• http://www.adamusic.net/ adresinde der ki:
    1963'te kabataş erkek lisesi'nde okuyan beş genç müzisyen (rıfat eke, altan eke, ender akacan, behzat kutlubağ ve bülent ortaç) tarafından kuruldu. aralarına yedi yaşındaki gitarist ercüment ateş ve solist ayşe sütçü'yü alarak, zamanın gazetelerinin promosyon çekilişlerinde konser vermeye başladılar. turgut akyüz'ün gruba katılmasıyla profesyonel hayata geçtiler. 1967'de ayşe sütçü evlenip müziği bırakınca yeni solistleri azize oldu. 1968'de iran şahı'nın davetlisi olarak sarayda 14 gün kalıp altı konser verdiler. 1969 sonlarında bu kez azize, orhan gencebay ile evlenince solist olarak ülkü üst'ü aldılar. 19 ocak 1970'te bir konser için adapazarı'na giderken geçirdikleri kazada rıfat, altan ve behzat'ı kaybettiler. geride kalanlar yoğun baskılar sonucu beyaz kelebekler'i sürdürmeye karar verdi. aralarına dört yeni arkadaş aldılar. hemen hemen tüm avrupa ülkelerinde konsere çıktılar. beyaz kelebekler, 1975 yılında ercüment ateş'in bestelediği "sen gidince" adlı şarkıyla hollanda plak listelerinde bir numaraya kadar çıktı. o dönemde solistleri sevil özyurt'tu. ardından solistlerini bir kez daha değiştirdiler ve semra ileten'i aldılar. 1970'li yılların en popüler topluluklarından biri olan beyaz kelebekler, 1980 yılında izmir fuarı dönüşünde çalışmalarına son verdi. turgut akyüz bir trafik kazasında hayatını kaybetti. bülent ve ender müziği bıraktılar ve ticaret hayatına atıldılar. ercüment ateş halen gitarist olarak orkestralarda çalışıp, müzik yaşamını sürdürüyor.

    edit: bir takım linkler felan.
  • 65-70'li yıllar arası başgösteren "grup müzik pörtlemesi" ile kurulup, bi dolu hayran sahibi olmuş; habire beyaz elbiseler giyerek sahneye çıkan ve folk müzik yapan grup... adapazarında bi konsere giderlerken trafik kazasında 3'ü birden ölmüşlerdir. taa o zamanlar gawur listelerinde bile 1. sıraya yerleşmiştir

    "sen gidince bak neler oldu" die başlayan şarkı da onlarla batlamıştır...
  • türk popunun en kalabalık, en renkli, en ‘kitsch' ama aynı ölçüde de en şanssız grubu. tam otuz beş yıl önce; yine her zamanki gibi konser vermeye, gülmeye eğlendirmeye doğru yol almaktayken, feci bir trafik kazası geçirmiş ve grubun tam üç elemanı bu kaza sonucunda yanarak can vermişlerdi. tarih tam olarak 19 ocak 1970.

    adapazarı'nda verecekleri konser için yollara düşmüş ve o aralar sekiz kişiden oluşmuş grup, üç elemanını bu kaza sonucunda kaybetti: behzat kutlubağ ile altan ve rıfat eke kardeşler, bir başka diyara kanat çırpıp uzaklaştı... bu kaza sonrası, geride kalan; turgut akyüz, ercüment ateş, bülent ortaç, ender akacan ve solist ülkü üst ağır bir bunalımın içinde buldular kendilerini. hiçbir şey eskisi gibi olmadı. ‘devam etmek' için alınan her karar, yapılan her plak pek de fazla işe yaramadı.

    beyaz kelebekler, hiçbir zaman o eski günlerinin kıyısından bile geçemedi.. kaybettikleri arkadaşlarının anısı her zaman aralarında bir yerde asılı kaldı ve bu durum yaptıkları her işi etkiledi. seyircisinin, dinleyicisinin de artık hevesi kaçmıştı ve durmadan gülüp-eğlendiren bu çocukların ‘trajik' durumu onlara da bulaşmıştı. onlar da, onları dinler ya da seyrederken ölçüyü elden kaçırmamaya çalıştı; fazladan bir kahkaha atmamaya, plakları daha serin kanlı dinlemeye gayret ettiler. behzat kutlubağ, altan eke ve rıfat eke, herkesin üzerine ölü toprağı serpip gitmişti.

    kaynak: iktidarsız.com
  • 1970 yılındaki kazada ölenler altan eke, rıfat eke ve yanılmıyorsam behzat kutlubağ'dır.
    turgut akyüz ise, grup dağıldıktan sonra esentepe'de şayan'ın altındaki pasajda, stardust isimli gazinoyu kurmuş, kibariye'yi ve seda sayan'ı keşfetmişti ve aynı gazino'da malesef vurularak öldürülmüştür. ender akacan çok güzel bülbül sesi çıkarırdı. ercüment ateş, halen leman sam'ın diğer kızı sevval' le birlikte çalışmaktadır.
  • 18 ocak 1970 pazar gününe kadar her şey yolunda gidiyordu.. beyaz kelebekler, zirveye doğru tırmanıyorlardı. fakat pazarı pazartesiye bağlayan gece bir felaket yaşandı. feci bir trafik kazası, 3 beyaz kelebek'in yanarak ölmesine, beyaz kelebekler'in kolunun, kanadının kırılmasına sebep oldu...

    beyaz kelebekler pazar gecesi maksim'deki programlarından sonra iki otomobile binmişler, adapazarı'ndaki konsere gidiyorlardı. öndeki otomobilde menajerleri turgut akyüz, ercüment ateş ve ender akacan vardı. arkadaki chevrolet'de ise altan ve rıfat eke kardeşler ile, behzat kutlubağ, topluluğun kadın solisti ülkü üst ve bülent ortaç...

    eşme köyüne kadar yolculuk gayet iyi geçmişti. şakalaşıyorlar biraz sonraki konseri konuşuyorlardı. işte tam bu sırada azrail bir kamyonun içinde beyaz kelebekler'in önüne çıktı. şoförün bütün gayreti boşunaydı. korkunç bir fren sesi, kaygan caddede chevrolet'nin kamyonla alt alta üst üste dönmesi ve şarampole yuvarlanış...

    benzin deposu patlamıştı. 5 beyaz kelebeği taşıyan chevrolet cayır cayır yanıyordu. öndeki araba, kazadan habersiz süratle adapazarı'na doğru yol alıyordu. adapazarı'na vardıkları zaman bir süre arkadaki arkadaşlarını beklediler. fakat 5 beyaz kelebek'ten ne ses vardı ne nefes.

    sahneye çıktılar. arkadaşlarının geciktiğini söyleyip seyircilerden özür dilediler ve programa eksik bir kadroyla başladılar. tam o sırada "kötü haber" geldi:

    altan ve rıfat eke kardeşlerle behzat kutlubağ fecî trafik kazasında yanarak can vermişlerdi. cesetleri kömür haline gelmişti. otomobilde bulunan diğer iki beyaz kelebek ise mucize kabilinden ölümden kurtulmuştu.

    altan, rıfat, behzat... beyaz kelebekler'in her şeyiydi bu üç pırıl pırıl genç. üçü de aynı okulda, şişli'deki özel iktisadi ticari ilimler akademisi'nde okuyordu. geleceğe ümitle, güvenle baktıkları bir devrede, hayatlarının baharında ecel onları sahnelerimizden apar topar alıp götürmüş, arkadaşlarını, bütün türkiye'yi tarifsiz bir acıya boğmuştu.

    21 ocak'ta feriköy mezarlığı'na defnedilen üç başarılı müzisyen, büyük bir kalabalık tarafından uğurlandı. grup üyelerinden geride kalanlar, kısa bir süre sonra mezarlarını düzenleyip, arkadaşları için beyaz kelebek'ten bir mezar taşı yaptırdı.
  • sevemedim karagözlüm' ü de güzel yorumlamışlar, böyle ipek ipek...
  • nostalji kuşağında takılırken aşağıdaki videoya denk geldim ve manşetten ötürü hemen tıkladım.

    o neşeli şarkıları yapan grubun ne kadar trajik hikayesi varmış. zaten duygusaldım dinlerken daha kötü oldum. özet geçiyorum;

    hababam sınıfındaki taklitlerini ve de o çok bilinen şarkılarını elbette biliyorum o dönemin çocuğu olmasak da yine de o şarkılarla büyüdük. ama grup nasıl kuruldu, nasıl yükseldiler hiç bilmiyodum.

    tarihçesine gelirsek, lise arkadaşları olarak kurulan gruba sonradan kadın vokal dahil ediyorlar ve zamanla yükselişe geçiyolar.

    turneye çıkıyorlar hollanda, almanya vs iyice ses getiriyorlar hatta hollanda'da sen gidince şarkısı uzun zaman listede 1.sırada yer almış.
    yurtdışında adını duyuran ilk türk müzik topluluğuymuş.

    bu arada kadın vokaller sürekli değişiyo, biri orhan gencebayla evlenmiş müziği bırakmış, biri başka biriyle evlenmiş bırakmış falan filan 5-6 kadın vokal gelmiş geçmiş. kocayı bulan grubu terk etmiş. lan ne koca delisiymişsiniz arkadaş.

    neyse trde'de yükselişe geçen grup iki araç önlü arkalı adapazarına konsere giderken kamyonun altında kalmış. grup üyelerinden üç kişi yanarak vefat etmiş. ama doktorlar demiş ki yanmasalardı bile yine de canlı çıkamazlarmış çünkü birisinin bedeni boynundan kasıklarına kadar yırtılmış, birinin kafatasında delikler açılmış. acayip korkunç bi ölüm şekli ya. son durak sahnesi gibi. çok çok üzücü.

    ama bitmemiş felaketler. ordan sağ çıkanlar beş yıl sonra grubu tekrar canlandırmış. bu sefer de menajeri gazinoda kurşunlamışlar o adam da öyle ölmüş. nasıl bahtsız insanlarmış başlarına gelmeyen kalmamış.

    yalnız menajerin ölüm sebebi daha kötü pisi pisine vurmuşlar adamı. katilin açıklaması şöyle: o dönemlerde gönül yazara gazino boykotu uygulanıyormuş, beyaz kelebeklerin menajeri de buna uymamış kadını sahneye çıkartmış. o da muazzez abacının şarkısını mı ne söylemiş. katil diyo ki yengeme ait olan şarkıyı gönül yazara okutturdu ben de sinirlendim öldürdüm, alkollüydüm. amk bi şarkı için adam mı öldürülür?!
    -ama burası tr şaşırmıyoruz-

    olaydan sonra müzeyyen senar sinir krizi geçirmiş onu da sezen aksu sakinleştirmiş. heh şimdi oldu. buraya kadar nasıl lan böyle saçma sebep mi olur falan diyodum ki olayın içinde sezen aksu varsa o kadar da basit değildir.

    sezen aksu müzik piyasasında nasıl mafyatik bi insan biliyoruz istediğini ünlü yapıyo istemediğini piyasan siliyo. (şarkılarını sevsem de kişiliği berbat mlsf)

    (bkz: şebnem ferahın yükselişi - özlem tekinin tarihe gömülmesi)

    neyse diyeceğim o ki, o dönemlerde kim bilir neler dönüyordu plaklar, gazinolar, yapımcılar, arkada çevrilen kirli oyunlar, pis bir dünya..

    bunları düşününce konser yolundaki o kazanın kaza olmayabileceği ihtimali geliyor aklıma..

    ilgili video/belgesel

    başka bir kaynak
  • özkan uğur'u yitirince canımızdan can gitmiş gibi oldu. çok severiz ama mfö kusura bakmasın; türk musiki tarihinin gelmiş geçmiş en iyi grubu beyaz kelebekler'dir ve o elim trafik kazası da türk musiki tarihinin en talihsiz olayıdır. sen gidince gibi hollanda'da bile uzun süre zirvede kalan klasik parçaları bir yana, türkü cover işinde de kendilerinin eline su dökebilecek bir babayiğit çıkmamıştır. örnek: grubun adında bulunan kelebek hayvanının da sembolik olarak post-apokaliptik bir anlamı vardır. grubun, şimdi düşününce felâket boyutunda bir travma olan ve üyelerinden birinin değil birkaçının can verdiği o trafik kazasından sonra bile devam etme gayreti de "her şeye rağmen hayat devam ediyor. şekil değiştiriyor ama devam ediyor" önermesinin canlı kanlı bir örneğidir. nükleer bir felâket sonrası etrafta uçuşan mutant kelebekler gibi. görsel
  • solistlerinin evlenip yuva kurmasiyla ünlü olan gruptur.

    1963 - 1967 ayşe sütçü
    1967 - 1969 azize gencebay
    1969 - 1973 ülkü üst sarpkan
    1973 - 1976 sevil özyurt
    1976 - 1982 semra ileten
hesabın var mı? giriş yap