ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1988 yılındaki orta-3 eğitim seviyesi
-
nostalji güzellemesi sevmiyorum ancak şu kısmı vurgulamak istiyorum; o zamanlarda hatta 90'larda da orta halli anadolu lisesinde okuyan bir öğrencinin geleceğe dair umudu vardı. eğer çalışır ise başarılı olabileceğini istediği mesleği yapabileceğini biliyordu. temel motivasyon da buradan kaynaklanıyordu aslında.
şimdi orta okulundan üniversiteye kadar bakın kimsenin bir umudu yok. en iyi liseyi en iyi üniversiteleri okusan ne olacak ki? sen 5000 tl maaş için kıvranırken, o parayı 15 saniyede burnuna pudra şekeri olarak çekenler var.
bu ülkenin şuanda en yoksul ve yoksun kesimi eğitimli kesim sanıyorum. eğitime yapılan yatırımın(elbette başkaca çok artıları olmakla birlikte) ekonomik anlamda neredeyse hiç karşılığı yok. yani mesele o yıllarda iyi eğitim vardı bu yıllardaki eğitim kötü değil sadece. bu çocukların güzel bir geleceğe inanmalarını sağlayamadıktan sonra vereceğiniz eğitimin içeriğinin pek bir önemi yok maalesef.
annenin ölmesi
-
27 mart 1998 de kaybettiğim anneciğim..
o kadar seviyordum ki seni o çocuk kalbimle, o kadar ihtiyacım vardı ki senin sesine ama sen babamın da o zaman dediği gibi zaten bir melektin ve melek oldun benim ve babamın meleği oldun ..
nur içinde uyu annem
bazen merak ederim şimdiye kadar yanımda olsan nasıl olurdu, mezuniyetimde olsaydın yanımda ne hissederdin...
hep benim ve babamın kalbinde yaşayacaksın annecik..
baia mare siyanür sızıntısı
-
ps- degerli yazar/okur! bu konu başlığı ve konu ekşi sözlükyazari, sayin psyce'in hatirlatmasi uzerine acilmistir. facianin uzerinden 20 yildan fazla gecmis olmasina ve korkunc felaketin turkiye'yi cok yakindan ilgilendirmesine ragmen, ekşi sözlük'de yer almamistir.
degerli yazarimiz psyce'a hatirlatmalarindan dolayi , en iyi dileklerimi iletiyor ve tesekkur ediyorum.
baia mare siyanür sızıntısı : 2000 yılında meydana gelen, " çernobıl faciasından sonra dünyadakı en büyük çevre felaketi olarak kabul edildigi soylenen", romanya'nın baia mare yakınlarında: avustralya'ya ait esmeralda exploration şirketi ve romanya hükümetinin ortak girişimi olan altın madenciliği aurul şirketi ikilisinin, altın çıkarma çalışmaları sırasında, şirketlere ait olan siyanür havuzu'ndan kaynaklı olarak, some? nehri'ne siyanür sızmasıdır.
daha beteri !
"erzincan iliç'te insanlığa karşı suç işlenmesi" konu başlığı ile ortaya getirdigimiz felaketin, baia mare siyanür sızıntısı'ndan daha vahim sonuclara gebe olduguna isaret ediyor.iki felaket hakkinda yazilan haberlerin satir aralarina baktigimizda malesef durum buna isaret ediyor.
""" siyanürcüler hazır yetkililer sessiz
romanya’da yaşanan siyanür felaketi, siyanürün tuna nehri üzerinden karadeniz’e ulaşması dışında da, tüm türkiye’yi tehdit eden büyük bir tehlikeyi gündeme getirdi. türkiye’de siyanürlü altın aranması için 50 ön işletme, 40’tan fazla da işletme ruhsatı verildiği açıklandı. bergama köylüleri, siyanüre karşı verdikleri mücadeleyi sürdürürken, türkiye’nin dört bir yanında siyanürlü altın üretimine geçilmesi gündemde. artvin ve çanakkale’de bir araya gelen kitle örgütleri ve siyasi partiler, “romanya’da yaşanan olaylar ileriki günlerde eğer engel olunmaz ise artvin, bergama, kütahya ve gümüşhane’de de yaşanacak” uyarısı yaptılar ve “ülke cehenneme dönmeden çan’a, bergama’ya, akkuyu’ya göz diken tüm emperyalist kuruluşların çekip gitmesini” istediler.
http://www.antimai.org/cv/baiahaber.htm
stefan zweig
-
23 şubat 1942 sabahı, rua gonçalves dias 34, petrópolis, rio de janeiro adresindeki yatak odasının kapısı, öğleye kadar açılmadı. bu durumdan şüphelenen hizmetçiler polise haber verdiler. yatak odasına giren polisler sırtüstü yatan stefan ile elini onun göğsüne koymuş olan sevgilisi lotte'yi buldular. "veronal" adındaki ilaçtan almışlardı. titizce düzenlenmiş masanın üstünde pulları bile yapıştırılmış olan veda mektupları duruyordu. ayrıca petrópolis valisi'ne hitaben yazılmış "deklarasyon" başlıklı bir mektup vardı:
"kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum. bana ve çalışmalarıma böyle iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke brezilya'ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim. benim lisanımın konuşulduğu dünya bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum avrupa'nın kendi kendisini yoketmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu.
ama hayata 60 yaşından sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyaç var. benim gücüm ise uzun yıllar süren yurtsuzluğum sırasında tükendi. böylece ruhsal çalışması her zaman en büyük sevinci ve bireysel özgürlüğü bu dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor.
bütün dostlarımı selamlarım! umarım uzun gecenin ardından gelecek olan sabah kızıllığını görebilirler! ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum."
bin-jip
-
insanı sinemadan soğutacak kadar kusursuz bir film. "artık ne izlersem izliyim böyle bir tat alamam" diye düşündürtmüş film. duygu sömürüsünden kilometrelerce uzak olmasına rağmen tüm duygularımı delicesine sömürmüş film. gözlere, kalbe, beyne işleyen bir film.
üstüne söylenen her kelime kusursuzluğuna ihanetmiş gibi...
kelimelerle ifade edilemeyeni görmüş, kelimelere başvurmadan hissettirmeyi başarmış film. bir film olduğunu kendi kendime yinelemezsem kapılıp gideceğimden korktuğum film...değil...film...değil...film!
sabahın 6'sında dahi hüngür hüngür ağlatabilen film.
adamı çocuk eden, masumiyete duyulan özlemi dirilten, aşkın arılığını saflığını hatırlatan film.
ayrıca (bkz: sehnsucht)
15 temmuz'da tankın ikiye böldüğü adam
-
(bkz: eski dostum tankla gelmiş)
rus edebiyatı klişeleri
-
soylu/zengin tayfanın anlamsız misafirlikleri. arkadaşın arkadaşının evine akşam yemeği için gidip yeni tanışılan ailenin yanında 1 hafta misafir olmak ve en iyi biçimde ağırlanmak.
selektör yapan minibüse binmeyeceğini anlatmak
-
manevi bir zorunluluktur. kafa yukarı kaldırılır aynı zamanda kaşlar da yukarı doğru gerdirilir. binmeyecek olmanın sizi üzdüğünü anlatan bir ifade takınılır ve şoförün gözlerinin içine bakılır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bill gates'in eşi olmak da zordur be.
- hayatım eve ne zaman geliyorsun?
- 9 dakika kaldı, 10 dakika kaldı, 22 dakika kaldı, 3 dakika kaldı..."
monica bellucci'nin çirkin olması
-
sözlüğün kendi arasında anlaşabildiği üç konu vardır evlat; birincisi monica ablamız, ikincisi bal porsuğu, üçüncüsü ise ince siyah külotlu çorap...
onun için fazla saçmalama, valla doğduğuna pişman ederler seni burada.
linç başlasın.
t:mal beyanı
evlilikte haftanın birkaç günü vajişme saçmalığı
-
"evlenmeden olmaz"ın üst sürümü. evlenince de olmasın. (bkz: kezban 3.0.4)