• kişisel tarihimde hayal kırıklığına denk gelen sakız.

    saf -hatta alık- bir çocuk olarak her boka inanırdım. "dayınlardan tavşan almaya gidiyoruz" diye kandırılıp aşı olmaya götürülen, horoz tavukların üstüne çıkıyor diye taşla kovalayan (farkında olmadan recm cezası uyguluyormuşum vay amk), eline değnek alıp yüksek bi yere çıkmak ve 'hiimen gölgelerin gücü adına' diye bağırmak suretiyle süper güçlere sahip olacağına inanan, kafasına bisküvi kutusunu geçirip robot olduğunu sanan (kafamda kutu, elimde ışın kılıcı sopayla bayırdan aşağı bağırarak koşup mahalleliyi komple altına sıçırtacağımdan son derece emindim) biriymişim lan. hatırladıkça yüzüm kızardı. o kafaları yaşayıp da şu anda klavyede yazı yazabilen sağlıklı bi birey olabilmem nerden baksan mucize.

    bu her şeye hesapsızca inandığım dönemde işte, televizyonda ağzındaki sakızı şişirip patlatarak adam vuran kovboyların olduğu bi reklama da tüm benliğimle inandım. sakız patladıkça damdan adamlar düşüyor filan. pederin "elalemin oğlu babasından şirket kurmaya sermaye ister (kayseri'de böyleydi, yalan yok. genç girişimciliğin bokunun çıktığı yer orası. okuma yazma bilmeden hesap kitap öğrenen çocuklardan bahsediyorum!) bizimkinin doğduğundan beri ilk isteği sakız! vay amk, bunun bişeylerini eksik yaptık ama..." bakışları arasında bu sakızı istedim işte. tamam yarın alırım sözünü aldıktan sonra kafamda kara liste de şekillenmeye başladı. sabaha kadar uyumadım, sakız patlatarak adam vurma planları yaptım. içim kıpır kıpır. o güne kadar kime sinirlenmişsem alayını indirecem, ki buna belki bizzat peder de dahil. saf olduğum kadar cani ruhluymuşum da. reklam gerçeği yansıtıyor olsa o yaşta baba katili olacakmışım! o kafaları yaşayıp da şu anda mapusta yatıyor olmayışım nerden baksan mucize.

    reklam sektörünün ibneliğiyle o gün tanıştım işte. gözüm açıldı, bu sefer her boktan şüphe eden paranoyanın kıyısında seken biri oluverdim. koskoca birinci körfez savaşını 'yalan amanakoyim, bombalar mombalar hep yalan. kimsenin öldüğü yok, hep televizyonun bok yemesi bunlar' diye soğukkanlılıkla izledim. hayata karşı heyecanımı yitirdim. hiçbir şeyden heyecan duymaz oldum. yıkıldım derbeder oldum. perişan oldum. serseri dediler gücenmedim, virane dediler gülüp geçtim. bana bu yaptıklarına çok içerledim. uzun entry yazmanın bi avantajı da bu lan. nasıl olsa kimse okumuyor diye entrynin ortalarında koparıyon kayışı. kafa ne yana giderse, oh mis gibi. ferdi tayfur'un bile ezberinde benden çok ferdi tayfur şarkısı yoktur. alayını ortaokulda lisede ezberledim. başında yok ise sevda yelleri, nereden bilirsin çektiklerimi, yanıldım şaştım da bir aşık oldum, kıskandı zalım felek sevdiklerimi... keza müslüm gürses de öyle. ha işte tüm bunlar hep o sakız yüzünden. ergenliği arabeskle karşılamamın sebebi o işte.

    10 sene önce öss tercih formuna niye kafadan reklamcılık bölümünü yazdığımı şu anda anladım işte. bilinçaltıma yer etmiş o reklam ve çakallığı karakter edinmiş stratejisi. vay anasını, nerden nereye!
  • reklamlarında iç içe iki balon şişiriyodu insanlar..çok deneyip en sonunda başarmıştım ben de...
  • daha okuma yazma bilmezken aldığım 5'li paketinin üzerinde 5 sayısı ve bilumum anlamadığım yazılar görünce "alla alla benim yaşım 5 ondan mı üzerinde 5 yazıyo" diye düşündürtmüş olan sakız.
  • az önce bundan şişirerek yaptığım balonla 15. kattan aşağı indim. şahitlerim var.
  • bununla yapılan balonlar o kadar patlamıyor ki... yakında 5 tanesini birleştirip boyum kadar büyük uçan bir balon yapıp seksen günde devr-i alem olayına girmeyi düşünüyorum. hayırlısı...
  • sekerli bi sakız, ilk piyasaya çıktığında, çocukları (yani bizi, biz çocuktuk o zamanlar) "dev balonlar yapabiliceksiniz ve patlayınca bi yere yapışmıyacak" dıye kandıran (ben yeğenımın saçına yapıştırmıştım ve tepe ortadan iki lülesı gitmişti, ablam çok kızmıştı) bi reklam politikası ızlemişti ve üstü pudralı gıbıydı.

    şimdi kıvam değiştirmiş biraz
  • bir kez kuzenimi bağımlısı ettiğim illet.

    10. dakika içinde 4. sakızı yutarken "olm allah belanı versin senin" demişti.
  • ustunde tatli, toz gibi bir sey vardi, en cok o cekmisti beni bu sakizlarda, bi de kavunlusunu cok severdim
  • çok fonksiyonelli sakız.
    açıklama: kendinizi çaresiz hissettiğiniz duygusal bir anda yüzünüzü güldürebilir. cebinizde bulundurun, laf dinleyin!
  • doksanların en revaçta olan cikleti. bu sakızı çiğnemek bir statü yaratırdı mahalle içinde. halen piyasada var mı bilemiyorum.

    edit: meyhur uyardı halen piyasada orjinal ambalajı ile varmış efendim.
hesabın var mı? giriş yap