• zannedildiği gibi oradaki "beyaz" kelimesi sıfat değil isimdir. uyuşturucu anlamındadır. yani bu ticareti yapan beyaz kadınlarla işini görmüyor; hem uyuşturucu hem de kadın pazarlıyor. ya yaa.
  • aslı beyaz esir ticareti olan suç tanımı. pamuk tarlalarında çalıştırılan siyah esirlerden farklı olarak "beyaz" kadınların alıkonulup, fuhşa zorlanmaları suçunu ifade eder. 80'lerde yeşilçam bu terimi alıp beyaz kadın ticareti biçimine soktu. seyircinin beyaz "esir" lafından pek etkilenmeyeceğini düşünmüş olsalar gerek. yoksa beyaz (virgül) kadın yani uyuşturucu kaçakçılığı ve fuhuş suçunu birlikte işleyen çeteler yoktur. uyuşturucu kaçakçılığı diğerini yapmayı gerektirmeyecek kadar çok kazandırır.

    taşralı genç kızların gazozuna ilaç atıp bozduktan sonra ülkenin uzak yerlerinde çalıştırılması suçu 1920'ler amerikasında oldukça yaygın bir suçmuş. dönemin chicago herald'ında falan bu hikayelerden oluşan yazı dizileri bulunur.

    1910 tarihli danimarka yapımı white slave trade adlı bir porno film de olduğuna göre oldukça eski bir terim.
  • hukuk dersinde gördüğümüz eskiden kölelik nedeniyle siyahi kadınların alınıp-satılması yasak değildi. bu nedenle hukuksuzluğun adı beyaz kadın ticareti olarak kalmış ve günümüze kadar gelmiştir.
  • vedat özdemiroğlu, "beyaz kadın ticareti ne lan hem pezevenk hem ırkçı" sözüyle olayı farklı bir boyuta taşımıştır.
  • ticaret dali olarak pezevenkligi secmis ve ayrica irkci olan bireylerin ekmek kapisi.
  • mahallemdeki bakkalın iddiasına göre ülkemizde çoğu insanın "sermayeden yerim." korkusuyla deneyemediği kazanç kapısı.
  • mantığını çözemediğim bir ticaret türü. kadının siyah veya beyaz olması neden vurgulanıyor ki? kadın ticareti de geç biz anlarız yani.
  • bunu yapanlar, pasaport kanunu'nda, türkiye'ye girmesi yasak kişiler arasında sayılır.
hesabın var mı? giriş yap