ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: romanyadan sevgili buldum kıskanın piçler
1. internetten tanıştık gelmek için yol parası istedi 200 dolar gönderdim yola çıkmış bile telefonu kapalı çünkü sizde elinizi zikin hahaha.
babamı acile getirdik nefes alamıyor adam
-
acile getirilen babanın zamanında aceleye getirdiği çocuğunun paylaşımı.
26 mart 2015 istanbul'a 4 yeni üniversite açılması
-
(bkz: melis üniversitesi)
biri böyle olsun lütfen,okan üniversitesi var bu ülkede.okan lan bildiğin okan.
git şurdan şöyle bir tahta bul gel
-
dünyanın en tuhaf baba talebidir, emridir. herhangi bir iş mi yapılıyor, bağla bahçeyle mi uğraşılıyor, apartman bahçesinde bir atraksiyon mu yapılıyor, piknikte mangal mı yakılıyor, baba mutlaka bu talebini dile getirir. muhattabı genelde erkek çocuklardır.
öğelerine ayirarak bakalim, emrin saçmaligi anlasilsin;
git: ışık hızıyla yap anlamında
şurdan: "şurdan" kelimesi masum gibi ama kastedilen butun mahalle.
şöyle: genelde 1-1,5 metreye tekabül eden bi tahtadır. bi örneği pederin elinde vardır.
bir: evet bir.
tahta: her babaya lazım, fennin son harikası.
bul: artik icat mi edersin, yarayir misin bilemem mealinde.
gel: gidis hiziyla gel.
verdi emri, bolt gibi gote toynak ata ata gittin, aradin ve buyuk ihtimalle mahallenizde ikea fabrikasi yoksa bulamadan geldin. sonuc?
"taam hallettim ben.."
erzurum şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
erzurum'da yaşanması ayrı bir sevindirdi. umarım yakın zamanda eylem yapıp, polisten dayak yedikleri görüntüleri de izleriz.
beni hayata bağlayan bu tür olaylar şu an itibariyle.
başbakanının ne mezunu olduğu bilinmeyen ülke
-
türkiye'dir. rte hangi okulun hangi bölümünü bitirdi, kaç sene okudu belli değil. yarın bir gün cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında o kerameti kendinden menkul diplomanın sayılıp sayılmayacağı da meçhul. gerçi sayılmaması durumunda yaşanacaklar gözümün önüne geliyor :
seevggilii kardeşlerim. buunnlaar benim diploma-ma-mı geçersiz saydılar. benim cumhurbaşkanı olmamı haaaazmede-me-diler. o kooooltukta bir imam hatipli görmek istemediler. işte buunlar hep cehape zihniyeti. bunlar dağdaki çobanla benim oyum bir olamaz diyen insanlar. bunlar önceki seçimde de abdullah kardeşim için de 367 diye ucube bir kural uydurmuşlardı. ama inşa-allah halkımız bunlara cevabını her zaman olduğu gibi yine sandıkta verecektir. camileri ahıra çeviren, ezanı türkçeleştiren bu zihniyete teslim olmayacağız. bu gibi kısıtlamaların önüne geçeceğiz, cumhurbaşkanlığı seçilme şartlarını toptan kaldıracağız, herkes muhtar adayı olur gibi cumhurbaşkanlığına aday olacak. bunun olabileceğini daha önce tahayyül edebilir miydiniz ? işte değerli kardeşlerim bunu ancak ak parti yapabilirdi.
dört kelimeyle ilk buluşmanı mahvet
-
eski sevgilime çok benziyorsun
türkçede en kıl olunan ifade
-
(bkz: 10 numara 5 yıldız)
bebeklikte yaşananların hatırlanmaması
-
davranış alanında yapılan çalışmalar, insan zihnindeki faaliyetlerin dahi genetik kodlardan geliyor olabileceğini söylemekte. mesela, etik sorunların olmadığı dönemlerde yapılan çalışmalarda, bebeklerin de örümcek ve yılan gibi hayvanların görsellerinden korktuklarını kanıtlayan çalışmalar olduğunu anımsıyorum. yani buna göre ilkel amigdalamızda dahi kendini savunan ve nesilden nesle aktarılan bir bilgi olabilir.
ama gelin görün, bebeklikte yaşadıklarımızı asla anımsayamıyoruz. hatta parça parça da ya da nadir imajlar olarak dahi hatırlayamıyoruz. yapılan araştırmalar en eski hatıralarımızın ortalama 3,5 yaş dönemine ait olduğunu göstermiş.
öyleyse hafızayı başlatan ne? neden bebeklik anılarımızı hatırlayamıyoruz? eğer bebeklik anılarımız flu izler* olarak zihnimizde bulunuyorsa, bunların hatıralara dönüşebilmesi ve kalıcı bir hal alması da ne demek?! belki de renklerin kategorilerini anladıkça, kelimeler kalıcı hale gelip beynimizin sağ yarım küresinden, sol yarım küresine geçmesiyle artık hatırlamaya başlıyoruz. sanırım bir dili düşünmek bir yaşam formunu düşünmektir ve bu yüzden aslanlar konuşabilseydi onları anlayamazdık. çünkü, ludwig wittgenstein'ın dediği gibi: bir dili hayal etmek bir yaşam biçimini hayal etmektir.
bebeklik anılarımızı hatırlayamıyoruz, çünkü o zaman algımız ve algımıza biçim veren dilimiz katı form almamıştı. tıpkı kemiklerimizin sertleşmesi gibi algımız da sertleşti ve hafızaya olanak tanıdı. sanırım şunu anlamamız gerekiyor: bizim insan olarak tek numaramız; yaşadığımız dünya hakkında örüntüler* uydurabilmemizdir.
temizliğe gelen kadına öğlen yemeği verilir mi
-
bir şirketten hizmet satın almanız neticesinde geliyorsa hayır, direkt istihdam etmeniz yoluyla geliyorsa evet.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''izzet altınmeşe'nin suratındaki o şey 'ben' değil, adeta 'biz'!''