belki
-
-ah ne çok isterdim uyandı(rıldı)ğım bir rüyaya devam edebilmeyi...-
"belki" bazen çok sevdiğim bir kelime olsa bile az kullanmayı tercih ederim. ama şimdi en çok "belki"yi kullanacağım.
belki...
sırt üstü uzanmış düşleri biriktirirken "belki" sen bunları hiç okuyamayacaksın. şimdi kim bilir neredesin?
belki soğuğa aldırış etmeden, sabahı beklemeden siyah mantona sarılıp çok uzakları seyrediyorsun.
ellerine çizdiğim küçücük haritadan daha büyük ölçeğe sahip şehrin "şurası neresi, burası neresi?"ni düşünüyorsun "belki" de...
bir kahvenin yanına iliştirdiğin gazeteyi rüzgardan savrulan saçlarından dolayı okuyamıyorsun ya da...
bırak istersen, dans etsin saçların...
"belki" ayrı şehirlerde olmak iyi gelmiyor bize ya da ayrılık ikimize de hiç yakışmıyor. hep gri giyinmeye özen gösterip, soluk benizlerimizi gizlemeye çalışıyoruz. kırık bir aynada yüzümüzün orta hatlarını göremediğimiz gibi gittiğimiz yolun da yarısını göremiyoruz bazen.
hayır bugün sana sevgi sözcükleri yazmayacağım.
"belki" kızgın görünmeye çalışacağım. çatık kaşlarım olacak sana göstereceğim...
"seni hiç sevmiyorum artık..." diyeceğim.
yazdığım tüm sayfaları gözünün önünde yakacağım.
ellerimi sana hiç uzatmayacağım...
...
hayır,
şimdi sana beklemediğin bir anda arkandan yaklaşacağım.
ellerimle gözlerini kapatıp "bil bakalım ben kim değilim?" diyeceğim.
hayır "belki" de yanına bile yaklaşamayacağım.
saçlarının savruluşunu izleyeceğim uzaktan... ayağa bile kalkamayacağız uzun süre.
"belki" bir düş göreceğim, senin yüzünde(n)...
kağıttan gemiler yapacağım rutin bir iş olarak.
"hep sen" yazacağım üzerine geminin, "belki" batmaz da sana ulaşır diye...
-olasılığın bir numaralı kelimesi: belki...-
"belki" hayat bir rüyadır. her uyandığımızda devam ettiğimiz...
bugün hiç uyanmak istemiyorum.
dişlerimin arasından kısık bir sesle bir iki kelime daha dökülüyor; incinen bir el yazısıyla...
"...sen bir ülke olsaydın, 'belki' ben senin başkentin olacaktım.
ama sen bir 'ülke' değilsin ve ben varoş yüzümü gizlemeye çalışıyorum yalnızlıklardan..." -
köpek balıklarının kırılınca, yeniden ve sonsuz kez çıkan dişleri gibi bi' kalbim olsa keşke. hayır, sivri ve keskin oldukları için değil, titanyumdan bile dayanıklı oldukları için. ya da kopan kolu yeniden çıkan bi' deniz yıldızı gibi her kopuşta, her kırılışta yenilense gönlüm. kalbi kırılmış, içi ezilmiş, çürük çizik içinde kalmış kim varsa kopartıp bendekini versem, yamasa kendisininkine. daha az korkardınız sevmekten belki.
dökülen saçlarımın yerine rengârenk kuş tüyleri çıksa, papağan gibi. bukalemun gibi renk değiştirse cildim. kamufle olsam isteyince hayattan. el ve ayak parmaklarımın arası zaten perdeli. denizi istediğim renge boyasam, mürekkep balığı olsam. kulaklarım solungaç. beynime daha çok oksijen gitsin diye. hem öyle daha güzel olurdum belki.
gezegen olsam en devinden. beş güneşli, sekiz uydulu. saat yönünde dönsem, başım dönmese. ara sıra kafama esse yer çekimi ivmesini değiştirsem. gökyüzü deniz olsa, kuşların kanatları ıslansa, insanlar göğe yükselse peygamber gibi. ağızları o akvaryumlara koydukları küçük define sandıkları gibi hızla açılıp kapansa, akciğerleri suyla dolsa, balık olsa. daha kolay unuturdunuz belki.
uçsuz bucaksız bi' kumsal olsam. tanelerimi sayarken zaman geçse. denizle arkadaşlık etsek. yosunlar harf olsa ben kâğıt olurum. deniz kabukları zaten noktalama işareti. güzel hikâyeler anlatsam. okurken gülüp eğleneceğiniz, yer yer hüzünleneceğiniz... kum saati olsam. bizlere ayrılan sürenin sonuna yaklaşınca zamanı tersine çevirirdim belki. -
öyle bir "belki bir gün" diyor ki erdem yener, en sevdiğim kelime yeniden anlam kazanıyor...
belki... -
demir demirkan'ın 2000 yılında çıkan ilk albümünde yer alan enfes parça.
gizlice buluştuk seninle
bilmedi bilmedi kimse
gizlice ayrıldık seninle
duymadı duymadı kimse
bilinmez nerde nasıl
başka yerlerde buluruz birbirimizi
aynı zamanlarda
belki bir başka yüzde
belki bir başka seste
seni yaşarım
belki bir başka tende
belki bir eski şarkı
belki de hoş bir koku esintide
hatırlarım seni bir başka yerde -
keşke'nin yol arkadaşı.
yol dediysem lafın gelişi. bir araya gelmeye görsün bunlar, verirler sırt sırta; biri durur arkasına bakar, diğeri durur önüne bakar. ne dönebilirler geçmişe, ne gidebilirler geleceğe. kalırlar öylece yolun ortasında, şimdiki zamanın gölgesine sığınıp. -
erdem yenere ait olan belkinin sözleri şöyledir.
belki bir parça ömür bulunur bir yerde,
belki içine biraz hayat konulur.
belki ölmeden insan olunur yine,
belki biraz da hava solunur.
belki bir gün
ağaçlar kök salınca, hepsi göğsüme batınca
tek odalı kağıttan şatomda
uyanırım belki.
yalnızken kırık yatağımda, alışırım zamanla.
bu kadarı var bana hayatta,
yetinirim belki.
belki bir parça akıl bulunur bir yerde,
belki içine zeka konulur.
belki bir gün
agaçlar sararınca, rüzgar göğsüme dokununca
camdan dışarı bakınca
anlarım belki.
yatagımı onarınca, dayanamam yalnızlığa
daha fazlası var hayatta,
isterim belki. -
erdem yener'in -ki kendisi dan kek magma reklamında pele'nin brezilya milli takımı'na çağırdığı kişi.evet- gayet şahane, dile takılası parçası. klibi bile güzel.
-
birçok insanın yaşama sebebidir.
-
belirli zaman aralıklarıyla dinlendiğinde çok daha fena acıtan demir demirkan şarkısı. geçmiyor etkisi.
-
ali atay'ın sesini ne kadar özlediğimi hatırlatan şarkıdır.
(bkz: leyla ile mecnun)
(bkz: şimdi gitmek vakti)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap