hesabın var mı? giriş yap

  • biri uluslarası silah kaçakçısı ve aynı zamanda orta doğu'yu yöneten konseyin bir üyesi. diğeri istanbul kabadayısı.

    birinin muhatap olduğu konular ırak savaşı, suriye savaşı, abd-ingiltere-israil arasındaki dengeleri gözeterek orta doğu savaşlarına silah ihraç etmek.

    diğerinin muhatap olduğu konular ali, eyşan, cengiz, ezel gibi mahalle insanlarının hayatlarıyla uğraşmak.

    biri sıradan bir komiser tarafından hayatı karartılırken, diğerini tanımayan emniyet müdürü olamaz. .

    ramiz'in teknik olarak kıyaslanacağı kişi duran emmidir.

    edit: konseyin ırak savaşı ve suriye'nin geleceğini değerlendirdiği sahneden bir kesit yüce baron mehmet karahanlı'yı da yad edelim buradan:)

  • fransız mutfağından çıktığı düşünülen ve bütün dünyaya yayılmış bir lezzet.

    kruvasanın tarihi ise ikinci viyana kuşatmasına dayanıyor. ortaya çıkışında osmanlı'nın ilginç bir rolü olduğuna dair bazı rivayetler var. bunlardan en güçlü olanın hikayesi ise şöyle:

    viyana'da strauch ile heidenschuss sokaklarının birleştiği köşede şaha kalkmış atın üzerinde kılıcı elinde bir osmanlı askeri heykeli bulunuyor. bu arada heidenschuss kelimesinin anlamı ise 'fırıncının darbesi' olarak biliniyor.

    işte tam da bu noktada meşhur kruvasanın osmanlıyla kesiştiği o hikaye başlıyor.

    osmanlı ordusu viyana kuşatması sırasında surları aşmak için top ateşinden daha etkili bir yöntem olan lağım atmayı kullanıyorlardı. kale duvarlarının altından kazılan tüneller patlayıcıyla doldurulup ateşlenir, meydana gelen patlamayla surlar yıkılırdı. yeniçağ'da kale müdafileri surlarının lağımla yıkılmasını önlemek için duvarların üzerine içi su dolu kovalar koyup, surların altından tünel kazılıp kazılmadığını anlamaya çalışırlardı.

    osmanlı, viyana kuşatmasında savaşırken bilinen savaş taktiklerinden biraz daha farklı bir yöntem kullanıyormuş. normalde millet top tüfek savaşırken osmanlı lağım atma yöntemini kullanıyormuş. türklerin eski bir savaş geleneği olan bu yöntem, osmanlı'da, modern bir yapıya ulaştırılarak, çeşitli savaşlarda kullanılmış. savaş alanının gerilerinde açılacak bir lağım ile düşman siperlerinin altına kadar ilerlemek ve burada patlatılacak bombalarla düşman siperinin yok olmasını sağlama esasına dayanan bir yöntem bu.

    osmanlıların kullandığı lağım yöntemi ise karşı taraf tarafından önceden tespit edilerek patlatılıyordu. savaş bitmeye yakınken fark ettirilmeden şehrin surlarına kadar bir tünel kazılmış. patlayıcıları ateşledikleri anda surları uçaracak bu plan, kısa bir mesafe ötesinde çalışan fırıncı tarafından fark edilmiş. tabii içindeki vatanseverlik aşkıyla avusturyalı askerlere koşa koşa durumu izah etmeye gitmiş. bunu öğrenen askerlerin ilk işi haliyle bu lağımı patlatmak olmuş ve osmanlılar için büyük kayıplar verilmiş bu noktada.

    şimdi lağımdan kruvasana dönecek olursak;

    haberi veren fırıncı savaşın akıbetinde ciddi bir rol oynamış ve karşılığında ödüllendirilmiş. bizim ay çöreği olarak andığımız bu lezzeti osmanlılar'a karşı kazandığı zaferden yola çıkarak hazırlamış. osmanlı sembolü hilali kullanarak hazırladığı bu tat böylece bütün dünyaya yayılmış.

    kaynak olarak ise şöyle küçük bir şey bırakabilirim:

    https://viennaslittledetails.com/…3/ottoman-empire/

  • kullanıcı yorumu

    "iyi"

    otel

    "işte gerçeğin yansıması. ismi halil ibrahim. gerçeği olduğu gibi göstermiş. sağolun."

  • garson da insan olduğu ve işini yaptığı için, normal davranmış olan kadındır. ne demek garsonla muhatap olmamak? şu kullandığınız kelimelere bir dikkat edin. bu platformda her meslekten insan var. kimse birbirinden üstün değil. bunu anlayın, öyle konuşun. tek başına yemek yerken garsonla iletişim kuran kadın, masada erkek varken neden kurmasın? sizin sapık ortadoğulu zihniyetinizi seveyim.

  • bir burger king klasiği;

    -küçük boy patates
    +50 kuruş farkla orta olsun mu?
    -iyi orta olsun
    +75 kuruş farkla büyük olsun mu?
    -100bin daha veriyim dükkani aliyim (amk)

  • ''çok nemli bir hava, çok kötü bir saha. ne düşünüyorsunuz maç hakkında" sorusuna "bugün bir oyuncumuz zemin yüzünden sakatlandı. maçtan sonra rıza ile (çalımbay) konuştum, onların da bu maçta bir oyuncusu sakatlandı, geçen maç da bir çok oyuncuları sakatlanmış. ama biz burada sezonda bir maç oynadık ve gidiyoruz, onlarsa her iki haftada bir oynayacaklar. bu yüzden bizim için değil, onlar için üzülüyorum. her maçta sakat verme ihtimali ile bir sezon geçirmelerini istemem minvalinde bir şeyler söyleyerek cevap verdi.

    saha çok kötüydü böyle bir sahada top falan oynamak istemiyoruz falan deyip kestirip atsana be adam. sana mı kaldı karşı takım oyuncuları ile empati kurmak. arada çık ''sokak köpekleri katledilsin yoksa zehirlerim'' de. yada '' rıza ile konuştum ağzı kokuyordu'' falan de. bir kere bize '' bu bilic'e hiç yakışmadı'' deme fırsatı ver.

    gurur kaynağımızsın sen bizim bilic.

  • çok sık duyulabilecek bir siklemezlik örneği arkadaş cümlesidir. genelde yüzeysel bir erkekten gelme olasılığı yüksektir. karşısındaki anlatır zor durumda olduğunu, aşık olduğunu, kıza bir türlü yaklaşamadığını, kızın tepkisinden onu reddetmesinden korktuğunu, ne yapması gerektiğini bilmediğini, vs.. ama tabi karşısında dinleyen de bir erkek olduğu ve duygular hakkında konuşan bir hemcinsine maksimum 3 dakika konsantre olabildiği için. harika cevap fazla bekletilmeden kendisinden gelir;

    - abi seviyorsan git konuş bence.

    nasıl akıl dolu değil mi? bizim aklımıza gelmemişti halbuki..