hesabın var mı? giriş yap

  • örneğine az, başarıyla icra edilenine daha da az rastlanan kozmik korku türüne mensup filmler önereceğim.

    öncelikle bilmeyenler için kozmik korku nedir ve bir film hangi koşullarda kozmik korku konseptine dahil edilir açıklamak istiyorum.

    kozmik korku (lovecraftvari korku olarak da isimlendirilir) insanın kurguladığı gerçeklik algısının ve de binlerce yıllık hikayesinin arka plan evren olduğunda karşılaştığı yıkıcı anlamsızlık ve bu sebeple oluşan değersizliğin yarattığı korkudur. insan aklı kendi gerçeklik illüzyonunda güvendeyken, bilinmezden gelecek olan her türlü "yabancıya" karşı da savunmasızdır. insanın tarihsel kurgusunu topyekün bozguna uğratabilecek yabancı bir güç karşısındaki çaresizliği kozmik korkunun temelini oluşturur.

    bir filmin kozmik korku türüne dahil edilmesi için;
    - bilinmeyen ve bilinemeyecek olanın yarattığı korkuyu incelemesi,
    - insanın algılama kapasitesini aşan ve kozmik öneme sahip bir "şey"in insana kendini çaresiz ve değersiz hissettirmesi,
    - insan ürünü olan tüm değerlerin bu algılanamaz fenomen karşısındaki anlamsızlığı,
    - insanın gerçeklik anlayışını aşındıracak kadar sarsıcı bir karşılaşmayı incelemesi,
    - karakterin/karakterlerin, anlaşılamaz ve kaçılamaz olanla karşılaştığında insanın doğaya olan hükmünün, edindiği yüksek konum ve ayrıcalığın hiçbir işe yaramadığı ve sonucunda mutlak önemsizliğin kabul edildiği bir yüzleşmeyi incelemesi gerekir.
    velhasılı kozmik korku mutlu sonla bitmez, felaketimizle biter.

    film önerileri:

    annihilation: kozmik korku işlenmesi oldukça zor bir tür olduğundan alex garland'ın annihilation'ı yeni bir film olmasına karşın diğerleri arasından sıyrılıyor. annihilation bütçe, oyunculuk, senaryo, soundtrack ve işleniş bakımından kozmik korkunun en iyi örneklerinden biri.

    film jeff vandermeer'ın southern reach üçlemesinin ilk kitabı olan annihilation'dan uyarlanıyor. bunun da lovecraft'ın 1927'de yazdığı the colour out of space öyküsünden esinlenildiğini söylemek gerek. ayrıca yine aynı isimle 2019 yapımı, nicolas cage'in başrol olduğu başka bir kozmik korku filmi de mevcut. tabi türün birçok örneği gibi kaliteli olmayı pek başaramadığı için listeye koymayacağım.

    alex garland'ı da ayrıca övmek gerek sanırım. yönetmenliğini de yaptığı diğer işler varoluşsal konulara olan hakimiyeti düşünüldüğünde takdire şayan. (bkz: ex machina) (bkz: devs)

    fragman: https://www.youtube.com/watch?v=89op78l9of0

    -

    in the mouth of madness: john carpenter'ın yönettiği, başrolde sam neill'ın olduğu 95 yapımı bir klasiktir. filmin adı lovecraft'ın at the mountain of madness kitabına göndermedir. film, bir sigorta müfettişi olan john trent'in dünyaca ünlü korku yazarı sutter cane'in ortadan kaybolmasını araştırmasıyla başlar. yazarın izini sürdükçe etrafını çevreleyen gerçeklik sutter cane'in açtığı kapılar sebebiyle allak bullak olacaktır.

    silent hill, warhammer gibi oyunlarda da işlenen "tanrıyı gerçek kılan inananlarıdır" teması bu filmde mevcuttur. in the mouth of madness'ta realiteyi bozan yenilik insandan doğar ve öteden (öte: başka boyutlar. beyond.) beslenir.

    fragman: https://www.youtube.com/watch?v=alugldzo9zy

    -

    event horizon: paul anderson'ın yönettiği 97 yapımı bir filmdir. sam neill "türün prensi benim arkadaşlar" der gibi bu filmde de rol almaktadır.

    hikaye, neptün yakınlarında terk edilmiş olan event horizon isimli araştırma gemisinde, insanlığın istismara en açık olduğu yerde, yani uzayda geçer. film tanımlanamaz bir varlığın doğrudan müdahalesinden çok sınırları zorlamanın sonuçları ve kırılgan insan aklının bu sonuçlar karşısındaki çaresizliğini inceliyor.

    event horizon fragman: https://www.youtube.com/watch?v=2nlkey-3cmi

    stephen king'in kitabından uyarlanan the mist filmi de benzer bir sınır aşımının sosyolojik ve psikolojik sonuçlarını anlatırken, öteden dünyamıza dalan çeşit çeşit ecinniyle işi renklendiriyor.

    bilinen bir film olmasına rağmen merak eden olursa diye, the mist: https://www.youtube.com/watch?v=lhckxjngzn8

    -----------

    türü merak edenler için youtube'da konuyla ilgili izlediğim en güzel videolardan birini paylaşmak istiyorum. kozmik korku yapmak neden zordur: https://www.youtube.com/watch?v=8oto7rqln9q

    kozmik korku temalı bonus filmler:

    the thing. john carpenter'ın müziklerini ennio morricone ile birlikte yaptığı 82'de gösterime girmiş olan bir klasiktir. söylemeden olmaz, korku sinemasının önemli örneklerinden biridir. ayrıca (bkz: body horror) https://www.youtube.com/watch?v=t5nsqhohzno

    alien. ridley scott imzalı, 79 yapımı, türün en zarif örneklerinden biridir.
    https://www.youtube.com/watch?v=gvaj0ipz7vy

    lovecraftvari değil de doğrudan lovecraft öyküsü izlemek isteyenler için de 2001 yapımı dagon: https://www.youtube.com/watch?v=garyshxzmfk

  • ekrem imamoğlu büyük düşünen bir insan, tevfik göksu'yu düşüneceğini sanmıyorum.

    tevfik göksu, icraatleriyle değil de asılsız iddialarıyla tanınmış bir insan. üstelik bundan rahatsızlık duymuyor. ekrem imamoğlu'nun, "sizce tevfik göksu söylüyorsa doğru mudur?" demesinin sebebi de o. "yine ne iddia edecek?" diye merak eden varsa izleyebilir, diğer türlü zaman kaybı.

  • masal tadında bir film. çocuk olmanın, bir çocukla arkadaş olabilmenin nasıl bir şeyler olduğunu çok güzel anlatmış. açılış sahnesi de en güzeller arasına kafadan ilk üçte girer.

  • normal bir ülke olsaydık şayet; bu tip adamların en geç, olayın yaşandığı günün akşamında kelepçe ile kodese tıkılmaları lazımdı...

    tanım; görevden alınması gereken memur.

    edit; ilgili memur açığa alınmış... görevden alınsın dediğim için mesaj kutumu dolduran at kafaları bu kaynağı bünyelerinde müsait bir yere yapıştırsınlar. olması gereken zaten buydu da benim şaşırdığım şey "böyle isabetli ve hızlı bir kararı nasıl aldılar?"

    (bkz: rabia naz vatan)

  • aslında bir şey dinlemiyor, dinliyormuş gibi yapıyor ve kendini gereksiz muhabbet ve gürültü kirliliğinden soyutlamaya çalışıyor olabilir.

  • başlık: metrobüste teyzeye verdiğim ayar

    finalden çıktım, 4 saat uykuyla durduğum için acayip yorgundum. bindim metrobüse, cam kenarına oturdum. bi teyzeyle kızı bindi. teyze 50 yaşlarında, kızı da 25 yaşlarındaydı. kız geldi benim yanıma oturdu, teyze ayakta beklemeye başladı. aklı sıra yer vermemi bekliyor. ben yer vermeyince 'evladım, bak ben yaşlıyım, bana yer versene' dedi. bi de espri yapıyor 'kızımı kucağıma alırdım da bacaklarım ağrıyor eheheh.' teyze böyle bi gol pası verince dayanamadım, gelişine çaktım 'teyze ben de çok yorgunum ama senin bacakların ağrıyorsa kızı ben kucağıma alayım.' ben böyle deyince ikisinin de suratı kıpkırmızı oldu. kız da yanımdan kalktı. bi sonraki durakta da indiler. ben de eve gidince kızın kucağıma oturduğunu hayal ederek zafer 31 i çektim.

    yazar: mrfreak

    yardım editi:ovakışla cumhuriyet ilkokulu'na yardım kampanyası
    (bkz: #57596227)

  • yemeyiverin. istikrara oy verin ki bu şekilde istikrarlı bir şekilde zamlar devam etsin. siz de yemeyiverin. size çok peynir meynir.

  • 2.5 sene en yakın arkadaşımdı, beraber en çok gülüp eğlendiğim insan. benim hayatımda birileri oldu bitti, onun hayatında da... beraber üzüldük, dertlestik aşk meşk konularında. sonra bir gün biraz kıskançlık sezdik ikimizde birbirimizde, şaşırdık ne alaka diye.yok ya yanlış anladık heralde deyip konuyu kapattık. o evlenip hayatını kurmak istiyordu, ona yönelik kadınlarla tanışıyor yada tanıştırılıyordu. ev bakıyordu evlendiğinde oturabileceği, akıl verdim çocuğun nerde oynayacak site içi olsun boşver orası güzel değil diye vazgeçirdim bir gün. sonra iş değiştirdi, o sıra beraber yaptığımız işten çok farklı bir sektöre geçti, daha güvenli daha saygın bir iş. evrak hazırladığı gün aradı biraz konuşabilir miyiz diye. gittim bu biraz buruk, her zamanki gibi değil. dedi ki; bugüne kadar kendimi sana layık görmedim işimden dolayı, ailen de öncekini işi yüzünden istememişti, şimdi memurluk kadar olmasa da daha garanti bir işe geçiyorum o yüzden buna cesaret edebildim bugün, eğer bunu denemezsek günün birinde hayatına biri girip evlenip gideceksin ve ben seni bir daha arayamayacağım, göremeyeceğim. bunu düşünmek beni çok korkutuyo, gel deneyelim, seni bugüne kadar beraber olduğum en uzun ilişkimden bile daha iyi tanıyorum, becerebilirsek sevgili olmayı evlenelim...

    sonuç;
    11.yıl, 8 yaşında mükemmel bir çocuk, her günü kahkahalarla geçen site içinde bir ev :)

  • emekli veya asgari ücretli gidip güzel bir mekanda bir kahve içemez değil mi? bununla dalga geçmek ne kadar aşağılık bir durum.