ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çalsa da razıyız çırpsa da razıyız
-
ulan got sen razisin da biz razi degiliz problem orada zaten
sarelle'ye 6 tl civarında zam gelmesi
-
markette bir an için dizlerimin tutmamasına ve yere kapaklanayazmama sebep olmuştur.
https://33.media.tumblr.com/…qguf1s5obp5o1_1280.jpg
bu ne lan bu ne? bu fındıklarında benim babamın, hemşerilerimin, bütün karadenizin emeği, alın teri var ve kilosunu 10 tl'ye zor sattık geçen yaz. o fındıkları toplarken perişan oluyoruz kendimize en fazla 2 çuval ayırıyoruz satalım da emeğimize bari değsin diye. sonra markette bu manzarayı görüyoruz. ekonomik durumum ne kadar iyi olursa olsun fındık endüstrisinin halini bildiğim için bi kavanoz ezmeye 20 lira vermek resmen koyuyor bana. rezilliğe bak ya, 13,45 tl bile pahalı geliyordu 1 değil 3 değil 6 tl birden zam yapmışlar utanmadan. altın mı rendelediniz içine nedir?
zaten şu sarelle oldum olası kazığa bayılır. ordu'daki fabrikalarına koliyle gofret almaya gidiyoruz insan fabrika ve toptan fiyat diye indirim yapar ı ıh 1 kuruş bile indirim yok marketten aldığımızla aynı fiyat. bi kere iflas etmişlerdi bi daha etmeyi hakediyorlar. zaten bu aç gözlülükle ve şu anki vatandaşın ekonomik durumuyla fazla yaşamazlar.
türkiye'de kaliteli dondurma olmaması
-
birazdan şu pastane bu dondurmacı diyenler doluşur. he kardeş istanbul dan maraş a gideriz dondurma yemeye.
snow white'ı pamuk prenses diye çeviren ilk insan
-
olduğu gibi çevirmek yerine kendinden birşeyler katmış ve çok doğru bir çeviriye imza atmıştır. kar beyaz diye çevirse daha mı iyiydi.
prince charming'i de beyaz atlı prens olarak çeviren aynı kişiyse double gold'u hak etmiştir.
edit: apollo69 uyardı. güzel çeviriler ile dilimize yapılan katkılar tartışılırken "double gold" yazmak pek hoş olmadı gerçekten. çift altın madalya olarak değiştiriyorum...
türkiye'de kaliteli film yapılamamasının sebepleri
-
talep olmaması şeklinde özetlenebilecek sebepler.
16 ocak 2016 itibariyle maltepe park cinemaximum'da oynayan filmler:
kardeşim benim
bizans oyunları
the good dinosaur
kocan kadar konuş*
alvin ve sincaplar*
delibal
nadide hayat
star wars*
düğün dernek 2*
para kazanmaya çalışan bir ticari işletme bu ve creed ya da the hateful eight gibi şu an gösterimde olan ve aslında popüler sinemaya örnek yabancı filmler bile kendine yer bulamamış bu salonda. sinema salonları çocuklar için animasyon ve cıvık türk filmleriyle dolmuş halde çünkü bunlar gişe yapıyor.
iş emaillerindeki vahim klavye hataları
-
şimdi dikkatli olmak lazım.... mesela acele ile yazılan bir emailde
hi jennifer,
yerine
ho jennifer,
dediğinizde soluğu doğrudan avukatların yanında alabilirsiniz
(sonuçta benim ingilizce qwerty klavye de i ve o tuşları yanyana)
yine ingilizce klavye de yurdum insanının dikkat etmesi gereken diğer bir nokta da m harfi ile virgül tuşlarının yanyana oluşudur.... mesela
merhaba leyla,
yarın raporları gönderir misin?
ile
merhaba leylam
yarın raporları gönderir misin?
arasında ciddi anlam farkları vardır.. elleriniz sürçmesin, gavur klavyelerden uzak durun
rusya'da nurculara baskın
-
rusya'da pilav çok tüketilmediğinden yer tespitinin zor olmadığını düşündüğüm baskın.
- sergey, sen ordan bize 30 kilo baldo tart bakem..
beyaz tenli kadınlara tavsiyeler
-
bol bol mesaj atın. bana.
chp'nin seçim kampanyasına suç duyurusu yapılması
-
provokasyon olarak görenlere zoruna mı gitti yarrağım şeklinde sorma isteği doğuran girişim.
rixos'ta şüpheli ölüm
-
"oğlunun ölümünden 3 gün sonra tekirdağ’daki evlerine 2 kişinin geldiğini anlatan baba murat oğraş “tarım bakanlığı adına başsağlığına geldik’ dediler. bir kişi de adalet bakanı’nın danışmanı olduğunu söyledi. her türlü maddi manevi yardımı yapacaklarını fakat basında otelin adının kullanılmamasını istediler. antalya’ya savcılığa gidip olayı anlatıp dilekçeyi verdim. tehdit edenlerle ilgili soruşturma başladı” dedi."
sen ne biçim bir adalet bakanlığı yetkilisisin ki öleni değil öldüreni korumanın derdine düşüyorsun?
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
sabah ise gelirken ayni renk ama farkli bir çift ayakkabiyla gelinir*, her ikisi de kahverengi oldugu halde birisinin arkasi açik birisinin kapali ayakkabilarla is yerinde gün geçirilir. derse girerken minimum ögrenci farketsin diye masa arkasinda durulur vs.
aksamüstü is çikisi bir arkadasin arabasiyla sehre inilir. atm'den para çekilmesi gerektiginden arkadastan biraz beklemesi rica edilir, arabadan inilir. banka para vermez, bu arada arabada bekleyen arkadas arkadan gelen arabaya yer açmak amaçli bi kaç metre ileriye gitmistir. arkasinda park etmis olan arabanin ayni renk olmasi büyük talihsizliktir. para çekemeyen hatun söylenerek arkadaki arabaya biner. soför mahalllinde oturan adama hiç bakmadan dirdirlanmaya devam eder. kapiyi da kiracak gibi çarpar. arabada oturmakta olan adam da esini beklediginden dönüp bakmaz arabaya binene, onun yerine o da yüksek sesle karisi zannettigi kadina söylenmektedir çünkü. önceki arabada bekleyen arkadas dikiz aynasindan hadiseyi izlemekte, bir yanda da gülme krizine hakim olmaya çalisirken kornaya asilmaktadir. konusurken seslerin yabanci gelmesi üzerine arabadakiler birbirlerine ayni anda dönerler, bir an boyunca bos bos bakarlar, ayni anda çiglik atarlar. bizim hatun kaçar gibi arabadan iner, öndekine biner, öndeki araba, sürücüsünün gülme krizinden dolayi bir süre ilerleyemez.
daniel welbeck
-
emirates'te çıktığı ilk maçta şöyle muzzam bir kareye girmiş olan futbolcu.
https://pbs.twimg.com/…ia/bxazxlsiyaazinl.jpg:large