hesabın var mı? giriş yap

  • biber gazina 21 milyon dolar harcanmiş, en azindan ilkkez vergilerimiz son kuruşuna kadar bize harcanmiş oldu.! bundan memnuniyet duyuyorum."

  • gömlek giymek!

    dayım arkadaşları ile beraber adam dövmeye gidecekti, tam kapıdan çıkarken bir anda üstündeki tişörtü farkedip geri döndü.

    eşine yüksek sesle bağırarak; hatunn! git içeriden "gömlek" getir bana! dedi.

    yengem ne olduğunu anlayamadan, ne gömleği bey? dedi.

    dayım; ulan adam dövmeye gidiyoruz, ipne gibi tişörtle mi gideyim!

    ben; dumur..

  • japon mafyasına patentini satmayı umduğum yeni silahım.

    görmüşsünüzdür samuray kılıcı (katana) şeklinde şemsiyeler var. gören önce bir "noluyoruz, herif kılıçla dolaşıyor" diye şaşırıp sonra şemsiyeyi farkedince gülüyor.

    benim icadımda ise gören önce kılıç sanıyor şaşırıyor, sonra şemsiye olduğunu anlayıp gülmeye başlıyor, sonra şemsiyenin içinden çıkan kılıçla ikiye bölünüp gülümsemesi yuzünde donuyor.

  • v yaka dar t-shirt giyer kılları filan çıkar böyle böğründen, eski sevgilisine kaşar der, yeni sevgilisine prenses. serdar ortaç, demet akalın dinler, ''kardeşim'' yerine ''karşim'' diye hitap eder, en sevmediğim: eşofman'ın altına parmak arası terlik giyer. ne kitap okur ne de adam akıllı film izler. direkt gözümün önüne geldi şu an tiksindim sözlük.

  • cin tarihine kendini altın harflerle yazdırmış, cin rönesansını başlatan, en devrimci cin markası ve 2021 yılı itibarı ile gordon’s cinin ardından dünyada en çok satan 2. cin markası. bombay sapphire favori cininiz olmayabilir, hatta hiç bombay sapphire içmemiş olabilirsiniz. ancak bugün cin içiyorsanız bunda bombay’in etkisi çok büyüktür. apple dokunmatik telefon ile ne yaptı ise bombay sapphire de cin üretimi konusunda benzer bir devrim yarattı desek abartmış olmayız.

    bombay sapphire’in piyasaya sürüldüğü 1987’de dünya içki piyasası votkanın hükmettiği bir alandı. cin sadece bazı ekstra gelenekçi, orta yaş üzeri insanlar tarafından tüketilen eski moda bir içki haline gelmişti. hele ki votka ve meyve suları ile hazırlanmış tatlı içeceklere alışkın genç nesil tarafından hiç içilmiyor ve yoğun çam reçinesini andıran kokusu sayesinde pek hoş karşılanmıyordu. cine takılan lakaplardan biri ‘distile edilmiş çam ağacı’ idi o sıralar. 50 yıldır literatüre tek bir adet bile cin ile hazırlanmış kokteylin katılmadığı, cin şişelerinin tozlu bar raflarında yıllandığı ve belki de tarih boyunca cinin yaşadığı en büyük karanlık dönemden bahsediyoruz.

    tabii böyle bir piyasada cin gibi gözden düşmüş bir ürün ile başarılı olmak pek de ulaşılabilir bir hedef değildi. sadece kaliteli bir ürün yaratmak yetmeyecekti. bombay sapphire’in mücadele etmeye değil fethetmeye ihtiyacı vardı. onlar da başarılı olmak isteyen tüm markalar için ders niteliğinde bir strateji ile tam olarak bunu başardılar.

    önce absolut markasını ikonlaştıran michel roux ile çalışarak dikkat çekici bir marka ve şişe tasarımı yarattılar. alışılmadık safir mavisi şişe tasarımı her görenin dikkatini çekiyordu. ürettikleri cinin de benzersiz olması gerekiyordu. bu sebeple carter head imbiklerde cin üretiminde kullanılan tüm ürünleri alkolün buharı ile infüze ederek daha zarif ve botaniğin doğasına zarar vermeyen bir teknik kullandılar. bu distilasyon metodunu sebzeleri haşlamak yerine buharda pişirme tekniğine benzetebiliriz. ayrıca bombay sapphire cinlerini zahmetli ve masraflı bir teknik olan one-shot tekniği ile üretir. bu teknikte cin distilasyon imbiğinden çıktığı gibi sadece istenen alkol seviyesine inene kadar su eklenip o haliyle şişelenir. diğer büyük markalar genelde multi-shot teknik kullandıklarından çok yoğun bir ‘konsantre cin’ üretip bunu alkol ve su ile karıştırırlar.

    bombay çam reçinesi kokusu ile özdeşleştirilen cinlere farklı bir aroma boyutu getirip narenciye ferahlığı sunan bir cin yaratıyor ve o güne kadar hiçbir cin markasının yapmadığı ‘tarifinde kullanılan tüm içerikleri’ (ardıç, orris, badem, kişniş, limon kabuğu, kebabe, meyan kökü, melek otu kökü, çin tarçını, cennet biberi) şişenin üzerinde şeffaf bir şekilde paylaşma cesaretini gösteriyorlar.görsel

    bu kadar dikkat çekici yenilik ve dahice marka yaratma ve pazarlama stratejilerinden sonra insanların gözleri tekrardan cine dönmeye başlıyor. bu esnada londralı efsane barmen dick bradsell bombay sapphire ile hazırladığı harika kokteyllerle bu içkinin ne kadar zarif ve sofistike olduğunu hem bar çalışanlarına hem de müşterilerine öğretiyor.

    başlangıçta ingiltere’de bir çok markaya fason cin üretimi yapan g&j distillery’de üretilen bombay sapphire 1997’de bacardi tarafından satın alınıyor. marka büyüdükçe sonradan kendine ait bir damıtımevi yapılmasına karar veriliyor. asıl çılgın proje burada başlıyor. yeni kurulacak damıtımevi için 1000 yıllık tarihi bir kağıt fabrikası restore ediliyor. laverstoke mill adındaki bu merkez 1968’e kadar ingiliz banknotlarının basımında kullanılan kağıtların üretildiği geniş bir kompleks. bombay sapphire her şeyde olduğu gibi üretim tesisiyle de devrim yaratmaktan geri kalmıyor. bin yıllık bir tesisi tamamen modern, yaratıcı ve çevreci bir mimari anlayışla yeniden tasarlıyorlar. ziyaretçilere açık olan bu tesis aynı zamanda bir müze, kokteyl eğitim merkezi ve bombay ile yapılan kokteyllerin sunulduğu bir bara sahip. bombay sapphire’in yapımında kullanılan 10 bitkinin de sera ortamında yetiştiği bir sergi salonunu da tesiste ziyaretçilere sunulmuş. doğa içindeki bu tesiste kullanılan enerjinin nerdeyse yarısı geri dönüştürülüyor. seraların ısıtılmasında da kullanılan enerji buradan karşılanıyor. ayrıca içinden bir nehrin aktığı bu tesis akan sudan da kendisine temiz enerji sağlıyor. böylesine devasa ve ince düşünülmüş projenin arkasında beefeater’ın eski üretim tesis müdürü olan nik fordham bulunuyor. zaten bombay sapphire ile çalışmak istemesinin de en önemli sebebi kafasındaki bu kendine has tesisi kurmasına izin vermeleriymiş. merak eden olursa bombay sapphire’ın üretildiği tesisin 2 dakikalık bir tanıtım videosuna buradan ulaşabilir. laverstoke mill

    son olarak da bombay sapphire ve biraz daha havalı kızkardeşi star of bombay hakkında hazırladığım genel tat profillerini aşağıda görebilirsiniz.
    görsel
    görsel

    cin dünyasında bombay sapphire'in açtığı yolda 2000 yılında bir devrimci cin daha geliyor. bu devrimin adı hendrick's gin oluyor. böylece içki dünyasında herkesin gözü cin piyasasına dönüyor. cin artık 21.yy'ın içkisi olma yolunda kararlı bir şekilde yoluna devam edecekti. ancak bu başka bir entrynin konusu.

  • günlerden birgün italyan büyükelçisi ata ile görüşmek ister ve huzura kabul edilir. o zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra, büyükelçi "ekselans, dün roma ile yapmış oldugum bir görüşmede hükümetimizin hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi" der. odada buz gibi bir hava eser. ata, büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki akikalığına odadan ayrılır.

    döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardır. doğruca masasına gider, manyetolu telefondan mareşal fevzi çakmak'ın bağlanmasını ister ve çakmak'a: " paşa, italyan dostlarımız hatay'a gelmek istiyorlarmış. hazır mıyız" der. fevzi çakmak durmu anlar ve "biz hazırız paşam" diye yanıtlar. ata büyükelçiye döner ve: "biz hazırmışız. hükümetinize söyleyin, isterlerse gelip hatay'ı alabilirler" der...

    karizmatik cevap budur...

  • az önce robben'i arayıp, beyler finalde inter'e çakıyorsunuz gözünüzü seveyim demiş. moratti ve mourinho büyük panikte!!!

  • sonuna kadar haklı buluyorum istifa eden adamı.
    arkadaşlar uzman doktor dünyanın bir çok yerinde hemşirenin 4-5 katı maaş alır. bakın hemşire daha çok çalışıyor demekle o iş olmaz.bir firmada genel müdür işçiden az çalışır. ama şirket müdüre işçinin 10 katını verir.siz şimdi üst düzey yazılımcı inşaat işçisi ile aynı şartlarda mi çalışıyor sanıyorsunuz.isci her zaman daha çok çalışır daha pis iş yapar daha az kazanır. bir firmada bir yerde kim en az çalışıyorsa o en fazla kazanandir. neyse doktor işin tüm sorumluluğu alıyor uzman doktor olmakta o kadar kolay değil. bugün atama bekleyen binlerce hemşire var 100 bin hemşireyi kovsan 15 güne yeri dolar. 5 tane cerrah ilde istifa etse yeri dolmaz. o yüzden sağlık çalışanı diye birşey olmaz. doktor amirdir gerekirse 30 da alır 50 de alır anahtar adamdir. diğer kamu çalışanları ilede bir tutulamaz. dediğim gibi uzmanlık gerektiren bir iş yapıyor bir uzman doktor 10 senede yetişiyor. tüm kamu çalışanları eşit değildir. yarın devlet 100 bin polis 100 bin öğretmen 100 bin hemşireyi görevden alsa 15 güne yerine gelecek adam hazır. diyorum 5 cerrah istifa etse yerine kim gelecek özelde bir ameliyat artik 20 bin tl. 5 bin tl için bu adamlar istida ettiğinde halk olarak biz daha çok zarar görürüz.