• "...

    sen güzel insansın
    herkes biliyor bunu
    yaramı alıp uzak şehirlere gidiyorsun
    -saçlarımı düz bir denize ısmarlıyorum

    utanma! ayıp değil ki bu
    bak ben utanıyor muyum?
    kanayana kadar dizlerim, misket oynarken
    hem, unutma herkes birilerinin yarasını taşır uzaklara."
  • "aklıma suyun intiharı geliyordu hep / şelale deyince" demiş ve uzun uzun düşündürmüş bir şairdir.
  • "ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata."
  • türk şiirinde bir makam.
  • bir kadindan nasil sahane bir sair olacaginin ispatidir.

    "onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
    titreme daha fazla kalbim.

    bağışla kendini artık onu da
    bırak gitsin.
    bırak gitsin.

    o senin ezel gününden kaderin
    sen onu nasılsa bin kere daha
    seveceksin"
  • başta bu şiiriyle bana tekrar şiiri sevdiren kadın!

    kapı

    geç benden, ben dururum, ben beklerim, geç benden,
    ama nereye geçersin benden ben bilemem.

    dediler ki, olgun bir meyve var sabır perdesinin ardında,
    dünya sana sabrı öğretecek, olgun meyvenin tadını da.

    dediler ki, şu ağaçlar gibi bekledin, şu ağaçlar gibi hayal,
    şu ağaçlar gibi kederli.

    açıldım, kapandım, açıldım, kapandım, gördüm
    gelenler kadar gidenleri de,
    hani sabrın sonu, hani gamlı eşek, pervasız nar nerde,
    hani bahçe?

    biri gelse.. biri görse.. biri gelmişti.. açmıştı.. durmuştu..
    duruyor hala bende.

    kaç zamandır çınlıyor içimde bu boşluk, kim
    kıydı, bahçenin şen duluydu, karşımda duran dut?
    en çok onunla bakıştımdı, bir kere olsun dilegelsindi,
    çok istedimdi.

    bana kalsa susardım daha, ama dilimdeki paslı kilit çözülür belki,
    sapaya kaçmış cümlem uğuldar, içimin kurtları kıpırdar diye
    gıcırdandım takatsız.

    gördüm hepsini, gördüm hepsini, sabrın sonunu!
    biri gelse, biri görse, şimdi,
    rüzgar sallıyor beni...
  • "bilme, tanıma beni
    merdivenleri üçer beşer çıkmanın
    sevinci yok içimde." *

    demiş şair.
  • 'benim artık taş taşıyacak halim mi var?' demiş kadın. hem şair, hem inançlı 'gitmenin birşey değiştirmediğine'. şairler basıp gider oysa kolaycıdır şiirler.

    gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum

    yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep

    ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

    bilemem, belki bu yüzden

    ben sana yanlış bir yerden edilmiş

    bir büyük yemin gibiydim.

    beni hep aynı yerimden yaralayan o eve

    yine de döneyim döneyim istedim.

    ah benim sesimle

    söylesem de, inanmazlar

    benzemiyor çünkü bir dile.

    döndüğüm, döndüğüm ama döndüğüm

    döndüğüm bu sema sensin. döndüğüm.

    sen benim kara ömrüme vuran

    suyumu harelendiren sevincimdin.

    onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.

    titreme daha fazla kalbim.

    bağışla kendini artık onu da

    bırak gitsin.

    o senin en ezel gününden kaderin

    sen onu nasılsa bin kere daha

    seveceksin.

    ...

    bir masal

    bir taş ağırlığında olabilir mi?

    olurmuş meğer.

    birlikte bir masala inanmak istedim

    ben seninle, sadece bu.

    sen beni tek

    tek

    bıraktın.

    benim artık taş taşıyacak,

    taş kaldıracak, taş atacak

    halim mi var!

    birhan keskin
  • kitabın ortasından konuşan, kalemi mızrak gibi sert kadın... her ayrılıkta kendini hatırlatır...

    --- spoiler ---

    beni bu dünyaya ağzımda
    bu zehirle bıraktığında
    ben senin kötü olduğunu,
    senin kötü olduğunu
    anlamamak için,
    çok çalıştım.
    --- spoiler ---
  • ayrılık adlı şiirinden...
    ...
    her ayrılıkta kendine saplanan bir hançer
    kendi sabrını deneyen taş,
    kendi uykusuzluğunda yatak oldun.
    kül koy şimdi yanına korunun
    seni kavuran onu da yakmasın.
    aşkla besle kendini,
    gül yetiştir,
    sardunya çoğalt.
    ki, sen aşktan ve ayrılıktan
    başka ne anlıyorsun.
hesabın var mı? giriş yap