmen hala banyoya girmeye cesaret edemiyorum çünkü banyo yaparken oraya da dokunmak gerekir ve dediğim gibi dokununca ağrı yapıyor ama bir süre sadece saçı ya da belli bölgeleri yıkayarak ya da mendil kullanarak idare edilebilecek bir durum bu. zaten bu sürecin pek de bir vakit alacağını düşünmüyorum.
  • kanserle uğraşmış bazılarının iyi bildiği, hastalığın henüz teyit edilmediği, bir anlamda hâlâ umut taşınan merhale. sonrasında verilen raporda malign kelimesi sizin karşınıza dikildiğinde, işte o zaman biraz sinirler bozuluyor...
hesabın var mı? giriş yap