hesabın var mı? giriş yap

  • aşağıdakiler kaneez hussain, trudie chalder'in kronik yorgunluk sendromu isimli kitabından çıkarılan notlardır. hastalik oldukça ciddidir. * sosyal ilişkilerinizi ve tüm hayatınızı etkiler.

    kys’nin* neden ortaya çıktığı bilinmiyor ama sürmesini sağlayan bazı nedenler şunlardır:
    1)bedeniniz formada değildir: kaslar formda olmayabilir. birden yüklenmiş olabilirsiniz. kullanmıyor olabilirsiniz, kullanmanız lazım.
    2)tahterevalli: bir gün dinlenip bir gün spor yapmaktan kys olabilir. hergün belli bir düzen içinde olmak gerek. “beden saati” diye bir şey var.
    3)daha fazla dinlendikçe daha fazla yorgunluk hissedersin.
    4)kendinize katı olmayın: kendize gelmek uzun zaman alır. kendini fazla zorlama yapabileceğini yap gerisini bırak.
    5)belirtilere odaklanmak: odaklandıkça belirtileri daha çok fark eder, endişelendikçe belirtiler daha çok artar. farkında oluş ve tepki arttıkça sorun daha çok büyür.
    6)kendini engellenmiş ve kötü hissetmek: hastalık için bir şey yapmadığını düşünmek kendini daha kötü hissettirir.

    bu hastalık kısır döngü. dinlenme ve etkinliklerin azaltılması bir çare değil. beden saatini düzeltmeye, hastalığa odaklanmamaya çalış. yavaş yavaş ilerime kaydetmek, kaygılanmamak, acele etmemek.

    bilişsel (düşünme), ve davranışçı terapi (bdt) ile çözüm bulmaya çalışılabilir. bu tedavi yönteminde kişi bazı şeyleri farklı yaparak ve farklı düşünerek, farklı hissetmek sağlanmak amaçlanıyor. sabırlı olmak yakınlardan yardım almak önemli.

    iyileşmek için yardımcı olacak yaklaşımlar :
    uykunun düzenlemesi: beden saati ayarları geç saatte uyanık kalmakla, yataktan geç çıkmakla, gün içinde uyumakla, gün içinde aktif olmamaktan kayar. her gün farklı saatte kalkmak fazla uyumak şekerleme yapmak bozabilir.gün içerisinde uyumamak lazım.her gün aynı saatte kalkmak lazım.çalar saati odanın her yerine koymak kalkmana yardım eder.yatağı sadece uyumak için kullan.uyku düzeninle ilgili günlük tut.uykuda geçireceğin zaman kadar yatakta vakit geçir.yatmadan önce hep aynı şeyleri yap.
    uyuyamazsan endişelenme karanlıkta gözlerini kapansa bile açık tutmaya çalış rahatlatıcı bir şeyler düşün. vücudu gevşet derin derin nefes al.20 dk içinde uykun gelmezse kalk uykun gelene kadar başka bir odaya git. eğer yatakta endişeler aklına gelirse bunu “endişe zamanına” bırakacağını söyle. endişeleri yazarak da nasıl baş edebileceğini bulabilirsin.

    etkin planlama: yalnız kendini iyi hissettiğin saatlerde işlerle ilgilenmelisin.zamanı nasıl kullandığına dair gün içinde neler yaptığına dair günlük (tablo) tut.neler yaptığına bak.neyi ne kadar zamanda değiştirebileceğini netleştir ama gerçekçi ol.yapman gerekeni netleştir.amaca ulaşmak için küçük hedefler koy ve ilk hedef kolay olsun.günlerini dengeli yaşa.yapman gerekeni kendini iyi hissetsen de iyi hissetmesen de yap.hafta içinde yürüteceğin hedefleri yaz sonra not ver.ulaşamazsan hedefleri küçült.etkinlikleri kolay seviyeden başlat.vücudun yorulmasını sallama ve sabırlı ol.günler arasında denge sağlamalısın.
    duygularını gözlemle kendini kötü hissettiren düşünceleri yakala ve bir kağıda yaz. sonra ondan kurtul ve bir daha düşünme.
    kendine çok yüksek standartlar koyma.

    -üstesinden gelmenin yolları: sonuca değil işe odaklan. ör:en yüksek notu almaya değil öğrenmeye odaklan.
    -yaptıklarına haftalık sınırlar koy.bu süre sonunda mükemmel olmasa da bırak.
    -yaptıklarını mükemmel hale getirirken yavaşlarsan, çabalarından mı sanat harikasından mı memnun olacağını düşün.
    -mükemmel yapmayı beklemezsen yaptıklarından zevk alırsın.bazen standartları düşürmek daha eğlenceli olabilir.yaşamdan daha çok zevk alabilirsin.
    -zorlanmalar karşısında tablo yap ne beklediğini yaz ve sonucun ne olduğunu yaz, bak.böylece zorluğu parçalara ayırmış, ayrı ayrı ele almış olursun.

    sorun çözme yöntemi olarak:
    -seni endişelendiren durum ve şeylerin listesini yap.özellikle hangisiyle ilgilenmek istediğine karar ver.
    -sorunun ne olduğunu açık ve net bir biçimde yaz.
    -sorunu, sorun çözmekte başarılı ve geçmişte bu sorunu çözmüş birinin açısından çalışmalısın.çözüm için en az 3 değişik yol düşünmelisin.
    -her çözüm seçeneğinin sonuçlarının ne olacağına dair düşüncelerini yaz.
    -hangi seçeneğin daha iyi sonuç getireceğine karar ver.
    -çözümü uygulamaya yönelik bir plan yap
    -işe yarayıp yaramadığına bak.
    -yöntemi birkaç kez yazdıktan sonra aklından yapabilir hale gelebilirsin.

    kaygı ile nasıl baş edilir: kaygı yaratan durumla, kaygı azalıncaya kadar karşı karşıya gelmenizi içerir.kaygı zamanla azaldığı için bu yaklaşım işe yarayacaktır.ancak kaygı veren durumla düzenli değil de sadece zaman zaman karşılaşırsanız kaygı devam eder.

    bunu yaparken ki bazı ipuçları :
    -yapacağınız konusunda açık olun.
    -kendinizi iyi hissedene kadar bu durumda kalın: bekleyin ve kaygınız geçene kadar devam edin.
    -bu durumla olabildiğince sık yüzleşin: düzenli olarak ne yapıyorsanız onu yapmaya çalışın.
    -kaygı duygusu yaşayacağınızı peşinen kabul edin.
    -üzerine gitme ödevlerinizle ilgili bir tablo tutun.

    gelecekle ilgili olarak :
    -beklentilerini gerçekleştirilebilir düzeyde tut.başarılarla memnun olmayı öğren.
    -her şeyi aşamalı yap.kendine haftalık hedefler belirle.bu hedefleri çözünebilir parçalara böl.bunları yorgunluk hissetmeden yapabilir normal düzenin parçası haline getirebilirsiniz.
    -işe yaramayan ve yarayan düşüncelerinizi bir kağıda yazın.

    ders çalışabilmede yardımcı olacak yollar:
    -belli bir yeri çalışmak için kullanın ve bu yeri çalışmak için çekici hale getirin.işe yaramayan şeyleri burada bulundurmayın ve her çalışma sonunda düzenli bırakın.
    -çalışacağınız konuların listesini sıraya göre yapın.belirlediğiniz süre içinde bunları yapabileceğinizden emin olun.
    -çalışma sonunda elde edeceklerinizi yazın.istek kırıldığında bu listeyi okuyun.
    -proje yapıyorsanız, projeyi dilimlere bölün.kendinize küçük görevler vererek büyük görevi tamamlayın.

    çikolata kutusu tekniği :
    -her çalışma sürenizi 35 dk olarak ayarlayın.ilk 20 dk yeni şeyleri öğrenmek için kullanın.sonraki birkaç dk'yı geçmişi tekrar etmek için kullanın.son 5 dakikayı ise öğrendiklerinizi gözden geçirmek için kullanın.
    -çalışma süresinin hemen sonunda kendinize küçük ödüller verebilirsiniz.

    ilaç tedavisindense kitabın önerdiklerinin daha faydalı olduğu düşüncesindeyim. * vakti zamanında notları kendim çıkartmıştım ancak hastalığın teşhisi üzerinizde konmuşsa kitabıda mutlaka okuyun derim.

  • insanlar eğlenmeye hasret. insanlar gülmeye hasret. bu ülkede güzel şeyler de oluyor.

    doya doya eğlenin ağrılı kardeşlerimiz.

    debe editi: şu gencecik yaşımızda gezip eğlenmek varken sinir ve stresle boğuşuyoruz.

  • sam gizem 20 yaşında, kuralların sınırlar belirlediğine ve kurallar olmadan dans etmenin yaratıcılığını harekete geçirdiğini savunuyor.

    “benim tutkum özgürlük. kendimi en özgür hissettiğim an, dans ettiğim her an. müzik başlar, bir ritim yakalarım ve ona bedenimle eşlik ederim. kendimi kurallar olmadan ifade etmek istiyorum. bu yüzden serbest stil dans ediyorum. çünkü kurallar yoksa yaratıcı olmak zorundasın ve bunun da bir sınırı yok. dans ederken bir sonraki hareketimin ne olacağını bazen ben bile merak ediyorum. sınırları zorlamayı, kendimi şaşırtmayı seviyorum. sen de kendini keşfetmek istiyorsan çık oyna.

  • oglumdur. hatta 40 degil 15 almis. umut dolu, aydinlik gelecek hayalleri vardir. bardagin dolu tarafini goruyordur. tabi babasi ogrendiginde ne olacagini rabbisi bilir.

  • videoda tam bir safkan çomar görüyorum. başkanın bu tiplerle muhatap olması üzücü biraz, ama yine de sakinliğini ve sabrını ayakta alkışlıyorum.

    o videonun yalan olduğunu en iyi sen biliyorsun çomar esnafcık. bu satırları sana ve senin gibiler için yazıyorum. muhtemelen oruçlusundur. bu ramazan ayında attığın iftira ve yediğin kul hakkı yanına kalmaz umarım. o inandığın allah varsa eğer, ilk önce seni yakar zaten.

    ateist halimle beddua ettirdin bana aşağılık herif.

  • 20 mart 2021'de, yine bir gece yarısı ülkenin merkez bankası başkanını görevden alarak sadece 3 ayda ülkenin para biriminin %20 değer kaybetmesine neden olarak 83 milyonu rahatsız eden bir zübüğün gece yarısı kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur diyerek getirdiği yasaktır.

  • - aşkım n'olur bir kere eyjafjallajökull desene...

    - eyjafjallajökull.

    - bir daha de...

    - eyjafjallajökull.

    - ay çok tatlısın ya, yerim seni. bir kez daha desene, diyemiyorum ben

    - eyjafjallajökull.

    - n'olur bir kez daha aşkım, son kez...

    - eyjafjallajökull.

    *

    --- spoiler ---

    iskandinav erkeğin günlüğü: "şimdi türk erkeklerini daha iyi anlıyorum..."

    --- spoiler ---

  • kadınlar adamı bildiğin taciz etmişler. adam belli ki yürüyüşe çıkmış. köpeklerden dolayı "yürüyemiyoruz yolda" diyor. bu kadınlar ise gidip adamı taciz ediyor.

    bir de utanmadan adama hem tekme atıp hem de karşılığını görünce hedef göstermişler. adam keşke kaçmak yerine üçünü de kovalasaydı. adamın kadınları daha beter yapmasını istedim yalan yok.

    edit: ben de "nereden hatırlıyorum bu derneği" diye düşünüyordum. ismi aşina gelmişti. sonra hatırladım. gaziantep'te köpeklerin saldırıp yaraladığı kızın ailesine dava açan dernek bu. bu derece ruh hastaları işte.
    (bkz: pitbull'un yaraladığı kızın ailesine dava açmak)

    edit 2 : olayın öncesini gösteren video yayınlanmış.
    (bkz: seferihisar'daki köpek kavgasının içyüzü)

  • 20 li yaşlarda çok daha sık görüyorduk bunu. sonradan azaldı ama yılda 1 görürüm gene.

    eksik kalan dersleri tamamlamak için mecbur dönülür. türkiyenin bir çok yerinde bi çok farklı insanın aynı rüyayı görmesi basit bi tesadüf değil.

    eğitim sistemimiz bilinç altımızda benzer bi tahribat yapıyor. gerçekten türk eğitim sistemi 5-6 yaşındaki akıllı çocukları alıp 22 yaşında çeşitli ruhsal sorunları ve tahribatları olan ve maalesef bomboş bi birey olarak topluma kazandırmak üstüne kurulu.

    bu arada buna çok benzer bi fenomen de askerin ilk haftası 3-5 gün sıçamamaktır. bunu da çok fazla insan yaşıyor duyduğum kadarıyla. insan bedeni olaylar karşısında benzer reaksiyonlar veriyor cunku hepsi bilimsel.

  • bu konuyla ilgili öyle yorumlar yapılıyor ki,
    - sonuçta o akademisyen, bir sürü makale zart zurt, problem yani soyadı değişikliği
    - sonuçta isim yapmış avukat, zorluk çekicek..., gibi gibi, uzatmaya gerek yok.

    ne akademisyenim, ne de isim yapmış avukat. sadece şunu diyorum: benim kimliğim neden 26 yaşında değişip başka bir şey olmak zorunda? ("zorunda" kelimesinin altını çizerim.) buna itiraz etmek için neden birtakım zorunlu ve mantıklı sebepler üretmek zorundayım ki millete haklı olduğumu kanıtliyim? sadece adımın ve soyadımın değişmesini istemiyorum çünkü ben ona alıştım, ben "o"yum. dileyen değiştirir, dileyen kendininkinin sonuna kocasınınkini ekletir, dileyen apaynı halde bırakır. aksini iddia edenin yaptığı apaçık faşistliktir.

    sevgi, saygı, aile olmak gibi zırvalamalara gidilmesin lütfen. o zaman yeni kural çıkarıyorum: isminin sonuna kocasının ismini ekleme kuralı. mesela hayriye'ysen, kocan da kamil'se bundan sonra adın hayriyekamil. soyadın da gül olsun kocanınki de hayrettinoglu. oldun hayriyekamil gül hayrettinoğlu. aksini iddia ediyosan aile olma kavramını anlayamamışsın demektir canım benim. o zaman evlenmeseydin. oldu mu şekerim? feministlik yapma bana.

    bu arada zannedersem artık mümkün bu sadece kendi soyadını kullanabilmesi mevzusu. ancak büssürü bürokrasisi var.

    edit: hızımı alamıyorum. kocasının soyadı ile babasının soyadını kullanması arasındaki fark şudur: kıza babasının soyadı doğduğu andan itibaren verilmiştir. kız da o soyadı kimlik olarak bellemiştir. değiştirilmesine zorlanması faşistliktir. kocasının soyadı doğumdan itibaren verilebilecek bir soyad olsaydı, o zaman derdin "babasınınkini alıcana kocasınınkini alsın, ne fark edecek ikisi de erkek neticede, feminist havaların kime" diye. illa her şeyi defaultta erkeğin kadına üstünlüğüne karşı bir başkaldırı olarak algılamaya pek meraklısınız.

  • böyle düşünen kaç insan vardır bilmiyorum ama mesajlaşma olayı bana oldukça zahmetli ve bunaltıcı geliyor. sürekli cevap yazmak zorunda olmak, pıt pıt telefon ekranında tuş aramak insanları nasıl darlamıyor anlamak mümkün değil.