hesabın var mı? giriş yap

  • doğru bir harekettir.
    ancak samimi değildir.

    bu bakanlardan aynı hareketi
    çocuk gelinler,
    çocuk tecavüzleri,
    çocuklara fuhuş yaptırılması ve
    kasabanın ileri gelenlerince çocuklara topluca ve sırayla iğfal ayinleri konularında da gerekenleri yapmalarını bekleriz.
    yapmadıkları sürece samimi gelmeyecektir.

    zîra bu zihniyetin en önemli sorunu ve hedefi esasen alkollü içki !
    yoksa 16 yaşındaki kız iğfal, istismar, tecavüz edilmiş, zerre zikinde olmaz.

    edit: neymiş ? zerrece samimî değillermiş kardeşim. çünkü çocukları koynuna alanları yasa ile suçsuz kılacaklar.

  • muazzam bir eğitim geçmişine sahip, ekonomist, hukukçu, kültürlü, sanatsever, edebiyatla ilgili, sporu takip eden, entelektüel, mizah anlayışı olan, tevazu sahibi, gurme... vedat milor. çok seviyorum, çok büyük saygı duyuyorum.

  • uzaktan serbest vuruş denince akla gelen ilk isim değildir, akla gelen ikinci isim de değildir, binaenaleyh serbest vuruş denilince akla gelen bir isim de değildir.

  • keanu - ben seçilmişim morfius abi.

    morpheus - psikolojik bir şey varsa ne olacak? öyle zannediyorsun ama öyle değilse ne olacak? bir psikologa görün.

    keanu - bir john wick'in yüzü oluyorum, bir ben oluyorum. bir o oluyorum, bir ben oluyorum. ben olduğum zaman asker kıyafeti giymişim, havacı, asker kıyafeti, yüzbaşı.

    (bkz: keanu reeves'in mehdiliğini ilan etmesi)

  • "sabaha karşı dörtte acı acı çalan telefon geceyi böldü, karayiplerde nobel bariş ödülü için teşekkür konuşmasini hazirlarken uyumuş olan nanofizik uzmani jason flecthdong bir an için yerinde zıpladı... yine de, derin meditasyon günlerinden kalan bir alişkanlikla, tam anlamiyla uyanik olmasi ve içsel dengesini kurmasi için gereken süre .002 saniyeden fazla değildi... çevresinde mozart'la yarisabilen i.q.'sü sebebiyle 'düşüne taşina duvarin arkasini görebilecek bir adam' olarak anilan fletchdong o telefonu açmamasi gerektiğini, yoksa langdon'un başina gelenlerin ona da olacağini biliyordu... ama lanet romanin 500 sayfa olmasi gerekiyordu..."

  • izleyicide yoğun bir duygusal etki bırakmak için izlenen klasik bir strateji.

    insan beyni eskileri, eskilerin yaşandığı zamandan daha güzel anımsamaya eğilimlidir. romalılar buna "memoria praeteritorum bonorum" derlermiş.

    nostalji duygusu, toz pembe retrospeksiyondur, bilişsel bir önyargıdır. insanın gerçeklik görüşünü bozar, lakin bireyin kendisine duyduğu saygıyı artırır ve psikolojik olarak faydalıdır. geçmişe duyulan bu özlem, evrimin insanoğluna miras bıraktığı bir tür psikolojik kalkandır.

    post apokaliptik filmler hayatta kalma mücadelesini işlerler, yani canlıların en temel dürtüsünü. bu tür filmlerde görülen depresif fütürizm, izleyiciye yabancılık, güvensizlik duygusunu verir. böylelikle nostaljinin zıttı bir etki yaratır.

    nasıl sıcak ve akışkan çikolatalı sufleler ve buz gibi dondurmalar aynı tabakta servis edildiklerinde, ağızda etkileyici bir tat bırakıyorlarsa; post apokaliptik filmlerdeki retrofütürizm de aynı şeyin insan beynine yapılışıdır. yıkık dökük bir metropolde, tek başına swing diyen biri, izleyiciye kolay yoldan duygusal kargaşa yaşatır; film endüstrisi de haliyle bayılır buna.

  • kabaca cımbızlama dediğimiz cherry picking, günümüzde en çok sosyal medya ve siyasette kullanılan bir yöntemdir.
    peki nedir bu ?
    tam bir çeviri yapacak olursak kiraz toplama adını aldığını görmekteyiz bu yöntemin; bunun nedeni ise insanoğlu kiraz meyvesini toplarken daha olgun kirazların daha lezzetli olacağını düşündüğünden daha çok koyu renk almış kirazlara yönelir. işte bu yöntem de kanıtların ve argümanların büyük bir kısmının kendilerine karşı olması durumunda kullanırlar, ve sizin mantıksal sonucu kabul etmenizi tam kabul etmeyenler için konumlarını destekliyor gibi görünen biçimleri, dönemleri, durumları veya alıntıları sizin önünüze sererler. bundan dolayı kişi asıl argümanı görmezden gelerek inanmaya meyil eder.

    aslından bu durum daha çok insanların tembelliklerinden ve ön yargılarından yararlanmaktadır.çünkü asıl resmi görmek dediğimiz tabir bizim için biraz çaba, araştırma ve okuma gerektirebilir. fakat biz insanlar günümüz modernitesinde daha çok kısa görselleri ve bunun gibi kısa ve bizi yormayan hap bilgileri daha çok kabul etmeyi severiz.

    işte cherry picking bu kadar etkili yapan bir diğer sebepte insan psikolojisinde bulunan doğrulama yanlılığı dediğimiz şeydir. burada tembellikte ziyade insanın inançlarını veya değerlerini doğrulayacak veya destekleyecek bir şekilde arama, yorumlama, tercih etme ve hatırlama eğilimidir devreye girer. insanlar, görüşlerini destekleyen bilgileri seçtiklerinde, aksi bilgileri görmezden geldiklerinde veya belirsiz kanıtları mevcut tutumlarını destekliyormuş gibi yorumladıklarında bu ön yargıyı sergilerler. sonuçları genellikle yanıltıcıdır ve insanları yanlış bir inanca veya yanlış bir sonuca yönlendirebilir. bir konunun tüm yönlerini anlamadan, sadece seçilen kanıtlara dayanarak kararlar vermek, yanlış politikalara, hatalı öngörülere ve çatışmalara yol açabilir. ayrıca düşünsel dürüstlüğe aykırıdır ve mantıklı tartışma ortamlarını zedeler.

    sonuç olarak insan beyninde arzu edilen sonuçlar, duygular ve derinlere yerleşmiş inançlar en güçlü pozisyonda duruyorken doğrulama yanlılığı dediğimiz etkiyi ortadan kaldırmak pek mümkün değildir. ancak eleştirel düşünme becerilerimizi eğitim ve öğretimle yönetilebilir ve en doğru sonuçlara ulaşabiliriz.

    bir örnekle bu durumu taçlandıracak olursak daha iyi anlayacağını düşünüyorum. fazla geri gitmeden 14 mayıs 2023 genel seçim sonuçları geri gidelim, herkes televizyonda seçim sonuçları açıklanmaya başladığında recep tayip erdoğan'ın aldığı oy oranının %60 olduğu kemal kılıçdaroğlu'nun aldığı oy oranının ise %30 ila 40 arasında olduğunu görmüştür. işte tam burada aa(anadolu ajansı) cherry picking yapmaktadır. yani sandıkların hepsi açılmadan ya da açılsa dahi sayın erdoğan'a giden oyları ilk öncelik vererek rakibi olan sayın kılıçdaroğlu'nu ezici bir üstünlük sağlamış havası yaratmaktadır.aynı şeyleri yine siyasi kısa videolarda veya söylemlerde de görmek mümkündür ve sosyal medyanın bir çoğu bunlarla doludur.

    siz siz olun farklı bakış açılarını ve doğruları görmezden gelmeyin.(bkz: propaganda/@zagalar)

    kaynak:1,2,3,4,5

  • haber alma ve bilgiye ulaşma hakkım, bana sormadan ve iznim olmadan nasıl kısıtlanabiliyor ?

    önümüzdeki seçimlerde bir güvenlik tehdidi olsa, nasıl iletişim sağlanacak ?

    mesela 15 temmuzda da aynı engelleme yapılsaydı, halk nasıl direniş gösterecekti ?

    kapalı bir kutuda, merkezi bir odadan yönetiliyormuşum gibi hissettiriyor. kumanda odasındakiler, keyfine göre hareket ediyor.

    günümüzde telefonlar iletişim ve haberleşme aracı olarak kullanılıyor fakat cebinizdeki telefonlar, 1 dakika içerisinde tüm işlevini yitirebiliyor.

    bakın bu bir sorundur. hem de ciddi bir sorun. derhal bu uygulamaya son verilmeli, bu konuda farkındalık yaratılmalı.

  • --- spoiler ---

    - çengin (ceyn de diyor olabilir)
    - efendim tatlığam
    - geçen konuştuğumuz şeyi yapalığm mıa?
    - hangısi ?
    - hıni şu arkımızdan kaç kişi baktırıyoruz olayı vardığ

    --- spoiler ---

    ulan yeminle kadınlardan soğuttunuz beni. katıksız moronlar sizi.

  • 2018'den bugüne maaşlı çalışan insan için ev araba almak imkansıza yaklaştı, eviniz yoksa istanbul'da barınma hakkı büyük ölçüde elinizden alındı. 2028'e kadar daha neleri kaybedebileceğimizin farkında olmayan bir ülke dolusu dangalakla yaşıyoruz.

    merkez bankasında para yok. yakında ülke piyasa için hammaddeye, enerjiye ya da gıdaya dolar bulamayacak. belki gün içinde elektrik doğalgaz kesintileriyle yaşayacağız, belki mont ayakkabı alamaz duruma geleceğiz ya da marketteki alım gücümüz şu ankinin bile kat kat altına düşecek.

    bu sırada akp medyası avrupa'da da böyleymiş diye palavra sıkacak. patates soğan yemeseniz de olur vatan elden gitmesin diye şovenizm yapılacak. belki terör örgütleriyle anlaşmalı bir korku tiyatrosu oynanacak. akp ne kadar mağdur ve ne kadar mağrur olduğunu göstermek için karşı bir güvenlik tiyatrosu oynayacak. birileri ölecek. birileri aç kalacak. bankalar hala kredi veriyor olursa birileri cep telefonu almak için kredi çekecek. hayat bok gibi akıp gidecek. italya fransa kadar hayat yaşanabilecek bir ülkede yaşamak varken, türko, islami hassasiyetler ve insan çöplüğü yüzünden arjantin, endonezya, pakistan arası sik gibi bir ülkede ömür tüketmiş olacak.

    tüm bunlar sizin insanlık onurunuza dokunmuyor olabilir ama benimkine dokunuyor. sizin hayat dediğiniz şeye ben hayat demediğim için sonu gelmiş oluyor.

  • yugoslavya yok olduğunda filistin neredeydi? siz neredeydiniz?

    not: evet o kadar saçma bir argüman. müslüman boşnaklara 4 sene sahip çıkmadınız şimdi arap kardeşlerinize sahip çıkıyorsunuz, bırakın bu din kardeşliğinizi, siz cidden araplara tapan varlıklarsınız ve sizin dininiz değil kanınız arap ki eğer dininiz müslümanlık olsaydı o zaman cevap verirdiniz bütün dünyanın gözü önünde.

    edit: favlamayın arkadaşlar çünkü siz favladıkça bana kalırsa biz banlanacağız.

    anarşist mod devrede: uygur türklerine yapılan zulüme siz ne zaman karşı çıktınız, madem o kadar türksünüz, müslümansınız ve haksızlığa karşı dilinizi yutturmayacağınız o şeytana karşı sürekli göğüs gerdiniz, peki neden onlar o kadar işkenceyi çekti? uygur türkleri gidip çin hava sahasına paraşüt ile asker indirtip turistleri ve masum insaları mı vurdurttu? kutsallarını karış karış satıp sonra bana geri ver mi dedi?
    düşünsene bir şey senin kutsalın mesela sevgilin, ailen, çocuğun, eşin veya en basitinden kardeşin, bunların hepsini satıp ve özellikle sevmediğin insanlara satıp sonrasında ise hak iddaa etmek nasıl bir saçmalık olabilir?

    daha azerbaycan muhabbetine dahi girmiyorum, allahınızdan korkun be! çünkü bizde bir tane var en azından.