hesabın var mı? giriş yap

  • jokeylik kesinlikle bu kategoriye ait bir meslektir. sahane para kazanirsin ama ortamlarda "ben jokeyim" dedigin zaman gulusmeler duyabilirsin. ayrica tabiri caizse sik kadar boyun vardir. o yuzden de genelde adam yerine koymazlar. itibar yerlerde.
    tabi masaya sahip oldugun ferrarinin anahtarini koyup seklin kralini, itibarin en afillisini yapabilirsin belki. *
    boyum kisa olsaydi vallahi dusunuyordum. mnskm! yemisim itibari.

  • ülkeye bak, nereden nereye geldi.

    bizler 90'lı yıllarda yıldız'da barbaros kampüsünde elimizde bira kutuları ile üniversite şenliğinde sorunsuz takılırdık. ne müslüman gençlik denen oluşum ne de herhangi başka bir dini fraksiyon bakmazdı, görmezdi bile. kimsenin de umrunda olmazdı.

    şimdi ise çöpte bulunan bir bira kutusu için rezillik deniliyor.

    yazık.

  • yalnız bu hasan'ı, yağmur ormanları'na yalnız başına bıraksanız, 2 yıla sıfırdan kabile kurmuş olur. 5 yıla da game of thrones'da khaleesi'yi koluna takar. amk böyle bir insan olabilir mi lan?

  • klasik dovus sanatlarindan cok daha farkli bir sistemdir. hersyeden once "teknik ogretmeye" dayali degildir. yumruklar aparkat, direkt, krose gibi onceden belirlenmis eksenlerden gelmez mesela. akicilik ve rastgelelik onemlidir. eger sizi engelleyen bir sakatliginiz falan soz konusuysa (gecici veya kalici), bu gecene kadar degil, buna ragmen calismaniz konusunda cesaretlendirilirsiniz. cunku sokakta size rastgele bir saldiri geldigi an "aman dur, sag tarafim sakat, bugun dovusmeyelim" ya da "soldan vursan ya bana" falan demeniz mumkun olmayacaktir.

    eger o gun yerde mucadele (submission, lock, choke gibi) uzerine calisilmiyorsa antrenmanin isinmadan sonraki bolumu fiziksel olarak cok talepkar degildir. fakat bu sizi yaniltmasin, sonucta bir takim seyleri kullanabilmek icin fizik gucune ihtiyac duydugunuz gun gibi ortadadir ve egitmenler bunu saglamak icin isinma kismini bir nevi boot camp tadinda yaptirirlar. zaten askeri kokenli bir disiplin oldugundan kelli dogasinda da bu vardir.

    evet, cok bilen cok yanilir misali systema (ya da baska bir dovus sanati/sistemi/teknigi) biliyorum diye herkese dalmaniz onerilmez. ama zaten herhangi bir dovusle bir sekilde ugrasan bir kisi kavgada kendini gosterme ihtiyaci cok daha az duyuyor, sinirlarini diger insanlardan daha iyi biliyor ve elin elden her zaman ustun olabileceginin farkinda oluyor. (en azindan ben ve cevremde bu islerle ugrasanlar icin soyleyebilirlm bunu). ha su da var, bunlardan birini bilen haliniz, bilmeyen halinize gore her zaman daha avantajli olacaktir. evet, bir tinerciye kafa tutmaktansa yuruyup gitmek yegdir. fakat yuruyup gidemeyeceginiz durumlar da olabilir. hatta benim hocam boyle durumlar icin "sevdiklerinizin hayati tehlikede iken" ifadesiyle giris yapiyor, bu biraz daha can alici bir bakis acisi.

    ne demistik, "teknik ogretmeye" dayali degildir. bunu acalim. bruce lee, wing chun'un kendini kisitladigini, yeteneklerini ve fizigini tam olarak degerlendirmesine izin vermedigini dusunerek jeet kune do'yu gelistirmistir. fakat ayni hatayi yapmis ve her insana gore degil kendi fiziksel kapasitesine gore bir dovus stili ortaya cikarmistir. systema'da, iste bu sekilde onceden belirlenmis teknikler yoktur. herkes kendisine gore tailor made bir seklide tarzini gelistirir. bunu su sekilde anlamamak lazim "karate ogreniyorum ama benim tekmelerim cok iyi, onlari kullanayim, rakibimi alasagi ederim". burada yapilan sey daha iyi oldugunuz teknikleri kullanmak degil. tamamen kendinize gore bir sistem gelistirmeniz asil olan.

    nefes, systema'nin kilit noktalarindan biridir. bunun cok uzerinde durulur. icabinda zor yoldan ogrenmeniz saglanir. bununla birlikte herhangi bir hareketi yaparken (sinav cekmek, yumruk atmak, yuvarlanmak, vs.) kullanacaginiz kas gruplari konusunda degil ekonomik, cimri olmaniz ogretilir. ihtiyaciniz olmayan butun kaslarinizin son derece rahat olmasi gerekir ki bu cok zor birseydir. sinav ya da mekik cekerken boynunuzu sikmamaya alismak gibi cok basit seylere belki biraz daha kolay alisilir. ama midenize yumruk atilirken (ki systema yumrugu bildiginiz konvansiyonel yumruklardan cok farklidir, icinizde "wind" eder, vucudunuzun icinde dolastigini hissedersiniz ve bazen etkileri sizi bir gun boyunca rahat birakmaz) karin kaslarini kasmamayi ve sadece nefes vererek darbeyi kucaklamayi ogrenmek daha zordur. (gerci ben buna daha cabuk alistim, paragrafin basinda bahsettigim zor yoldan. hoca bakti her yumrukta karnimi kasiyorum, geldi ve bana kasmami soyledi darbesi inerken. ben de o gunden beri bu konuda cok daha iyiyim).

    gereksiz kas gruplariyla ilgili bir diger ornek de isinma asamasindaki kosu. sadece bacaklariniz calisir, sadece onlar kosar. kollariniz yaninizda 90 derece aciyla durmaz, biri ileri giderken digeri geri gelmez, sadece ve sadece embesilce yere dogru sarkar. sonucta kosmak icin kollariniza ihtiyac yoktur. ama kolay sanmayin, o kollar sarkarken de insan gereksiz yere boynunu, omuzlarini kasiveriyor. o boyun kasi nasil bir kas ise, her hareketin icine kendisini sokusturuveriyor (ozellikle dovusurken. systema'da boks, kick box gibi bir gard pozisyonu yoktur, dovusurken dik durulur, ama yillarin aliskanliklari ve korunma ic gudusu insanin one dogru egilmesine, kafayi boyna dogru bastirmaya (bkz: balrog) sebep olur. bundan kurtulmak icin ilk baslarda surekli kafanizi calistirmaniz, her hareketi yaparken dusunmeniz gerekir. reflekse donusmesi, dogal olarak kendiliginden gelmesi vakit alir).

    bu cimriligin cikis noktasi bazen gunler surecek operasyonlara giden spetsnaz'larin enerjilerini idareli kullanmasindan kaynaklaniyor. ama modern systema'da da yeri var cunku, ozellikle birden fazla saldirganla dovusmeniz durumunda o kalorilerin her bir birimine ihtiyaciniz olacaktir emin olun.

    systema'da size gelen bir darbeye karsi blok almaniz degil, o darbeye vucudunuzla birlikte uyum saglayip, yumruga ya da kullanilan silaha gore pozisyonunuzu degistirip atlatmaniz, atlatamiyorsaniz acinizi degistirip uzerinizden kaymasini saglamaniz ve de sabirli olup rakibinizin acigini yakalamaniz ogretilir. sonucta "the attacker brings you the solution".

    konvansiyonel dovus sanatlarindan bir diger fark da kesikli hareketlerin olmamasidir. gerci ileri seviyelerde onlarda da soz konusu olabilecek bir takim seyler bulunabilir (karate'deki de ai ataklar gibi). hareketlerin akiciligi onemlidir. antrenmanlarda yumruklar calisilirken fiziksel kontak son safhadadir ama onun disinda yavas bir sekilde calisilir ve ritm iki taraf da kendini rahat hissettikce yukseltilir. sonucta hizli olmaktansa akici, "smooth" olmak ogretilir. hocamin sik danistigi bir askeri terim (sniper jargonundan geliyor) smooth is fast.

    systema yumrugu farklidir demistik. nedir farki? her harekette oldugu gibi minimum kas kullanmaya calisirsiniz ve darbe esnasinda kolunuzu kasmazsiniz. kolu kasmak, etki-tepki'den dolayi vurdugunuz darbenin gucunun omuzdan size geri donmesine sebep olur. hatta ben en iyi attigim yumruklarda (cok dogru birsey olmamakla birlikte) yumruklarimi bile kapatmiyorum, elim acik bir sekilde parmaklarimla vuruyorum ve arkadasin icinde guzel seyler donuyor (icimde cevir).

    hic bir zaman karsinizdaki tek kisiye ya da onun elindeki tek bir bicaga/sopaya/vs. odaklanmamaniz surekli hatirlatilir. sonucta sokakta adil dovus diye birsey yok, bu sebeple birden fazla saldirgana veya saldirganin ikinci eline karsi hazirlikli olmak acisindan cevrenizin ve durumun farkinda olmak uzere egitilirsiniz.

    tekmeler ise bel seviyesini pek gecmeyecek sekilde ogretilir cunku yuksek tekmelerde hem kiymetli zamaninizi kaybediyorsunuz (gerek atagin kendisi, gerekse ardindan tekrar pozisyon almaniz dusunuldugunde) hem de platformunuzu tehlikeye sokuyorsunuz ve haliyle tehlikeli bir sekilde yere indirilme olasiliginiz cok artiyor.

    sistemin onde gelenleri modern systema'nin kurucusu mikhail ryabko ve onun en kidemli ogrencisi vladimir vasiliev'dir. kevin secours ve martin wheeler da onemli isimler arasinda sayilabilir.

    neyse, cok uzun oldu. martin wheeler'dan guzel derlenmis bir video klip'le yazima son verirken, sabriniz icin tesekkur ediyorum.

    esen kalin,

    whoami

    http://www.youtube.com/watch?v=luwuiwysngs

  • şu an başlıkta berlitildiği gibi 1884'te çekilmemiş olan fotoğraf. ancak 1880'li yıllara ait bütün tarih olasılıklarını aşağıda listeledim.

    nasıl yaptım?
    takvimin sol üstünde 7 rakamı jülyen rumi günü gösteriyor. osmanlıca.
    takvimin sağ üstündeki 15 rakamı hicri günü gösteriyor. osmanlıca.
    takvimin sol altındaki 7 rakamı jülyen rumi günü gösteriyor. yunanca.
    takvimin sağ altındaki 19 rakamı gregoryen rumi (miladi) rakamı gösteriyor. fransızca.

    aylar ve seneler cok cok kucuk olarak yazdığı için buradan okumak imkansız. 1800'lü yıllarda miladi 19'un hicri 15 ve rumi 7'ye denk düştüğü günleri çıkarttım. bazı senelerde hiç yok, ama 1886'te 3 kere denk gelmiş, belki de o sene çekilmiştir. eğer ramazan'a denk gelen olsa eleyecektim, ama yoktu.
    sonuç: 1880, 1883, 1886, 1888, 1891, 1894 senelerinden birinde çekilmiş. sebah fotoğrafhanesi 1856'da açılmış galiba, ama bu kadar az titreyen fotoğrafı 1880'lerden önce çekmemiş olsalar gerek.

    olasılıklar:

    19 ekim 1880
    15 zilkade 1297
    7 teşrinievvel 1296

    19 ağustos 1883
    15 şevval 1300
    7 ağustos 1299

    19 şubat 1886
    15 cemazeyilevvel 1303
    7 şubat 1301

    19 nisan 1886
    15 recep 1303
    7 nisan 1302

    19 mayıs 1886
    15 şaban 1303
    7 mayıs 1302

    19 kasım 1888
    15 rabiuevvel 1306
    7 teşrinisani 1304

    19 aralık 1888
    15 rabiulahir 1306
    7 kanunuevvel 1304

    19 ekim 1891
    15 raiulevvel 1309
    7 teşrinievvel 1307

    19 haziran 1894
    15 zilhicce 1311
    7 haziran 1310

  • cenaze evi sahibi olarak bende yaptım bunu. o anda o kadar düşünemiyosun ki, sanki gelen herkesi doyurmak mutlu etmek zorundaymışsın gibi. yanına baklavasını falan da verdim. yine alır mısınız diye de sordum. sanki 2 saat önce babamı toprağa vermemiş gibi misafir ağırladım. kimse de kızım sen otur acını yaşa demedi. ayranın daha soğuğu var mı diyen oldu hatta.
    bende bişeylerle oyalanıp acıdan kaçtım herhalde, şimdi düşününce saçma geliyor ama o an beyin fonksiyonların çok düşük yüzdeyle çalışıyor.

  • bıktık artık her uzun boylu kadının ayakları ile ilgili entry okumaktan. dünya tarihinde hiç kimsenin aklına gelmemiş bir benzetme ile en yaratıcı tespiti yapıştırıyorsunuz.

    fırıncı küreğiymiş...

    fizik kuralları gereği uzun boylu bir kadının küçük ayakları olamaz, hem at gibi kadın istiyoruz diyorsunuz hem de küçük ayak arıyorsunuz. insan oğlum bunlar insan, ayakta duracak, yürüyecek...