• dünya üzerinde konser amaçlı yapılmış en kötü akustiğe* sahip konser salonu. mesela konya kapalı spor salonu'nun da akustiği* kötüdür ama zaten burası bir konser salonu değil spor salonudur. ve yine de akustiği* odeon'dan hallicedir.
    bu odeon denen yerde tüm duvarlar ve taban ve oturma yerleri traverten denen süper yansıtıcı bir malzeme ile kaplandığı gibi bu yansıyan enerji* bir de binanın üstünü kapayan high-tech görünüşdeki konkav kubbeden son derece sevimsiz bir şekilde geri dönmektedir. 200-600 herz arası o kadar şiddetle abarmaktadır ki bırakın konser dinlemeyi tek bir gitar sesi bile bir işkenceye dönüşebilir. umarım kimse orda konser vermek veya sevdiği bir grubun konserini seyretmek zorunda kalmaz.
    bu arada buranın mimari hikayesini bilen birileri benimle paylaşırsa çok sevinirim.
  • cengiz hocanin* dersinde bahsi soyle gecer: evet cocuklar, bilkent sizi dusunuyor. akustugi kotu bir konser salonunda muzik dinlenirse ne olur gorun de dogrusunu yapin diye.

    ha gorunuse lafimiz pek yok, ic guveysinden hallice.
  • dunku sertab erener - demir demirkan konserinden sonra diyebilirim ki cengiz hocamiz* cok hakliymis:"cocuklar, bilkent sizi dusunuyor. akustugi kotu bir konser salonunda muzik dinlenirse ne olur gorun de dogrusunu yapin diye."

    ne rezil bir akustik o oyle. odeonda konsere gidecek olanlara tavsiye 1:
    biraz erkenden gidin ortalardan yer kapmaya calisin. sanirim orta alanin uzerindeki "sound absorber" gibi seylerden kelli, orta kisma ses -sanirim- daha iyi ulasiyor. zira kenarlarda oturan bizler sertabin dediklerinin tek kelimesini bile anlayamazken orta kesimler cigliklar atarak tepki veriyorlardi konusmalara (ya da orta kesim en sarhos kesimdi, herseye bagirdi). dedigim gibi kenarda kalan bizler, sahnedeki gercek seslerle degil de arkamizdaki duvara carpan yankilarla konseri izledik. davulcu sanki hemen arkamizda oturuyordu. yanki davulcusu. ve tum odeon sarkilara eslik ederken, bizim arkamizdaki yanki davulcusunun hemen yaninda odeon izleyicisinin sesinin yankisindan olusan bi yanki cocuk korosu yerini almisti. duvardan gelen sesler gercek sesleri bastirdi ki fena cok fena.

    odeona gideceklere tavsiye2 ise: mayis ayinda altiniza yayacaginiz kilimlerden ustunuze cekeceginiz battaniyeye hatta bi de termosto sicak bir seylere kadar yaninizda goturun. odeona degil de kampa gidiyomus gibi yaparsaniz nispeten daha iyi bir konser izlersiniz.

    ha sertabla demiri tenziye ederim. performanslari iyiydi. odeonun akustigi utansin.
  • bir senfonik eseri dinlemeye gittiginizde size bakır uflemeliler'in sesinden baska bir sey vadetmeyen konser salonumsu.
  • her hangi bir ses yükseltici konuya dahil olduğunda en güzel dinletiyi bile sefil bir işkenceye çevirebilen konser salonu.
    bu mekanda birbirinden korkunç 5 (yazıyla maalesef beş) konser yapmış biri olarak söylüyorum ki; böyle bir akustik tasarımda değil bilkentin özel yerlere monte edilmiş ses sistemi'ni kullanamak, doğramacı'nin ta kendisi bile gelip miks yapsa bir yere varılamaz. bir ihtimal, tamamen akustik şartlarda performe edilen bir müzik dinlenebilir nitelikte olabilir fakat bir oparlör ile bir mikrofon birleştiği anda bu güzide salonumuz içinden çıklmaz bir akustik kaosa doğru hızla ilerleyecektir.
    bilkentin özel yerlere monte edilmiş ses sisteminin kullanıldığı durumlarda mevzubahis sisteme yakın bir yerde oturan biri belki maskeleme efekti sebebi ile akustikten daha az etkilenebilir fakat çoğunluk için sonuç yine aynı * olacaktır.

    bu mevzubahis sistemin kirası da ayrıca fahiş değildir. oraya getirilen bir çok sistemin yarısından daha ucuza mal edilebilmektedir. fakat bu sistem de kurulurken bir çok hata yapılmıştır. mesela foh kontrol masası sahnenin karşısındaki en tepe noktaya bir cam odacık içine konmuştur ki sahneden bu kadar uzakta iken hiç bir şey duyamayacak olan teknisyen, cam kafesin ardında tamamen hayal aleminde miks yapabilir. ayrıca bu sistemden elde edilecek ses de güç olarak hiç ikna edici bir seviyede değildir. belki bir konferans için iş görür ama ortalama 100 db civarında sürmesi beklenen bir konser için fasafisodur.
  • sene 2000 miydi neydi... ilk olarak yılmaz erdoğan, cem yılmaz ve bir de beyazıt öztürk'ün katıldığı bir etkinlik sırasında gündeme gelmişti bu yapının akustik sorunları, o da bu üç sahne adamının birbiriyle gizliden bir sidik yarıştırma telaşına düştükleri ve nitekim televizyon programlarına falan da üçleme şeklinde çıkıp bu işi abarttıkları bir dönemdi. galiba biri diğerine laf soktu, üçüncü de bunu duyamadı, üstüne alındı. buna benzer bir kıllanma* durumu ve akabinde de sahnede bir elektriklenme oluştu, olan bilkent odeon'a oldu. fatura bu yapının akustiğine kesildi, bitti gitti.

    sonrasında cem yılmaz geldi, allahım, o nasıl soğuk bir gündü. cillop gibi yerimiz vardı, ama sevişme amaçlı kullandığımız gençlik yıllarımızdan kalma emektar battaniyemize sarılıp izlemek zorunda kaldıydık gösteriyi. hatta tırstıydık, ya bize takarsa gösteri boyunca falan diye... cem bey, o tarihlerde yeni bir gösteriyi sahneliyordu, hani şu aslında sn. yılmaz'ın uzaylı olduğu kısa filmi içereni. organizatörlerden istediği fahiş fiyatı tahsil edemediği için biraz gergindi, biraz da ankara'nın kuru soğuğundan nasibini almış olacak ki ver yansın etti. sahneye bir çıktı, bir geri gitti... bir gösteriyi iptal etme tehditleri savurdu, bir götü yemediği için bileti bilkent odeon'a kesti... ve o da gitti.

    en son da bir sezen aksu geçti buradan... avrupa basketbol şampiyonası'na tekabül eden günlerden biriydi, yine pek bir kendini bilmez ankara havasıydı. ısınmak için olsa gerek, sezen abla da pek bir tedarikli sahne aldıydı. biri kibrit çaksa toplucana havaya uçacaktık, o kadar yani. sesi değil de, sahnede duruşuyla kotardı işi. seyirciler arasında beni fark edecek mi diye onca bekledim durdum, ama görmezden geldi hain ablam. neyse... o tarihte ablamız ışın karaca'ya henüz "yürü, ya kulum" demediydi, hatunun albümü felan yoktu. eline bir davul alıp bambada gümbede çalana değin de fark etmemiştik kendisini, sezen abla'nın yanında minicik kalıyordu ne de olsa sahnede.

    hmm... bilkent odeon etkinliklerine dair aklımda kalan şu kadarcık görüntüye bakarak ne görüyorum? müziği neyleyim, akustiği neyleyim... ben burada sahne alan adamların mimiklerini, korkularını, öfkelerini, telaşlarını, alkol kokan ağızlarını, soğuktan diken diken olmuş tüylerini, etkinlik sonrası sıkışan trafikte yan arabadaki silüetlerini sevmişim galiba. mimari açıdan da birkaç kırıntı bilgim vardı, ama o sector'e doritos a la turcanın lezzetini kaydetmişim zaman içinde. bilkent odeon'un şeklini şemalini hatırlamaya çalıştıkça susam ve peyaz peynir kırıntıları geliyor gözümün önüne...
  • oryantasyon ve diploma toreni disinda ucretsiz bir organizasyonun yer aldigini gormedigim, diploma toreninde de boyutlarinin yetersiz kalmasi nedeniyle mezunlarin bolumlerine gore ayrilarak iki parti halinde keplerini havaya firlattiklari akustikten mahrum ama yine de eskisehir yolundan gecerken dahi ilginizi cekecek kadar guzel oldugunu soylemem gereken yapi.
  • tecrubelerıne cok guvendıgım tonmaysterlerın hıcbırınden gecerlı not alamayan, ses gurusu olarak adlandırılan bır takım buyuklerımızın " orası adam olmaz hocam, yıkıp tekrardan yapmak lazım " dedıklerı gosterı merkezı. yazık tabı boyle tesısın bu durumda olması.
  • akustik sıkıntısını bilkent'in kendi hocaları bile kabul ediyor, bu cepte. böyle bir yerde kritik görevde olan tonmaysterde konuşlanmış dayılar da çok kötü. geçen gün sezon açılışında carmen izleyelim dedik, tam da toncu dayıların arkasındaydık. ayarlardaki başarısızlıkları bir yana, konser boyunca sohbet edeceğiz diye defalarca anlatıcının sesini açmayı unuttular. neyse, duyabildiğim kadarıyla, carmen* kötüydü, escamillo* en iyisiydi, micaela* je dis que rien ne m'epouvante'ı güzel söylese gecem daha iyi olacaktı. kısmet bu işler tabii.
  • akustiği kötü olarak nitelendirilen konser alanı. konser sırasında oturulan yerle alakalı bir sorun olduğunu düşünüyorum. size tavsiyem en öndeki 3. kategori olan açık mavi koltukların ortaya yakın bloğundan bilet almanız. f sırası ideal mesela. hem seyir anlamında hem de akustik açısından en keyif aldığım yer burasıydı. yazın açık hava olmasıyla fazla alternatifi de yok, congresiumdansa burada olmayı tercih ederim.
hesabın var mı? giriş yap