• bizim evde yine nefes kesen bir anne kız derbisi şeklinde ceryan ediyor. el clasico! lsdfjlsdkfjls her ne kadar her zamanki gibi annemin galibiyetiyle bitecek gibi görünse de, bu sene, ablam da pek pes edeceğe benzemiyor. şu anda, özerkliğini ilan etmiş olan, ulaşılması güç noktalardaki dolaplarda bulunan malzemeler elden geçiriliyor ve sürekli şuna benzer diyaloglar çalınıyor taraftarların kulağına:

    - napıyosun?!
    - atıyorum! bu ne yaa, neden saklıyosun bunu hala?
    - ben onu kullanıyorum!!
    - ya bunun yeni modeli yok mu orda, bunu ne zaman kullandın sanki?!!!
    - sen ne bilirsin, kullanıyorum ben onu bırak!!
    - hey allahım sen bana sabır ver!! bu kavanozlar ne?!
    - sen karışma onlara, turşu yapınca lazım oluyo!! bulunmuyo onlardan hem elleme!!

    özel tasarım turşu kavanozları lsdkfjlsdfjlskdfs. küçük bi detay da vereyim ki bir hafta sürecek bu derbinin boyutlarını tahayyül edin. bizim ev, yıllar önce aldğımızda 130 metrekare falandı. zamanla ortaya çıkan annemin dolap ihtiyaçları sonucunda, şu anda 60 metrekare civarı bir hayat üçgenine hapsolmuş durumdayız ailecek.

    edit: az önce ablamın, "e sen yokken atmıycam mı ben bunların hepsini sanki!!" atağıyla bütün tribünler ayağa kalktı. ama annemin, "hele yap, bütün ayakkaplarını atmıyo muyum bak!!" kontrasıyla, başlarımız ellerimiz arasında çöktük koltuklarımıza. bu yıl da galibiyete hasret kalıcaz anlaşıldı. bütün kuponlarıma da ablamı yazmıştım yaa :(
  • sağ kolun iptal olmasına neden olur. temizlik bitti ama kol hala silme hareketi yapıyor arkadaş.
  • 'çocuklarımıza nasıl işkence edebiliriz?' dizisinin yorgunluk ve saçmalıklarla dolu bayram özel bölümü. annenin odanın kapısından kafayı uzatıp 'kızım, misafirlere hoş geldin de!' bölümü ise korku dalında yılın en iyi kısa filmi ödülünü kimseciklere bırakmaz fakat konumuz o değil.

    --- spoiler ---
    akşam üstü eve gelip odama girdiğimde yine aynı hüzünlü tabloyla karşılaştım. odamın perdeleri yoktu (ki bu durum bana çok hüzünlü gelir) ve aynı anda çamaşır makinesi bütün gücüyle perde yıkama modunda çalışıyordu. başıma geleceklerden haberim vardı ve bu sefer anneme isyan bayrağını açacak 'evin tek uzunu ben değilim, babam hariç** bu evdeki herkes lanet olası perdeleri asabilir anne. şimdi lütfen beni yalnız bırak' deyip pijamamın düğmelerini iliklerken sakince arkamı dönecektim. ama olmadı annemin sakin ve şefkatli sesi 'yavvvruumm sen de yorgunsun ama şu perdeleri asar mısın?' odamı doldurunca isyankar ruhum, isyan kelimesini daha önce hiç duymamışçasına harekete geçti. gözümün kenarında bir damla yaşla bütün perdeleri astım. ben sandalyenin tepesinde tek kolla çılgın bir savaş verirken annem aşağıdan direktifler yağdırmaya başladı. işte o an annemin savaşa şefkat dolu bir ses tonuyla katıldığını fark ettim.

    perde sezonu kapandıktan sonra annem tüm cephaneyi toplamış salon kapısının önüne konuşlanmıştı. motor sesi duyulduğu anda kapıyı büyük bi hışımla silmeye başladı. zaten günlerdir beli ağrıyordu ve ben hayırsız evlat ökkeş gibi uzaktan onu izliyordum. artık asla isyan edemeyeceğini bildiğim yüreğim el vermedi. elinden bezi kaptığım gibi kapılara giriştim. ı want to break free eşliğinde ve gayet manidar bir şekilde hayatımı gözden geçirdim. (ne zaman temizlik yapsam, deterjan kokusu duysam hayatımı gözden geçiririm.) fakat dinlenmek için ayaklarımı uzatıp oturduğumda dehşetle fark ettim ki avuç içimde tek bir çizik bile kalmamıştı. annem kapı silmek için ürettiği özel formül sayesinde hayat çizgilerim dahil elimdeki bütün çizgileri benden çalmıştı. korkuyla koşup tüm kapıları kontrol ettim ama nafile. yoktular...
    --- spoiler ---
  • en zor kısmı yapıldıktan sonraki bölüm. toz çıkmasın diye evde adım atmak yasak, pantolonu merdiven boşluğunda giydim.
  • anne ve kizlarin her bayrama kus girme sebebi*.
    anneyle evin kizlari soylene soylene, buna bagrisa cagrisa da diyebiliriz, temizligi bitirdikten sonra, anne ortaya koca bir tencere ic pilavi getirir. bunu goren kizlar aglasin mi gulsun mu bilemezler. annenin zoruyla bu pilav yaprak sarmasi haline gelir. bunu daha tatli izler.
  • her bayram annemle kardeşim arasında şu diyalogun geçmesinin sebebidir:
    - anne bize kimse gelmiyo ki niye boşu boşuna uğraşıyosun?
    - oğlum biz kendimiz için temizliyoruz evimizi başkası için diil,ev mi ahır mı belli diil!
  • kurban olduğum temizlik. gecenin bu saatinde yarım yamalakda olsa yaptım. hem kafamı dağıtmama yardımcı oldu hem de ev biraz da olsa kendine geldi.

    işin garibi ne biliyor musunuz sayın okuyucular, yarın ve cuma günü full çalışıyorum. kargalar daha kahvaltılarını yapmadan evden çıkıp gecenin bi körü geri geleceğim, evde yalnız olacağım ama çikolatam, türk kahvem ve yarım yamalak yaptığım temizliğim bayrama hazırız.

    oysa ki ben yine anneannem ve iki gün önce vefat eden babaannemle başlayan bayramlaşmalarımı geri istiyorum.

    o başıma ağrı sokan çamaşır kokusuna boğulmuş evlerinin kıymetini bilmeyenleri budaklı meşe odunuyla dövesim var!
  • eskiden nefret ettiğim davranış biçimi.
    evlenerek içine girdiğim zorunlu hal.
  • bana göre güzel bir defrag yapılan, geri dönüşüm kutusu boşaltılan, gereksiz temp dosyalarından temizlenen bilgisayar temizliğinden ibaret olsa da anneme göre böyle olmadığı her bayram arefelerinde açık seçik ortaya çıkıyor. rahmetli özal gibi cümleleri sonlandırmak özal hayranı biri olduğumdan değil, çocukluğumu hatırlatan bir şeyler göreyim diye izlemek zorunda kaldığım 90'lar dizisinden gelen bir kazık. neredeyse 15 bölüm olacak, 90'lara dair pek bir şey göremedim. hep aynı yerde duran bir mercedes, telefon sapığı olan gözlüklü bir kız, mahallede top oynayan veletler. dizi aşk ve tekdüze olaylar çerçevesinde sürüp gitmekte. sanırım 90'ları izleyeceğime 90'lardaki dizileri izlesem daha iyi olacak. lan köle isaura'ı izlesem 90'lara dair daha çok şey hatırlayacağım. hem brezilya örf, adet ve geleneklerine dair bilgilerimi tazelerim. gözüm gönlüm açılır mr. leoncio. 2014 dünya kupasına, rio karnavallarına katılamayacak olsam da 2016 olimpiyatlarına mülteci olarak gitme ihtimalim hala var. trt kameralarına yansırsam memlekete selam gönderir, 2. defa televizyona çıktığım için tribünde capoeira bile yaparım. batu the brazilian...

    annemgil bayram temizliği için yardım isteyeli çok olmadı. hayırlı evlat projesinin altın çocuğu olarak giriştiğim kısa süreli lojistik destek ve yardım eylemimde elektrik süpürgesi ile papaz olmayı başardım. annemin "oğlum belim ağrıdı, şu odayı da sen çek" diyerek emrime verdiği elektrik süpürgesi itaatsizlik yapıp alt aşortmanımı kaptı. arka kablosu ayaklarıma dolanarak beni yere yıkmaya çalıştı. sinirlenip elektrik süpürgesine tekme atacakken annemin bakışlarının bana saplanmış olduğunu gördüm. "cici cici" diyerek süpürgenin sırtını okşamak zorunda kaldım. biraz rahatladı şerefsiz, kalan işi düzgün yaptı. derdi sevilmekmiş 1600 wattlık bodur aletin.

    bayram temizliği şu sıra tüm şiddeti ile devam etmekte. ev yavaş yavaş yeni bozulan bir puzzle'a dönüşmeye başladı. bayram temizliğinin ardından evi yerli yerine oturtmak zaman alacak. annegile eve ukraynalı temizlikçi alma fikrimi açmak için doğru bir zaman olabilir. gerçi sevgili hökümetimiz bekarlara ukraynalı kız çalıştırmayı yasaklayacaktı. olsun. bunun rusyası var, belarus'u var. oh$. hem....

    - peki anneeeee, geliyorum...
  • dünyadaki en sikko şey olabilir. az önce annem bana "tavan kirlenmiş şu çekçeki bi al bakayım yetişebilecek misin" dedi. tavan nasıl kirlenebilir ya tavan ulan. çekçekin ucuna bez takacakmış silecekmişiz. aldım elime baktım yetişebiliyorum. yetişebiliyomuşum anne ya hahaha dedim hiçbir şey olmamış gibi ortamı terkettim. hala çağırmadı, kaynattım galiba lan hadi inşallah.

    ulan az kalsın tavan silecektim ya tavan. yarın mevzuya uyanır da o tavanı bana sildirirse yemin ederim ben bunu cv'me yazarım. sonuçta pek kimse yapmamıştır herhalde, süsler zengin gösterir cv'yi.
hesabın var mı? giriş yap