ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
flört döneminde sabah beni uyandırır mısın eşiği
-
kızın "uf sabah erken uyanmam lzm ama hc uykm yok! senle msjlaşmak çgzel!" mesajına karşılık erkeğin umut dolu, heyecan dolu, testosteron dolu mesajı olan "ben uyandırırım seni, kaçta?" girişimidir.
kız her ne kadar "yhaa olmzzz çok erken klkıcam 6:27de senin uykunu bölmek istemiyorom!" hamlesi erkeğe biraz umut verse de kendisini attığı girdaptan asla ve asla "ha tamam o zaman, sen öğlen bi ara beni ararsın cnmss" gibi bir çıkış yapamayacağı için seve seve bulaştığı beladır.
üç beş gün içinde "yaa sen çkzel uyandırıyoson yarn gene 5:42de uyanmam gerek" talebine dönüşecektir. güle güle kullanın.
uzun süreli yalnızlığın sırrı
-
kendinize güvenmeyin.
mümkünse her koşulda sorgulayıp bir de bunun üzerine dırdır yapın durmaksızın.
hayatınıza yanaşan istisnasız herkesi donuna kadar irdeleyin.
evden dışarı çıkmamak için bahaneler bulun.
%100 çalışıyor, tecrübeyle sabit.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''ulan madem facebook'a yüzlerce fotoğraf yükleyecektiniz neden mirc'te bir vesikalık için üç gün uğraştırdınız amk?''
erkeklerin en beğenmediği estetik operasyon
-
operasyondan sayılıyor mu bilemem ama uzak ara dudak dolgusu.
yaptırmayın şunu.
asla ayar tutturulamıyor ve sonuç o dudaklar evlerden uzak eşekarısı sokmuş gibi.
yaptıran kimle konuştuysam da, aa yok böyle kalmayacak, bir iki aya bu şişlik kayboluyor.
sonuç, kaybolmadı.
mikasa futbol topu
-
dışı plastik, içi çimento kaplı. ağız da dağılıyor.
vergi iade fişi yazmak
-
babayla girilen ilginç diyaloglar, yanlışlık olmasın diye defalarca toplama yapmalar, bütün fişleri gıda, sağlık, giyim, kırtasiye diye kategorilere ayırmak, sonra tarihe göre sıralamak, arada annenin babadan habersiz yaptığı alışverişlerin ortaya çıkması (madem habersiz aldın faturasını ne diye saklarsın) ve akabinde yaşanan ufak bir aile faciası...yıl içinde yapılan alışverişten sonra neden fiş almadın diye azarlanmak...güzel günlerdi be.
17 ağustos 2016 38 bin mahkumun salıverilme kararı
-
vaktiyle illerimizden bir tanesinde, tecavüz mağduru kadın, kendine tecavüz edip yakalanan sapığı çarşıda görür. koşa koşa karakola gider. der ki " bu pislik kaçmış". karakoldan da cevaben "af çıktı bacım" derler "devlet bunları affetti."
bunun üzerine kadın sinirlenir:
" lan bu pislik devlete mi tecavüz etti? devlete ne oluyor?"
kıssadan hisse.
istanbul'daki donut fiyatlarının %30 artması
-
donutsever biri olarak devleti göreve çağırdığım artış.naçizane tavsiyem todi
(bkz: toplu donut idaresi)
herkesin üniversiteye gitmek istemesi yanlış
-
üstad ilber ortaylı'nın ifadesi. link
türkiye'de herkesin üniversiteye gitmeye merak salması çok yanlış.
işte ilber hoca'nın bu konuda söyledikleri:
* türklerin yanlış bir anlayışı var: herkes üniversiteye gider. hayır. herkes üniversiteye gitmesin. herkese tabii ki kara cehaletten kurtaracak bir eğitim verirsin, herkese iş yapacak bir eğitim verirsin, zanaatçı olur, başka bir şey olur. ama herkesi üniversitede okutamazsın.
* aynı ananın babanın üç çocuğu birbirine benzemiyor. bu bir vergi... siz yetenekli bir çocuğun bulunduğu bir yeri, öbürüyle dolduramazsınız.
* herkesin üniversiteye gitmesinin acısını tadacaklar. müthiş paralarla okuyanlar, iş bulamayacaklar, ancak daha basit, daha pratik dalları öğrenmek için de geç kalmış olacaklar. çok hazin şeyler bekliyor türkiye'yi.
* her çocuk bürokrat olmak istiyor, genel müdür olmak istiyor, savcı olmak istiyor. oysa iyi bir marangoz, iyi bir tesisat tamircisi, iyi bir elektrikçi çok daha önemlidir. herkesin hekim ve göz hekimi olması şart değil. optik alanında çalışan ustalar çok daha önemlidir. herkesin üniversiteye gitmesi demek şu demek: genç yaşta öğrenilecek bir dolu meslek varken oyalanmak demek.
* bu kadar işletmeciyle ne yapacağız, çok merak ediyorum. bu kadar çok sosyologla ne olur çok merak ediyorum. liseden sonra herkesi tarih fakültesine yollamanın manası nedir?
bizdeki üniversite, üniversite değil
her ile üniversite açılması konusunda da ilber ortaylı çok dolu.
bunun yanlış olduğunu söylüyor.
* dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. böyle şart olur mu? ille de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz.
* bir üniversitenin üniversite olabilmesi için her şeyden evvel laboratuvar ve kütüphane lazım. var mı bunlar? en merkezdeki üniversitelerde bile yok.
* iyi bir üniversite için iyi öğretim kadroları gerekir... iyi bir üniversite için medeni eğitim ve yaşamı sağlayan kampus gerekir. bunlar olmadan üniversite olmaz.
danimarka
-
dun basbakan mette frederiksen 1 kasim'da secim yapilacagini acikladi. ben de sandim ki 2023 kasim, cunku hayal edemedim hemen 25 gun sonrasina secim yapilmasini. meger 25 gun sonra secim yapilacakmis gercekten de.
sonra is arkadaslarima "ya cok yakin bir zaman degil mi, nasil olacak bu is" dedim. onlar da "ne yapacagiz 3 ay 6 ay onlarin zirvalarini mi dinleyecegiz, hem secim karari alininca hukumet bir karar alamaz cunku yeni gelecek hukumeti dusunmesi lazim, o yuzden kisa surede secim olmasi iyidir" dediler. dogru dedim icimden, yine hayata bakis farkliligi ve dogru bildiklerimizin aslinda cok da dogru olmadigi duygusu kapladi icimi.
sen bir gazetesin haddini bileceksin
-
kimileri tarafından allah'ın tüm vasıflarını üzerinde bulunduran kişi'nin beyanı.
bu sefer hedef new york times
hadi be uzun adam. biraz daha bastırırsan abd medyası çökecek. hüloğğğğ çekeceğimiz günler yakın.
son kısım ironi içerir.
oytun erbaş
-
birileri yapar diye bekledim ama çıkmayınca hazır karantinadayız televizyonda yaptığı hataları ve kıvırmalarının bir kısmını video olarak ayarlayayım dedim, bu süreçte tek falsosu türk geni değildir tahmin edileceği üzere:
köpek riskli vs köpek risksiz bağışıklık kazandırır (fazla sallayınca çelişebiliyor insan tabii)
her dediği yanlış çıkan adam (virüs yukarı çıkar)
oytun ve maske (hepa bile korumaz)
nisanın sonunda biter bu iş, en büyük pikini yaptı zaten, en tepede
oytun ve tuzlu su (ben iyi geliyor demiyom)
oytun hoca ile virüsler hakkında sallıyoruz (sözlüde sorsanız kalmıştık eheh)
sallamakta hızını alamayıp kendisiyle çelişmek (türk çayı bu sefer)
oytun - genetik faktörler (anca 10-20 vak'a olur)
tuzlu suyun tuz kullanmaması kişiler için zararlı olmayacağını savunuşu
abartıyorlar komedi bu (ft. canan karatay, yavuz dizdar)
gen baba gen
var olan araştırmaları bilmeyip direkt yok diye hükmederken
daha bir sürü çıkar ama tadında bırakalım:)
dünyanın en kısa iq testi
-
matematik ile zeka veya ıq ölçenlerin, gerçek ıq'ları kaç test etmek lazım.