hesabın var mı? giriş yap

  • tarsus'ta ikamet eden bir yazarın olay yerine gidip bilgi alması, olmadı gizli gizli içeri girmesi, vurulursa da hayatının son saniyelerinde telefondan entry girerek bizi bilgilendirmesi gerekiyor.

    bu gerçekleşirse kendisi ayrıca ilk ekşi sözlük şehidi olarak anılacaktır. birkaç yüzyıl sonra ekşi dininde aziz olarak bile kabul edilebilir. önemli bir mertebe. hatırlatmak isterim.

  • bi tanesini az evvel alakasız bir yerden kahvaltı alırken yaşadım;

    -pardon, bu sandviclerin küçüğü var mı?
    -hanfendi gözünüzde büyütmeyin, çayla iki lokmada gider o!

    ahaha =)

  • 4 temmuz 2019 vergi zammı daha doğru olur. verginin yanında alkolü hediye olarak alıyoruz biz.

  • b12 eksikliği denince akıllara hep vegan / vejetaryenler geliyor ama aslında et yiyenlerin de b12 seviyelerine dikkat etmeleri gerekli. bu entry'de b12'nin kaynağından, b12'nin vejetaryenler/veganlar ve et yiyenler için nasıl temin edilmesi gerektiğinden bahsedilecek. bilimsel kaynaklardan derlenmiştir.

    hiç bir hayvan b12'yi kendiliğinden sentezleyemez ve dışarıdan almak zorundadır. sadece bazı bakteriler b12'yi sentezleyebilir. bu bakteriler toprakta yaşarlar ve hayvanlar (inek, koyun vs.) b12'yi ot yerken bir miktar toprak da yedikleri için topraktaki bakterileri de vücutlarına alır, böylelikle b12 ihtiyaçlarını karşılamış olurlar. aynı şekilde hayvanlar doğal ortamlarında içtikleri sudan da b12'yi az çok alabilir. sudaki bakteriler de b12'yi sentezler.

    endüstriyel et üretiminde hayvanlar toprak görmedikleri için, b12'yi doğal yollardan alamazlar. yeteri kadar b12 alamayan hayvanların eti standart dışı olacağı için hayvanların yemine b12 karıştırılır ya da hayvanlara b12 iğnesi yapılır.

    b12 balıkta bol miktarda bulunur.
    et ürünlerinde ise en çok karaciğerde bulunur.

    b12'nin vejetaryen/vegan supplementler için sentezi kültür ortamındaki bakteriler tarafından yapılır, herhangi bir hayvan zarar görmez. bunlar bir takım laboratuarlarda sentezlenip satışa sunulur.

    insanlarda ince bağırsağın son 50cm'inde yaşayan bakteriler ve kalın bağırsaktaki bakteriler de b12 sentezler ancak b12 emilimi kalın bağırsakta olmaz. sadece ince bağırsakta olur ve ince bağırsakta bu bakterilerden yeteri kadar yoktur. buradaki b12 emilimi insan vücudunun emilimi için yetmez.

    yapılan araştırmalara göre iran'da vegan beslenen bir takım insanların b12 eksikliği çekmediği gözlemlenmiş. bilim adamları bu insanları incelemiş. bu insanlar yedikleri bitkileri kendi dışkılarıyla gübreliyorlarmış ve sebzelerini de pek yıkamıyorlarmış. sonuç olarak, kalın bağırsağın sonundaki bakteriler dışkıya yapışıyor, sonra da bu dışkı gübre olarak kullanılıyormuş. sebzeler bu gübreyle gübrelenince sebzelerin üstüne bol b12'li bakteriler yapışıyor, bu insanlar ise sebzelerini çok iyi yıkamadıkları için b12'yi bir nevi kendi dışkılarını yiyerek elde etmiş oluyorlardı.

    b12 vitamini gerek yaş ilerledikçe gerekse insanların metabolizması kişiden kişiye değiştiği için bazı insanlarda daha zor emilebilir.

    et yiyenlerin çoğu b12 eksikliği çekmez. ama bu et yiyenlerin yeteri kadar b12 aldığına dair kanıt değildir. çünkü b12 eksikliğinin sonuçları uzun vadede karşımıza çıkar ve farkedilmesi zordur. yani siz et yiyor olabilirsiniz ama b12 seviyeniz hep sınırda olabilir. karaciğer ya da balığı az tüketen insanların b12 değerleri düşük çıkabilir.

    b12 değerlerinizin gerçekten normal değerlerde olup olmadığından emin olmak için, ister vejetaryen, ister vegan , ister et yiyen birisi olun, arada sırada bir kaç bitkisel hap almakta fayda var.

    b12 vitaminin fazlasının zararı yoktur. b12'nin vücuda katkıları çoktur o yüzden b12 seviyelerinizin yüksek olması için uğraşmalısınız. bunu supplementle de yapabilirsiniz ya da bol karaciğer / balık tüketerek.

    eti nasıl pişirdiğinizin önemi var. etin içindeki b12'nin %10 - %50'si pişirme esnasında kaybolduğunu gözlemlenmiş. bu yüzden uzmanlar buharlama ya da haşlamayı tavsiye ediyor.

    teorik olarak 100g karaciğerde günlük b12 ihtiyacının %100'ü karşılanır. ancak pişirme esnasında %10-50 arası bir kayıp olduğunu varsayarsak, günlük gerçek ihtiyaç 150g karaciğer olur. balıkta ise (somon, sardalya, ton balığı) bu oran 200 gram için günlük ihtiyacın %200-300'nü karşılar.

    b12 karaciğerde depolanır ve karaciğer 3000mcg'a kadar depolama yapabilir. ortalama bir yetişkinin b12 ihtiyacı günde 2mcg ile 3mcg arası değişir. eğer ki günlük b12 ihtiyacınızı besinlerden almazsanız o zaman vücut b12'yi karaciğerden temin eder. bir gün içinde günlük b12 ihtiyacınızdan fazla b12 alırsanız o zaman b12 karaciğerinizde depolanır ama çoğu idrar yoluyla atılır.

    b12 eksikliği veganlar ve vejetaryenlere özgü değildir. et yiyenler de b12 eksikliği çekebilir. üstelik et yiyen insanlar b12 seviyelerini önemsemiyor olabilirler ama aslında et yiyenlerin de b12 seviyelerine dikkat etmesi gerekir. çünkü b12 en çok ette bulunmaz. b12 en çok balıkta ve karaciğerde bulunur. sonra kuzu eti, karides ve inek etinde bulunur ama bunların 100gramı günlük ihtiyacın %100'ünü karşılamaz. etlerden sonra yoğurt, süt ve peynirde bulunur. sadece bu ürünleri yemek de günlük ihtiyacı karşılamaya yetmez.

    vejetaryen ve veganlar için b12 supplementi almak zorunda. ayrıca b12 takviyeli vegan ürünler de yenebilir ama tek başına yeterli olmaz. vejetaryenler b12 supplementi almalı çünkü normal bir insanın yiyeceği yumurta/süt/peynir günlük b12 ihtiyacını karşılamaya yetmez.

    vegan ve doğal olan tek b12 kaynağı mantardır ama mantardaki b12 miktarı günlük ihtiyacın sadece %3'ünü karşılar ve yeterli değildir.

    insan vücudunun kendi kendine b12 sentezlemesi mümkün değildir. sadece bakteriler b12 sentezleyebilir ve bu bakterilerin insana yetecek kadar b12'yi sentezleyebileceği yegane yer kalın bağırsaktır. maalesef kalın bağırsakta da b12 emilimi olmaz. o yüzden veganların/vejetaryenlerin b12 supplementi alması gerekli. (vejetaryenim ve b12 supplementi alıyorum)

    b12 emilimini azaltan başlıca etkenler:

    - yaş ilerledikçe b12 emilimi azalır. 50 yaş üstü insanların %30'u b12 ile ilgili sağlık sorunları yaşamaktadır.
    - alkol, b12 ve diğer b-complex vitaminlerin emilimini azaltır.
    - sigara da b12 emilimini sekteye uğratır.

  • ne zaman bir yasak, baskı bir şey gelse kullanılan savunma cümlesi. mesela beyoğlu'nda masalar kalkar "yurtdışında böyle", alkol yasaklanır "abd'de böyle", sigara yasaklanır "avrupa'da da aynen böyle".

    buradaki mantıksal sıçış şu önkabulde:

    "türkiye ile medeni devletler arasındaki uçurum bundan daha öncelikli tüm konular açısından kapandı ve sıra buna geldi".

    durum bu olsa kimsenin yasaklar umrunda olmaz. olmayacak. zira ben bileceğim ki bu yasakta bir yanlış varsa benim okuduğum, takip ettiğim gazeteci hapse girmeyip hükümete benim için çıkışabilecek. o gazetecinin uyandırdığı halk gidip gaz yemeden taksim'de yürüyebilecek. o taksim'de yürüyeni gören devlet kendi halkına fırça atmak yerine geri adım atacak, hatasını düzeltecek.

    ama eğitimde sondan ikinci, basın özgürlüğünde 154., insan haklarında sonuncu, aklına ne kadar temel hak ve değer gelirse onun listesinde sonlarda olup sonra kendi tabanını yalama operasyonunu "yurtdışında da böyle" diyerek savunmaya kalkmak... nasıl desem... bari ışığı söndürselerdi.

  • zamanında bazı toplumların dili olmuş ama zaman içinde konuşanlarının başka dilleri konuşan toplumlar içinde asimile olmasıyla ya da bu dillerin zaman içinde başka dillere evrilmesiyle artık konuşulmayan dillerdir. asimilasyon sonucu yokolan dillere en iyi örnekler amerika kıtasının keşfiyle yerlerini ispanyolca ve ingilizceye terkeden, sayıları 5000'in üzerinde olduğu varsayılan amerikan yerli dilleridir. evrim için en bilinen yakın tarihten* örnekse latincenin fransızca, italyanca, ispanyolca ve portekizceye evrimidir zira latince konuşan halklar asla asimile olmamış, sadece birbirlerinden izole kalmışlardır.

    bir dilin tam olarak ne zaman öldüğü en az ne zaman doğduğu kadar muğlaktır. genelde bir dili konuşabilen son insanın ölümü ile dilin tamamıyla öldüğü kabul edilse de(geride konuşamayan ama konuşulsa ne dendiğini anlayabilen insanlar kalmış olabilir), dil iletişim için kullanılan bir araçtır ve iki kişi birbirleriyle bu dilde anlaşamıyorsa dil işlevsiz kalır; dolayısıyla bir dili konuşabilen son iki kişiden biri öldüğünde de dil ölmüş demek olabilir. kimi dilbilimciler ise, belli sayıda birey içererek bir toplum oluşturabilecek oluşumların konuşmadığı dilleri ölü sayarlar.

    kimi diller eğer arkalarında yazılı metinler bırakmışlarsa, öldükten sonra da bir anlamda yaşamaya devam ederler. bu durumda en şanslı iki dilden biri latincedir, bir bilim dili olarak öğretilmeye ve kısmen kullanılmaya devam edilmektedir. öbür dil ise 20.yy'da neredeyse tekrar küllerinden doğdurulan ibranicedir. 20.yy öncesinde sadece ilahi metinlerde kullanılan bir dil olma özelliğinden hızla bir toplumun konuştuğu, sözcük dağarcığı toplumla gelişen yaşan bir dil haline dönüşmüştür. öte yandan yazılı belge bırakmadan yitmiş kimi dillerin durumu, kendilerinden binlerce yıl önce ölmüş -ama yazıya geçirilmiş- sümerce, hititçe gibi dillerden daha vahimdir, geri dönülmez şekilde insanlık tarihinden yokolmuşlardır.

    dil ölümü ile ilgili çalışmalar ancak son yirmi-otuz yıl içinde elle tutulur veriler elde edilmesine imkan tanımıştır. eldelenen çarpıcı bulgulara göre eski zamanlarda da dil ölümlerine rastlansa da, en hızlı dil ölümü oranı günümüzde görülmektedir ve bu hız her geçen gün artmaktadır. bunun nedeni elbette şehirlere göç*, gelişen teknolojiyle baskın dillerin ücra köşelere daha fazla ulaşması ve küreselleşmedir. öyle ki artık evrensel bir standart haline gelen ingilizcenin diğer tüm dünya dilleri üzerinde kesin hakimiyetini kuracağı ve üç diyalektli ingilizce(tri-english) dünyasına geçileceği senaryoları yazılmaktadır
    (bkz: ingilizce/@iwillshowyouwhatitmeans)

    dünya üzerinden yitip giden her dil dünya kültür mirası açısından önemli bir kayıptır zira dil, bir toplumun yaşayış biçimini, kültürünü, tecrübelerini vs. içinde barındırır ve bu kadar zenginlik uzun yılların birikimiyle sağlanmıştır, kaybı geri dönülemez hasarlara yol açar. bu amaçla 1984 yılında unesco tehlikedeki dilleri koruma amacıyla bir yardım programı başlatmıştır, en kötü olasılıkla en azından tehlikedeki dillerin belli ölçüde yazıya geçirilmesi amaçlanmıştır. öte yandan gelecekte, özellikle egemen olmayan toplumların dillerinin hızla yok olacağı öngörülmektedir.

  • alayınızın müebbeten mahkumu olduğu kapalı cezaevi.

    ruhunuzun ilhamlarını takip edeceğiniz yerde başkalarının, yine "başkaları ne der" tabanlı görüşlerine göre hayatınızı şekillendirdiğiniz için hak ediyorsunuz siz bu cezayı.

  • her şeyi araplara peşkeş çekenler tarafından yapılmıştır. milli olan her şeyi satanlar çok gariptir ki "hayır" oyu verenlere "vatan haini" diyecek kadar yüzsüzler. vatanı sattınız, devriniz geçince kaçacak delik ararsınız.