hesabın var mı? giriş yap

  • en nefret edilen kişi olma konusunda dolores umbridge'in kazanacağı versustur.

    kendisi, harry potter evreninin en nefret edilen karakteridir. bu büyük bir başarı. lord voldemort gibi "saf kötülükten" yapılmış bir karakter varken serinin en nefret edileni olmak o kadar küçümsenecek bir şey değil.

    nasıl oluyor da voldemort'u geride bırakıyor diyeceksiniz. voldemort, hayatlarımızda görebileceğimiz bir karakter değil. onda iyi olan hiçbir şey yok. ona istediğini vermezseniz sizi öldüreceğini bilirsiniz. verdiğiniz takdirde de sizi öldürebileceğini bilirsiniz. eşref saatinde değildir, canı birini öldürmek istemiştir ve o anda da karşısında sizi bulmuştur. allah rahmet eylesin, ne diyebiliriz ki?

    ancak anahtar kelime bu: bilirsiniz. voldemort gibi kötü bir karakterin size kötülük yapacağının farkındasınızdır. oysa dolores umbridge gibi karakterler bizim günlük hayatta her yerde karşılaşabileceğimiz, ne beklememiz gerektiğinden emin olamadığımız, gücü eline alması gereken son kişilerdir.

    tüm çocukluğunu, hayatını insanlardan nefret ederek geçirmiş ama asla bu nefretini dışa vuracak fırsatı bulamamış, en nihayetinde üst düzey bir makama gelerek yetkilerle donatılmış o kişiyi tanıdınız mı? nefretini kusmak için makamının arkasına gizlenip yetkisini keyfî olarak kullanan o ezik kişiyi?

    işte umbridge bu. voldemort, bir makamın ya da yetkinin arkasına sığınmıyor. kendi gücünü kullanarak etrafında müritler toplayan ve yükselen bir büyücü. umbridge ise sihir bakanlığı'ndaki pozisyonunu nefretini kusmak için kullanıyor. aslında size yardım etmesi gereken, daha da önemlisi size hizmet etmesi için o makama getirilen kişi bu yetkisini size eziyet etmek için kullanıyor. voldemort'un size "hizmet etme" zorunluluğu yok, bir bakanlık görevlisi olarak umbridge'in temel görevi bu.

    bu iklininin yöntem olarak da ciddi farkları var. voldemort zaman kaybetmiyor, çoğunlukla öldürüp geçiyor. güçten düşüşü harry potter sayesinde oldu, bir bebek hayatını kaydırdı. buna rağmen temel amacı ona işkence etmek değil, onu öldürmekti. karşı karşıya geldikleri anların çoğunda harry'nin üstüne avada kadavra savurdu. diğer ölümlerde de böyle, genellikle öldürme odaklı biri. umbridge ise kurbanlarına en orijinal işkenceleri planlıyor. o ceza kalemi kendi icadı. manyak kadın öğrencilere işkence edebilmek için oturup kalem icat etmiş. bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de kurbanının karşısına geçip kurbağa suratıyla gülümsüyor.

    voldemort, ondan sadece kötülük beklemeniz gerektiğini bildiğiniz, kurtulmak için ya savaşmanız ya da kaçmanız gereken hayatın ötesinde bir karakter iken umbridge bizzat hayatın içinden bir karakterdir. bu hayatta çok büyük bir istisna yoksa voldemort gibi biriyle karşılaşmazsınız ama muhtemelen herkesin kendi kişisel umbridge'i vardır. oturduğu koltuğu kendi kibrini tatmin etmek ve nefretini kusmak için kullanan, size hizmet etmesi gereken ancak eziyet eden, sırf o makamda olduğu için etrafındakileri ayakta bekletmeyi seven ya da hor gören birileriyle mutlaka karşılaşmışsınızdır.

    bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama voldemort, umbridge'den daha şerefli bir karakter.

  • başlık: oruç tutmak ne kadar kolaymış beyleeeeeeeeer

    entry:dün hayatımda ilk defa oruç tutmaya karar verdim .neyse gece kalktım sahura yedim bişiler. geçtim yatağa yattım tam uyuycam bi baktım ezan okundu. kalktım açtım orucumu daha acıkmamıştım bile ne kadar kolaymış amk oruç tutmak

  • okul çıkışından oğlunu almış bir baba ile oğul;

    - baba kırtasiyeye uğrayalım ya
    + napcan oğlum kırtasiyede?
    - kalem alcammm
    + bu ne lan iki günde bir kalem alıyon, biz seni okumaya gönderiyoz sen sadece yazıyon.

  • bir süredir acil nakit ihtiyacından ötürü tıpkı bir korsan taksici gibi sürücülük yaptığım uygulama.

    meraklısına anlatayım,
    evet korsan taksi gibi çalışmak isteyenler bu uygulamayı kullanabiliyor benim yaptığım gibi, kazandırıyor mu peki?

    teknik olarak hayır.

    önce güncel hesabı anlatayım. bugünün rakamları ile indi-bindi yani en düşük ücret 60 tl. indi-bindi sınırı ticari takside olduğu gibi 2.5 km ile sınırlı değil. 4 km'ye kadar 60 tl talep gelebiliyor. takside güncel indi-bindi 70 tl.

    bu kilometrenin üzerine çıkınca ise 1 km 11-12 lira gibi gerçekleşiyor. evet, dün gece 17 km mesafe için 192 tl tutarında bir talep karşıladım. bu rakam ticari takside 13.75 tl güncel rakamlarla. yani burada, sarı taksi ile şu para gidiyorum hede hödö diyenler ötede oynayabilir. şu an martı tag hem kısa hem uzun mesafede taksiden daha hesaplı.

    ben gece saatlerinde çalışabiliyorum, kullandığım araç audi a3, kilometrede yaklaşık 4 tl yakıyor. şimdi km başına 11-12 lira para kazanacağız ya, öyle de değil, çünkü talebin 4 km mesafeden geldiğini ve varış yerinin 10 km olduğunu düşündüğümüzde 110-120 tl bandında bir ücret çıkacağından, müşteri indiği zaman km başı kazanç 9 lira gibi hesaplanabilir. gittiğiniz yerden başka bir talep almadan başlangıç noktasına dönerseniz eğer benim aracım için söylüyorum cebe kalan para km başı 1 tl. yani 10 km için 10 tl kazandım. aracın yıpranması, bakımı, sigortası, cezası, kazası belası? yaptığın mesainin karşılığı? hesabın bundan sonrasını size bırakıyorum. dönüş yolu için 1 saat 15 dakika talep beklediğim oldu. gece talepler zayıf, gideceğiniz istikamette bulmak ayrı mucize, onu yakalamak ayrı meziyet.

    kullanıcı, sürücü tartışmasına çok gitmek istemiyorum. henüz 1 aylık maceramda 3 kişiyi araçtan indirdim. birini kendimi savunmak zorunda olduğum için az biraz yıprattım. ama çok kaliteli, çok beyefendi insanlar da aldım aracıma.

    şimdi birileri çıkıp al işte tipik sarı taksi şoförü muamelesi çekmeye kalkmadan açıklayım, 3 kişinin biri aşırı alkollüydü ve aracıma kustu. diğeri aracımda eroin alışverişi yapmaya kalktı. sonuncusu da 7 kişi oturmaya çalıştı. evet aracım hatcback, 7 kişi evet.

    böyle küçük sürprizlere hazır olanlar bu işe mesai harcayabilirler.

    yapılacak iş mi? vallahi değil. taksicileri bi nebze olsun anlıyor insan.

    bu hesap kitap olaylarında ise bizim millet yolunacak kaz arıyor. bi araba çağırıp iki üç yere adam bıraktırmak en popüler olay. baba bende taksimetre yok ama, ölçemiyorum. o da bunu biliyor, yerse pazarı. rotadan çıkamam abisi. sonra bi dünya tantana.

    iyi insanlar iyi ki varlar. hep var olsunlar. ama geceleri uyuyor onlar genelde.

  • ben ve 5 yaşındaki ilayda arasında dun aksam gecen diyalog:

    what ablası ilayda'yla matematik oyunu oynamaktadir zira ilayda'nin matematiği biraz zayif olduğu için whatyouget abla da evde ilayda'ya takviye yapmaktadır.

    w: ilayda'cim, 2 mi büyük 1 mi?
    i: mmm.... bilmem, ayyy bilemedim offf bı dakka düşüneceğim.
    w: peki tabii ki dusuneceksin.
    ...
    i: offf bilmiyoruuum! sen bana cevabı soyle, ben yorum yapayım?
    w: hahaha yek yeea? tamam o zaman söyle sorayım. (masadaki leblebileri kullanarak..) bak burada kaç tane leblebi var?
    i: biiiiir tane akıllım!
    w: afferin! peki şimdi kaç tane var ? (bir leblebi daha koydum yanına)
    i: bir... iki... ikiiiiii akıllım !
    w: afferin! e o zaman 2 mi büyük 1 mi?
    i: hoffff bilmiyorum dedim ama!
    w:peki... söyle sorayım. sana bir tane çikolata mı almamı istersin iki tane çikolata mı ?
    i: ikiiiiii!!! :) (ağız bes karış oldu o sırada tabii)
    w: hah o zaman 2 mi büyük 1 mi?
    i: annneeaaa yaaa :'(

    ben elimden geleni yaptığımı düşünüyorum :/

    edit: aldigim 353735363 mesajdan sonra edit yapma ihtiyaci hissettim.
    kiz mal degil arkadaslar. raad olun.
    sadece "buyuk" sifatinin ilayda'daki algisi, "boyutsal acidan buyuk" şeklinde.
    bu nedenle dun aksam ayni soruyu "çok" ve "fazla" sifatlarini kullanarak tekrar sordum.
    ve bingo, 2'nin 1'den fazla oldugunu bildi!!

    o nedenle rahat uyuyabiliriz. cocugun beyni yerinde.

  • senelerce erkenden uyandığı için, artık uyumayı çok seven ve gerekmedikçe asla uyanmayan nesile dönüşmüştür. en azından kendi uyuma sevgimi buna bağlıyorum ben. saygılar.