hesabın var mı? giriş yap

  • teşhir veya gerçek en azından nereye sıçılacağı konusunda yeni nesilde bir ilerleme var. ülkemiz ve milletimiz adına umut verici olması gerekendir.

  • görüntüde, kediler soğukta karın üzerinde kalmasın diye konulan kedi evinden rahatsız iki mahlukat, hayvansever gençleri tehdit ediyor. içlerinden birine tehdit etmek de yetmiyor, saldırıyor. aldığınız nefes haram, yemin ediyorum.

    yine, yeniden ve maalesef...güzel olan her şeye düşmanlar!

    edit: şu tweet ile gelen güncelleme: polis gelmiş; "adam" oldukları için saldıranlar, ne kadar hayvansever olduklarını anlatmışlar polise. durumu güzelce idare etmiş bu güzel insanları tebrik etmek lazım. arif'i de ayrıca tebrik ediyorum, minimum zarar ve maksimum medeniyet çerçevesinde istediği sonuca ulaşmış. yumruk atsa muhtemelen bıçaklanacaktı; çünkü gene saldırganlar "adam" oldukları için yumruk atana bıçak saplarlar genelde, belki sonra arif'in kadın arkadaşlarını da darp edecekti bu mahluk.

    edit2: sadece bu ikisi de değil anladığım kadarı ile saldıranlar. arif'in insanlığı çok büyük olduğu için demek bir kişi zapt edememiş arif'i, 10 kişi çağırmışlar anlaşılan, görüntülerin devamında. bir kedi evi koyabilmek için, ufacık bir güzellik ortaya koyabilmek için bütün mahalle ile mücadele etmeniz gereken yere türkiye denir.

    edit3: lionsher mesaj kutumu şenlendirmiş ve hürriyet'in de görüntüyü paylaştığını belirtmiş. gündemde yer bulması adına sevindirici bir olay. ayrıca bu vesileyle olaya layıkıyla önem veren siz, suserlara da ayrıca teşekkürler.

    edit4: lionsher şu an haber verdi ki üsküdar belediyesi bir kedi evi getirmiş sokağa, buradan izleyebilirsiniz. güzel şeyler, zor da olsa dayanışma ile mücadale ile başarılabiliyor anlaşılan.

    edit5: güzel insanlar, mutlu sonun bir fotoğrafını paylaşmış.*

  • manası nedir diye araştırınca ekşisözlüğün bir çöplük olduğunu bir kez daha göstermiş askeri terimdir.
    yazarlar hayal güçleri ile neler sallamışlar ilginç.
    ....day, ..... hour; bir askeri günün başlayacağı gün ve saati gösterir.
    d; normandiya çıkarmasını gösterirken (d day), a leyte çıkartmadını (a day), l ise okinawa çıkartmasını gösterir ( l day).
    örneğin (d day plus 1) (d+1) çıkarmadan sonraki 1.günü, ( d day minus 3) (d-3) çıkartmadan 3 gün önceyi gösterir.
    h hour’da aynı mantıkla çalışır.

  • dünyanın en dandik terör örgütlerine ev sahipliği yapmaktadır.

    de_dust: awp'lerle ak-47'lerle el bombalarıyla kevlar'larla donatılmış bu örgüt üyeleri, ellerindeki bir bombayı terkedilmiş bir pazar yerinin köşesinde patlatırlar. o sırada patlama yarıçapında olan terörist ve ct'ler dışında kimse ölmez. duvarlar bile zarar görmez. o yüzden basına ufak bir kutuda çıkar, ses getirmez.

    cs_italy: bir grup bilimadamını esir alan teröristler ct'lerin geleceğini bile bile zamanları ve yeterince mesafeleri olmasına rağmen tutsakları alıp kaçmayı düşünmez. onun yerine beyhude bir onur savaşına girip telef olurlar. olay ct'lerin başarısı olarak anılır, teröristler de bilim adamlarını pazarlık unsuru olarak kullanma fırsatını kaybederler.

    cs_office: bir grup ağır silahlı terörist, bir medya ofisini basarlar. fakat haftasonu geldiklerinden ofiste temizlik görevlileri dışında kimse yoktur. plansız baskından dolayı seçeneksiz kalan teröristler geri kaçıp daha uygun bir zamanda gelmek yerine temizlik görevlilerini esir alıp ct'lerin müdahalesini beklerler. şanlı mücadeleleri hezimetle sonuçlanır.

    cs_assault: teröristler bir nakil merkezini basar ve oradaki lojistik yöneticilerini esir almak isterler. fakat yöneticiler kendilerini içeri kitler polisi ararlar. o yüzden teröristler dört bir yanı açık olan son derece güvensiz, sniper saldırısına müsait bir yerde kapana kısılırlar. basına "ahah gerizekalılar" manşetiyle çıkar.

    de_aztec: aptal teröristlerimiz "abi her yerde güvenlik her yerde polis. şöyle gidelim dağa kıra bayıra orada eylemimizi yapalım paşa paşa" kararını verirler ve güney amerika'da bir maya tapınağına ağır silahlarla ve kalabalık bir ekiple saldırırlar. bombayı patlatmayı başarırlar. bombanın patladığı yerde hafif bir kara leke oluşur, başka da bir zarara yol açmaz. rutin bakım sırasında o siyah leke silinir. teröristleri de bir daha kimse hatırlamaz.

    de_nuke: greenpeace üyeleri nükleer silah üreten bir fabrikayı sabote etmek için mekana el bombaları, tüfek ve anket formlarıyla saldırırlar. lakin saldırı zamanı olarak alışkanlıktan öğlen 1'i seçtiklerinden o sırada yemek molasından dönmekte olan güvenlik görevlileri hepsini öldürür. en akla yatkın ve ses getirecek eylem fikri olmasına rağmen greenpeace çalışanlarının bu kadar kolay telef olmasındaki en önemli unsurun hepsinin birbirine kelepçeli olması gösterilmiştir.

  • oha reklam gordum de boylesine flood reklami ilk kez goruyorum ekside. yakisir benim eksime yakisir benim tosunuma ooooh.

  • alın size öğrenince ufkunuzu beşe katlayacak bir bilgi deyip o bilgiyi vermeyen avelin yanında esamesi okunmaz.
    avel bilgi vericem deyip telefondaki bi özellik diye kestirip atmış. ne özelliğin adını söylemiş, ne nasıl kullanılacağını anlatmış, avel işte.

  • bunların ağzından hırsız kelimesini duyunca katıla katıla gülüyorum.

    tanım: rüyalarını sözlüğe yazan ak-gezen başlığı.

    edit: başlık sanırım başıma kalmış. (bkz: swh)

  • bizim şirkette iki temizlik işçisi var (ahmet ve murat diyelim). çok temiz, dürüst, çalışkan arkadaşlar.

    ahmet üç kuruş daha rızıklanmak için öğlen arasında yakındaki başka bir şirketi temizlemeye gidiyor. ahmet bir gün bir neden dolayı oraya gidememiş ve murat'a "sen git, ben bugün gidemeyeceğim" demiş. murat da kabul etmiş.

    şirkettekiler murat'ın yaptığı temizliği daha çok beğenmiş ve "bundan sonra ahmet gelmesin, hep sen gel" demişler. murat da ahmet'e "kardeş bana böyle böyle dediler, ben kabul etmedim. ne hata yaptıysan git düzelt, rızkından olma" demiş. ahmet ertesi gün öğlen arasında o şirkete tekrar gitmiş ama şirkettekiler "sen gelme murat gelsin" demişler. ahmet, murat'a bunu söylemiş, murat da "kardeş sadece senin rızan olursa giderim, aksi takdirde ekmediğinden olmanı istemem" demiş. ahmet de "tamam, ben razıyım" demiş.

    evleneceğiniz erkekte meslek aramadan önce ahmet ve murat'taki gibi "adamlık" arayın. böyle adamlar gerekirse sırtında taş taşır yine de akşam çorbanızı kaynatır.

    ek ve edit: dün entry'yi yazdıktan sonra murat'a bu konuyla ilgili "nasıl gidiyor?" diye sordum. laf açıldı. oradan aldığı paranın bir kısmını ahmet'e veriyormuş. helal alın teri önemli dostlar.

    ve debe editi: mutlu topluma giden yol karılarınızı ve kızlarınızı sevmekten geçer. özellikle kız çocuklarınızı çok sevin ve mutlu olmaları için her şeyinizi vermeye hazır olun. ola ki ahmet ve murat gibi adamlarla evlenirler...

  • benim için her sene tezahür eden bir durum. bu sene ise, 30 kilo domates, 20 kilo patlıcan, 25 kilo taze fasulye, 30 kilo sivri biber, 10 kilo kırmızı közleme biber, 25 kilo bezelye ile kapadık konserve sezonunu. sayılar abartı değil maalesef, bu ürünlerin hepsi kilo kilo yıkandı, soyuldu, ezildi, doğrandı. bu süreçte hiçbir teknolojik aletten yardım almadık, yani soyma doğrama yıkama tamamen annem ve ben tarafından gerçekleştirildi.

    koskoca 1 günü, haftalık tek izin günümü, sabah 7'de kalkıp gece 12'de yatmak suretiyle bu işe ayırdık. en gıcık iş ise, kaynatılan domatesin kaynar halde kavanozlara doldurulmasından sonra kapağının sıkıştırılması olayı. çünkü mutlaka hayvani bir güçte sıkışması lazım ki hava alıp bozulmasın soğuyana kadar.

    velhasıl toplamda 72 kavanoz+29 poşet buzluğa atmalık olarak bitirdik konserve işlemini.

    yani daha evlenmeden, annem sağ olsun, nene gibi yetiştirdi beni.

    edit: mesajlarınız sağ olsun, entry 3 nokta gibi görünüyordu neden anlamadım. şeyler'den kopyaladım tekrar.

  • "ne demek olduğunu bilmesem de kubur denilen şeyi kurtarırım" diye cevaplanası soru.

    ilaveten: bok çukuru demekmiş she is impossible adlı yazara teşekkürler.

    sonuç değişmez kubur u kurtarırım. net.

    başlık başta kalmış hatırlatanlara teşekkürler.

  • yıllıktan anlaşılıyor ki o dönemlerde çağdaş üniversite öğrencileri siyasi baskılara sadece sözlü olarak ve başlangıç seviyesinde maruz kalıyorlar ve bu baskıları sadece tiye alıyorlarmış.

    o insanları değil, tüm insanları kastederek söylüyorum ki; bu tiye alma tavrının bedelini çok ağır ödüyoruz ve ödemeye devam edeceğiz.

    yapamazlar denilen her şeyi yaptılar ve yapılamaz denilen diğer tüm şeyleri de yapmaya devam edecekler.

    yobazlar yıkmadan, yok etmeden pes etmezler. binlerce yıl kin güder ama yine de yakıp yıkmak için örgütlenir, geri gelir, kaldıkları yerden devam ederler.

    tiye alıp eğlenirken unutulan şey de bu olsa gerek...