ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
karıncayı gideceği yere kadar bırakmak
-
çocukluğumda yapmaktan süper zevk aldığım bir eylemdi. ne güzel adammışım lan ben.
(bkz: karıncalara büyük saygı duymak)
mikrofonu açık unutup yiyişen merve
-
leyla da dershaneye gidiyor baya hırslı hazırlanıyor :d
müjdat gezen'in buyrun benim videosu
-
geçtiğimiz günlerde ekşi sözlük'e konuk olarak sözlük yazarlarının sorularını yanıtlayan müjdat gezen'in pena(video kanalı)'da yayınlanan videosu.
videoyu izlemek için: https://youtu.be/ve4j3lqwfrk
onca yolu tarlaya üçgen çizmek için gelen uzaylı
-
amatör ruhlu bi' uzaylı. yok efendim şurayı işgal edeyim vay efendim dünyayı ele geçireyim demiyor. geliyor efendi gibi tarlaya inip üçgenini dairesini, efendime söyleyeyim beşgenini çizip gidiyor. gerçek bir uzaylı. evet.
4 aralık 2018 haluk levent'in instagram paylaşımı
-
--- spoiler ---
tanım: gündemde kalmak için mütevazı davranmak dışında kozu kalmamış ünlümsünün bir başka benzer yönde davranışı.
--- spoiler ---
bak seeen. haluk levent gibi bir efsane gündemde kalmak için mütevazı davranıyormuş. senin gibi bir beyinsizin dikkat çekmek için entry girmesi olmasın sakın o?
kız arkadaş bulmanın imkansızlaşması
-
bu çıkın dolaşın diyenler herhalde abdde veya bir avrupa ülkesinde yaşadığımızı sanıyor galiba ya da zengin çünkü herkesin gözünde potansiyel bir sapıksın bir selam vermene bakar.
3 haziran 2021 alexander sörloth'un tweet'i
-
yanlış yaptığımız şeylerden sadece biri.
bundan yıllar önce bir maç çıkışı, tümer metin ile denk gelmiştim bir otoparkta.
akşam saati pek kimse yok ortalıkta. tümer, bir foto çekilelim felan, yanında yaklaşık on metre yürüdüm adam ne cavap verdi ne de döndü yüzüme baktı. açıkcası o maçı izlemeye gitmemin en büyük sebebi tümerdi.
ben senin yanında o kadar rica minnet yürüyecem, hadi onu geç sen gol atınca sevinecem, sen sakatlanınca, üzülünce üzülecem, senin ekmek yediğin kapı için kendi ekmek kapımmış gibi dertlenecem, ama sen dönüp iki dakkanı ayırmayacan. tabiki de ayırmayabilirsin, bunu yapmak zorunda da değilsin ama insanda bir hayal kırıklığı oluşturuyor ister istemez. o kişi adına forman olsa daha giyer misin o formayı mesela?
o zamandan bu yana ne bir futbolcu ne bir oyuncu, kim olursa olsun, tanımadığım muhabbetimin olmadığı hiç kimse ile, bırak sosyal medyadan güzellemeler yapmayı, ne bir fotoğraf çekinirim ne de dönüp iki kelime laf ederim, kafamı kaldırıp gülümsemem bile. gerek yok arkadaşlar gerek yok kimse sizden büyük değil kimse de sizden önemli değil.
trabzon özelinde söylüyorum, siz fatih tekkeler, gökdenizler, yattaralar, kimler kimler oynadı bu takımda hepsi geldi geçti, ey sorloth sen kimsin ya...
unutulmayan kezban sözleri
-
''karda donuyorsun, uyumak tatlı geliyor ama öldüğünün farkında değilsin...''
(bkz: ıssız adam)
kaç kaç kaç
kariyer.net'teki fantastik yazılımcı ilanı
-
hepsini biliyorum ama ms office yok bende diyerek kaçırdığım ilan.
cosmic encounter
-
ilk hali 1977'de çıkmış olan, günümüzde ise 2008'de çıkan dördüncü versiyonunun en popüler versiyon kabul edildiği masaüstü oyun*.
3-5 kişiyi destekleyen oyunda herkes bir uzaylı ırkını temsil ediyor ve 5 farklı gezegende dörder gemi ile başlıyor. amaç ise diğer oyuncuların gezegenlerini gemiler ile işgal ederek koloni kurmak ve kendi gezegenleri hariç 5 farklı gezegende koloni kurabilen ilk uzaylı ırkı olmak.
oyunda herkes kendi sırası geldiğinde savaşacağı düşman ırkı bir desteden rastgele bir kart seçerek belirliyor ve daha sonra savaşın hücum ve savunma tarafları, masada bulunan diğer bütün uzaylı ırkı oyuncularını isterlerse savaşa çağırabiliyorlar. herkes savaşa istediği kadar gemi ile gidiyor ve savaşın sonucunu belirleyen ise hücum ve savunma oyuncularının oynadıkları kartlar ile savaşa katılan gemi sayısı oluyor.
bu eğlenceli oyunun ülkemizde yaygınlaşması için belki henüz erken, fakat kutu oyunlarının altın çağını yaşadığımız şu dönemde üç dört sene sonra daha fazla kişinin dikkatini çekeceğine de emin sayılırım.
marilyn manson
-
allah allah ya, çok da efendi bir çocuktu, hiç beklemezdim, melek görünümlü şeytan çıktı. bu devirde kimseye güvenilmiyor.
stockholm sendromu
-
bu sendroma adını veren olay 1973 yılında stockholm'deki başarısız bir soygun girişimi sonucu ortaya cıkmıştır. kreditbanken isimli bir bankayı soymaya kalkan soyguncular kuşatılınca bankada bulunan 4 kişiyi rehin almışlar ve altı gün boyunca direnmişlerdir. altı günü sonunda polis operasyonu sırasında rehineler kurtarılmaya aktif olarak direnmişlerdir. daha sonra ise soyguncular aleyhine tanıklık etmeyede yanaşmamışlardır hatta para toplayıp savunmalarına yardımcı olmuşlardır. bu olaydan sonra psikolojide benzer rehine-rehinci olaylarındaki yakınlaşmaları tanımlamak için kulanılan bir deyim haline gelmiştir.
misafirliğe 2.5 litre kola ile gelen misafir
-
mutluluk sebebidir.
neredeyse otuz yaşıma geldim hala engel olamıyorum bu duyguya. yav yoksulluk anılarımı taşıyan nöronlar arasındaki sinir bağı ne kadar kalınsa artık söküp atamıyorum içimden. çok şükür şimdi istediğim zaman kola içebilecek durumdayım ama yine de kapı girişinde bir eliyle ayakkabılarını çıkarırken diğer elindeki 2.5 litre kolayı uzatan misafiri görünce öpesim geliyor. adam işte bu be! adam adam! diye bağırasım geliyor gardaşım.