ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ecdadımızla dalga geçen o kıza osmanlı şamarı
-
(bkz: kahrol dusman al sana bomba)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: sabri nin oynamamasının nedeni
fatih terim 327 maç 16 gol
sabri sarıoğlu 232 maç 14 gol
3 gol atarsa fatih terim'i geçecek beyler
6 kasım 2008 benfica galatasaray maçı
-
dört italyan ile birlikte izlediğim maç olmuştur.
yaptığım bazı gözlemleri yazmak istiyorum.
öncelikle, italyanlar benim tuttuğum takımı sordular, fenerbahçe cevabımdan sonra :
- "ooo bene, bene, benfica sikilaççi de cimbome, mehehehe, zehehehe" gibi laflar ettiler.
dilim döndüğünce türklerin büyük kısmının yerel ligde rakibi olan takımları avrupa kupalarındaki maçlarda içten bir şekilde desteklediğini anlatmaya çalıştım ve :
- benfica sikilaççi cimbome? nooo noo... cimbome mokoko benfica. uefa copa de 2000? moroni!"
biraz alındı sanki italyan misafirlerimiz benim yaptığım yoruma. her neyse, maçı izlemeye başladık.
fark ettiğim net bir şey var, bu elemanların dördü de açıktan benfica'yı destekliyordu.
şimdi türk'ün türk'ten başka dostu yok edebiyatına girmek istemiyorum. ancak italyanlar can'ı gönülden benfica'nın galatasaray'ı yenmesini, hatta fark atmasını istiyordu. lecce'li italyanların ne işi olur portekiz'le, benfica'yla allasen? sırf türk takımına rakip diye destekliyorlardı benfica'yı. mamma li turchi güzelim, evet.
ilk yarı ortada geçti, fazla pozisyon yoktu ama mücadele ve galatasaray'ın oynama azmi takdire şayandı.
devre arasında elemanlara türk kahvesi ısmarladım, pek beğendiler, "içtiğimiz en güzel yunan kahvesiydi" dediler. "boğazınıza dursun, zıkkım olsun pezevenkler" dedim gülümseyerek. serde diplomatlık var sonuçta.
sanırım bir gün önce hacıoğlu'nda lahmacun yerken: "pizza, pizza diye dünyayı ele geçirdiğiniz yemeğin fikri aha işten bundan çalıntı, habarınız olsun eeey" demiş olmamın etkisi vardı yaptıkları bu talihsiz yorumda.
ikinci yarıya geçtik.
emre aşık ilk golü taktığında elemanlar biraz bozuldular "tesadüfiyaçço" gibi birşeyler dediler.
"yarramiyeoo tesadüfiyaçço" dedim ben de. gol geleceğim diyordu sonuçta.
güldük.
ben daha çok güldüm ama.
ardından, gerek hazırlanışıyla, gerek bitirilişiyle mükemmel bir gol olan ikinci galatasaray golü ümit karan'ın ayağından gelince ben hafif kontrolümü kaybedip alessandro'nun ensesine sağlam bir tane yerleştirmişim. "al sana tesadüfiyaçço dallameooo" diye de bağırmışım.
derken maç bitti. italyanlar sanki maçın öncesinde benfica alır, benfica deşer, benfica mokoko yapar diyen kendileri değilmiş gibi nasıl bir yalakalık yarışına girdiler anlatamam. övgüler, hamaset kokan ifadeler havada uçuşuyor.
ben ise gülümseyerek garsona "bize dört bardak soğuk su getir" diye seslendim. anlamadılar ama içtiler. afiyet olsun dedim. "sen niye içmiyorsun" diye sordular. güldüm. anlamadılar. anlamasınlar zaten.
kısacası, benim için oldukça keyifli bir maç oldu. 1999-2000 döneminden beri görmediğim kadar ne yaptığını bilen bir galatasaray vardı sahada. bakın buraya yazıyorum, şükrü saraçoğlu'nda uefa kupası finali çok büyük bir hayal değil. bu gece oynadığı futbolla galatasaray'ın üzemeyeceği takım yok.
olur da bu hayal gerçekleşirse ne yapıp edip mabedimize gidip galatasaray'ın başarısını alkışlamak üzere stattaki yerimi alacağım. umarım yanıma bir kaç tane italyan düşer. mehehehe.
not : bu entarinin yazılması esnasında hiçbir italyan zarar görmemiştir. alessandro'nun ensesi kalın merak etmeyin.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
yakışıklı erkeklere gelen arkadaşlık istekleri:
- pelin
- selin
- buse
bana gelen arkadaşlık istekleri:
- günahkar sokakların tövbekar kızı
- cemaati döven girl
- vefasız alemin yorgun bacısı
yazıklar olsun....
kore'de vefat eden kızın annesiyle sohbet etmesi
-
başlık sığmadığı için böyle yazdım kusuruma bakmayın.
doğrusu vr teknolojisi kullanılarak vefat eden kızın annesiyle sohbeti olacak.
korede bir firma altı ay uğraşıp 2016'da hastalıktan ölen kız çocuğunu annesiyle tekrar bir araya getirmişler.
ben aşırı buldum.
ilgili link
yorumlarda biri ingilizce sohbeti çevirmiş okudukça daha kötü oluyorsunuz baba siz ne yapıyorsunuz böyle yaa
ginseng
-
m.s 1. yüzyıla ait bir çin metnine göre; ginseng, zihni güçlendirici, irfan ve bilgeliği artırıcı bir şifalı bitki olarak tanımlanmakta ve düzenli kullanımının yaşam süresini artıracağı belirtilmektedir.
kırmızı kore/çin ginseng’i ise uzakdoğu ülkelerinde 2000 yıldan fazla bir süredir kullanılmakta olan geleneksel şifalı bitkiler içerisinde en yaygın olanıdır. ayrıca uzakdoğu insanları arasında gizemli bir bitki olarak büyük bir ün ve şöhrete sahiptir. çoğu insan ginseng’in kuvvet verici bir tonik ve çeşitli hastalıklara karşı bir koruyucu olduğuna inanmaktadır.
karne hediyesi et yalanına soruşturma
-
nasıl yalan çıktı? anlamadım.
çocuğu tutup zorla "annem karne hediyesi olarak et aldı diyeceksin" falan mı dediler?
farz edelim ki bu haber yalan.
türkiye'de çocuklarına karne hediyesi alamayan, yeterince et yiyemeyen ailelerin olduğu da yalan mı?
edit: evet, gerçekten muhabir çocuğa " ayazcığım bize şey der misin? annem karne hediyesi et aldı" diyerek kendi istediğini dedirtmiş.
o değil de muhabir çocuğun adını nereden biliyor? garip garip işler.
https://twitter.com/…?t=jb0vfniemi73mpir927wjg&s=19
yine de ikinci söylediğimin arkasındayım.
bu ülkede evine ayda yılda bir et giren, çocuğuna karne hediyesi alamayan aileler var. hiç zafer kazanmış gibi davranmayın aktroller.
yaran diyaloglar
-
oğuz adında yeni tanıştığım bir arkadaşımla galatasaray-fenerbahçe derbisini izlemek üzere maçı yayınlayan bir mekana gitmiştik. maç başlamadan bir fotoğraf çekip, derbiyi unutmadığımızı facebook'ta ilan edelim dedik.
neyse çektim fotoğrafı yükleyeceğim, oğuz "ne yazacaksın?" dedi, ben de şöyle bir etrafa baktım, kimse bağırmıyor etmiyor diye, "bağırmayan taraftar gelsin" yazdım yükledim.
akabinde maç başladı, 10-15 dakika geçti.
oğuz; abi bir arkadaşın yorum yaptı galiba.
ben; yapsın?
oğuz; pek hoşuma gitmedi ama.
ben; ne yazmış?
oğuz; ben söylemeyeyim sen bak. ben pek sevmem bu tarz konuşanları.
dipnot arası; yorum yapan annem. gurbetteyiz falan diye annemin facebook profil fotoğrafında, benim şimdiki halime hiç benzemeyen eski bir fotoğrafım var. arkadaşımda fotoğrafa bakıp, ismi okumadığı için gördüğü erkeği* benim arkadaşlarımdan biri sanıyor.
gelelim annemin kısa süreli bir gerilim yaşatan yorumuna;
"annen de gelsin mi?"
güneşi söndürmek için gereken su miktarı
-
güneş nükleer tepkimeler ile yandığından ötürü su ve ıslak battaniye ile değil; sadece ve sadece üfleyerek sönebilir. bütün çinliler bi araya gelse güneşi söndürebilir bence.
arkadaşım eşşek diye şarkı yapan sanatçı
-
yaptığı şarkı 30 sene sonra bile çocuklar tarafından söylenmekte olan sanatçıdır. bu şarkıyı beğenmeyenler için " oku bakayım ayı" diye de bir şarkısı vardır.
ağlayan erkek
-
asla ağlatan erkek kadar kıymeti bilinmeyecektir