hesabın var mı? giriş yap

  • 1930'larda abd ile kanada'nın büyük ovalar (great plains) adı verilen geniş bozkır ve çayır topraklarında görülen uzun süreli kum fırtınaları dönemine verilen ad. "kirli otuzlar" da denilen bu iklimsel felaketin temel müsebbibi insan ve insann ekolojik cahilliği. sabanla toprağın üstündeki canlı kısmı havalandırarak daha yüzeyden sürerken, traktörlü tarıma geçerek toprağın kalbini yararcasına derinden sürme ve toprağın canlı kısmını öldürme, toprağı tutan bitki köklerini tahrip etme çölleşmeye yol açmış ve toprak kendisini tutacak bitkiden yoksun kalınca rüzgarla birlikte milyarlarca ton çamur ve kumla havaya kalkmış ve şehirlerin üzerine yağmış. kayıtlara göre 1936 nisan'ında oklahoma'dan teksas'a 300 milyon kum ve toz sürüklenmiş. tabi sadece kum ve toz değil, insanlar da sürüklenmiş ve 2,5 milyon insan great plainslerden kıyılara ve özellikle de kaliforniya'ya göç etmiş. suriye'den türkiye'ye göçenlerin sayısının mayıs 2018 itibariyle 3,5 milyon olduğunu düşünürsek dust bowl'un etkisi daha net anlaşılır.
    bu arada dust bowl'un gazap üzümleri, suriyeliler için halen anlatılmayı bekliyor.

  • bugun dinledim hikayesini de pek iclendim, sizlere de aktarmadan gecemeyecegim. dedikleri gibi genc anne henry viii'in karisidir. hem de ikinci karisi.

    kralimizin ilk karisi 30 yila yakin zaman icinde 8 dogum yapip sadece 1 kiz cocugunun hayatta kalmasi yuzunden henry tarafindan rafa kaldirilmak istenmektedir. nitekim tahta bir varis gerekmektedir! kralimiz bu esnada beline kadar uzanan kuzguni siyah saclariyla, o tarihte pek gorulmeyen kendinden emin edasiyla, daha 20'lerine yeni baslayan, guzel anne boleyn'i gorunce hemen zamanin seyh'ul-islam'ina (yok bu olmadi, neyse siz anladiniz) basvurup bosanmak icin izin ister. ne var ki bu sebepten papaz efendiyle papaz olurlar. kati din adami bu bosanma icin gecerli bir sebep goremez.

    bu esnada bizim isini bilen anne de krala "evlenip beni kralice yapmadan koklatmam" demektedir. kral, azimli adammis, tam 6 yil bosanmak icin ugrasir. en sonunda bir takim firildaklar cevirerek anne ile gizlice evlenir. bu evlilik aninda anne de 4 aylik hamiledir! hahaha... 6 yil koca ingiltere kralina kim dayanir yahu!

    netice itibariyle 3 yil suren evliliklerinde yapilan 3 dogumdan hayatta sadece sonradan ingiltere'nin en sevilen kralicesi olan elizabeth (i) hayatta kalir. 3 yilin sonunda baska bir guzele gonlunu kaptiran kral, kendisine soz verdigi erkek varisi veremeyen genc karisini ortadan kaldirmak icin bahane aramaya baslar.

    kralin cok sebep aramasina gerek kalmaz, anne'in dusmanlari kisa surede gerekli bahaneleri bulurlar. guzel anne, krali aldatmak ve buyuculuk yapmaktan suclu bulunarak london tower'a kapatilir. kisa sure sonra da fransiz bir cellat tarafindan avluda 5 ft. uzunlugunda bir kilicla kafasi ucurulmak suretiyle idam edilir.

    cellat neden fransizdir ve neden ingilizlerde balta gelenegi olmasina ragmen kilic kullanilmistir? su yuzden. genc anne, olmesi icin sunulan iki secenekten diri diri yakilmak secenegini zaten aninda elemistir. ikinci secenek olan balta ile kelleyi ucurmak yontemi ise cogunlukla beceriksiz cellatlar veya yetersiz baltalar yuzunden cok acili bir olum olmaktadir. kim kafasinin bir yerine birkac darbede koparilmasini ister ki? bu yuzden anne hala kocasi olan henry'ye bir mektup yazarak olumunun fransiz bir cellat tarafindan, kilicla gerceklestirilmesini istemistir. tabi ki anlayisli kocasi henry onun bu istegini geri cevirmemis, olumunun en acisiz sekilde gelmesine calismistir.

    oyle ki fransiz cellada bu isi karisini sasirtarak, hic beklemedigi bir anda yapmasi talimatini vermistir. cellat da cingoz bir planla, idamda hazir bulunanlardan bir bayani diz cokmus dua etmekte olan kraliceyi cagirarak dikkatini baska yone cekmesi icin ayarlamistir. birden kendisine seslenilen anne o yone donmusken cellat arkadan hizla yaklasir ve kralicenin kafasini bir hamlede ucurur. olay o kadar hizli olmustur ki, cellat kralicenin kafasini yerden alip yuksege kaldirdiginda anne'in gozlerinin hala acik ve dudaklarinin hala duasini okuyor oldugu bircok farkli kayda gecmistir. elbette o zaman bu vucut fonksiyonlarina degil, buyuculuge baglanarak anne'in suclu oldugu bir kez daha ilan edilmistir! oysa ki su anda tum ingilizler tarihi belgelere dayanarak anne boleyn'in sucsuz olduguna inanmaktadir. bize de bu entry'yi buraya kadar okuyan tum tarihsever sozlukculere opucuklerimizi yollamak kalmistir.

  • 2045 yılına kadar "bu milletin a. koyacağız" diyen adamlara 153 milyar dolar ödenecek.
    kaynak

    milli gelirin %22 sine karşılık gelen bu borç şu an doğmamış çocuğun bile sırtına yüklenmiştir.
    koca türkiye cumhuriyeti bir takım onun bunun çocuklarına 2045 yılına kadar ipotek edilmiştir..
    "vatan hainliği nedir" in tanımı budur!

    bu projeleri tanıtırken "cebimizden bir kuruş çıkmayacak" diyenler;
    devran döndüğünde gözünüzün yaşına bakanın da amk.

  • -sabah koşuya çıkan insanlar varsa
    -avm dışında açılmış bi starbucks varsa
    -kadınlar tayt giyip yürüyüş yapabiliyorsa
    -kaliteli bir burgerci varsa
    -lüks markalardan alışveriş yapabileceğiniz mağazalar varsa
    -gurme market bulabiliyorsanız

    yüksek gelir düzeyine sahip, elit bir muhittesiniz demektir

    -insanlar kaldırım yerine yoldan yürüyorsa
    -restoranlar genelde çiğ köfteci, kebapçı, şerbetli tatlıcı ise
    -discount marketler normal marketlerden fazlaysa
    -sokağa çıktınızda 10 tane erkek görürken 1 tane kadın görüyorsanız

    düşük gelirli, gerici bir semtte olmanız olasıdır

  • yazılımcı bir arkadaştan geliyor;
    "20 sene boyunca bilgisayar kullan, bilgisayarın kurdu ol, koskoca şirketler sana sırf bu yüzden iş versin ama günün birinde annen kalkıp google'a "fatih harbiye bu akşam neden yok" diye yazdırsın. olacak iş değil! yayın günü değişmiş arkadaşlar, pazar günü yayınlanacakmış bundan sonra. "

  • acik ve net. annem annem diye aglayani ve anasi yuzunden surekli bosanma ile tehdit edeni kapinin onune koyacaksin. sanki bir onun anasi var amk, sanki biz piciz. ben niye bu kadar sinirlendiysem, hic.

  • en önemli olmasa da bel kıvrımı ve açısı bu kriterlerden biridir.

    nasıl mı? anlatayım.

    teksas üniversitesi’nde yapılan iki psikolojik çalışma var. bunlardan biri, modern erkeklerin kadınların kıvrımlı kalçalarını çekici bulmalarını konu alıyor.

    100 erkeğe bel kıvrımı açıları farklı olan kadın resimlerini göstererek çekicilik düzeylerine göre puanlamalarını istemişler. erkekler 45 derecelik bel kıvrımına sahip kadın resimlerini en çekici bulmuşlar.

    görsel1

    bunun nedeni de 45 derece bel kıvrımına sahip kadınların sahip olduğu bu omurilik yapısı, hamile olduklarında ağırlıkları kalça üzerinde dengelenmesini sağlıyor. bu kadınlar hamilelik esnasında daha verimli bir toplayıcılık yapabiliyordu ve omurilik hasarı yaşama ihtimalleri daha düşük oluyordu. erkeklerin bu tip kadınları tercih etmesi de fetüsün ve yavrunun ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilen ve ayrıca çoğul gebelikleri sorunsuz atlatabilen eşlere sahip olmasını sağlıyordu.

    görsel2

    diğer çalışma ise bu ilk çalışmayla alakalı. erkeklerin bu açıya sahip kadınları tercih etme sebebinin daha büyük kalçaları yansıtması mı yoksa omurgadaki açıyla mı alakalı olduğunu sınıyor.

    bu çalışmada ise 200 erkeğe kalça büyüklükleri farklı ve omur sıkışmalarına sahip olan, fakat her koşulda 45.5 derecelik kıvrımı koruyan kadınların resimleri gösterilmiş. erkekler he seferinde kalça boyutunu önemsemeksizin, omurga eğimi istenen düzeye yakın olan kadınları tercih etmişler.

    görsel3

    bu çalışmalar bize gösteriyor ki erkeklerin güzellik algıları evrimsel baskı ve seçilimin sonucunda binlerce yıllık bir sürecin sonunda şekillenmiş.

    biz ne kadar bilinçli olarak fark etmesek de eş seçiminde arka planda sürekli hayatta kalma mekanizmaları işliyor ve bizi, yavrularımızı hayatta tutacak en iyi eş adayını seçmemiz konusunda yönlendiriyorlar.

    kaynak

    edit: görsel eklendi.