hesabın var mı? giriş yap

  • satış yasağına karşı yapılması gerekli olan eylem. sonuçta satış yasak amk, veresiye yasak değil ki. ahah.

    gidecez kanka bakkalımıza, aga sen bunu ver, yarın öderim saat 6.01 de diyeceğiz. bitti gitti işte.

    yaşasın semt bakkalına dönüş.

  • migros'un çarıklı şımarıklığına göre davranmaması olarak değiştirelim onu. hiç stok yapmadım, canım içmek isterse gidip en yakındaki yerden alacağım ve o da paşa paşa satacak. tek hayatımızı 1 saat bile bu nevşehir çöreklerinin hassasiyeti ve kutsallarına göre şekillendirecek değiliz.

  • makro lenslerimle doğa harikalarını fotoğraflayıp paylaşıyorum 13 like geliyor, yediği lahmacuna limon sıkan bir de burdan çek kezbanlarının lahmacun heştegli fotoğrafları 63240 like alıyor.

    boku çıkmış fotoğraf paylaşma şeyi.

  • cumhurbaşkanı erdoğan'ın, deprem bölgesinde asker yok diyenler için sarf ettiği "şerefsizsiniz" ve benzeri bir dolu hakaretini instagram hikayesinde paylaşmıştır.

    30'undan sonra türk olmayı hatırladı, onu da yanlış hatırladı.

  • türk sinemasının bir türlü hakkını vermediği başına birşey gelmesi halinde uğruna gözyaşı dökeceğim nadir aktörlerden biridir. hiç unutmam 2002 yılında küçük bir kaza yapmıştı , ona birşey olacak diye o kadar üzülmüştüm ki.. değeri gün gelecek daha iyi anlaşılacak.

    1936 istanbul doğumludur, asıl tam adı süleyman başturan'dır. çok yönlü sanatçılarmızdan biridir. çoğu kişi onu sadece beyaz perde'den bilir ancak turan, ayrıca şair,ressam, roman ve senaryo yazarıdır. çok küçük yaşlarda sinema ve resime duyduğu tutku nedeniyle kadıköyde halk evlerinden çıkmaz. ilk ve orta öğretimini kadıköyde yapar. haydarpaşa lisesinde ise gelecekte çok yakın arkadaşları olacak olanizzet günay vegöksel arsoy ile tanışır çok sıkı birer dost olurlar. liseyi bitirdikten sonra sinema ve resime tutkusu olması rağmen istanbul üniversitesi ingiliz filolojisinde eğitim almaya başlar ki 3. yılında da ayrılır askerlik zamanı gelmiştir ve yedek subay olarak vatani görevini yapmaya başlarken kore savaşı patlak verir. hani bir insanın yüzüne bakınca aşağı yukarı nasıl biri olduğunu anlarsınız ya işte ben süleyman turanın gözlerinden çok yardımsever ve her daim gönüllü biri olduğunu görmüşümdür ki geçmiş zaman beni yanıltmamıştır çünkü askerde gönüllü olarak türk birliğine katılarak japonya görevine gider.

    görev devam ederken askerler arasında yetenek yarışması düzenlenir, ordumuz askerleri yarışmaya ingilizce bir piyes ile katılır ve birinci olurlar, bu oyunla ilk sahne deneyimini yaşar. görev bittikten sonra memlekete dönmez ve uzun bir süre uzakdoğu ve amerikada yaşar. memlekte geri döndükten sonra para kazanmadan hayatın yaşanmayacağının bilincinde dergilere karikatürler çizer hatta veliefendi hipodromunda bilet bile satmışlığı vardır.

    bir gün tiyatro'da çok iyi bildiği oyunun oyuncularından olan selim naşit gelmemiştir ve rol saim alpago tarafından ona verilir. yetenek allah vergisidir ama eski dönemlerde bazı yarışmalarda (ki hala devam ediyor) fena bir şekilde torpil dönerdi. torpilin olmadığı yerlerde kişide yakışıklılık ve güzellik gerekliydi, süleyman turan kazanamayacağını bile bile yarışmaya katılır (yıllar sonra hürriyet gazatesinde ki röportajında okumuştum, juri ye not verir: "bu yol sinemaya girmek için seçtiğim en dürüst yol") ve hiç beklemediği bir şekilde finale kalır diğer finalistler ise ediz hunile ajda pekkan'dır.sayın bayan adlı filmle sinema hayatına bağladığında produktörlerden biri soyadındaki "baş" 'ın fazla olduğun söyleyerek turan olarak değiştirir.

    9. antalya altın portakal film festivalinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü güllü adlı filmle almıştır. bir diğer ödülü ise altın koza film festivalindendir: yarın son gündür.

    senaryosunu yazdığı filmler: 1997 tarihli sevgili dayım ve 1982 tarihli baş belası'dır. oynadığı film ve tv dizilerinin sayısı yaklaşık 160'dır. en önemlileri ise: dikkat kan aranıyor (temel gürsu), güllü geliyor güllü (atıf yılmaz), yarın son gündür(yılmaz güney) ama onu tüm türkiye'nin tanıdığı karekter ise ne yazık ki yılan hikayesinde canlandırdığı komise kemal karekteridir.

  • mekan ankara.. üniversiteden mezun olunmuştur.. öğretmenlik için ilk tercih olan istanbul'a tayin çıkar.. o gün mutluluktan uçarak eve gelinir, sevincini paylaşmak için ailesiyle..

    - baba, açıklandı sonuçlar..istanbul'a çıktı tayinim, ilk tercihim, istediğim oldu!
    (babada 5 karış surat)
    + nasıl taşıyacağız şimdi biz seni oraya, bir dolu masraf
    - ne taşıyacaksın baba ya bir masa bir yatak, hallederiz
    + şimdi ev kirala, bir dolu kaporadır bilmem nedir, battık
    - ya aman baba maaş alcam ya öderim..
    + sen orda idare edemezsin de kendini, yetmez maaşın..biz mi geçindireceğiz seni
    - of baba ya bırak tamam para para, sevincimi paylaştırmadın 2 dk sıçtın attın, pişman ettin söylediğime.. öderim ben sana yapacağın masrafı, sinir ettin valla...

    (bir süre sessizlik)

    ve az önce höyküren baba, kısık bir sesle asıl demek istediğini dile getirmek zorunda kalır.. anlamayan hödük kızı için

    + kızım, nasıl ayrılacağım ben senden

    e tabi, salya sümük mode on..

  • -seni kimseyle aldattım mı, hırsızlık mı yaptım, ayyaşlık mı ettim?
    +hayır asla
    -sahneye çıkıp komiklik yaptım diye mi beni boşadın?

    +hayır sadece o değil, oyunda teknik aksaklıklar da vardı.

  • afedersiniz de, ben öyle ağır içici değilim. akşamları iki duble anca içerim. 8+8 16cl, hadi elimin ayarı kaçtı diyelim, 20 cl. bu da demek ki bir şişe viski bana en fazla 4 gün gider. chivas’ın fiyatı takribi 400 lira. bana günlük maliyeti 100 lira, dublesi 50 lira demek. be amkyum, evimde içtiğim içki nasıl bu kadar para tutar?

    millet kokoyu avantadan buluyor, lüks araçlarda burundan çekip poz veriyor, ben alnımın teriyle kazandığım parayla bir duble viski içemiyorum. biz başka devletin milletiyiz belli ki? günde 5 vakit namaz kılıp, aralarda koko çekseydik biz de premium arabalara binebilirdik belki...