hesabın var mı? giriş yap

  • normalde böyle bir şeye ben de inanmazdım ama bi 15 dakika önce gökyüzünde grup halindadlghmjgk şaka lan şaka, olm hayatınız boyunca hiçbir olağanüstü durumla karşılaşmayacaksınız, sik gibi yaşlanıp öleceksiniz işte şu durumu kabul edin artık.

  • şimdi bu soru bilimsel olarak bakıldığında pek bir anlam taşımamakta zira insanların bir eşyadan "eskidi" diye bahsetmesi farklı şekillerde olur fakat bu gözlemlerin hiç birisini atomlarda görmeniz mümkün değildir. örneğin eskiyen bir kot renk atar bu boya kimyasallarına dışarıdan bir müdahale olduğu ve kot pantolonun kimyasal bir değişime uğradığı anlamına gelir. yani kotun temel yapı taşlarından bir kısmında cüzi miktarda değişim olmuştur ama genel olarak büyük bir değişim yaşanmamıştır. bu kimyasal değişim ilerledikçe liflere yansır, bağları zayıflatır, iplikleri etkiler, kot pantolon daha kolay yırtılır... vs. vs. giydiğiniz kotlardaki iplikler organik ciddi anlamda büyük bileşiklerin kendi aralarında oluşturdukları çeşitli bağlara dayalıdır. sırayla 5000 tane aynı molekül aralarına başka hiç bir yabancı atom/molekül olmadan bir iplik oluşturuyor diyelim, zamanla bu ipliğin içerisine yabancı maddeler karışacak artık bir kaç parçaya bölecek ve ipliğin dizilimini değiştirecektir. işte bu eskimedir ve bu manada atomlar eskimez hayır.

    ara edit: bir suserın uyarısı üzerine ekleme yapıyorum. kıyafetlerdeki eskime fiziksel olaylardan kaynaklanmaktaymış. bir ip parçası genel itibari ile çok ince ipliklerin bir biri etrafında sarılması ile oluşur. genel itibari ile eskime bu ince parçaların kopmasından kaynaklanıyormuş. o sebeple verdiğim örnek nokta atışı olmuyor.

    başka bir örnek vermem gerekecek. demirin paslanmasını ele alacağız bu seferde. paslanmakta olan bir demir havadaki oksijenle bileşik oluşturmakta ve kendisini daha kararlı, az enerji gerektiren bir duruma almaktadır. bu süreçte demirin yapısı değişmekte kırılgan bir yapıya bürünmekte ve rengi değişmektedir. fakat bütün bunlar tekil bir atom için geçerli değildir.

    temel olarak atoma bakacak olursak eğer çekirdeğini proton ve nötronların oluşturduğu çevresinde de elektronların sürekli olmak üzere gezip durduğu (dairesel değildir bu hareket) bir yapıdan bahsediyoruz. şimdi bu yapıda elektronların artması ya da azalması çok bir şey ifade etmez olağan bir durumdur atom için atomu eskitmez. nötronların ya da protonların değişime uğraması ise (atomda var olan parçacıklara dışarıdan ekleme yapmadığımızı ve dışarı göndermediğimizi varsayacağım şimdilik) elindeki atomu değiştirir. örneğin bir proton nötrona dönüşebilir bu da o atomdaki proton sayısını bir azaltır ki bu elindeki atomu komple bambaşka bir şeye çevirir ki biz buna radyoaktif bozunma diyoruz. bunun dış etkilerle olanı da vardır dışarıdan yüksek enerjiyle atoma proton, nötron ya da bazen her ikisini birlikte kazandırırsın, yine bu da atomu değiştirir buna da füzyon denir. ya da diğer bir olasılık olarak bir atomu daha küçük 2 atoma ayırırsın ki buna da fisyon denir.

    soruyu atomlar zaman içerisinde kendiliğinden bir değişikliğe uğrar mı diye değiştirdiğimizde sorunun cevabı evet olacaktır. bu noktada quantum mekanikten biraz bahsetmem gerek. şimdi normalde duvarınıza bir merdiven dayadınız atıyorum 60 derecelik açıyla ve öylece bıraktınız. bu merdiven ne kadar zaman geçerse geçsin (merdiven ve duvarın eskimediği varsayılacak) olduğu gibi kalır. fakat quantum mekanikte durum böyle değildir. merdiven duvarın içinden geçebilme ihtimali taşır. quantum mekanikte bir parçacığın önündeki engeli geçebilme ihtimalinden bahsedilir ve bu duruma tunneling denir. bir parçacığın önündeki bir engeli aşma ihtimalinin sıfır olması nadir bir durumdur esasen ve doğada pek gözlemlenmez.

    bahsetmem gereken başka bir şey ise atom altı parçacıklar ve yapıları. proton ve nötron kendilerinden daha küçük atom altı parçacıklardan oluşur. bu parçacıklar bir takım kuvvetler aracılığı ile bir arada tutulur. şimdi bir takım potansiyellerle bir arada tutulan bu parçacıkların yapıyı terketme ihtimali hep vardır (yahut dışarıdan bir parçacık alarak yapısını değiştirme ihtimali) bu sayı ciddi oranda küçük olsa da mümkündür. yukarıda arkadaşlar zaten vermişler kendi halinde olan bir protonun bozunması için beklenen yarı ömrü yaklaşık 10 üzeri 40 yıl (doğrudan referanstan bakmadım, nükleer fizik dersinden de bu civarda bir sayı hatırlıyorum ama çok da önemli değil afaki olduğu bilinsin yeter), nötronun da 10 üzeri 43 civarı. bu elbette dış etkiler olmaksızın beklenen durum. dışarıdan gelen etkiler elbette ki bu olayı kolaylaştırır ki günümüzde özellikle protonun bozunmasının örnekleri sık sık tespit edilmiş ve hatta laboratuvar ortamında test edilmiştir. e haliyle proton ya da nötronu değişen bir atom da değişmekte ve bozunmaktadır.

    sonuç olarak, atomlar zamanla kendi kendine değişikliğe uğrar mı derseniz cevabı evettir. en kararlı atom bile değişikliğe uğrama ihtimaline sahiptir, fakat bunun gerçekleşmesi evrenin ömründen daha uzun bir zamana ihtiyaç duyacaktır.

    edit: kovalent bağlar ifadesi yanlış olması sebebiyle düzeltildi.

  • buna gülünmesini bekleyenler sayesinde şahanlar şafaklar ferrari kullanıyor.
    aziz nesin'in yetiştiği bir ülkede mizah nasıl bu hale geldiyse kim getirdiyse allah bin belasını versin.

    yıllar sonra 2021 yazı yangınlarından sonra gelen edit: şahan kusura bakma.

  • ilişki iki kişi arasında yaşanan özel bir şeydir ve başkalarını buna karıştırırsan artık senin kontrolünden çıkar. maşallah kozan ailesi evinde ne var ne yok ilişkilerinde ne oldu herkesle paylaşıyorlar. yani kozan ailesinin ağzında bakla ıslanmıyor. misal,

    esma ağlamış, üzgün bir surat ifadesiyle kapıyı çalar. anne kapıyı açar.
    - aaa esma ne işin var kızım sabah sabah.
    - hiç anne........anne
    - efendim kızım
    - anne ben birkaç gün burada kalabilir miyim?
    - tabii kalabilirsin güzel kızım benim. (yanağını okşar) da ne oldu esma neden burda kalmak istiyorsun? selim’le tartıştınız mı yoksa?
    - yok anne ya daha kötü.
    - ne oldu kızım yaa annene de mi anlatmıycaksın?(kızgın)
    - anne......selim.......bu sabah...........osurdu
    - neeee?
    - duydun işte. ben de çıktım buraya geldim.
    - aaaa. tamam kızım sen git elini yüzünü yıka ben de kahvaltıyı hazırlıyayım.

    biraz sonra yatak odası,
    - cemal kalk canım esma geldi.
    - canım kızım benim.... ama suzan neden gelmiş ki sabah sabah.
    - cemal......bu sabah selim.............osurmuş. esma da....
    - kalkmış buraya gelmiş. ah suzan ah suzan. hiç büyümüyecek senin bu kızların.....................gerçi alışkın değil bizim kızlarımız böyle şeylere. biz hiç osurmadık onların yanında.
    - cemal ne yapacağız şimdi boşanırsa bunlar.
    - ah kadınım bu kadarcık şeyden boşanılır mı?

    biraz sonra telefonda,
    - alo çiçek uyandınız mı kızım?
    (çiçekle kocası yatakta oynaşıyorlardır)
    - uyandık tabii annem benim.......anne ne oldu sabah sabah kötü bir şey mi var.
    - kızım bu gün işin var mı?
    - önemli bir işim yok anne. ne oldu anlatmıyacak mısın?
    - esma geldi bu sabah......
    - eeee kötü bir şey mi var yoksa?
    - selim osurmuş esma’nın yanında çiçek.
    - neeee.. koskoca selim arhan.
    - neyse sen gelde bir konuş kızım kardeşinle.
    - tamam anne ben birazdan ordayım.

    necati-çiçek,
    - ne olmuş hayatım kötü bir haber mi?
    - sayılır. selim esma’nın yanında osurmuş.
    - hahahahaha çiçek bu mu yani?
    - ne var necati biz alışkın değiliz böyle şeylere
    - ama hayatım ben senin yanında hep osururum.
    - (sevgiyle bakar) ben seni çok seviyorum o yüzden de....
    - yani esma selim’i çok sevmiyor mu diyorsun?
    - (kızgın) ben gidiyorum necati!

    tekrar evde,
    - anne ben dayıma yardıma gidiyorum.
    - tamam oğlum.
    - anne bir şey mi oldu?
    - yok oğlum ne olsun?(küçükler her şeyi bilmez)
    - anne.....esma ablam neden gelmiş?
    - gelemez mi oğlum burası onunda evi.
    - gelir de ağlıyordu sesini duydum ondan soruyorum.
    - oğluuumm......bu sabah selim ablanın yanında osurmuş.
    - neee....
    - evet oğlum ablan da buraya gelmiş.
    - anne ben gidiyorum akşama konuşuruz. vay terbiyesiz.....

    biraz sonra arhan’ların mutfağı,
    (suzan durgundur, dalıp dalıp gidiyordur)
    - abla neyin var bugün senin durgunsun.
    - yok bişeyim nazlı sen pirinçlerini ayıkladın mı?
    - ayıkladık ya demin beraber abla.......abla senin birşeyin var anlatmıyorsun.
    - yok birşeyim kızım sen ordan bana bir domates versene.
    - ablaaaaaa
    - tamam tamam. esma geldi bu sabah.
    - eeeee
    - selim sabah yanında osurmuş.
    - inanmıyorum abla ya selim bey.
    - evet selim bey
    - valla hiç beklemezdim abla yaaa.

    bu sırada ozan’la dayısı köfte arabasının başında,
    - ozan neyin var be dayıcım. ceylan’la kavga filan mı ettiniz?
    - yok dayı allah korusun.esma ablam gelmiş bu sabah.
    - eeee
    - selim abi....sabah ablamın yanında osurmuş.
    - eh be dayım bu mu yani sorun
    - ya dayı ya osurmuş diyorum sana.
    - bu çok normal insansal bir davranış. gel sana evlilikte osurugu siradanlastirma sureci anlatayım........

    işte böyle kozanlardan birinin evinde biri osursa* bütün herkes öğreniyor bunu.

  • dünyanın en sefil olayı. lan kalksanız olmaz, uyusanız uyanmışsınız bi' kere o hiç olmaz. mal gibi tavanı seyredersiniz, boyası falan dökülmüşse dökülen yerlerden şekiller üretirsiniz zihninizde... zor yani. evet.