• ilk ve son kez oyunculuk yaptığım filmdir.
    hayatımın en anlamlı repliğini sarf ettiğim filmdir:
    - peki o zaman hep içmeyeceğim söz mü diyeceksin?

    kafama oturmayan bu cümleyi aynen söylemek için 35mm. harcattığım için 18 yıl sonra tunç abimden özür diler, bravo dijital sanat derim..
  • bütün film bir barda geçer. dikkat edin, bütün film diyorum. zaten dışarda da yağmur yağmaktadır. "bütün entelektüel türk filmlerini getirin bana/ hepsini diyorum size" diye haykıran bir bünyenin bile kolay kolay kabul edemeyeceği kıvamdadır. serttir, yoğundur. ben bu filmi vizyonda iken seyretmiştim. uzun süre türk filmi seyretmeyişime neden olan filmlerdendir, hatta belki de ilk üçe girer. (diğerleri için su da yanar , büyük yalnızlık, gece yolculugu gibi örnekleri verebilirim) evet o dönem büyük badire atlattım, o vakit bile idrak etmiştim bunu tüm naif havama rağmen. ama şimdi çok çok boş zamanım varsa, bir kanal da yayınlıyorsa izleyebilirim. o olgunluğa eriştim artık.
  • tunç başaranın 1987 yapımı filmi. içinde aytaç arman, meral oğuz, savaş yurttaş, hikmet karagöz gibi tanıdık simalarında bulunduğu çok az kişinin bildiği kült türk film.

    tek mekanlı çekimlerinin, aynanın kullanımlarının ön plana çıktığı, aşk felsefesinin ötesine geçip biri ve diğerleri felsefesi yaratmış bir filmdir.

    insan ilişkilerini, aşkı, yalnızlığı, umudu, acıyı tek boyutlu işlememiş her cümlesini bir özlü söz gibi kurmuştur. bence yabancı kadın oyuncusunun çirkin oluşu da güzelliğin sınırlandıralamaması ironisini ortaya koymuştur.

    değeri bilinememiş ama hala bir büyü olarak kalan film, keşfedilmemiş olarak inşallah kalacaktır.

    sevgi yanılıktır ama ayrı kişiler tarafından yaşandığı için ayrılıktır felsefesinin peşinden giden bir filmdir.

    sözcükler yetmez, bilinçaltı konuşur.
  • sırf mücap ofluoğlu'nun cyrano de bergerac tiratları için bile izlenilesi muazzam film.
  • ''her insanın beklediği biri, beklenenin de gideceği bir yer vardır. ikisi aynı olursa mutluluk demektir.'' repliğinin hafızama kazındığı film. mücap ofluoğlu söylemişti filmde yanılmıyorsam.
  • uzun bir aradan sonra bu gece tekrar izlediğim tunç başaran filmi.yalnızlık ve çaresizliği çok boyutlu ele alan, bence türk sinemasının kült filmlerinden biri.

    bar kapısı önünde, mahmut beyi saatlerce bekleyen ve sonunda içeri alınan garibana "mahmut bey kim" diye sorulduğunda, "mahmut bey yalnızlık, üşümek, yağmurda ıslanmak" diyen adamı vestiyere alıp karnını doyuran ve rakı ikram eden o insancıllık unutulmazdır.

    barın açılışından hemen sonra gelen orta yaş üzeri çiftin (ayrılmış bir çift) arasında geçen diyalog:

    -doğru söyle, onunla sevdiğin için mi evlendin?
    -evet
    -peki beni, bizi hiç sevmedin mi?
    -sevdim, onu seviyorum.

    kadın, kadehteki konyağı adamın yüzüne çarpar. adam gülümser.
    -hiç değişmemişsin.

    filme adını veren "biri" hayalindeki kadınla konuşmaktadır.

    -kim istiyor ki yalnızlığı bitirmek? yalnızlığı bitirmek isteseydim, çağırırdım seni. sen gelirdin. yalnızlık biter miydi senle?

    aktör nedim karakterine can veren mücap ofluoğlu na da selam olsun burdan. huzur içinde uyusun...
  • tek mekan, çok karakter. sakin, güzel, klasik bir 80ler türk sineması filmi.
    (bkz: füsun demirel) kısa görünüp büyük dokunmuş filme. sevilir.

    --- spoiler ---

    borcunu ödemediği için dayak yiyen patronun borcunu ödemeyen müşteriyi (bkz: savaş yurttaş) tuvalette dövdüğü sahne filmin insan psikolojisini ne de ince işlediğine dair tatlı bir ayrıntı.
    --- spoiler ---
  • diğerleri hep biri olur. biri, hep sabittir sadece görüntüsü değişir. o biri, her birimizin kafasındakidir işte. o hayal ettiğimiz biri, karşılaştığımız diğerlerinden ne kadar farklı olursa o kadar korkarız sevmekten. hem arayışta oluruz hem de korkup bulmaktan çekiniriz. ellerimizde birikir telefon jetonları. sevdiğimizi söyleyemediğimiz insandan korur mu bizi yoksa alımıkoyar bilemem o biriken jetonlar ama nedim isimli karakterin de dediği gibi ‘ben aşkta incelikten nefret ederim. bence bu oyunu uzatmak cinayettir sevince’
    gece gece beni sağlam çarpmış bir filmdir. ekşide bu film başlığına denk geldiğim ve izleyebildiğim için mutlu oldum. sevmenin aşık olmanın amaç değil bir yolculuk olduğunu ve bu yolculuğu farklı yaşayan 2 3 ilişki örneğiyle geçiyor filmin bir kısmı. çoğu kısmı ise bar önünde yalnız takılan iki kişinin yaşadığı tek gecelik sevdayı anlatıyor. konusu aşk olan bir tiyatro oyununu sergileyen nedim’in bu ikili arasındaki boşlukları doldurmasıyla başlıyor ve sadece saatler sürüyor aslında. ama az ama öz.
    o değil de zamanında bir beste yapmıştım. filmdeki barış karakterine yazmışım desem hiç sırıtmazmış. sözleri şöyle :
    bir adam oturdu barın köşesine
    baktı insan yüzlerine
    ağlayan da vardı gülen de
    gülen adamları dişlerine vura vura inletti
    ağlayan kızların başlarını omzunda hissetti
    belki duygusuzdu ama unutmamıştı sevgiyi
    yabancılaşıyordu duygular
    başkalarının yüzlerinde
    sözcükler vardı onda sadece
    anlamlar daha güçlü ifadesiz yüzünde
    haykırıyordu mimiksiz
    ve gözlerinin donukluğu
  • 1987 yapımı bir tunç başaran filmi.

    --- spoiler ---

    barda aralarında boş bir tabure olduğu halde oturan bir kadın* ve adam*, kadının diğer yanında oturan bir yaşlı adam*.
    yaşlı adam kadına döner ve şöyle bir konuşma geçer:

    (y) boşluklar yalnızlıkları doldurmak içindir
    (k) ben boşluktan memnunum
    (y) ya yalnızlıklar
    (k) yalnızlıktan değil tabi
    (y) o halde sizi şöyle alayım.... boşluğu kapattık, önemli olan yalnızlığı bitirmektir

    https://youtu.be/lyjodtcnkgc?t=1861

    --- spoiler ---
  • türk sinemasının en entelektül filmi. film boyunca arkadan gelen müzik, yağmur, adam ve kadın sizi bir bara götürüp birini bekleme isteği uyandırır.
hesabın var mı? giriş yap