hesabın var mı? giriş yap

  • en sag seritte duran araca bahane bulan ve kazanin gerekcesi olarak gosteren herkesin -varsa eger- surucu ehliyeti elinden alinmalidir.

    3 serit degistirerek makas atan pust dururken sag seritte duran araca suc bulmak gercekten buyuk aptallik.

    evet, bazi yollarda duramazsiniz, duraklayamazsiniz, park edemezsiniz. zorunlu haller disinda bir sebep disinda durmussa eger, hep beraber linc edelim ancak durma gerekcesini bilmeden bu kadar aptalca yorumlar yapmayalim lutfen.

  • her ofiste demirbaş olarak bulunan elemandır. 'bizim ofiste yok' diyorsanız size kötü bir haberim var.

  • dağ bisikleti yarışıyla zerre alakası olmayanlar çıkıp ahkam kesiyor. malum şahsın topladığı parkur işaretlemeleri de tam olarak şuradaki gibi işaretlemeler:

    (bkz: https://youtu.be/ta0agw2mmbm?t=67)

    buraya,

    - ağacın üzerinde işaretleme yapamazsın. o ancak yürüyüş parkuru gibi gezi amaçlı parkurlarda olur. dağ bisikletçisi o anda 20+ km/s hızlarla ordaki boyalara bakamaz.

    - ip çekemezsin. ip zor kopar, takılınca cinayete yol açarsınız. örnek bir vaka: bisiklet yoluna bağlanan ipe takılan motosikletlinin kafası koptu

    - tahta koyamazsın. mesela burda hızımı alamadım patikadan çıktım, en kötü plastik şeridi koparır kenara düşerim. tahta olursa tahtayı kırarım, kırılan tahta bana saplanır.

    bunlar düşünmeden alınan önlemler değiller. orda kullanılan 2 gram plastiğe laf etmek social justice warrior'luktan başka bir şey değil. youtube'dan "dağ bisikleti yarışı" diye arayın, bu şeritten başka işaretlemeye denk gelen varsa lütfen mesaj gönderin düzelteyim. cahil cesaretiyle yok tahta kullansalarmış, yok ağaca tabela çaksalarmış yine türkler her boku çok iyi biliyor, en iyi biliyor.

  • buraları okuyor musun bilmiyorum özkan abi. ama geçecek. 24. yaşındayım 2. kez yenmek üzereyim lenfomayı geçecek hepsi. ben sizin konserlere geleceğim siz bizi coşturacaksiniz. biz ise birbirimizi tanımayıp aslında çok iyi tanıyan bi avuç insan olarak çok çok daha fazla tadını çıkaracağız o anların sen sadece inan

  • dünyaya ayak bastığında ilk sözü şu olmuştur: "allah insanı susuzlukla terbiye etmesin."

  • bu tür lokantaların olayı farkında olmadan "odaklanma(focusing)" olarak geçen rekabet stratejisini uygulamasıdır. strateji eğitimi düzenlemiş isek vermeyi sevdiğimiz bir örnektir.

    lokanta doğrudan kendi bölgesinde belli sayıdaki uzun yol şoförünün isteklerine odaklanır. nedir bu? yola çıkmış adamın sınırlı keyiflerinden biri olan mükellef bir yemek.

    az sayıda yiyecekte uzmanlaşma, özellikle bir tane imza yemek (çoğunlukla kavurma, bazılarında kuru fasulye gibi), lüksü olmayan ama lezzet sunan salaş bir mekan.

    bu stratejinin en büyük riski zaten pazarın dar bir kesimine (bu örnekte uzun yol yapanlar) hitap ederken, olası bir memnuniyetsizliğin faturasının çok geri dönüşsüz kesilmesidir. nitekim şoför milleti çok örgütlü olabildiğinden, hizmette ve lezzette bir kayma teknenin su alıp batmasına yol açabilir.

    alanın başat akademisyeni michael porter'dan gelsin :"kızdırma şoförün çakalını, görürsün cezanın kralını " :))

  • yunan mitolojisi ve ileri görüşlülüğü bu soruya aslında asırlar önce cevap vermiş; (bkz: narcissus) sisifos sonrası en sevdiğim mitolojik hikayedir.
    narcis'in hikayesi ne zaman son bulur? yansımasını görüp kendisine aşık olduğunda, her birimiz kendi yansımalarımızı insanlarla paylaşıp narsistliğimizi doyuma ulaştırmaya çabalıyoruz, ama asıl paradoks burada başlıyor; asla doymuyoruz.