hesabın var mı? giriş yap

  • üzerinden asırlar geçse de insanoğlunun o dönemdeki gençliğe olan bakışı pek değişmiyor.

    sanırım bu konudaki en güzel sözü ata yadigârımız, güzel insan muazzez ilmiye çığ hocamız söylemiş.

    'sümer tabletlerinde "bu gençlik nereye gidiyor" yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum.'

    bu konudaki diğer örnekler için;

    'bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. kaba bir şekilde yemek yiyorlar. yetişkinlere karşı saygısızlar. ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenleri sinirlendiriyorlar.'
    ( aristo mö 350 )

    'günümüzün çocukları lüksü seviyor, kötü davranışları var, otoriteye baş kaldırıyorlar, yaşlılara saygıları yok, çalışmak yerine lak lak etmeyi seviyorlar.
    çocuklar artık evlerinin hizmetçisi değil, tiranı... anne babaları odaya girince ayağa kalkmıyorlar, onlara itiraz ediyorlar, destek olmak yerine laklak yapıyorlar, şapır şupur yiyorlar, bacak bacak üstüne atıyorlar, öğretmenlerine zulmediyorlar.'
    ( sokrates mö 399 )

    ' günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.'
    ( hesiod mö.800 )

    ha bu arada z kuşağı diye bir kuşak mı olur amk, bizim 94 model renault fairway arabamız vardı.

  • son derece basarili bir tespittir. dikkat edilirse dunyada hemen hemen her ulkede daha muhafazakar, anti-demokratik ve az gelismis insan topluluklari ulkelerin denizden uzak ic-karasal bolumlerinde bulunur. daha demokratik ve gelismis insan topluluklari akarsu kenarlari ve deniz kiyilarinda yasar. bunun herhalde en guzel ornegi turkiye ve abd'dir. tarihte insanoglunun gelisimine etki etmis, ilkleri yapmis veya gunumuzde en gelismis, modern toplumlarin yasadigi ulkelerin karasal yapisina bakarsak bunlarin hemen hepsinin denizle onemli olcude ic ice, hatta deniz uzerinde ince bir hat halinde salinir durumda bulunan (belki denize cok uzak bir bolgenin bulunmamasi ulkenin ic kisimlarinda digerlerinden kopuk anti-demokratik bir toplulugun olusumunu engelliyor olabilir), veya halkinin tamami kiyi kesiminde veya su kaynaklarinin etrafinda yasayan ulkeler oldugunu goruruz. bunlara ornek olarak antik yunan(demokrasi), italya(ronesans), ingiltere, irlanda, japonya, isvec, norvec, avustralya, guney kore, kanada ve abd'nin kiyi bolgelerini verebiliriz. gecmiste medeniyetin besigi olsa da su kaynaklarinin gelisime etkisinin azaldigi gunumuz dunyasinda col iklimine sahip olan mezopotamya ve antik misir basta olmak uzere, orta dogu, orta asya, cin, hindistan, rusya'nin ic kesimleri, sibirya, dogu avrupa, orta ve sahraalti afrika'ya baktigimizda genel olarak denizden uzak ve col ikliminin(sicak/soguk) hukum surdugu ve mayisip gelisemeyen veya gecmiste sahip oldugu gelismislik seviyesini kaybeden toplumlar goruruz. (yine de soguk havanin dinamizmi zorunlu kilmasi zaman icinde kuzeyi olumlu etkilemistir) tum bunlarin sebebi olarak muhtemelen mezopotamya ve antik misir dunyada medeniyetin m.o 5000 yillarinda besigi olmasini saglayacak en uygun kosullara sahipken (akarsu kenarlari, sicak iklim, tarima uygun topraklar, yeterli sayida insan toplulugu) o tarihte daha soguk bolgelerde teknik yetersizlikler sebebiyle medeniyet kuracak imkanin bulunmamasi ancak belli bir sure sonra guney'den aldigi medeniyetle gelisen kuzeyin bir ust seviye gelisim icim guneyin sahip olmadigi iklim sartlarina sahip olmasi dolayisiyla bayragi devralmasi ve guney'i geride birakmasi olarak gosterebiliriz. (nasi cumle lan bu)

  • ulan benim babannem, kırsalda, 85 yaşında bütün gün tlc'de ağır yaşamlar izliyor kadın, trt sikinde değil.

    senin kırsal dediğin yer serengeti mi sanıyorsun türkiye'de, herkes herşeyi biliyor takip ediyor bu ülkede.

    millet seni sevmiyor aq sev mi yorrrr, sana güvenmiyorrrr yahu. tayyip'ten illalah etmiş,cebinde metelik kalmamış bir millet sırf karşıda sen varsın diye mecburen tayyip'e oy verdi ulan söve söve, lanet olsun sana be kardeşim, allah kahretsin ya.

    mazlov hiyerarşisi gibi millet seni görünce önce güvenlik diyor amk ülkesinde senin pkk seviciliğin yüzünden, rezil herif.

  • işyerindeki merve'nin benim haricimdeki bütün arkadaşlarıma asılması. bana bu kadar mesafeli durduğuna göre kesin hoşlanıyo amk. geçen gün beni görünce kafasını çevirdi yönünü değiştirdi. yüzünde iğrenç bir ifade ile uzaklaşınca tam emin oldum.

  • stadlarına degil, tavırlarına hayran oldum. 20 küsur yıllık fenerbahceliyim; ilk defa bugün, onları kıskandım.

  • twitter'da yazdığımı burada da yazayım. bu toplum hasta ve daha da fenası sapık. on binlerce insanın beğendiği bu videodakine benzer muhabbetleri 2000'li yılların başında kocaeli anadolu lisesi bebeleri olarak kendi aramızda yapardık ve orta kısım bitip liseye geçtiğimizde yine aynı muhabbetleri aşağı ve bayağı insan, yanlış anlaşılmasın, köylü keko muhabbeti olarak görürdük.

    o zamanlar insan ilişkilerinin her birinin eşsiz ve biricik olduğunu, böyle teknik taktik işlerle ancak dışlanacak kadar söbe tiplerin yapacağını öğrenmek için 16 17 yaşına gelmek yeterli oluyordu. şimdiyse dedim ya on binlerce beğeni var. kendi tweet listemdeki kerli ferli adamlar "doğru" diyorlar. "doğru" dedikleri şeylerden biri şu "o size çok sürede cevap mesajı attıysa sakın geç saat de olsa cevap vermeyin çünkü erkekler için önemli olan cevap vermenizdir. istediğinizi yapana kadar konuşmayın" falan. bak "oh çok doğru" dedikleri öneriler bunlar.

    çok da uzatmayayım. bu toplum gerçekten olabilecek her sahada bitmiş, tükenmiş, sevgilisiyle ilişkisini bile yüzüne boya sürerken çocukca konuşan birinin sözlerine göre belirliyor ki o da yanlış. orada anlattığı şekilde takılan bir kadın benimle pişti masasına bile oturamaz hatta açık söylüyorum kırmamak için yüzüne bir şey demem ama arkasından çok taşak geçerim.

    ama işte heyhat biz azınlığın azınlığının azınlığının azınlığı insanlarız ve asla çoğunluk olamayacağız. bir kızdan hoşlansak bile böyle embesilce şeylerle zehirlendiği için bir şey yaşayamayacağız.

    yine de şu tavsiyeyi vermek isterim. her ilişki kar tanesi gibi eşsiz, biriciktir ve sadece kendisine ait bir dinamik taşır. eğer akıllı bir insansanız kimseden mevcut ve potansiyel ilişkilerinize dair yönlendirici tavsiye almazsınız. burada bile mesela "aldatma" başlığında herkes bir şey diyor ve iki insan arasındaki ilişkinin 50.000 farklı kombinasyonu olabilecekken insanlar gidip entryler arasında akıl arıyor.

    çok zor ya. allah akıl fikir şuur beyin kültür versin abim, ne diyeyim. cidden on binlerce insan şu -bakın bir kısmı değil tümü- baştan aşağı saçmalıklara inanıyor ve dünyanın en kolay şeyi insan ilişkisini bile karmakarışık bir depresyon şiddet ve zırıltı yumağına dönüştürüyor.

    edit: onu da baskasindan calmis be abi. beeh ya...

  • planlanan hizmet neymiş acaba. allah aşkına ne planladınız bir söyleyin.

    ayrıca yaklaşık 110 bin personeliniz var. fazla fazla maaş versek, mesela adam başı 9 bin lira desek 1 milyar etmiyor. nasıl oluyor da %96 sı maaşlara gidiyor. allah aşkına biri anlatsın bana.

    edit: arkadaşlar uyardı, sen aylık hesap yapmışsın ve 5 bin lira maaş dediler.doğru.

    5 bin liradan 110 bin personel aylık 550 milyon lira.
    yıllık 6 milyar 600 bin lira.
    eee yine nasıl oluyor da bütçenin %96 sı maaşa gidiyor.

    edit 2: sigorta ve vergiyi unutmuşuz.
    adam haklı o zaman bu para yetmez tabi aq. 20 milyar olsun en az.

    en güzeli imam hatipler kapatılsın ben de kurtulayım devlet bütçesi de.

    edit 3: imamlar vergiden muaf olabilirmiş, hesap çok karıştı, daha da hesaplamam. ben yokum bu işte arkadaş.

    neymiş, diyanetin hesabına karışmayacakmışsın.