hesabın var mı? giriş yap

  • bu fotoğraf eğer gerçekten 1968 yılında bakırköy'de çekildiyse ilk gösterdiği şey beslenme alışkanlığımızın kötünün ötesinde bir yöne gittiğidir. fotoğrafta kilo problemi olan insan yok.

    sonradan edit: kilo problemi olan 1 kişi bile yok.

  • 1 dakikamı ayırıp bunu okuduğum için kendimden nefret ettim şu an.

    olmamış 1/10.

  • müslüm gürses'i nerede sevdim ben biliyor musunuz?

    bir gün ona şaka yapılmıştı. müslüm baba'nın orkestrasına darbukadan hiç anlamayan bir adam oturtmuşlardı (sözde asıl darbukacısının eşi doğum yapmış). neyse işte müslüm gürses hazırlandı, şarkı çalıyor falan..ama darbukacı tam anlamıyla içine ediyor şarkının..müslüm gürses baktı böyle 1-2 falan olmuyor..durdurdu..inanılmaz sakin bir şekilde problemin neden kaynaklandığını sordu darbukacıya... sonra tekrar denediler, tabii yine olmadı falan..müslüm gürses yine çok sakindi. hatta ona darbukayı öğretmeye çalıştı kendi yanına gidip, ne yapacağını anlatmaya çalıştı falan..“çok basit bak yapabilirsin” falan dedi, cesaretlendirmeye çalıştı adamı. ne bilsin adamın ona şaka yaptığını… sonra tekrar..sonra tekrar.. darbukacı her seferinde şarkıyı katlediyor... bu durum uzun bir süre devam etti fakat baba en ufak bir kelime etmedi, hiç de sinirlenmedi. hatta en sonunda şakayı planlayan program sunucusu ayaklandı ve yalandan baya kızdı darbukacıya "beyefendi yapamıyorsanız gidin" falan dedi, ortalığı biraz karıştırmak istedi. darbukacı da "tamam o zaman ben gidiyorum" falan dedi kalktı ama orada baba devreye tekrardan girip "darbukacı gidemeeeeeeeezzz" dedi, yine destek çıktı adama ve bu durumu orkestranın içinde eritebileceklerini falan söyledi.

    hani bu şakayı planlayanlara göre normalde müslüm baba'nın zıvanadan çıkması ve olayların komik bir hal alması planlanıyordu ama o kadar naif ve ince bir adam vardı ki karşılarında, umdukları gibi olmadı.

    ben işte ilk kez orada çok sevdim onu. inanın o şakayı bi bülent ersoy'a veya muazzez abacı'ya veya bi ibrahim tatlıses'e falan yapsaydınız, verecekleri tepki çok başka olurdu. elleri ayakları falan titrerdi. bağırır çağırırlardı adama..belki iki dakikada kovarlardı. tam da şakacıların arzuladığı şeyler gerçekleşirdi.

    düşünmeden hızla kalp kıran, empati yoksunu insanları sevmem ben. müslüm gürses öyle değildi ve yine her zamanki gibi iyiler önce gitti.

    bazen isyan ediyorum bu sıralamaya. ruhun şad olsun baba.

    not: bu arada ilgili şaka şuradan izlenebilir.

    edit: link yenilendi. uyarısı için @scarletletter'e teşekkürler.
    edit2: link bir daha yenilendi (niye sürekli kaldırıyorsunuz ulan müslüm gürses şakasını internetten). @rahatsizadam'a teşekkürler.

  • konya'da kimse 10 numarayı almamış lan. aykut kadro dışı bırakır diye oyuncular önlemini almış.

    edit: abeyle uyardı. sezon başında marica 10 numarayı alma hatasında bulunmuş.
    sonuç: kadro dışı.

  • viraja girme esnasında (örneğin sağ viraj) aracın sağ, yani virajın içinde kalan tekerleklerinin sol taraftakilerle eşit dönmesini sağlama çabası. araba sağ viraja girdiğinde yük soldaki lastiklerin üzerine yığılacağından fiziken daha az yol alması gereken sağ lastiklerin (virajın içinde kalmaları sonucu), arabanın sağının hafiflemesi sebebiyle patinajla karışık sol lastiklerden (normalde sol lastikler virajı daha dıştan alacağı için daha çok dönmeli) daha fazla dönmesinin ve dolayısıyla merkezkaça ters bir hareket yapılması olayının engellemesi faaliyeti. viraja girerken sol ayakla gerekli seviyede frenaj yapılır ki fren en azından her lastiğin eşit hızda dönmesini sağlar.

  • her gün yamaçtan tarlalarına ekine giden bi gelin-kaynana
    varmış.. iki adam gelinle kaynanayı gözlerine kestirmişler..bunları
    alıp kaldıralım, diye düşünmeye başlamışlar..bi gün, gelinle kaynana
    tarlaya giderken ortalığı yıkan bi ağlama duymuşlar..dinlemişler ki,
    kulübeden geliyor..çıkalım bi bakalım, demişler..gidip kapıyı
    çalmışlar... adamlardan biri açmış..

    kaynana:
    "hayırdır" demiş "ne oldu ? "
    adam demiş ki:
    "cenazemiz var...buyrun içeri"
    gelin kaynana içeri girmişler...giriş o giriş...!!!! adamlar
    işlerini halletmişler.. neyse..gelin kaynana evden çıkmışlar..

    gelin sormuş:
    "ana be, naapcaz şimdi ? "
    kaynana cevap vermiş:
    "valla gelin seni bilmem ama ben yedisine de gelicem kırkına da sevaptır...

  • "16 yıldır başta olan bir insan yeni olarak şunu yapacağız diyemez; ancak özür dileyebilir."

    başka söze gerek yok.