• 50'lerden 80'lere kadar sayisiz film sarkisi seslendiren ses sanatcisi.
    gonul yazarin kucuk kardesi.
    yesilcam filmlerinde duydugunuz bir sarki cok cok buyuk bir ihtimalle belkis'in sesindendir. eger o degilse sevim senguldur. ikisi de herkeisn cok iyi tanidigi sesler olmalarina ragmen star olamamislardir.
  • sene 1971...

    annem, babam, anneannem, amcalarım, halam, teyzem kalabalık bir grup yazlık ses sinemasındayız. ben annemin imgelemindeyim. iki saat önce hüseyin dayımı hastaneden çıkarmışız. trafik kazası geçirmiş sağ bacağını kesmişler. günlerdir süren yoğun stres ve acıyı biraz olsun ferahlatmak için iki artist bakışı, iki aktrist gülümsemesi görmek istiyoruz. içimiz daralmış yüreğimiz kanamış...

    film başlıyor, salon pür dikkat kendini filme adamış... kara gözlüm isminden aldanarak hoş bir seyirlik beklerken gözler, kaskatı bir dram ile karşı karşıya kalıyoruz. gel zaman git zaman filmin ortasındayız. türkan şoray meşhur gazino sahnesinde alıyor eline mikrofonu, başlıyor konuşmaya:

    "...söyleyeceğim ilk şarkıyı, mutlu insanlara adıyorum. bu şarkının benim için tatlı acı hatıraları vardır. aşkın ne olduğunu ben bu şarkıyla öğrendim. saadeti bu şarkıda tattım. bir şey daha öğrendim bu şarkıyla. herşeye sahip olmak isteyen elindekini de kaybediyor..."

    ve o anda belkıs özener'in kadife sesi yankılanıyor yüzlerce insanın kulağında... sevemedim kara gözlüm seni doyumca...

    ağır, depresif bir atmosferden kurtulmak için kendini sinemaya atan sevgili ailem birbirine bakıyor şaşkınlık içinde.... ilk önce hafif kıpırdanmalar, gülümsemeleri zorla tutmaya çalışmalar... ama nereye kadar? drmatizasyon seviyesi en yüksek çıtaya ulaşmış sinemanın orta yerinde, millet evinden getirdiği nakışlı mendillere gözlerini silerken, annem babam amcalarım halam teyzem hep birlikte koro halinde, sinema salonuna taşıdıkları üzüntünün etkisiyle sinirden gülmeye başlıyorlar... yarı ağlamaklı gözlerinden siniri bozuk kahkahalar eşliğinde yaşlar geliyor...

    belkıs özener nerede biliyor musun?
    tam o melodramın orta yerindeki berrak sesinde...
    sinemadaki değil, sinema salonundaki melodramın orta yerinde...

    hayatın bize sunduğu garip anların orta yerinde ne zaman bu hatıra aramızda dillendirilse "tam belkıs şarkıya başladı biz kendimizi bıraktık" diye nakledilir. sanki evin küçük kızı, sanki yan mahallenin güzel sesli komşu kızı...

    fakat ne acıdır ki, şu albümü çıkana dek, şu gözü kör olasıca televizyona çıkana dek bir çok insan ne ismini biliyordu ne de filmlerden fark edilmişliği vardı. türkan şoray'ın şarkılarını söyleyen kadın diye anılmak ne acı bir şeydir annem... resimsiz, isimsiz bir şöhretin kabuğunda açan çiçekleri koklayıp iç geçirmek, hiç var olmamış gibi yaşayıp mazilere gömülmek...

    bugün belkıs teyzem hayatta bana yeni bir şey daha öğretti. insanoğlu kendisine sunulanın ötesini görmekten aciz, araştırmaktan zerre haz almayan bir yığın. 66 yaşına gelmiş bir muhteşem yeteneği daha bugün onore etme çabalarına girişebiliyorsak bizde toplum olarak ciddi bir arıza var. bütün o tevazunun arkasında saklanıp beş parmağımızı birbirine vurup alkışlayacağımıza bundan otuz sene evvel hak ettiği alkışları,ödülleri her daim biz ona vermeliydik...

    iki kuruş yemek harçlığını ücret diye avucuna sokacağımıza...
  • belkis ozener'in ses rengi cok farklidir. bu fark bircok $arkiyi degi$tirmekte ve sanki daha once hic bilmedigimiz bir kivama getirmektedir. boyle iyi bir yorumcu olmasina ragmen sahneyi hic tercih etmemi$ evinin kadini olmu$tur ayrica.

    ----------
    demisiz teeee 20 sene evvel.

    belkis'in sesi billurdur... gonul yazar, kardesi, belkis'in sesinin guzelliginin yanina 1000 fersah dahi yaklasamaz. oylesine masalsi, oylesine efsanevi, oylesine ölümsüzdür bu ses.
    bu kadar sakin olmasi eşyanın tabiatına zıttır.
  • 19 temmuz 2012 pink martini istanbul konseri'nde sahneye çıkmış, grupla birlikte kırık kalp (aşkın bahardı) şarkısını söylemiş, büyük tezahürat almış ve bunun üzerine şarkıyı aynı enerjiyle bir kere daha söylemiştir.
    çocuk gibi heyecanlı ve sevinçliydi şarkıyı söylerken, öncesinde ve sonrasında. tekrar tekrar teşekkür etti hem gruba hem seyirciye, seyirci de alkışlarıyla ona aynı teşekkürü misliyle sundu.
  • ne ses arkadaş! sabaha kadar söylese sıkılmazsın.
  • bu abla olmasaydı yeşilçam bu denli yer etmezdi zihnimde. hangi film, hangi ünlü olursa olsun, nerede bir eski türk filmine rastlasam kafamda direktoman bu ablanın sesi yankılanıyor. bir milyon on kere bahsedilmiş olsa bile yine de sevemedim kara gözlüm'ü anmadan edemeyeceğim.
  • artik her an dinleyebilecegimiz sesler kervanina katilmistir. bugun itibariyle kalan muzik tarafindan satisa sunulan sahibinin sesinden albumundeki 25 sarki ile yesilcam dolu 75 dakika yasamak mumkun. albumdeki sarkilar lale film studyosunun arsivinden alinmis, yani filmde tamami calinmamis, ya da uzerine konusma eklenmis sarkilar bile butun haliyle yayinlanmis.
  • yedinci ucan supurge kadin filmleri festivali'nde filmlere sesiyle yaptığı katkılardan dolayı bilge olgac ödülüne layık görülen ses sanatçısı. ayrıca kara gözlüm adlı film festival kapsamında gösterilirken şarkıları seslendirdiği için kendisi de onur konuğu olarak gösterime katılmıştır.
  • sesi en az kendimizinki kadar tanıdık, görüntüsü, sanki tozlu raflardan çıkmış gibi hayal meyal bir sanatçı. kendisini saklamayı tercih etmiş, elbette hakkı var buna. ama ben "nostalji kraliçesi" adıyla ortaya çıkan isimleri görünce kızıyorum ona bu seçiminden. en çok da kendimize kızıyorum. nasıl unutulmasına izin vermişiz bu sesin?
    öyle mükemmel bir tınısı var ki bir çok filmde yalın sesiyle, enstrümansız okur bir parçayı ve esas kıza daha da aşık ya da hayran oluruz o sesi duyunca. öyle bir sesi var çünkü.. öyle bir yorumu var..
    tüyleriniz diken diken olmuyor mu sizin de "nasıl geçti habersiz"i dinlerken? sırf beste ve güfte değil şarkıyı şarkı yapan. öyle bir sanatçı yorumunu ekliyor ki bazen, başkasını asla düşünemiyorsunuz aynı eseri icra ederken.
    jacques brel'den başka ne me quitte pas'nın her yorumu (en iyi olasılıkla) yavandır ya, işte belkıs özener de bunu katmış şarkılarına. gençler dinliyor, yaşlılar dinliyor, ben çocukken ezberlemiştim daha şarkılarını.. keşke geri dönse.. kendisini ablası dahil geri kalan herkesten ayrı yere koyan bir kitle olduğunu bilse. o bizim türkan şoray'ımız, hülya koçyiğit'imiz, biz onu ismini bilmesek de seviyoruz, yüzünü görmesek de.. ama sesini duymamak, onu düşünemiyoruz.
    o söylemeseydi adını filme vermiş olan şarkılar söylenemezdi, o filmler yapılamazdı, bizim içimizde o güzel duygular uyanmazdı.
    sağolsun varolsun..

    not: kendisine ait cd'de ufacık bir hata buldum, onu belirtmeliyim "ateş parçası" filminde türkan şoray'ın partneri ediz hun değil kartal tibet'tir..
  • bundan 4 ay once tirim tirim belkiz ozenerden balikci guzeli azize sarkisini ararken gece yarisi bi arkadas filmi indirip filmden o sahnenin muzigini keserek bana gondermis dunyanin en mesudu eylemisti beni. simdi belkiz ozener bu sarkinin da icinde bulundugu o canim sarkilari bir album yapmis kalan muzik de piyasa surmus. kosarak gittim aldim evde bir temasa bir nese...turkan soray edasiyla "oyle mesudum ki"
hesabın var mı? giriş yap