ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
norveç'in zengin olma sebebi
-
neredeyse herkes petrole bağlamış ama sadece tek başına petrol zenginliğe neden olsaydı, iran da çok zengin olurdu, ırak da, libya da, ve hatta insanların bir zamanlar marketleri yağmaladığı venezuela da. hükümetlerin, petrol gelirlerini popülist amaçlar için kullanmasına izin vermiyor norveç yasaları. bu gelirle kurdukları devlet fonu dünyanın en güvenilir ve sürdürülebilir fonlarından biri olarak sürekli yatırımcı çekiyor. bu gelirlerin ülke refahı için nasıl kullanılacağı kanunlarla belirlenmiş ve kimse bu kanunların dışına çıkıp, düzenin içine etmiyor. yüksek standartta kuzey avrupa demokrasisi var; hesap verebilirlik var; şeffaflık var. tersi bir durum olsaydı, batak bir ortadoğu ya da güney amerika ülkesinden bir farkı kalmazdı zannımca. bununla ilgili bir video var çok güzel açıklamış:
how norway got so insanely rich
videoda 14:57'de şöyle bir detay var:
"unfortunately it appears strong democracy needs to have already been established before being blessed with oil, otherwise politicians and strong men jockey for power seeking short term gains at the expense of the future."
"maalesef [bir ülkenin] petrolle kutsanmadan önce, [orada] güçlü bir demokrasinin zaten kurulmuş olması gerekiyor gibi görünüyor, aksi halde, siyasiler ve güçlü adamlar, [ülkedeki] geleceğin pahasına kısa vadeli kazanımlar arayarak güç için yarışırlar."
bu alıntı her şeyi özetliyor. demokrasi her milletin ihtiyacı olan şeydir.
edit: bilgi ve link eklendi.
ölmeme günü
-
26 mart 1981 akşamına ait garson ile misafirler arasında hoş bir diyalog rivayet olunur, olunur da bilemem ki ne kadarı doğrudur. buyrun...
garson: efendim,sizleri burada görmek büyük mutluluk!
cemal süreya: kim istemez ki mutlu olmayı? ama mutsuzluğa da var mısın?
garson: anlamadım efendim?
can yücel: geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil,hak ettiğin kadar unutulursun…
garson: anlıyorum efendim…neyse, ne alırdınız?
nilgün marmara: sen ne getirdin bana çocukluğundan?
garson: çocukluğumdan mı? siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte.
edip cansever: bu aralar ellerim hep üşür benim. doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim.
nilgün marmara: üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı.
garson : ekrem klimayı aç oradan, çattık ya!
tomris uyar: bazen sensiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur.
garson: estağfurullah efendim,ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için.
yaşar kemal: gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde,gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt.
garson: ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum.
5 günlük askerin 15 kez müebbet alması
-
o sümüklüyle boy boy fotoğrafları olan adamlar da akşam televizyonlarda bu çocuğu konuşurlar.
turkishmusic.org'daki sezen aksu tartışması
-
muhabbete sonradan dahil olan üçüncü şahıslardan kadir kardeşimizin 6 ekim tarihinde girdiği beyitlerle noktayı koyduğu tartışmadır; yahu bu ne allahaşkına hayatımda görmedim ben böyle bir tartışma retoriği bakınız:
"bu sayfada ki yazilarin hepsini okudum ve mahmut, sen
haksizsin ibne. seni kiniyorum, ve sana laflar
hazirladim.
o lalflari benden belledin
dedemin sikini elledin
dedem seni sikince nohut gibi terledin."
bilhassa şu "sana laflar hazırladım" bölümünün hastasıyım ben, adam gercekten oturmuş hazırlamış şöyle güzel bir madalyayı haketmiyor desek yalan olur o derece...
20 ağustos 2016 gaziantep patlaması
-
düğünde ölenlerin de milliyetini ve nereli olduğunu özellikle belirtenlerin provokatör olduğu hain saldiri. bize ne lan siirtlilerse? bizim kardeşlerimizin düğününde bombalı saldırı oldu. biz bunu biliriz. nereli olduklarının önemi yok.
7 haziran 2013 halk tv redhack konuşması
-
redhack'ten yetkili bi agabeyin halk tv'ye skypetan baglanip yarim saatten uzun bir suredir araliksiz yardirdigi konusma. topcu kislasini ermeni mezarligina ve ardindan hasankeyf'e bagladi.. bir ara kutadgu bilig'e bile girdi, yigit bulut`un saclarindan cikti... akp zihniyetini itin gotune sokup sokup cikarmakta.
nete duser bu yakinda, fenomen olur.
adamin ses tonu da cok guzel... ilk once kagittan okuyor sandik, yanilmisiz.
edit:
delnaja'nın isteğiyle entrysindeki linki paylaşıyorum.
http://www.ustream.tv/…ed/33978497/highlight/367601
(bkz: #34430497)
icimdekibiri konuşmayı mp3'e çevirmiş, benim de paylaşmamı istedi.
https://soundcloud.com/icimdekibiri/redhackhalktv
(bkz: #34436463)
prf quirrel konuşma metnini paylaşmamı önerdi, teşekkürler ona da.
(bkz: 7 haziran 2013 halk tv redhack konuşması tam metni)
8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçı
-
kayıp malezya uçağı bulunur, biz yine kadıköy galibiyeti göremeyiz.. ömrüm çürüdü ulan..
tebrikler dostlar..
debe editi:
(bkz: als hastası dr.nadir akıncı için yardım kampanyası)
konya ssk hastanesi hasta sırası
-
yıllar önce konya'da saray çarşısı'nın oradaki akbank'ta sıra bekliyordum. bankada inanılmaz bir kuyruk vardı. müthiş sıcak bir yaz günüydü. bankada klima çalışmıyordu, leş gibiydi ortalık. en az 4-5 vezne olmasına rağmen, 1 veya 2'si aktifti. işin en çileden çıkartıcı tarafı ise, şubede mevcut q-matik denen sistem kurulu olmasına rağmen, banka yönetimi niyeyse sistemi çalıştırmıyordu. herkes ayakta, kıç kıça bu kuyruğu bekliyorduk. artık sabredemediğim ve önümdeki ihtiyarın epey zorlandığını anladığım bir an, "ne biçim iş bu, şu q-matiği bari çalıştırın, neden bütün vezneler çalışmıyor" minvalinden söylenmeye sesimi yükseltmeye başladım. anında bütün yüzler, tüm içerideki insanlar, hepsi birer mirket refleksiyle bana döndü. gişe memuru vızırdanırken, "yok mu senin müdürün?!?" dedim, hay huy falan bir tartışmadır sürerken ve bu mirket konya insanları yüzüme bön bön bakıp hiç bir söylemde bulunmazken:
sırada arkamda bulunan bir karabıyıklı 35-40 yaş adamı "ne var birader? bi sen mi sıra bekliyon? bak hepimiz bekliyoruz, ne gonuşup duruyon??" diyerek bana çıkıştı. bu gücetapan kardeşimize dönüp "birader soyadın sabancı mı?" diye sordum. "yııoo" diye karşılık verdi. "lan o zaman asdaicaaewadazxc!!!!!" şeklinde çıkışmaya başlamıştım ki, önümdeki ihtiyar kolumu tuttu, "diklenme, dik dur. hoo diyecen altını kürüyüverecen" nasihatlarine girişti ve ben de bu kalabalıkta hak aramanın manasızlığını gördüm...
işte o insanların beklediği sıradır. anlayamazsınız.
kalp yapıyordunuz şimdi masa yumrukluyorsunuz
-
masaya vurçak tabii napçak.
deutsche welle foncusu nevşin yine açmış ağzını. suriyeliler suriye'ye gidecek nevşin, almanya'ya değil. bu kadar heyecan yapma.
bir erkeği adam edip başkasına kaptırmak
-
(bkz: yap işlet devret)
13 nisan 2016 kılıçdaroğlu cnn türk canlı yayını
-
"başbakan ensar'ı savundu, aile bakanı ensar'ı savundu, cumhurbaşkanı ensar'ı savundu, müsade edin de çocukları da ben savunayım"
kemal kılıçdaroğlu
türkçenin yetersiz bir dil olması
-
80 milyona dayanmış nüfusu olan ülkede kitap okuma alışkanlığı olan kişi sayısı kırk bin, bir de bu yavşaklara dil beğendiremiyoruz anasını satayım. dedirten fışkı. yetersiz dil yoktur, az dil bilgisi vardır. votka. nokta.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
çinli bir turistle çekilen fotoğrafın altında şöyle yazıyor;
çin'de iç karışıklık yokmuş. sizi çok ucuza çalıştırıyorlar dedim. verdim fitneyi. darısı yeni mültecilerimizin başına.