hesabın var mı? giriş yap

  • ferrari yarış kültüründen gelir. yarış tecrübelerini yola aktarmak için çabalar. fiat'a inat uğruna doğmuştur.
    lambo tarım kültüründen gelir. enzo amcaya inat uğruna yoktan varolmuştur.

    ferrari şu anda her ne kadar fiat'a ait olsa da özerktir. iç işlerine kimseleri karıştırmaz. tamamen elemeği, göz nuru otomobiller üretir. fabrikasında maserati'yi karoser boyama ve evlilik için misafir eder.
    lambo vw grubuna aittir. tam bir özerklikten bahsedemeyiz. audi fabrikasında r8 departmanında üretilir. ayrıcalığını audi'nin en deneyimli en aşağı 30 yıllık personel takımının zaman zaman el emeği, zaman zaman robot yardımlı üretimi ile sağlar. bir anlamda sığıntıdır.

    ferrari bırakın her bir motoru el emeği ile üretmeyi, her bir motor bloğu kalıbını bile sadece bir motor için bir defa kullanır.
    lambo, mesela gallardo modelinde r8'in 80 hp güçlendirilmiş versiyonunu kullanır.

    ferrari aerodinami ile kafayı bozmuştur. otomobillerinin her bir tasarım detayını downforce üretmek ya da bir takım aksamlarını soğutmak için kullanır. bunun sinyalini daha f50'yi ürettiklerinde vermişlerdir. bu modelin büyük kanat kullanılan son model olduğunu, daha farklı ve akıl dolu (örn.difüzör) aerodinami araştırmalarına yöneleceklerini 20 yıl önce ifade etmişlerdir. çoğu kullanıcısı veya seveni bu detayları bilmez ve bazı tasarım özelliklerini anlamsız bulabilir. bundan dolayı da kaş yapayım derken göz çıkarmaya başlamışlardır. mesela f12'nin arkası net bir şekilde çirkindir.
    lambo'da da illaki aerodinami denen şey mevcuttur. aerodinami olmazsa bir araba süperspor, ya da egzotik olmaz zaten ama lambo ilk olarak adrenaline oynar.

    ferrari'nin her bir modelinin motor sesi ayrı ayrı çok güzeldir ama en güzel motor sesi taaa f355'te kalmıştır.
    lambo motor sesi üretmeye aventador ile yeni başlamıştır ve şu anda bildiğim en güzel motor sesidir.

    bir ferrari gördüğünüzde sanat eseri görmüş olursunuz. saygı duyarsınız. tüm dünya da marka prestijinin ilke örneğidir.
    bir lambo gördüğünüzde kalbiniz yerinden fırlar. aventador son yıllarda gördüğüm en güzel otomobildir.

    o kadar yazdım. italyan ekolünden bahsettim ama ben alman ekolüne, mühendisliğine inanırım. üretilegelmiş en sağlam, en binilebilir, sade ama kışkırtıcı otomobil porsche'dir. illa ki italyanlar rüya otomobildir. sesleri, görüntüleri ile ama porsche ve öncülüğünü yaptığı alman otomobil sanayisinin yer apayrı.

    inanmıyorsanız top gear'ın 19. sezonunda 458, mp412c ve r8'i ispanya'da terkedilmiş bir hava alanında kullandıkları bölümü seyredin. 458 ve 12c'nin alt takım kaplamalarının halini bez tavanlarının halini r8'inkilerle bir karşılaştırın.

    ayrıca bir saygı unsuru olarak (bkz: porsche 918 spyder)

  • bu gaspçılardan, sapıklardan kendini korumak için biber gazı taşıyorsun, polis el koyuyor. yasakmış. böyle olayları görüp duydukça bisturisiz, çakısız sokağa çıkamaz oldum. onlar el koysun, ben yenisini alırım. ki bir gece vakti ara sokakta ufacık bisturi sayesinde artık tacizden mi tecavüzden mi ölümden mi kurtulmuşluğum var, adamın elini parçaladığım için gerisini yaşamadığımdan bilemeyeceğim. başka bir vakit de sustalının şak sesinden korkup depar atan piçin tekinden kurtulmuştum kaçmasa bıçaklardım ama normal gündüz saatinde de mi elimde baltayla mı gezeyim ne yapayım, bu ne biçim ülke? hayır bir de saldırgana kesici delici aletle karşılık verdiğinde ''orantısız güç'' bilmem ne geyiğine, cezayı sana veriyorlar. ulan benim etim ne budum ne? hayvan gibi adamla bilek güreşi mi yapayım yani bu mudur orantılısı?

    hanımlar alın çakınızı yanınıza. özellikle kendinizi güvende hissetmediğiniz yerlerden geçerken, montun ceketin cebinde elinizde hazır bekletin. olur ya saldırıya uğrarsanız, soğukkanlılığınızı koruyabilirseniz eğer adamın dış bacak, kol, karın boşluğu gibi yerlerine saplayın çekin. o acıyla kıpırdayamaz zaten biraz. hemen kaçıyorsunuz. beklemeyin. çakınız büyük olmasın. beş-altı santimetrelik olanı yeterli. yaratık ölür mölür başınıza kalır sonra kıymetlenir, insan yerine koyup size ceza keserler.

    edit: kalçanın riski ve olası mahkeme durumunda cezası daha azmış.
    ayrıca şu da var, böyle bir insan zannetmiyorum ki gidip sizden şikayetçi olsun. ama diyelim ki şikayetçi oldu. birincisi sizi nasıl bulacaklar? ikincisi haydi kamera falan vardı, oradan buldular. adamın ne bok yemeye çalıştığı da ortada olacak zaten. ceza alınsa dahi paraya çevrilme ihtimali yüksekmiş, bana öyle bi bilgi geldi. ve şahsen tecavüze falan uğramaktansa ya da ölmektense mahkemelerde uğraşmayı tercih ederim.

  • bu adamın kol saatinin bir büyüğünü izmir belediyesi konak'a, iki büyüğünü de ingilizler londra'ya koymuş..
    hakan ünsal ekrana cıkınca sağ alt köşede duran saati kaldırıyorlar. nasılsa cemil cümle saati hakan ünsal'ın kolundan okuyabiliyor.. olmamış diyoruz ve 10 üzerinden 3 veriyoruz

  • konuşmanın en can alıcı bölümü;
    ecevit: " türkiyedeki dindar kesimlerden bir kısmı başka ülkelerden ithal edilen islam anlayışına kapılmışlar. oysa türk halk tasavvufunun çok ilginç bir anlayışı vardır. başka toplumlarda din olgusu allah korkusuna dayanır. türk tasavvufunda ise din duygusu allah sevgisine dayanır ve allah sevgisi insana da sevgi ve hoşgörü olarak yansır."

    şu konuşmanın güzelliğine bakar mısın. böyle bir türkiye'den başkasının hakkına zerre saygı göstermeyen tahammülsüz bir türkiye'ye.
    sonunda o çok aranan gerçek islamı bulduk sanırım..

  • patiswiss piyasayı sürklase mi ediyormuş? allah belamı versin ilk kez duydum ismini. ayrıca başlık sahibinin yazdığı şeyin "tayyip iyi ama ah o dış mihraklar" laflarından hiçbir farkı yok.

    ulan kadında öyle bir kibir ve kendine inanmışlık var ki öss'de 45'te 45 türkçe yaptığını yazarken bile imla hatalarıyla göz kanatıyor.

    neyse, çikolata zaten pek sevmem, küflüsünü hiç yemem.