• rap denen şeyle alakam olmamasına ragmen kendimi dinlemekten alamadığım sagopa kajmer parçası. şu şarkının bi dizesini yazabilsem, yazmayı geçtim düşünebilsem havamdan geçilmez lan.

    (bkz: odun gelip odun gitmek)
  • sagopa kajmer in yeni cıkan kafile adlı albumunden yine bir kez dinlemenin sago ya hakaret sayılabilecek nitelikte olan $arkısının ismi..
    sözleri ise;

    verse 1

    bu dilden firar eden her söz,yaydan çıkmış ok gibi
    sözler bazen bir hazine ,bazen dermansız bir dert
    tipi,
    geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz,gelmemiş yarından
    hep mi şikayetçiyiz biz?
    aklımın ipinin ucu da kaçmış,timsah katreleri
    boşalsın.
    bir iki damla hiç değersiz...
    hüzün ve kaderin pençesinde bir dev ,nam-ı değersiz.
    gece-gündüz ömürden yontar ,dünya dönmez yaremsiz.
    bugün ömür yarım gün...
    serbest kalsın fikrim.senin tozlarını silemez tenimden
    ellerim.
    varlık ruhu terkeder,gözün gözümden ayrılınca,bendeki
    aşk altın misali,ağırlığınca.
    sensiz benlik yokluk demek,kalbim sana emekçi.
    aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi.
    başım sarkık,bir mahalsiz.
    cümle yolumun önüne taş.
    dudaklarını kadehe nikah eden çakır keyif dertdaş.
    gören der ki; ''sel ağzına bina yapmak aptal işi''.
    yel eserse kırmaz dişimi,kalp bir körse görmez birşey..
    saniyeler dakikalarla yapar alışverişi.
    saatler seni alır benden.
    korkarım olamaz gelişi.
    hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir.
    afitap sönük bir mum,ayrılık hain bir zehir.
    melek yanında yüzünü saklar,felek yüzüme kaş çatar.
    bir tek bu hüznü sen boğarsın !...
    ipek tenin derime batsın!...
    rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım.
    adınla uyanır kulaklarım.
    yüzünle açar göz kapaklarım.
    en güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım.
    odamın hayaletisin,sessizliğine aşığım...

    --nakarat--

    derdime çare,baytarım yok.
    dengeme destek ,tut ki durayım.
    $afak güneşin fermanı,geçer acı-tatlı sayılı zamanın
    sancısı.
    ama...
    melek bir yandan,şeytan bir yandan.
    başım zindan yokluk var ,bu kaçıncı şikayetim bilmem.

    verse 2

    kafamı duvara yasladım,omuzların yanımda yok.
    ahbaplar maymun iştah sahibi,benim içim senle tok.
    yok ki gücüm...
    belki devler ülkesinde bücürüm.
    sessizliğinle gelir hüznüm,yokluğunda gömülü ölüyüm.
    bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim.
    yalnızlığıma küfrederim sensiz halden müştkiyim.
    ilelebet de dönmez olsan bil ki yalnız nöbettteyim.
    hatalarıma savaş açtım,hergün farklı kefendeyim.
    hayat günü defter yaprağı,hazan gelir dökülür.
    gelirken ne getirilir ki,giderken ne g**ürülür ?
    dertle anlaş deva bul,üzüntü kalbi sömürür.
    yüzüne baktığım her an ,cennetten bahçe görülür.
    gülüş neşem değil,gönül bucaklarımda harabeler.
    bu hilekar tavırla geçer fena saatler.
    seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değilller.
    aşk ilinde bir tarafta cüceler,diğer yanda devler.
  • 7 senedir istisnasiz dinliyorum bu sarkiyi ve 7 senedir melek bir yanımda, şeytan bir yanımda. 7 senedir basim zindanda, yanimda yokluk var. ve 7 senedir kacinci sikayetimdeyim bilmiyorum. ben bilmem.. ben bilmem.. ben bilmem..
  • sagopa nın hiphop çıdan çok şair olduğunu anladığımız mükemmel şarkısı.animasyon şeklinde bir klibi var.salyangozlu.
  • --- spoiler ---

    sagopa-baytar şarkısının bir youtube paylaşımından alınan efsane yorum , yorumdan öte müthiş bir şarkı sözü analizi.

    yorum sahibi nordheim2

    dikkat çok uzun metin içerir *

    --- spoiler ---

    bu şarkı, çok hataya ve zarara neden olmasına rağmen vazgeçilemeyen hastalıklı bir sevgiyi anlatıyor aslında. "baytar" da büyükbaş hayvanın toplumda ifade ettiği kabalığa/şiddete gönderme. "hayvanlar gibi seviyorum ama bu sevgi istediğim bir duygudan ziyade kurtulamadığım bir hastalık gibi hissettiriyor, derdime çare bulun" demenin başka şekli. dengesiz bir kara sevdaya tutulmuş. hem çok seviyor, hem de bu sevgiden zarar görüyor. zarar gördükçe bu sevgiyi bir sabit haline dönüştürüyor, yeni bir ilişki yaşayabileceğine dair bir inancı olmadığı için, bu hastalıklı takıntıyı karakterinin parçası haline getirip ona daha çok bağlanıyor ve daha çok zarar görüyor. hayatının muhasebesini bu kara sevda üzerinden görüyor. kör bir döngü... şimdi sözlere yakından bakalım:

    bu dilden firar eden her söz, yaydan çıkmış ok gibi
    *(söylediklerimi istesem de geri alamıyorum)
    sözler bazen bir hazine, bazen dermansız bir dert tipi
    *(bu söylediklerim bazen karşımdakini çok mutlu eder, bazen çözemeyeceğim sorunlara yol açar)
    geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz
    *(yaşanmış olanları konuşmak keyfimizi kaçırır, eski konuları her fırsatta açmanın faydası yoktur)
    gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz?
    *(geleceği yönelik kaygı duymanın faydası yoktur)

    aklımın ipinin ucu da kaçmış, timsah katreleri boşalsın, bir iki damla hiç değersiz
    *(düşüncesizce davrandım ama pişmanlığın hiç faydası yok)
    hüzün ve kaderin pençesinde bir dev, namı değersiz
    *(kader derken yaptıklarının önüne geçemeyişinden bahsediyor. bunlar onda üzüntüye yol açıyor bu yüzden hüzün ve kaderin pençesinde)
    gece gündüz ömürden yontar, dünya dönmez yarensiz
    *(sevdiğimin yanında olmadan geçen bütün zamanda mutsuz olurum)

    bugün ömür yarım gün, serbest kalsın fikrim
    *(okullarda yarım günlerde serbest kıyafet uygulaması yapılırdı, mesela karne günü gibi. bu yarım gün-serbest kalsın metaforu onun üzerinden gidiyor. sevgilisinin yanından erken ayrıldığı her an mutsuz oluyor)
    senin tozlarını silemez, tenimden ellerim
    *(çabalamanın faydası yok, her şey sevgilimi hatırlatıyor)
    varlık ruhu terk eder gözün gözümden ayrılınca
    *(sevgilim bana bakmayı bıraktığında hiçbir şeyde can kalmaz, hiçbir şeyden keyif alamam)
    bendeki aşk altın misali, ağırlığınca
    *(aşkım altın gibidir, ne kadar fazla aşık olursam o kadar değerlenir)

    sensiz benlik yokluk demek, kalbim sana emekçi
    *(sen yoksan ben bir hiçim. bu yüzden sen gitme, kal diye elimden geleni yapıyorum)
    aşk denen illet, çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi
    *(aşk dediğimiz zaman, hiçbir mahsül vermeyen çorak bir arazide bile üretmeyi deneriz. sinekten yağ çıkarmak misali, en ufak ihtimal için bile, en ufak fayda için bile tüm varlığımızı seferber ederiz. hastalıklı sevgiye vurgu burada da var. aşktan "illet" diye bahsediyor. kara sevdaya tutulmuş)
    başım sarkık bir mahalsiz, cümle yolumun önüne taş
    *(çok sevsem de çevremdeki insanlar bu ilişkiyi yaşamama engel olmaya çalışıyor, bu yüzden çok mutsuzum. sorunlarımı çözmeye gücüm yok)
    dudaklarını kadehe nikah eden, çakırkeyf derttaş
    *(bu sorunlardan ötürü alkole başvurmaktan bahsediyor)

    gören der ki sel ağzına bina yapmak aptal işi
    *(çevremdeki herkes bu ilişkiden mutsuz olacağımı düşünüp bitirmem yönünde baskı yapıyor)
    yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez bir şeyi
    *(ama bunlar bana engel olamaz, çünkü çok seviyorum, sevgimin önünde hiçbir şey duramaz)
    saniyeler dakikalarla yapar alışverişi, saatler seni alır benden korkarım olamaz gelişi
    *(bu sorunlar varken geçen her dakika sevgilimi benden uzaklaştırır ve bu durumu bilmek beni ürkütür)

    hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir
    *(sen yanımda yokken seni o kadar çok özlerim ki yaşama sevincimi kaybederim)
    afitap sönük bir mum, ayrılık hâin bir zehir
    *(sensizken dünya o kadar karanlıktır ki güneş bile aydınlatamaz, sensizlik zehrin zamanla yayılması misali zaman geçtikçe daha çok acıtır)
    melek yanında yüzünü saklar, felek yüzüme kaş çatar
    *(o kadar güzelsin ki melekler bile yanında kendilerinden utanır, bense yanında itici kalırım)
    bir tek bu hüznü sen boğarsın, ipek tenin derime batsın
    *(içinde bulunduğum çıkmazdan beni ancak sen çıkartabilirsin, seni hissedeyim)

    rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım, adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım
    *(sevgilisine methiyeler diziyor burada, güzelliğinden çok etkilendiğini anlatıyor. onun ismini duyduğunda dikkat kesildiğini, onu görmek dışında hiçbir şeyi görmek istemediğini)
    en güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım
    *(yazdığım tüm şiirlerde sevgilim vardır, ondan bahsederim bol bol)
    odamın hayaletisin, sessizliğine aşığım
    *(odamda yalnızken de seni hayal ederim, nerede olursam yanımda hep sen varsın)

    [nakarat]
    derdime çare, baytarım yok
    *(bu kara sevdayı hafifletecek hiçbir şey bulamadım. öküz gibi seviyorum)
    dengeme destek tut ki durayım
    *(sen olmazsan dengem şaşar, kendimi kaybederim)
    şafak güneşin fermanı, geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı
    *(bu sorunları sabahlara kadar düşündüm, güneş doğana kadar. bunları düşünüyor olmak problem değil, bir şekilde zaman geçer fakat:)
    ama melek bir yandan, şeytan bir yandan, başım zindan yokluk var bu kaçıncı şikayetim bilmem
    *(ama iyi düşünceler, bu sevginin bana kazandırdıkları bir yandan aklıma gelir. kötü düşünceler, bana verdiği zararlar bir yandan aklıma gelir. bunları aynı anda düşünmek beni çok yarar, bunu nasıl çözeceğimi bilemem)

    kafamı duvara yasladım, omuzların yanımda yok
    *(sen yokken güçsüz düştüm, kafamı duvara yasladım)
    ahbaplar maymun iştah sahibi, benim içim senle tok
    *(çevremdekiler sürekli birilerinden ayrılıp başkalarına "aşık" olurken ben senden vazgeçmem, seni sevmeye devam ederim)
    yok ki gücüm, belki devler ülkesinde bücürüm
    *(ama sorunlarımı aşmaya gücüm yetmez)
    sessizliğinle gelir hüznüm, yokluğunda gömülü ölüyüm
    *(tartışmak ya da konuşmak yerine susmayı tercih edersen bu durum beni çok üzer. sen yoksan yaşamın anlamı yoktur)

    bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim
    *(kara sevdaya tutulmuş binlerce örnekten birisiyim)
    yalnızlığıma küfrederim, sensiz halden müştekiyim
    *(sensizlikten nefret ediyorum, içinde bulunduğum durumdan şikayetçiyim)
    ilelebet de dönmez olsan; bil ki yalnız nöbetteyim
    *(bir gitsen ve bir daha gelmesen bile ben seni hep bekleyeceğim)
    hatalarıma savaş açtım; her gün farklı kefendeyim
    *(sen yokken senin gitmene neden olabilecek hatalarımı düşünür onları düzeltmek için çaba sarf ederim. insan terk edildikten ya da ayrıldıktan sonra hatalarını anlar ya. işte sagopa öyle sevmiş ki, sevgilisi gitse bile onu hayatında otorite olarak görmeye devam ediyor ve sevgilisini üzmüş olan yönlerini o yokken bile törpülemeye çalışıyor)

    hayat günlük defter yaprağı; hazan gelir dökülür gelirken ne getirilir ki, giderken ne götürülür?
    *(3 günlük dünya, kimseye kalmaz)
    dertle anlaş deva bul, üzüntü kalbi sömürür
    *(dertlerinin kaynağını bul ve o derdi yaşamana neden olan şeyi ortadan kaldır, yoksa mutsuz yaşamaya devam edersin. sorunlarımı çözemediğim için mutsuzum diyor yani)
    yüzüne baktığım her an cennetten bahçe görülür
    *(ama sevgilimi her gördüğümde mutlu olurum)

    gülüş neşem değil, gönül bucaklarında harabeler, bu hilekar tavırla geçen fena saatler
    *(yüzüne gülsem de içimde dertliyim, seni çok seviyorum ama bu ilişki bana zarar veriyor, yüzüne gülmeme rağmen beni üzüyorsun da aynı zamanda)
    seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller
    *(seninle ilgili düşüncelerimi sana anlatamam zira çok fazla şey düşünüyorum ama bunları sana aktarmayı beceremiyorum)
    aşk ilinde bir tarafta cüceler, diğer yanda devler
    *(aşk biraz böyledir, saf mutluluk vermez, çünkü sevdiğin insanla uyum sağlayamadığın noktalar mutlaka olur. mutluluğun mu yoksa mutsuzluğun mu ağır basıyor, ona karar ver ona göre davran, diyor burada da)

    [nakarat]

    * son bir alıntı, shakespeare romeo ile juliet'ten
    "ey kavgacı sevgi! sevilen nefret!
    ey ağır hafiflik! ağırbaşlı uçarılık!
    ey hiçten yaratılan her şey!
    uyumlu biçimlerin, biçimsiz kargaşası,
    kurşun tüy, parlak duman, soğuk ateş, sayrılı sağlık!
    hep uyanık uyku...
    bunların hiçbiri değil.
    bu sevgiyi duyarım ama haz duymam ondan.
    gülmeyecek misin?"

    şu şarkıyı abartısız 1000 kere dinlemişimdir. emsali yok. rapi geç, böyle şarkı dinlemedim ben hayatımda... sagopayı hala çok severim, galiba'dan 366. gün'e. romantizma'dan vesselam'a. her türlü. ama baytar'ı aşan şarkıyı kendisi bile hala yapamadı bence.
  • hayatımda duyduğum en güzel cümleye sahiplik yapan şarkıdır.

    "seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller. "
  • bi şarkının sözü, müziği, giriş gelişme ve sonucu bu denli mi muazzam olur? bi şarkı 30 yaşına girecek olan raple alakası olmayan bi kadını kendine bu denli bi aşık eder? bi şarkı yılların şarkısı olmasına reğmen her seferinde bu denli mi adamı paçavra gibi silkeler? sagopa böyle şarkı sözü yazmayı nerden öğrendi? neden şimdilerde çok alakasız işler yapıyor?
    ********

    bir şarkı düşünün ki, iş yerinde, evde arabada dinlerim diye çekilen cd'lerimin hepsinde olsun.

    tanım diyosun sözlük bana... sevgiliye yazılabilecek en nadide eser diyorum yetmiyor. üstüne tanımıyorum.
  • aşkı belkide en güzel anlatan şarkıdır.
    melek yanında yüzünü saklar, felek yüzüme kaş çatar... tıpkı ahmed arif gibi "sen güzel ben garib dünya mutlu.öyle bir tuhafım bu akşamüstü"
    birazda sanki platonik aşka yazılmış bir şarkı gibi duruyor. odamın hayaletisin, sessizliğine aşığım derken mesela, hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir, ilelebet de dönmez olsan bil ki yalnız nöbetteyim... evet evet kesinlikle platonia var bu şarkıda. bir kez daha anlaşılıyor ki aşkın en saf en ağır en temiz hali platonikliktir.
  • rap dinlemeyen bir insan olarak çok etkilendiğim, çok sevdiğim şarkıdır. şahsımca en güzel bölümü "başımı duvara yasladım, omuzların yanımda yok." bölümüdür.
  • bir pesimist'in* sevgilisine yazabileceği en güzel aşk şarkısı.
hesabın var mı? giriş yap