hesabın var mı? giriş yap

  • geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:

    - merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
    - merhaba engin'in annesi hanım...
    - defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
    - öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
    - bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
    - şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...

    ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:

    - arkadaşınla konuştun mu tatlım?
    - konuştum baba.
    - eee anlatsana neler oldu?
    - olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
    - ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
    - yok yok, uydurmuştur.
    - bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
    - olmaz baba! konuşma!
    - neden?
    - belki deeee... uydurmamıştır!
    - yaaaa?
    - belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
    - demek şaka?
    - ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
    - ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
    - erkekler de hep böyle baba ben napayım?
    - sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
    (o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)

    araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
    yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.

  • bahse konu görüntü yaklaşık 55 milyon yıl öncesine aittir.

    yani bir başka deyişle tarihin en eski fotoğraflarından biri çekilmiştir.

  • torpilsiz iş bulabilen bir tane akp'li olmadığı için şaşırılmaması gereken haberdir...

    adamların kümülatif iq'su bile 90 etmiyor, başka türlü nasıl iş bulacaklar?

  • oldukça ilginç bulduğum bir nlp tekniği. öncelikle kısaca nlp nedir ona değineceğim. nlp'nin açılımı "neuro linguistic programming", yani beyin dili programlaması. "nlp 1973 yıllarında henüz bir öğrenci olan dr. richard bandler ile linguistik (dilbilim) profesörü olan john grinder’in milton erickson, virginia satir, fritz perls, gregory bateson gibi zamanın en büyük terapist ve dilbilimcilerinin zihin süreçlerinin modellenmesi yoluyla ortaya çıkmıştır."* oldukça tartışmalı bir yöntem olsa da bundan fayda sağladığını söyleyen pek çok kişi ve uygulayıcı var. nlp'nin amacı kısaca; düşünmeden yaptığımız zihinsel kodlamaları olumlu yönde yeniden programlamak. çapa atma tekniğinin de bu amaçla oluşturulmuş oldukça etkili bir teknik olduğu iddia ediliyor. şahsen ben nlp'ye her ne kadar şüpheyle yaklaşsam da, katıldığım bir seminerde bu teknikle kaydettiği ilerlemelerden bahseden eğitmeni dinlerken "keşke olsa böyle bir şey" diye düşünmüştüm. o yüzden burada da bahsetmek istedim.

    pavlov'un köpeğini bilirsiniz. şartlı refleksler üzerine yapılan bu çalışma, nlp'nin çapa dediği uyarıcıları inceleyen ilk çalışmadır. çapa atma tekniği, çağrıştırma ya da çapalama (anchoring), kişinin olumsuz duygularını olumlu duygulara çevirmeye yarayan bir teknik. olumsuz bir hissin kişiyi engellediği bir anda, olumlu bir uyarıcıyla bağlantı kurması sağlanan kişinin içinde bulunduğu olumsuz ruh halinden sıyrılması hedefleniyor. bu da önceden atılmış bilinçli çapalarla yapılıyor. çapalar aslında hepimizde olan görsel, işitsel, tensel, koku kaynaklı ya da bunlar gibi etkenlerle açığa çıkan uyarıcılar. örneğin kaybettiğimiz birinin parfümünün kokusunu aldığımızda oluşan o buruk his bir çapa ya da bize çocukluğumuzu hatırlatan pokemon kartlarını gördüğümüzde içimize dolan mutluluk da bir çapa fakat bizim kontrolümüzde oluşmamış, bilinçdışı çapalar bunlar.

    çapalar iki şekilde oluşuyor: duygusal yol ve zihinsel yol. bir çapanın duygusal yolla oluşması daha kolay, bazen tek sefer bile yetiyor. yine sevdiğiniz insanın kokusu örneğini vereceğim. bir sefer aldığınız bu koku, her duyduğunuzda size onu hatırlatır. zihinsel çapa biraz daha farklı ve uyaran haline gelmesi için tekrar etmesi gerekiyor çünkü içinde duygu barındırmıyor. buna örnek olarak da reklamlar verilebilir. örneğin kola gördüğümüzde aklımız direkt coca-cola'nın o kırmızı beyaz şişesine gidiyor ya da bir şarkı, eğer bir reklam müziği olarak kullanılmışsa bize o reklamı hatırlatıyor. örneğin reklam müziği yazar yazmaz benim aklıma anında yıllar öncesinin "derimod" reklamı geldi: "ben erkeğimin hangi halini, ben erkeğimin hangi halini, ben erkeğimin derimod halini severim." kim yalın'ın bir şarkısını duyunca cornetto'yu hatırlamaz ki?

    peki kontrollü çapa nasıl atılır? bir örnekle ilerleyeceğim, bu katıldığım seminerdeki eğitmenin verdiği örnekti aynı zamanda ve çoğu kişinin muzdarip olduğu öz güven problemiyle alakalı olduğu için ilgi çekti. diyelim ki topluluk önünde bir konuşma yapmanız gerekiyor fakat siz çok heyecanlısınız; topluluk karşısında titremeye başlıyor, kekeliyor ve kendinize engel olamıyorsunuz. bu sorunu aşmak için çapa atma tekniğine başvurduğunuzda, çapayı atacak olan kişi sizden öncelikle kendinizi en fazla öz güvenli hissettiğiniz bir anınızı düşünmenizi istiyor, böyle bir anınız yoksa da varmış gibi kurgulamanız sağlanıyor. siz bu anıyı gözünüzde sanki şu an yaşıyormuş gibi canlandırırken, öz güveninizin zirveye ulaştığı o doruk noktasında, çapayı atan kişi vücudunuzda önceden belirlenmiş (örneğin kol) bir yere dokunuyor. daha sonra sizden bunu aralıksız olarak belli bir süre, bir hafta, kendi kendinize tekrarlamanız isteniyor. doğru anıyla çalıştığınız takdirde çapayı atmış oluyorsunuz ve ne zaman topluluk önünde konuşurken kendinizi tedirgin hissetseniz, çapa atarken dokunduğunuz yere dokunarak iyi hisleri çağırıyorsunuz. bunu bir uzman yardımıyla değil, kendiniz de yapabilirsiniz. aynı zamanda olumsuz bir çapayı da benzer yollarla olumlu bir çapaya dönüştürebileceğinizi söylüyor nlp uzmanları. bunu da önce kendinize olumsuz çapa atıp sonra attığınız olumsuz çapanın üzerine olumlu çapa atarak yapıyorsunuz.

    *https://www.psikoaktif.com/nlp-izmir/

  • ayşe özyılmazel'in ilişkiyi tanımladığı cümle.

    hani herkes diyor ya ''ulan bizim göremediğimiz ne gördün'' diye rahatlayın bişey görmemiş zaten.