• doksanlarin türk pop müzigi kapsaminda yayimladigi albümleri cikis tarihlerine göre söyle bir önümüze siraladigimizda karsimiza su manzara cikar:

    bendeniz (1993)
    bendeniz 2 (1995)
    bendeniz 3 (1996)
    bendeniz'den (1998)
    kurtulamiyorum (1999)

    (bkz: sanirim bize bir sey anlatmaya calisiyor)
  • doksanlı yılların ilk çeyreğinde zirve dönemine ulaşmış olan kaliteli türk pop müziğinin en melankolik şarkıcılarından biridir. benim için 2,5 albümden ibarettir.

    tıpkı 90'lı yıllarda kaliteli müzik yapıp 90'ların sonuna doğru rayından çıkarak ziyan olmuş akranları gibidir. 1993 yılında müzikseverler ile tanıştırdığı aynı adlı albümü ile çığır açmıştır. 1995'deki ikinci albümünü de alnının akıyla icra edip üçüncü ve sonraki albümlerinde beklenildiği gibi düşüşe geçmiştir. 1993'deki ilk bendeniz adlı albümü aynı zamanda el kadar bebeyken anneme satın aldırdığım ilk albümlerden de biridir. a yüzü bir numaralı şarkısı ya sen ya hiç ve ağlayayım mı ile gönlümü feth etmişti. sonra sen kaybettin, savrulmadan, ah bir dönsen, aydınlıktan uzağım, günahkârım gibi büyülü şarkıları ile iliklerime işlemişti. ilk albümündeki müzikalite o kadar benzerdi ki, ve ses rengi o kadar benziyordu ki, o zamanlar bendeniz'i sezen aksu zannetmek modaydı. doksanlı yıllar türk popuna gerçekten tutkun olanlar için apayrı bir renkti bendeniz. ilk çıkarttığı o beyaz yazılı siyah kaset; dinleye dinleye yazıları silinen kasetlerdendi. gözüm gibi bakardım o kasete, teybe dolanmasın diye. ufacık yaşıma rağmen her şarkıyı mükemmel bir ısrarla ezberlerdim.

    akabinde sene 95 olduğunda raks müzik, bendeniz ii'yi müzikmarketlere dağıttı. onu da aldık heyecanla. ilk kaset ne kadar harikaysa, ikinci kaset daha da şaheserdi. nasıl anlatsam? rüya gibi bir kaliteydi. bir çok muadili saçma sapan elektronik sesler çıkaran müzikler peşindeyken bu kadın türk popunun zirve aranjmanlarına imza atıyordu. hem de genellikle tek başına. hemen her şarkının altında söz-müzik: bendeniz yazıyordu. elveda dedin, kapında günlerim, istemiyorum, deli yârim, bir gün bile, devri alem, ilk aşkım, sevme. bir efsanenin doğuşuna tanıklık ediyorduk resmen. o zamanlar yaşım küçüktü. aşk acılarını tanımadan körü körüne dinliyordum, dinletiyordum.

    büyük patlama yapmıştı bu esrarengiz kadın müzik piyasasında. baktılar ki çok satıyor hemen bir sene sonra, 1996'da üçüncü kaseti sürdüler piyasaya. aceleye gelmiş berbat bir kasetti. adım gibi eminim. bendeniz hayatındaki en güzel bestelerini ilk iki kasete sokabilmişti. kıyıda köşede ne kadar kötü şarkısı varsa bu üçüncü kasetteydi. dördüncü kaset ve sonrasındaki kasetler de birbirinden saçmaydı. tam bir hayal kırıklığı. zaten üçüncü kasetten sonra eski hayran kitlesi de vazgeçmişti bu kadından.

    deniz çelik adındaki bu kadın nadiren dışarıdan şarkı alırdı. o şarkılar da garo mafyan, zeynep talu gibi kalitesi adında gizli yaratıcılarındı.

    şimdilerde o ilk iki albümü büyük bir hevesle hâla dinliyorum. ama sonrasına kefil olamıyorum. yeni nesil bendeniz'in kalibresinden bihaber.... bilmiyorlar ilk iki albümünü. tanımıyorlar yeterince. aynı hissi yıldız tilbe de yaratır bende. yahut kayahan. yahut levent yüksel, ya da jale, aşkın nur yengi ve hatta tarkan...bu isimler keşke ilk yıllarındaki kalitelerini sürdürselerdi. belki bugün çok üst seviyelerde müzikler dinliyor olurduk. belki de gelinebilecek en üst kalitedeki müzikleri yaptılar o efsanevî doksanlı yılların ilk çeyreğinde ve daha üst düzey bir müzikalite yoktu. o yüzden müziklerini geliştirememiş de olabilirler.
  • "bende", farsça kökenli bir kelime olup köle anlamina gelir.
    "bendeniz" kelimesi de kisinin kendisinden alcakgonullu bir sekilde bahsetmesine olanak veren, "köleniz" anlaminda bir sözcüktür.
  • ailecek, hala ilk günkü tazeliğini koruyup bizi gerektiğinde ziyadesiyle güldürebilen bir anıya konu olan isim.

    bendeniz'in bendeniz olduğu zamanlar. annem bir gün kuaföre gidiyor. kadın kuaförlerindeki jetgiller kaskıyla birlikte beni her zaman cezbetmiş bir ayrıntı olan, kafayı geriye yaslamalı saç yıkama ünitesinde saçları yıkanırken, fitili ateşleten soru geliyor.

    (bta) bendeniz'i tanımayan annem
    (kk) kuafördeki kız

    kk: nasıl bir model istiyorsunuz?
    bta: küt olsun. onunla da kalmasın, şurası şöyle olsun, burası böyle olsun, orası öyle olsun...
    kk: bendeniz'in saçları gibi yani...
    bta: göremedim sizin saçlarınızı. bakabilir miyim?
  • doksanların kilometretaşı bayan popçularından. geçen gün tvde klibine raslayınca düşündüm de bu kadının en çok takdir edilesi yönü yaklaşık yirmi yıldır iyi-kötü piyasada olmasına rağmen soyunarak yada polemiklerle bi yerlere gelmeye çalışmamış olması. ama piyasaya baktığımızda bunları yapanların çok daha prim yaptığını ve fahiş ücretlerle sahne aldıklarını üzelerek görüyoruz. bu duruşu takdire şayan olsa da bu ülkede takdire şayan şeylerin para etmediğini bize bir kez daha göstermiştir kendisi..
  • insanoğlu işte. bir tek etli yemeğin etini en sona bırakma hariç hepimizde var o, her şeyin en güzelini hemen tüketme sevdası.

    bir keresinde levent yüksel için, "ilk 3 albümündeki çoğu şarkısını sonradan çıkardığı kasetlerine bölüştürüp serpiştirseydi şimdi ben popçuyum diye ortada dolaşan yer mantarları olmazdı" diye bir entry yazmıştım.

    ha işte bu kadın da "en güzel şarkılarımı ilk albümlerimde kullanayım, peşine çıkardığım tüm albümler o albümlerimi mumla aratsın. " heyecanına yenik düşenlerden.

    çok garip, 90'ların laneti midir nedir? o dönem çıkıp sağlam albüm yapan, daha şarkılarını dinlemeden kasetlerini aldığımız hemen hemen her sanatçı sonradan hep aynı sonu yaşadı.

    ben, ilk 3 albümünde açık ara tek ayakta koşmuş sonra imaj ve tarz değiştirip ben senin varyeaaaaa diye ağız yamultarak o dönem sevenlerini üzen yıldız tilbe , demin ilk albümünden bahsettiğimlevent yüksel, adaletsiz yar gibi bi baş yapıt yapıp "toplann" diye şarkıya girdiğinde ruhumuzun hazırola geçtiği ve bitmesin adlı efsane şarkıyı söyleyen onur mete (gerçi onun son albümü daş), affetmedim kendimi, aynı perde gibi şarkıları söyleyen taner , deli et beni gibi başlı başına olay bir şarkıyı söyleyen emel müftüoğlu , hala daha üstüne yazılamayan bir şarkı olan efsane düşmedim dahayı söyleyen umay umay`, arnavut kaldırımını söyleyen okka burunlu demet sağıroğlu , elden yar olmaz gibi müthiş bi şarkı söyleyen hazal vb. sanatçılar arasında bir fark göremiyorum.

    hepsi "madem şarkılarım güzel o halde hemen tüketeyim" heyecanıyla albümlerini baştan aşağıya bomba gibi hazırlayıp, sonradan önlerine bir daha geçemedikleri işler çıkartmışlardır.

    (bkz: kapında günlerim) (o nasıl bi gitar solusudur? başkası yapana kadar en iyisi bu)
    (bkz: elveda dedin) (gönlümün top listesinde ilk sıradadır istisnasız)
    (bkz: istemiyorum)
    (bkz: bir gün istersin)
    (bkz: günahkarım)
    (bkz: müjdeler ver)
    (bkz: istemez miydim)
    (bkz: neler olacak)

    aha bu şarkılar bu kadın'ın infazınının imzasıdır.
  • 90'lı yıllar, feci rock'çıyız, ortaokuldayım ve serviste paso metallica, nirvana, pearl jam falan dinliyoruz. ama aramızda 1-2 kendini bilmez var, arada onların kasetlerini de ayıp olmasın diye dinliyoruz. işte o kendini bilmezlerden biri bize eve dönüş yolunda ha bire bendeniz dinletiyor. "bazen utanıyorum sevgimden.." çok sıkılıyorum.

    bugün arabada radyo kanallarını karıştırırken pat diye bu şarkı çıktı. "önce heyecandan sonra yaşlılıktan titriyor titriyor ellerim." en az 20 yıldır duymamışımdır. mideme yumruk yemiş gibi oldum, bir anda o günlere ışınladım, servisteyim, evde annem bekliyor, yemek hazır. babam da az sonra gelir. sevdiğim herkes hayatta, ben kimseye küsmemiş. göz yaşlarına boğuldum. bendeniz, onu beğenmediğim zamanların intikamını bilinçaltıma gizlice sızarak aldı. indirdim tüm şarkılarını. "...ve bazen korkuyorum ölümden"
  • biz küçükken pek bir popüler olan şarkıcı. o aralarda şu seksen günde devr-i alem şarkısı meşhur. her yerde çalınıyor. meğer bize kadar meşhurmuş.

    ikinci veya üçüncü sınıftaydım. hoca derste sordu "seksen günde devr-i alem'in yazarı kim?"
    ben de hemen atladım bok var gibi "bendeniz hocam!"
    hatırlıyorum hoca anlamsızca yüzüme bakmıştı. şaka yaptığımı falan sandı herhalde, hani sanki "ben yazdım hocam" dermişim gibi. hoca ne bilsin bendeniz diye şarkıcı var da şarkının adı seksen günde devr-i alem de..
    ben hiç bişey dememişim gibi "jules verne tabi ki" dedi, derse devam etti. o gün yaşadığım travmadan olsa gerek üniversitede bile bildiğim sorulara cevap veremez oldum.

    yani demem o ki bu da böyle bir anımdır
  • 90'lı yılların ilk yarısında gül gibi açmıştı, ümit vaadeden son derece başarılı ve ses getiren bir albümle çıktı karşımıza. ilk hiti ya sen ya hiç, albümünü almama vesile olmuştu ama baştan sona o denli kaliteli şarkılarla dolu olabileceğini beklemiyordum, aşık olmuştum tek kelimeyle özellikle albümde sen kaybettin isimli bir şarkısı vardı ki tam onikiden vuruyordu hedefi. mtv'de en iyi klip yarışmasında filan yarıştı (yedinci olmuştu ya sen ya hiç şarkısının klibiyle). tuhaf bir etek giymekteydi ilk çıktığında, neslihan yargıcı imaj danışmanıydı hatırladığım kadarıyla, abajur kız deniyordu kendisine. bendeniz ismini de neslihan yargıcı uygun görmüş hatta.

    bir iki yıl sonra ikinci albümü çıktı, ilki kadar başarılı değildi ama içinde bulunan yıldız tilbe ile birlikte yaptıkları elveda dedin ve harun kolçakla yaptıkları sevme ve istemiyorum tarzında sağlam bir kaç şarkı albümü kurtarmış ve kendisinin gelecekte çok büyük bir sanatçı olacağına dair inancımız bu albümde de sürmüştü.

    birgün üçüncü albüm çıktı, bendeniz ııı idi sanırım ismi ve gerçek bir hayal kırıklığıydı bu albüm. içinde güvendiğim dağlara kar yağdı isimli bir şarkı vardı dinlenebilir cinsten ve bu şarkının klibinde eşcinsel bir erkek arkadaşı olduğunu anlayan bir kızın hikayesi anlatılıyordu. bendeniz, "topumda eşcinsellerin varlığı görmezden geliniyor ben bunun için bu klibi çektim" tarzında cesur bir açıklama yapmış ve cesaretiyle takdirimizi toplamışsa da albüm bir başarısızlık örneği idi. çok üzülmüş inanmak istememiştim bu albümü bendenizin yaptığına. kendi kendime belki plak şirketini değiştirecektir ve sözleşmesi gereği bir albüm yapmak zorundadır o da bu nedenle böyle baştan savma sırf yapmış olmak zorunda olduğu için bir albüm yapmıştır diye düşünüp sıradaki albümü beklemeye başladım.

    dördüncü albüm bendeniz'den hayranlarının çoğunun bir önceki albümde yaşadığı hayal kırıklığının sürmesine neden olmuştur ne yazık ki. albümde bulunan günahlardan isimli şarkı ses getirmişse de albüm genel olarak çok ama çok başarısızdı ne yazık ki. yine de benim gibi kendisinden ümidi kesmek istemeyen takipçilerini yıldırmamıştır bu başarısız albüm çalışması da.

    beşinci albümü kurtulamıyorum benim bendenizi izlemekten vazgeçtiğim albüm olmuştur artık. ne yazık ki bu arabesk çıkış şarkısı kurtulamıyorum ve albümün geneli bendenizin potansiyelinin çok ama çok altındaydı ve sanki bendenizin bedeninin içine küçük ceylan filan girmişti.

    her ne kadar kurtulamıyorum albümünden sonra albümlerini almaktan vazgeçtiysem de sonrasında çıkardığı her yeni albümü radyo ve televiyonlardan izledim belki birileri bir tokat atmış kendine getirmiştir bendeniz'i diye ama nafile her seferinde daha da kötü çalışmalarla geldi.

    nasıl oldu anlamadım ama dönemine göre türkiye standartlarının çok üstünde olan, ikinci sezen aksu doğuyor hissi uyandıran o albümü yapan kız ucuz arabesk şarkıları üreten ve seslendiren bir sanatçıya dönüşmüştü.

    benim açımdan kariyer hayatı böyle gelişmiştir bendeniz'in.
  • tanrıçam olur kendisi. öyle seks objesi olarak değil. küçüklüğümden kalan saf, temiz ve çocukça olan aşkın bugüne yansıması şeklinde.
hesabın var mı? giriş yap