hesabın var mı? giriş yap

  • quantum kimyası final sınavı öncesi tanık olunmuş diyalogdur.

    +bitirim öğrenci: hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz ekieğ ehueh
    - profesor: herhangi bir sorudan başlayabileceğinizi düşünmüyorum.

  • - seni anneme anlattım
    - buyrun ?
    - seni de anlattım
    - ha ?
    - seni de seni de onu da anlattım
    - hayırdır hanım kızım
    - hepinizi anlattım anneme hepinizi nıhhaha
    - deli galiba ?
    - seni de anlatıcam kaçma gel buraya

  • kendi ellerinle çektiğin bir kağnının yol tutuşunu ve hakimiyetini veremiyor kesinlikle. fabrikanın sana biçtiği vites oranlarıyla ömür mü geçer? şöyle ayağını çamura saplayıp araya şanzımandı motordu sokmadan tekerin devrini kendi kas gücünle ayarlamak varken. terlemeden araba kullanmak da neyin nesi? kollarında damar çıkana kadar asılmak, kendini gerçek erkek gibi hissetmek varken parmak uçlarıyla vites başını avuçlamak da ne? o arabayla 10km gittikten sonra aldığın hazzı, içine çektiğin temiz havayı hangi düz vites verebilir?

  • devletin yeni facebook projesi. mesai bitince kapanan, yapılan paylaşımların evrak kayıttan geçtikten sonra ertesi gün yayına girdiği bir deli oğlan.

    boğazda kahve keyfi için gereğini arz ederim.

  • ablamın bir ortaokul arkadaşı vardı. 5 kardeşlerdi, durumları kötüydü. bir gün birlikte okula giderken annem ayakkabısını görmüş. yırtık ve giyilemeyecek bir haldeymiş. annem çok kafaya takınca bu durumu, babamla birlikte üçümüz bot almaya gitmiştik. ben 6 yaşındaydım. tutturmuştum bir de kazak alalım diye. sonra ablamla ve arkadaşıyla buluşup vermiştik hediyesini. ben "beğendin mi?" diye soruyordum ısrarla. kız inanılmaz mahçup oluyordu, çocukluk işte anlayamıyordum o durumu.

    yıllar sonra ablamın düğününe geldi, orada gördük. avukat olmuş, çok da güzel ve özgüvenli bir kadın olmuş. bana sarıldı ismimi hatırladı, şaşırdım. "unutur muyum seni bana seçtiğin kazağı çok beğenmiştim." dedi güldü. ablam söylemiş kazağı kardeşim seçmiş diye, gülmüşler aralarında çocukken. içim cız etti öyle diyince. bana ilham oldu. karakteriyle, azmiyle, hayatıyla.

  • 1508 yılında papa ii. julius’un daveti üzerine roma’ya giden ve vatikan’da papalık sarayı’nın çalışma odalarına freskler yapan raffaello’nun bu odalardan imza odası’nda yer alan resminin adı.resim, onun antik sanat ve düşünceyi özümsediğini gösteren en yetkin örneklerden biridir. imza odası’nın karşılıklı iki büyük duvarında “kutsal tartışma” ve “atina okulu” yer almaktadır. raffaello, böylelikle teoloji ve felsefeyi karşı karşıya yerleştirmiş, yan duvarlarda, hukuk ve sanata, tavanda ise, sanat, yasa, felsefe ve dinin alegorisi olan dört kadın figürüne yer vererek şemasını tamamlamıştır. raffaello’nun teoloji ve felsefeyi karşılıklı yerleştirmesinin nedeni, bu dönemde hümanist düşüncenin etkisiyle gerçekliğe ulaşmanın iki yolu olduğuna inanılması ve bu iki yolun da, inanç ve akıl olduğudur. resmin merkezinde platon ve aristoteles bulunmaktadır. platon’un elinde bulunan timaios adlı kitabı perspektifin odak noktasını oluştururken aristoteles’in elinde bulunan etica ise, bu plana göre ikincil konumda kalmaktadır. resmin ana şeması, yeni-platoncu düşünceyi yansıtır bir biçimde, maddi, dünyevi ve zihni olmak üzere üç aşamalı bir biçimde düzenlenmiştir. alt kısımda, maddi bilimlerle uğraşan düşünürler de kendi aralarında iki gruba ayrılmış, bunlardan astronomi ve geometri bir grupta, mekanik bilimler ise diğer grupta gösterilmiştir. alt kısmın sağ tarafında euclides’in merkezinde olduğu geometriyle ve astrolojiyle ilgilenen düşünürler görülür. sol tarafta ise, merkezinde pisagor’un bulunduğu matematikçilerin oluşturduğu doğa bilimcileri grubu yer alır. bu iki grup arasındaki merdivenden yukarı çıkıldığında metafizik ve manevi bilimlerle ilgilenen düşünürlerin olduğu gruba ulaşılır. arada yer alan merdiven, resmin önemli bir birleşim noktasıdır ve üzerinde tüm dünyevi işlerden vazgeçmiş bir halde yanında bakır kabı, elindeki notları okumaya dalmış olan diyojen yer almaktadır. metafizik ve manevi bilimlerle ilgilenen düşünürlerin gösterildiği üst kısımda, sağda materyalist düşünür aristoteles’in grubu ve sağda manevi bilimlerle ilgilenen düşünürler yer alır. ön sıralarda, raffaello’nun kendi portresinin de bulunduğu grupta raffaello, sanat ve felsefe ilişkisine işaret etmek için buraya dönemin sanatçılarını da yerleştirmiştir. resmin arka planında yer alan kemerli nişlerde, athena ve apollon heykelleri dikkati çekmektedir. örtük bir biçimde isa ile ilişkilendirilen ve ışık tanrısı olarak sembolize edilen apollon, elindeki liriyle ruhsallığın zaferini ve ilahi armoniyi simgelemektedir. yine örtük bir biçimde meryem ile ilişkilendirilen athena ise, aklı temsil eder ve erdemlerin temsil edildiği tarafta yer alır. kalabalığın arkasında, mavi gökyüzüne açılan tonoz örtüsündeki perspektif kullanımı, bu dönemde sanatçının perspektif kullanımı konusunda ulaştığı noktayı gösterirken, bu tonozların ardında yer alan açıklık ile de, maddi olandan manevi olana ve oradan da sonsuzluğa ulaşma yolundaki yeni-platoncu düşünce anılmış olur. arka planda, tonozun üst kısmında, alt iki yanında dizleri üzerinde dua eden melek kabartmaları bulunan üçlü pencere kutsal üçlemeye işaret etmektedir. aynı şekilde, parmaklarını sayarak bir şeyler anlatan socrates’ın da üçüncü parmağını işaret ettiği ve bu yolla kutsal üçlemenin bir kez daha vurgulandığı görülür. tüm figürlerin içinde bulunduğu geniş hol, bramante’nin merkezi planlı yapılarında da görülen ve antik toplantı salonlarını andıran bir holdür. raffaello’nun bu resmi, kompozisyonda yer verdiği antik mimari öğeleriyle de, antik dönem düşünürleriyle de, rönesans sanatının antikite olan ilişkisini açık bir biçimde göstermektedir.

    resimle ilgili kimin kim olduğuna dair daha ayrıntılı bilgi için http://www.wga.hu/ adresine de bakılabilir.

  • hangi telefon konuşmasına 10 milyon dolardan bahsediliyordu da kırpıp yerleştirdiler diye merak edilesi açıklamadır.

  • 3 saksı ile korunan sınır.

    kafe kalabalık olduğu zaman sandalyenizi belçika'ya doğru çekip, sigaranızı orada tellendiriyor ve dumanınızı da hollanda'ya doğru üflüyorsunuz. pis bir ortam. yurdum insanının eline böyle bir şey geçince olabilecekleri hayal edebiliyorum. ''bak benimki ülkeye sığmıyor ehehe'' geyiklerinin ardı arkası kesilmeyecektir en basitinden.

  • diş macunu, diş ipi, güneş kremi gibi keyfi olarak değil, sağlık için mecburen kullanılan ürünlere bile zam yapılmış çüş artık o çaldığınız paraları yeme fırsatı bulamadan geberir gidersiniz inşallah.

    keyfi olarak kullanılanlara da böyle bir zam yapmaya hakkı yok ya o da ayrı konu.