• en uzun bitkisel hayatta kalma rekoru elaine esposito tarafından kırılmıştır.
    6 yaşında bitkisel hayata giren bu zat 37 sene 111 gün kadar yaşamış ve resmen 43 yaşında ölmüştür.
  • hastaların uyanık göründüğü, ancak kendileri veya çevreleri hakkında hiçbir farkındalık belirtisi göstermediği karmaşık bir nörolojik durumdur.
    beyin görüntüleme teknikleri, bitkisel hayattaki insanların yaklaşık %20'sinin aslında bilinçli olduğunun keşfedilmesine yol açtı. bu bireyler, sözlü talep üzerine, bir tenis oyunu oynadıklarını hayal edebilir (premotor korteksin aktivasyonu) veya evlerini zihinsel olarak keşfedebilirler (parietal lob ve parahippocampal gyrus aktivasyonu). fmrı veya eeg aracılığıyla bu hastalarla bir iletişim kodu oluşturmak mümkündür. hastalardan "evet" demek için tenis oynamayı hayal etmeleri, "hayır" demek için evlerinde yürüdüğünü hayal etmeleri istendi. böylelikle hastalar, "kardeşiniz var mı?" veya "kız kardeşin var mı?" gibi bir dizi soruyu doğru yanıtlayabildiler ve bilinçli oldukları deneysel olarak gösterildi.
    kaynak
  • bitkilerde hayvanlardan farklı olarak duyu organları ve sinir sistemi olmadığından, insanlar bu fonksiyonlarını yitirdiklerinde yaşadıkları hayata verilen ad
  • geri dönüşümsüz beyin ölümünün gerçekleşmesine yakın, diğer organların da teker teker iflas ettiği koma hali.
  • bitkisel hayata girmis insanlarin beyin sapi saglam haldedir. beyin tamamiyla faaliyetlerini durdurmamistir. bitkisel hayata girmis hastalar agir vakali hastalardir ama olu degildirler. kalpleri, solunum ve sindirim sistemleri calisir.
  • çevrimiçiyken, çevrimdışı gibi görünmektir.
  • ağır bir vücut hasarı sonucunda vücudun belirli fonksiyonlarını kapatıp bir iç düzene geçme çabasıdır (bkz: survival modunda yaşamak)
  • (bkz: mar adentro)
  • bitkisel hayat, kişinin uyanık olduğu ancak bilincinin olmadığı durumdur. komada ise tam aksine ne bilinç ne de uyanıklık mevcuttur.

    bitkisel hayattaki hastaların bilinçleri yoktur. çevrelerinde olan bitenleri anlayamazlar. koma ve bitkisel hayat arasındaki en temel fark, bitkisel hayattaki hastaların gözlerinin zaman zaman açılması ve uyanık gibi görünmeleridir. (koma durumunda bilinç+uyanıklık mevcut değildir.)

    bitkisel hayattaki hastalar, belirli aralıklarla uyuyup uyanabilirler. yüksek sesle uyarıldıklarında gözlerini kırpmak veya elleri sert bi şekilde sıkıldığında geri çekmek gibi basit refleksleri olabilir. kalp atışlarını ya da nefes alıp verişlerini herhangi bir yardım olmadan düzenleyebilirler.

    ancak(burası bence kilit nokta) bitkisel hayattaki bir kişi seslere cevap vermek veya gözleriyle bir kalemi takip etmek gibi 'anlamlı' tepkiler vermez. ayrıyeten, herhangi bir duyguyu hissetmezler ya da bilişsel fonksiyonları yoktur.

    eğer hasta uzun bir süredir bitkisel hayattaysa bu durum,
    1) devam eden bitkisel hayat(continuing veg.state) - 4 haftadan uzun sürüyorsa
    2) kalıcı bitkisel hayat (permanent veg. state)-
    2.1 travmatik olmayan beyin hasarına bağlı olarak 6 aydan uzun sürüyorsa
    2.2 travmatik beyin hasarına bağlı olarak 12 aydan uzun sürüyorsa
    yukarıdaki kriterlerle adlandırılır.

    bitkisel hayattaki hastaların beyin ölümleri gerçekleşmemiştir. beyin ölümü farklı kriterleri ve sonuçları olan, tanısı kesin olan durumdur.

    kaynak1
    kaynak2
  • hazır seneler önce geçirdiğim kazanın sene-i devriyesi yaklaşmaktayken bu akşam pek sevdiğim bir yazarın naif mesajıyla bu başlığa uğradım.
    mesaj aslında buralarda yazmakta olan çoğu insanın duygularına tercüman:

    "her hafta bir öncekinin aynısı aslında. sadece hissettiklerimiz değişiyor. bitki olmak istiyorum ara sıra sadece fotosentez yapıp her düşünceden muaf."

    ben anımsamıyorum elbet 2.5 ay kaldığım ve hatta geçici amneziyle uyanıp 8 ay kendim hakkında hiçbir şey hatırlamadığım bitkisel hayat denilen naneyi.
    ama zaman zaman, hayat iyice köşeye sıkıştırıyorken hele, o zamanlara dönmenin bir yolu var mıdır acep diyorum.

    sonra sevdiğim bir melodi, kahve kokusu yahut demli bir çay, bir çocuk kahkahası, içe işleyen iki satır cümle yahut buna benzer hayatın akışını anımsatan bir done usulca kulağıma fısıldıyor,
    "hadi gel zeytinimu, nehre gir, akışı hisset.
    kenarda oturup suyu izlemekle tüketilmez ömür"

    *edit'ül imla
hesabın var mı? giriş yap