hesabın var mı? giriş yap

  • "kocamın yanındaki yerimi alıcam yarın, çok güzel olucam, yüzümde en sahici gülümsememle onların mutluluğunu alkışlicam

    anne nasıl dayanıcam? "

  • bir süredir yurtdışında mühendis olarak çalışıyorum. çalıştığım inşaat şirketi dünyada ilk onun arasında anılıyor. çocuk değilim. genç bile sayılmam artık galiba. medyatik olmam meslek icabı ihtiyaç duyduğum bişey değil. kaldı ki kariyerimi türkiye'de de devam ettirmiyorum şu an.

    ünlü tanıdıklarım yok. olsaydı da görgüme laf gelir diye bununla övünmezdim herhalde. ya da interneti kullanamasaydım beceriksizliğime laf gelir diye.. iyi okullarda okumuş olmam da övünme kapım olamaz çünkü işimle ilgili ayrıntılar eğitimimle ilgili az çok fikir verir zaten, insanlar aptal değildir, anlayabilirler. aynı evi paylaştığım oğlumun dedesi ile övünmek veya burcumun şahane özelliklerini cv'me eklemek hiç aklıma gelmemişti şimdiye dek. ama burada yemezler onu gibime geliyor. yedirebilene bravo tabi. sonuçta kariyer, kariyerdir diye düşünülüyor herhalde. bana biraz uzak..

    fakat terbiyesiz olmamakla övünebilirim. beni yetiştiren, ünlü olmamalarıyla da çok bişey kaybettiklerini düşünmediğim insanlardan aldığım, nacizane, herkese nasip olmadığını düşündüğüm bir insan özelliğidir.

    hiç bir mahalle ağzı veya zeka yoksunu yazı, bugüne kadar alnımın teri, bileğimin hakkıyla geldiğim noktayı alaşağı edecek biçimde kendimi kaybettiremez bana. çünkü benim bulunduğum nokta başkalarını ne kadar tanıdığımla değil, kendimi ne kadar tanıdığımla orantılıdır.

    yazılabilinecek herşey zaten, benim internet başında olduğum saatlerden çok çok önce girilmiş. fakat tabi insan her olaydan kendine ders çıkarmasını bilmeli. benim çıkardığım ders ise, insan kendi gibi bilirmiş karşısındakini..

  • arkadaşın yanına gidiyordum. yolda karşılaştık. bir baktım elinde bar var.(içki içilen mekanı söküp sırtında taşımıyor tabii ki spor salonlarında bulunan direk gibi bir şey) dedim bu barı nerden buldun. lazım olursa diye çaldım dedi. ulan lazım olduğundan bile çalmamış, lazım olursa diye çalmış. lavuğa bak. neyse bindik metroya. ankara’nın metrosunu bilen bilir, çok ani durur. neyse oturduk, arkadaş barı dikti yanına. şansa bak ki tutulacak direkle bar aynı renk. havalı kızın teki bindi metroya. direk diye arkadaşın barı tutmasın! arkadaş dürttü beni, "bak bak, kıza bak bizim barı tuttu, bak şimdi napacam." dedi, barı bıraktı. kız barı tutuyordu öyle, biz de ona bakıp bakıp gülüyorduk. kendisi de bana asılıyorlar diye bi havalara girdi, artisliklere girdi. içimizden sen birazdan görecen havayı diyorduk.

    yaklaşıyorduk durağa. ve sonunda anons geldi. metro durur durmaz bizim kız bar ile beraber 5 metre öteye uçtu. tabi yaptığımız piçlik sona ermemişti, arkadaş bağırdı "oha direği kopardı!!"

  • süper olay.

    ekran görüntüsüne gerek yok, twitter'da #receptayyiperdoğan yazıp aratırsanız nadide örneklerine tanıklık edebilirsiniz.

  • geçen sene philip morris eğitimindeyiz. yaklaşık salonda 106 kız var, hepsi de podyuma çıkar gibi gelmiş. toplasan da 10 erkek var. hani tekelden sigara alırken aniden belirip "sigarayı kendinizi için mi alıyorsunuz" diyenlerden..

    eğitmen geldi, şöyle bi süzdü etrafı, erkek yok gibi bişi, şöyle erkekler bi parmak kaldırsın görelim yau dedi delikanlıları..

    yanımdaki erkek arkadaş da fazla sallamadı, e görsün canım ne o çocuk gibi triplerinde haklı olarak.

    arkadaki kız: hahah kaldırsana erkek değil misin hahaha
    arkadaş: kaldırdım ben, sen farketmedin.