hesabın var mı? giriş yap

  • birçok annenin cahil, çocuğunun neye değer verdiğinden haberi olmayacak kadar ilgisiz ve çocuğunu birey olarak görmeyen, sahip olduklarına saygı duymayan kişiler olduğunu gösteren eşyalar.
    kusura bakmayın ama bu böyle. bir kere bir eşyanın maddi değeri olup olmadığını anlayamayanlara yorum bile yapmıyorum zaten. onun dışında ilgili bir anne çocuğunu tanır, değer verdiği şeyleri bilir. hadi onu da geçtim, çocuğunun eşyalarını ona sormadan atmayacak kadar ona birey olarak saygı duyar.
    okuduğum entryleri görünce yazarlarının yerine ben sinirlendim.

  • halit kıvanç beyaz show'da pele ile tanışmasını anlatmıştı. üşenmedim röportajı buldum.
    kendi anlatımıyla pele ile tanışmaları ve pele ' nin ilk röportajı ;

    halit kıvanç, brezilyalı pele’yle tanışmasını unutamıyor: “isveç’te bromo oteli’nin balo salonundayız. bir brezilyalı gelip dedi ki, ‘bir çocuk getirdim. daha 17 yaşında. şimdilik yedek. ama yarın muhteşem bir oyun oynayacak.’ fakat çocuğa hiçbir gazeteci yüz vermedi. corriera dello sport’taki arkadaşım italyan alto bile ilgilenmedi. ben gidip pele’yle konuştum. ertesi gün pele takıma girdi, golü attı. o günden sonra pele beni her yerde hep hatırladı. 1970 dünya kupası’nda brezilya şampiyon olduğunda pele’yle tekrar karşılaştım. kimseye röportaj vermiyordu. ben de 1958’de pele’yle konuştuğum fotoğraflı röportajımı gösterdim. pele, benimle özel röportaj yaptı ve ‘dünya basınına duyuruyorum, ben milli formayı ilk giydiğim maçtan önce benimle konuşan tek kişi, ismi çok zor, söyleyemiyorum, senyor istanbul’du’ dedi.”
    kaynak : vatan gazetesi

    ek : pele o turnuvada parladıktan sonra italyan gazeteci alto gelip halit kıvanç'a demiş ki ; röportajını bana verir misin, aynı şeyleri gazetemde ben yazmışım gibi yayınlayacağım. e tabi halit abi vermemiş röportajı, helal olsun :)

    velhasıl-ı kelam pele' nin yeri ülkemizde apayrıdır, hem gazetecimizde hem de brezilya' nın galibiyeti ile moral bulan o günkü gençlerimizin kalbinde taht kurmuştur.
    yoksa pele messi'den kötüymüş, yok maradona şöyle demiş. yok abicim, pele bir simgeydi. o kadar.

  • sürekli böyle yorum alan bir sürü ünlünün normalde umursamadığı, cem yılmaz'ın ise dikkate alıp, kendince eğlendiği yorum. adamın yorumundan ziyade cem yılmaz'ın olayla dalga geçmesi daha komik. onun mizah anlayışıyla bakınca baya komik hatta. adam yıllardır ülkenin durumunu anlatıyor, klişeleri vs. bir kez daha hak verdirtti. düşünsenize adam sürekli böyle yorumlar okuyor. işinde gücündesin para kazanıyorsun ama birilerinden fazla kazanıyorsun diye herşeyinle eleştiriliyorsun. o da işin eğlencesinde cennet resmi (temsili) falan paylaşıyor. bence çok komik. *

  • ankara mamak, kantin kuyruğunda nefte almak için sıra bekleyen iki kısa dönem acemi asker;

    1. asker: olm bi yıın laf yedik yok nefte nerde yok bilmemne. siterim lan ben bööle askerlii..
    2. asker: olm baara çaara konuşma komutan duyarsa ziker hayatını..
    komutan?: (arkadan 1. askerin omuzuna dokunarak) arkadaşın doğru söylüyo..

    aynıyla vaki

  • bizim oğlanda iki sene önce ilkokula başladığında, okulunun koridorundaki satranç köşesinde akran öğrenmesi vesilesi ile bir satranç sevdası yeşerdi. her akşam eve başka bir arkadaşı ile yaptığı maçların hikayeleri gelmeye başladı. bir akşam biz de bir maç yaptık, ben tabi acımam affetmem bak diye önden göz korkutmak için " ortaokulda turnuvada üçüncü olmuştum*" dedim buna. sonra da maçta tokatladım zibidiyi. adam rocky balboa gibi, günden gün iyice kaptırdı kendini.

    önce youtube'da satranç eğitim videoları izledi. bütün taşları, hamleleri, açılışları, terimleri öğrendi. ekran karşısında adeta kung-fu yüklenen neo gibiydi. bir süre sonra satranç uygulamalarına dadandı. evin içinde "vezir gambiti mi hint savunması mı daha estetik?" diye gezmeye başladı. (bkz: #87953133)

    son seviyede artık kasparov'un, karpov'un, carlsen'in eski maçlarını seyretmeye başladı. "orada fil g5'e mi oynanır yeaa?" diye edepsiz yorumlarda bulunuyordu. iş artık 1851'de oynanan maçların hamlelerini ezberlemeye ulaştı. artık hemen her akşam maç yapıyorduk ve beni yeniyor ya da yenemese bile çok zorluyordu.

    pandemi döneminde çocuklara sokağa çıkma yasağı başlayınca, daha önce yüz yüze satranç dersi aldığı bir satranç kulübünün başka bir eğitmeninden çevrimiçi eğitim almaya başladı. skype'taki derste önce öğretmenle tanıştılar. ardından öğretmen muhabbet açılsın diye sordu:

    - ünlü oyunculardan kimseyi biliyor musun?
    + babam var.
    - aaa kim ki?
    + bir kere turnuvada üçüncü olmuş.

    var ya, işte o an, öğretmenin çaresizliğini falan boş ver, kasparov'un carlsen'in tüyleri nasıl ürpermiştir, anderssen ve kieseritzky aynı anda nasıl ters dönmüştür mezarlarında. lan sen bütün satranç külliyatını hatmet ama gelen ilk temel soruda bilal oğlan gibi "babacım" diye mırıldan. yok yani babacı da değil ibiş:

    - deniz, ara tatilde ikimiz ankara'ya gidelim mi?
    + annem de gelsin ben onsuz yapamam çok özlerim.
    - bak ya! siz ikiniz gidin o zaman bence.
    + ee valizleri kim taşıyacak??

  • bariz ironi amaçlı açılmış başlığı ciddiye alıp cevap yazan mı dersiniz, ironidir umarım diyen mi dersiniz, şu sözlüğe girişte bir iq testi şart artık.

    edit: herkes aynı dertten muzdaripmiş anlaşılan, gece yazmıştım şunu 666 fav almış an itibariyle. yönetimde okuyordur umarim :)
    666 bu arada, tırstım.

  • mentos'a gerek olmayan, kesmeşekerle de elde edilebilecek, kolanın içindeki suda çözülmüş karbondioksitin aniden açığa çıkması olayı. boşuna mentos'a para harcamayın. (bu kısmı mentos'a kapak olsun.)

    ayrıca, diyet kola da gerekmez, soda da aynı işi görür, üstelik üstünüze başınıza sıçrarsa, yapış yapış olmazsınız. (burası da kolacılara kapak olsun.)

  • vardır efendim. algı kasmanın lüzumu yok.

    mülteci sorununu çözecek olana oy verilir.
    ekonominin düzeltilmesi için adım atacak olana oy verilir.
    hukuk sistemini düzeltecek olana oy verilir.
    bu ülkenin geleceğini çalanlardan hesap soracak olana oy verilir.
    kadın cinayetleri ile ilgili somut adım atacak olana oy verilir.
    parlamenter sisteme dönecek olana oy verilir.

    verilir de verilir ama bu milletin a. koyacağız diyenlere oy verilmez.

  • son 1 ayda sözlüğe giriş yapmış 8284 kadın sözlük kullanıcısının yazarlığı onaylandı. yazarlık onayı bekleme derdinin tamamen son bulacağı günlere doğru elele! (hedef 2023)