hesabın var mı? giriş yap

  • bu adam salagin tekidir, dombilidir. kotu tarafa gecmesinde aasil neden anasinin oldurulmesiymis, askiymis filan bunlar hikayedir. bu adamin aslinda sutu bozuktur. senin altina jedi konseyi her turlu luksu versin, o gezegen benim bu sistem senin butun evreni dolas ama 10 yil boyunca anani gormeye gitme. sonra neymis efendim annesi ölürken aglamalar filan. gec kardesim, hayirsiz evlatsin bi kere. 10 yil icinde anan evlenmis coluk cocuga karismis, insan bi cicek yaptirir veya elinde bi cukulatayla gider tatooinene, annesinin elini opmeye, tebrik etmeye... nerdeee? okuzun tekidir bu annakin. anneler gununde bi telefon acmis midir acaba kadincagiza? sonra da kadin öldü diye kalk dark sidea gec. yemezler!
    kaldi ki qui gon jinn sirf parasiz kaldigi icin o zamanlar (bkz: episode 1) sadece annakini kurtarmisti. sen de madem jedi oldun git once bas parayi anani kurtar di mi? koskoca federasyonun jediyisin, daha anneni kolelikten kurtaracak kadar bile para birktirememissin. terbiyesizdir bu adam, bi bok olmaz bundan.

  • nesi skandal olduğunu anlamadığım açıklamalardır.

    adam diyor ki; baz istasyonlarının çalışma ve enerji besleme prensipleri belli. afet bölgelerinde enerji sorunu var. daha fazla yapılabilecek bri durum yok. nufüs yoğunluğu arttığı yerlerde daha da kötü olabilir.

    ne deseydi; teknolojiden biraz anlayan biri bile bu sonuca varabilir zaten.

    yahu arkadaşlar, insanlar evlerinin yanında baz istasyonu istemiyor diye 2000 yılından beri pek çok istasyon imza toplatılarak söküldü. balık hafızalı mısınız?

    teknoloji dediğin şeyi tanrılar yaratmıyor, hizmetini sürdürebilmesi için enerjiye ihtiyacı var.

    debe editi: vodafone savunuyorsun diyen var, ben turkcell müşterisiyim lan
    görsel

    "acil durum planınız yok mu" diyen var. bölgeye devlet 3 gün sonra ulaşmış bazı yerlere hâlâ ulaşmamış, siz ne kadar acil durum planı yaparsanız yapın hükümetin acil durum planı yoksa oturur beklersiniz.

  • bu adamı oynatmak yerine bir masör koyun takıma. melo ve sneijder'e oyun durdukça masaj yapsın . takımın performansı 2 katına cıkar .

  • merkez üssü bir üniversite olan dumurluk olaylar kümesidir*. bir elemanı da şöyledir; internette gezinirken denk geldim, gerçek midir nedir bilemiyorum ama bildiğim şudur ki mevzuya uygundur.

    "çapa tıp fakültesinde okuyan arkadaşlarım anatomi öğretmenimiz sami zan'ın ününü bilirler. sami hoca sırf üreme organlarını kendi üslubuyla anlatan ve her dersinde 400 kişilik amfide dışarıdan gelenlerle birlikte yaklaşık 700-1000 kişiyle dolduran çok degerli bir hocamızdı... bu yazıyıyı yazarken de kendisini rahmetle anıyorum... anatomi derslerinin birinde erkek menisindeki yüksek glükoz, yani bizim bildiğimiz şekerin düzeyini anlatıyordu. o yıl liseden mezun genç bir ögrenci kız arkadaşımız el kaldırdı ve bombayı patlattı. "anladığım kadarıyla, menide çok şeker olduğunu söylüyorsunuz..", "evet aynen öyle" dedi sami hoca ve dediklerini destekleyen istatistik oranların tablosunu gösterdi. arkadaşımız gene elini kaldırıp söz istedi "o zaman tadı neden şekerli değil?.." amfide korkunç bir sessizlik oldu... ve sonra tüm amfi gök gürültüsü gibi bir kahkaha koyverdi... yüzü birden kıpkırmızı olan arkadaşımız, hızla defter ve kitaplarını topladı ve sırasından hızla fırladı. o kapıya koşarken, sami hoca çok ciddi bir yüz ve buz gibi sesle dersini sürdürdü... "şeker tadı alınamaz. çünkü şekeri duyumsayan tad alma hücreleri insanin dilinin ucundadır... gırtlak derinliğinde ise, acıyı ve ekşi tadı algılayan reseptörler bulunur... sana neşeli bir gün dilerim kızım..."

  • merhaba, öncellikle egzama tanımlanamayan ve iyileşmeyen cilt problemi olarak literatürde geçiyor. reflü, gastrit gibi neredeyse her 10 kişinin 1'inde görülebilen bir rahatsızlık. bu bir hastalık değildir.

    egzama için değil 5, 20 doktorada gitsen hepsi aynı şeyi söyleyip kortizonlu krem yazıp geri gönderecek. çünkü egzamanın nedeni bilinmiyor ve geçmiyor. kolsuz agop bile zamanında bununla yaşamayı öğrenin deyip krem yazıp gönderiyordu.

    lakin egzamaya tıbbın çağre bulamaması ve neden oluyor sorusuna çözüm bulamaması ilginç. yapilan son araştırmalarda bunun aslında mideden kaynaklı ve candida mantarının neden olduğu tahmin ediliyor. millet 15 yıldır egzamaya sahip olup kendi üstünde deneme yanılma yöntemi yaparak artik doktorlardan daha iyi durumu biliyor ve candida diyetine girerek 20 yıldır iyileşmeyen egzamanın geçtiğini iddia ediyorlar.

    yani doktorların sorunun nedenini yanlış yerde araması gibi. yâni bu bir cilt problemi değil mide problemi ve midede kendinde olan bu rahatsız edici durum için bir nevi sana kırmızı s.o.s sinyali yolluyor.

    kortizonlu krem bile sürsen 1 hafta kızarıklık geçiyor 1 hafta sonunda eskisinden beter halde tekrar kızarıyor. kortizonlu krem demekte bir nevi streoid krem yani. yani oldukça zararlı.

    sonuç olarak ketonojik diyetin temel amacı midedeki candidaların besinlerini kesmek. bu candida şekerden ve karbonhidrattan besleniyor. yani bünyeye göre değişmekle beraber minimum 1 ay,

    ~ kola, konsantre meyve suyu, şekerli soda, bira gibi her türlü şekerli ve gazlı içecek ve tahıl buğday içkisi yasak.
    ~ süt ve süt ürünleri tam yağlı beyaz peynir gibi yasak. sadece laktozsuz kefir serbest. onun dışında süt bile yasak.
    ~karbonhidratlar ekmek, makarna,patates, mısır, popcorn, pilav, şehriye hatta bulgura kadar yasak.
    ~limon ve avokado dışında meyvelerde yasak. amaç candidayı besleyenşekeri sıfıra indirmek. o yüzden çok şekerli karpuz kavun üzüm elma yasak.
    ~her türlü beyaz esmer şeker yasak. çikolata, biskrem, albeni, sütlaç, aşure gibi yapay ve doğal tatlı şekerleme yasak.

    ilk 7 gün vücuda detoks yapıyorsun. sıfır şeker ve karbonhidratlla candidanın besinlerini kesiyorsun. candida 1 hafta aç kaldıktan sonra kendi kendine ölüyor ve toksin yapmaya başlıyor. buna die-off etkisi deniliyor. yâni 1 hafta sonra vücut inanılmaz bir şekilde şeker çikolata tatlı aşerecek ve vücuda glikoz girmediği için enerjin düşecek belki halsiz dolaşıp başın ağrıyacak amabu iyileşme sürecinde olduğunu gösterecek.

    1 hafta detokstan sonra yavaş yavaş vücuda meyvelerden başlamak üzere alabilirsin. ama tabi minimum 1 ay diyeti sürdürmek ve bundan sonrada mesela yapay şekeri kesmek, çayı kahveyi şekersiz içmek, ekmek, kola, makarna gibi ürünleri ayda yılda 1 dilim yemek başarı getirir.
    bünyeye göre değişmekle beraber diyet sonunda vücudun kendi kendine iyileştiğini göreceksin.

    ketonojik diyet

    benim uyguladığım diyette de ki internette bulabilirsin sabahları boyoz gevrek ekmek yasak. her sabah 1 şişe kefir ve sadece fındık, ceviz, badem kuruyemişi var.

    öğle yemeklerde de ekmek makarna ketçap pilav yasak. bunun dışında kalan çorba gibi yemekleri ekmeksiz yemek var.

    öğleden sonra vücut aç olduğu için gene fındık ceviz badem ve bir tane probiyotik yoğurt yemek var. arada belki gene kefir.

    akşamda aynı şeklilde ekmek makarna patates haricinde menüde hangi yemek varsa doyana kadar yemek var. :)

  • ne kadar küçük ayrıntılar ne kadar çok şey değiştiriyor...
    bir kişinin bir tercihi o dönemki milyarlarca kişinin hayatını, sağlığını, refahını; ondan sonraki daha fazla milyarların da hayatını aynı şekilde etkiliyor.

    bir afrika atasözü bu nedenle çok mantıklı geliyor: "değişiklik yaratmak için çok küçük olduğunuzu düşünüyorsanız, kapalı bir odada bir sivrisinekle kalmamışsınız demektir."

    acaba henry wallace gibi bir adam başkan olsaydı dünyayı nasıl değiştirirdi diye düşünürüm hep. elbette onun dünyası truman kuklasının dünyasından farklı olurdu. yani tüm dünya değişirdi ve daha iyi bir dünya olacağı şüphesizdi. soğuk savaşın olmadığını düşünsenize? 1945'teki roosevelt'in ölümünden sonraki görüşmelerde neler yaşanırdı acaba?

    wallace'ın başkan yardımcısı seçilemediği o gün, chicago'da... çoğunluğun istediği gibi erteleme olmasaydı (o gün emrivaki şekilde erteleme verilmişti) ve wallace aday ilan edilebilseydi kesinlikle seçilecekti (oldukça popülerdi, seçilememe ihtimali ikili bir seçimde erdoğan'ın kılıçardoğlu'na kaybetmesi gibi bir şeydi).

    ayrıca roosevelt bir deha olmasına rağmen neden "açıkça" wallace'ı desteklemedi bunu hiç anlamadım. kesin olarak bilemediğimiz/bilemeyeceğimiz şeyler var ve sanırım hayatımız boyunca öğrenemeyeceğiz. hayat çok enteresan.