hesabın var mı? giriş yap

  • kariyeri oldukça dolu olan ve balyoz soruşturmaları döneminden beri türkiye hakkında bir şeyler söyleyen, yazıp çizen bu batılı uzmanı ve tespitlerini bir kalemde karalayanları anlamakta zorluk çekiyorum.

    ekonomik olarak gelişen ama demokrasi olarak yerlerde sürünen ülkeler yok mu dünyada. var işte, malezya. adam doğru benzetme yapıyor ama ekliyor. türkiye'nin özel durumu sebebiyle ekonomi de bu kadar iyi gitmeyebilir. o zaman tüneln çıkışı afganistan'a diyor.

    söylediklerinin en acı yanı, 1923 yılından sonra kurucu kadroların hedefe koyduğu batılılaşma, batı camiasında kalma, avrupa değerlerine sahip çıkma idealleri; cumhuriyet tarihinde ilk kez bu derece güçlü bir şekilde terk ediliyor.

    gerçekten hala bu adamın tespitlerinin bugün yaşadıklarımızın doğru karşılığı "olabileceğini" gören yok mu? ben mi paranoyak oldum?

    debe editi : (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)

  • one piece ve oda gerçekleri-1
    oda'nın, one piece editörlerinin, one piece magazin ve diğer yazılı-görsel yayında geçen one piece ile ilgili içeriklerini japonca'dan ingilizce'ye çeviren “sandman” nickli bir twitter kullanıcı var. kendisinden izin alınarak bu çevirilerden ilgi çekici olanları burada çevirerek, one piece severlerle paylaşmak istiyorum.

    1) oda, luffy karakterini tasarlarken luffy'i için asla düşünce balonu kullanmayacağına karar verdi, yani 20 küsür yıllık seride luffy'i asla içinden düşünürken göremeyiz. luffy “aklında ne varsa dilinde de o var” deyimine birebir uygun biri. bu yüzdendir ki her yerde aklına geleni söyler.

    mr. sunday isimli televizyon programına göre luffy'nin düşünce balonuna sahip olmaması, shueisha editörlerinin one piece'i defalarca reddetme sebeplerinden biridir. çocuklar, jump dergisinin ana okuyucu kitlesi, ana kahramanın ne düşündüğünü anlayamayacaklarını düşünmüş olmalılar.

    2) oda'nın son one piece dergisinde 1000. bölüm hakkında yaptığı açıklamalar:

    oda: dürüst olmak gerekirse 1000. bölüm için çok fazla motivasyonum yoktu fakat çevremdeki insanlar “one piece 1000. bölüme yaklaşıyor!!” diyordu. sonra düşündüm ki “bir saniye! 1000. bölümde özel bir şey çizmem mi bekleniyor?”
    980'li bölümlerde yavaş yavaş baskı hissetmeye başladım, editörlerim kutlama planları yapmaya başlarken. hikayeyi tam 1000. bölüm için heyecanlı hale getirmekte zorlanıyordum.
    bu zordu çünkü gerçekte luffy ve karakterlerim hayranlarını 1000. bölüm için heyecanlandırması gerektiklerini bilmiyorlardı. onlar sadece kendi amaçları için hareket ediyorlar.
    fakat geriye dönüp bakınca, okuyucularımın 1000. bölümden keyif almalarından ötürü oldukça memnunum.
    tebrik mesajları için teşekkür ederim! 1000 bölüm manga çizmeme izin verilidiği için gönülden minnettarım.

    3) op magazin:
    1000. bölümde, oda ilk başta luffy'nin “arkadaşlarımın canını yakanları asla affetmem!” demesinin çok havalı olacağını düşündü. 1. bölümde shanks'ın sözlediği aynı söz. fakat fikrini değiştirdi ve “ben korsanlar kralı olacak adamım” sözünü kullandı.
    https://imgur.com/a/saugxvd

    luffy'nin 1000. bölümde hasır şapkasını çıkarma paneli bize 1. bölümdeki shanks sahnesini hatırlattı. ama oda bunun sadece bir raslantı olduğunu açıkladı. oda başka bir ropörtajında, bazen kasıtlı yapmadığı şeylerin fanlarını gaza getirmesinin harika olduğunu söylemişti.
    https://imgur.com/a/j7jcbyz

    4) oda'nın 1000. bölümdeki mesajı:
    luffy birçok adaya yolculuk yaptı ve bir sürü macera yaşadı. kaç kişiyle tanıştılar hiç fikrim yok! öte yandan, ben bir çok insanla tanıştım ve ailem dahil olmak üzere saymakla bitmeyecek kadar çok insan trarafından desteklendim. bu insanlara nasıl teşekkür ederim bilmiyorum.

    “okuyucu 5 yıl sonra bırakır.” bu benim uzun dönemli şov teorim. çünkü okurlar kendi hayatları ile meşgüller. bu yüzden okurlarımı “fan” olarak görmemeyi hep aklımın bir köşesinde tuttum. hep kendi kendime “kibirli olma” diyorum, onların günün birinde bu seriyi okumayı bırakacağını düşünerek.

    ne şanstır ki şu ana kadar mangamı gönlümce çiziyorum, luffy'e içtenlikle gönül veren fanlarıma güvenerek.

    luffy'nin macerası final bölümüne yaklaşıyor. 1.000 bölüm çizdim bile. bu 1.000 bölümün de etkisiyle daha heyecanlı hikayeler gelecek. evet! gelecek! tüm dünyadaki one piece sevenleri, uzun bir hikaye oldu ama lütfen luffy'nin maceralarına birazcık daha destek verin!

    5) yeni vivre kart bilgisi: roger'ın kılıcının adı ace (derecesi: en üstün sınıf) yorum: bu akıllara kara sakal'ın gemisinin adının “xebec'in saber'i” olmasını getiriyor, rocks d xebec'teki gibi

    6) zoro shimotsuki köyünde doğdu. ryuma'nın ve ushimaru'nın soyadları shimotsuki'dir. peki o zaman shimotsuki'nin anlamı nedir? anlamı da zoro'nun doğduğu ay olan “kasım”dır.

    7) “kılıç tanrı'sı” ryuma'nın da zoro gibi tek gözlü olduğu ortaya çıktı.

    8) one piece'in prototip'inde roger hazinesi için “dünyayı satın alabilir” diyor. ilginçtir ki manganın 22. bölümde gaimon luffy'ye “one piece'i bul ve dünyayı satın al” diyor.

    9) güncel medya editörü takano, oda'nın favori cilt kapağının 53. cilt olduğunu açıkladı! sebebi ise tayfa 52. ciltte dağıldı ve oda'nın sadece luffy odaklı bir macera çizmesi gerekiyordu ki bu da ona 1. cildi anımsattı.

    10) oda ve one piece ile ilgili bir programda konuşulanlara göre:
    op başladıktan kısa bir süre sonra oda bir ilkokul çocuğunun, sokakta okul çantası sırtında gomu gomu no pistol'ü taklit ettiğini gördükten sonra mangasının popüler olacağından epey emin oldu.

    11) oda: sahneleri kesme sayfa kısıtlamasından ötürü her bölümde olan bir şey. bu dergide açıklama yapmıştım ama “pişmanlığım” yok. (muhtemelen sahnelerin kesilmesinden bahsediyor, ah keşke şu sahneyi de kullansaydım gibi bir pişmanlığım yok demek istiyor) tamamen tatmin olmuş bir şekilde manuskripti teslim ediyorum. sahneleri kesmek demek onlara ihtiyacım yok demek. her bölüm benim için “epik”.

    derginin açıklamalarına göre, oda: “ her hafta 30 sayfa çizmeme müsaade edilse, çok gecikmeden onları teslim etme işini bitirirdim.” demiş.
    editör'ün deyişine göre, oda düşüncelerini 17 sayfaya nasıl sığdıracağına dair çok fazla düşünüyor. op'de yaklaşık olarak 10 tane yazı fonu var ve nerde ne kullanılacağının hepsi editör tarafından belirleniyor, oda tarafından değil.

    12) one piece başlamadan önce, mangakaların ve editörlerin oda hakkındaki yorumları:

    oda hakkında: favori mangaka: akira toriyama
    sevdiği: isveç müziği
    sevmediği: hamamböcekleri

    editör kushima: 1993 itibariyle, bir mangaka olarak oda'nın yetenekleri o kadar muazzamdı ki ona verecek çok tavsiyem yoktu.

    editör asada: oda katı ve kararlı bir adamdı. hikaye nasıl ilerlemeli diye saatlerce hararetli tartışmalar yapardık.

    şef editör torishima: oda'nın hikayeyi ilerletişi çok hızlıydı. okuyucusunu bağlamak için çok dikkatli davranması gerektiğini düşünmüştüm. ama sonradan endişeye gerek olmadığı ortaya çıktı!! (torishima editör toplantılarında op'nin seri olmasına şiddetle karşı çıktı.)

    masaya tokuhiro: oda, stüdyomda verdiğim partilerdeki en neşeli adamdı hem de hiç içki içmemesine rağmen.

    nobuhiro watsuki: biz klasik mangaların gelecekte popüler olacağına inandık ki bu one piece tarafından kanıtlandı. oda'nın karakteri luffy'nin karakterine oldukça benziyor. (ama 2002 yılında oda bunu şu şekilde reddetti: “ben luffy gibi ahmak değilim!”)

    hiruyuki takei: oda güçlü inançların adamı. onunla manga nasıl olmalı diye birçok kez konuştuk.

    13) oda ve watsuki (rurouni kenshin'in mangakası) ile yapılan ropörtaj:
    op başladıktan kısa bir süre sonra (1997 – 2001) oda, watsuki'ye gelecekte zoro'nun tek gözlü bir karakter olacağını söyledi.
    bunu duyan watsuki, yakın zaman içinde yayınlanmaya başlayacak olan gun blaze west serisindeki baş kahramanın tek gözlü olma fikrinden vazgeçti. bazı okurların oda'nın watsuki'den kopya çektiğini düşünmelerine sebebiyet vermek istemedi.
    watsuki zoro'nun neden tek gözlü olduğunu sorduğunu ama oda'nın soruya cevap vermediğini söylüyor.

    watsuki oda'ya one piece'in 5 yıl içinde biteceği söylentilerini sordu. oda'nın cevabı “40 yaşını geçmiş biri haftalık manga serisi çizmemeli.” olmuş.
    oda'nın manga çıkmadan önce one piece'i 5 yıl içinde bitirmeyi planlandığı bilinen bir gerçek. ama watsuki'ye göre oda op'yi 10 yılda bitireceğini söylemiş.

    watsuki oda (19-20 yaşlarında) ile ilk kez tanıştığında, oda'nın yaşından daha küçük olduğunu düşünmüş ve oda'nın asistan olarak iyi iş çıkarıp çıkaramayacağından endişelenmiş. ama watsuki kısa sürede endişelenecek bir şey olmadığını görmüş.

    “city hunter” stüdyosundan çıkan takehiko ınoue, haruto umezawa gibi birçok asistan mangaka olarak başarılı oldu. bunun olmasını sağlayan editör hisashi sakaki (şu an viz için çalışıyor.) gelecek vaadeden genç asistanları bir stüdyoya koyarsa, birbirleriyle çekişme içinde olup gelişeceklerini düşünmüş. (yanılmamışta :) )

    oda ve diğer asistanlar watsuki onları işten ötürü azarladığında şikayet etmiyorlarmış çünkü hepsi watsuki'nin karakterine güveniyorlarmış.

    oda asistanlığa hajime saito'nun mangada ortaya çıktığı zamanda başlamış. oda watsuki'nin 4 ay asistanlığını yapmış.

    oda bu röportaj başlamadan eline bir kenshin cildi alıp okuyor fakat dergiyi bir anda utanarak kapatıyor çünkü kenshin'in asistanlığını yaparken çizdiği bayan bir karakteri görüyor. karakter o kadar çok oda'nın tarzını yansıtıyor ki resmen kalabalıkta sırıtıyor. watsuki o bayan karakteri rurouni kenshin'den bir karakterden daha çok kimono giymiş nami olarak betimliyor.
    bunun sebebi, asistan dahi olsa oda'nın kendi çizimlerinin diğer mangakaların çizimlerinden farklı olması gerektiğine inanması. oda çizim tarzı için başka mangakalardan hiç etkilenmedi çünkü aksi halde zamanla çizimlerinin orjinalliği kaybolurdu.

    rurouni kenshin 'de “oda-ya” adında bir hotel çizilmiş fakat bu fikir başka bir asistandan çıkmış, oda'dan değil.

    oda watsuki'nin ona “dahi” demesinden memnun. watsuki op'nin 1. bölümünü okuduğunda jump okurları arasında yapılan popülerlik anketinde 1. olacağını anlamış. özellikle luffy'nin “ben korsanlar kralı olacağım.” sözünden etkilenmiş.

    oda 1. bölümü çizdikten sonra watsuki'nin stüdyosundaki fotokobi makinasını kullanmış çünkü o zamanlar kendine ait bir makinası yokmuş. oda memleketinden tokyo'ya taşındığında nereye yaşayacağını bilmediği için watsuki'nin yakınlarına taşınmış.

    oda watsuki'den sadece 5 yaş daha küçük ve diğer asistanlarda oda ile yaşıt. aralarındaki ilişki, watsuki de buna dahil, usta-çırak ilişkisinden daha çok “yoldaş” ilişkisi gibiymiş. oda o zamanların ömrünün en mutlu zamanları olabileceğini düşündüğü anlar olduğunu söylüyor.

    oda watsuki'nin kenshin'e benzediğini söylüyor, watsuki de sadece çizim yaparken ekstra ciddi moduna geçiyormuş.

    watsuki one piece'in protipi “romande dawn”ı okuduktan sonra, oda'ya luffy'nin davranışları zamanla gelişmeli ki okuyucu luffy'nin kendi iradesiyle haraket ettiğini hissetsin diye tavsiyede bulunmuş.

    oda çizim tarzının kalemin ucunu çok bastırmak olduğunu ve bunun tabletlerdeki dijital çizimler için uygun olmadığını söylüyor. dijital aletler çizimleri düzeltmeyi çok kolaylaştırıyor ve oda da çizimleri düzeltmekten kendini alıkoyamacağını ve çok vakit kaybedeceğini düşünüyor.

    watsuki, rurouni kenshin sergisi yapıldığı için çok memnun fakat biraz mahçup hissediyor çünkü çizimlerinin profesyonel ressamlar kadar ilgi çekici olmadığını düşünüyor. bu yüzden bu etkinlikle ilgili fazla bir şey söylemedi.

    röportajın sonunda oda: “inanılmaz bir karakteriniz var watsuki-sensei. insanlar rurouni kenshin'i muhtemelen sizin fanlarınıza olan ciddiyetiniz yüzünden seviyorlar. fanlar bunu çok iyi anlıyorlar ve bu yüzden sizi seviyorlar. umarım sonsuza kadar manga çizersiniz.” diyerek bitirdi.

  • bir umut sarıkaya karikatürü

    not: ampül abi de uyardı ancak her şeyi ayrı yazınca başlık 51 karakter oluyor ve açılamıyor. aynı zamanda umut sarıkaya'nın karikatüründe de her şeyin birleşik yazılmış olması gözümden kaçmadı, rahat olun. her şeyin farkındayım ve bu durumdan memnun değilim.

  • "nasa'nın argeye ayırdığı para kadar biz de diyanete ayırıyoruz, o kadar research ediyoruz ki yeni bir din bulmamız an meselesi"

  • mantıklı bir durum.

    kadın milleti biz erkekler gibi değil. bizde mesela arz talep dengesi mantıklı. kapitalizmi ruhumuza yedirmişsiz. kadınlardaki durum daha farklı ve karmaşık.

    misal elimizde iki kız olsun. birine didem diyelim, diğerine de irem. didem üç birim güzel irem'se altı birim güzel. siz de altı birimlik bir adamsınız.

    sanıyor musunuz ki irem "bu adam altı birimlik o halde ben bununla naz yapmadan çıkayım" diyecek. ya da didem ben üç birimim en iyisi koşup şunun boynuna bir sarılayım diyecek.

    bok diyecek!

    sonuç olarak her ikisi de yorkshire düşesi olduğundan size yedi bilemedin sekiz birimlik naz yapacak. sanacaksınız ki brijit bardo'nun gençliğinin peşindesiniz.

    o yüzden bir mantıklı erkek türü olarak eforumuzu yedi birimlik zeynep'in peşinden koşarak harcamalıyız. unutmayın ki zeynep'e harcayacağınız eforla, didem veya irem'e harcayacağınız efor arasında çok büyük fark olmayacak.

  • zeka geriliği detected. cilveli reprezant, 6-7 kazanıyorlar. nasıl bu kadar kafanızda karikatürize ediyorsunuz? para mevzusundan başlarsak çok para kazansak doktorlar da çok paracı dersiniz, az para kazansak "kim lan bu doktorlar 5 bin liralık adam işte" diyorsunuz. kazancımızdan ne istiyorsunuz anlamıyorum ama isteseniz de istemeseniz de aç kalmayacağız. ayrıca hepi topu bir yıl içinde bir kaç kere reprezantlar ilaç sundu hepsi de erkekti ve verdikleri tek şey ışık kaynağı ve kalemdi. ve özgüveninizin kaynağı da var ayrıca, ve bu ne para ne pul ne de makamdan ileri geliyor. bugün 16 yaşında kalbi duran çocuğu hayata ben döndürdüm. geldiğinde kalbi atmayan kızı ben yaşattım. al sana özgüvenimin kaynağı. ben insan hayatı kurtarıyorum, ben insanların ağrılarını acılarını kesiyorum, ben hayatımı başka insanların hayatına adadım ve bunun da hem madden hem de manen karşılığını görüyorum. benim hastalarım bana, hiç tanımadıkları adama kurbanın olayım, allah razı olsun diyor. bu da bana yetiyor. aklınız almıyor ama biz doktorlar bu dünyanın şanslı seçilmiş kişileriyiz. kusura bakmayın. karşımızda kompleks yapıyorsanız bu sizin sorununuz.

    (bkz: haters gonna hate)