hesabın var mı? giriş yap

  • dünkü brezilya-almanya maçından sonra alman sosyal medyasında hakkında "joachim istifa etmeli, maçta gol atmayan oyuncular vardı. böyle laubalilik olmaz." diye geyikler dönen adamdır.

    o değil de adamın dün akşamdan beri yaşadığı mutluluğu, keyfi ve tatmini düşünüyorum. ben olsam uyuyamam balkonda falan ulurdum herhalde sabaha kadar.

  • insanı karmaşık duygulara sürükleyen mesajdır.

    hayal kırıklığı yaratırken bir yandan da 'hayat devam ediyor' alt metnini içinde barındırır.

    başlarda tiksinip silersin ama ilişki bittikten sonra da seni hiç bırakmaz banka mesajı, hep avantajlar sunar. sonunda onunla yaşamayı öğrenirsin.

  • "tavuklu omlet" diye bir şey var amk. düpe düz vahşet.! sen annelerini öldür, kes, sonra çocuklarının içinde pişir, ye.! zalimler..

  • izlediğim en güzel ve en absürd görüntülere sahip animasyon film, animasyon derken bile düşünüyorum cünkü bu tür filmlerin doğasına tamamen ters,yani karakterlerde ne alıştığımız amerikalı disney karakterlerinin sevimliliği ne de japon anime karakterlerinin hareketliliği var, diyaloglar nerdeyse yok denecek kadar az, romantik filmler neyse de bir çizgi filmde iki kişi nasil bakışarak anlaşir, bir çizgi karakterin gözlerinden nasil mutsuzluk fışkırır görmediyseniz, bu filmde görmeniz mümkün.

    konusu da enteresan, yetim torunu ve köpeği ile birlikte yaşayan yaşli madam suozonun tek isteği torununun bisiklet yarışında şampiyon olmasıdır, ama malesef torun yarışta kötü insanlarca, obezlerle dolu büyük bir şehre kaçırılır, olaylar gelişir.

    filmin en güzel yanı da her şey bir ritm üzerine kurulmuş gibi, bu yüzden diyalogun eksikliğini hissetmiyorsunuz, yani madam suozo nun sakat ayağindaki garip ayakkabısı ile her adım atışı, brunonun havlayışı, melankolik torunun pedal çevirişi bile bir ritm içersinde, buna bir de kurbağalari bile bir ritm duygusuyla yiyen belleville üçlüsünün müziği, new york göndermesi olan şehrin gürültüsü ve kötü adamların silah sesleri eklenince ortaya mükemmel bir senfoni çıkıyor. defalarca izlenebilir.

  • büyüklerden kim kaparsa şampiyonlar liginin en büyük adayı olurmuş. ah serie a ah. sakız oldun milletin ağzına. adam sanki siirt jetpa'da oynuyor şimdi. juventus bu juventus.

  • öncelikle film beklentimden öte çıktı. il il sinema salonlarını gezen başrol oyuncularını da ayriyeten tebrik etmek gerekiyor; ben de bu vesileyle oyuncularla birlikte filmi seyrettim.

    filmin görüntü yönetmenliği, ses kalitesi vs. açılarından değerlendirmenin haricinde, mahsun ve ekibinin kafasındakileri olabildiğince net bir şekilde filme aktarabildiklerini gözlemledim. bunu da somut olarak salon içindeki sık sık gülmelerden, yarılmalardan anlayabilmek mümkündü zaten.

    ben, mahsun'u hiç tanımayan 60 yaş üstü annem ve babamla gittim bu filme ve onlar da beğendiler, çok güldüler. buradan da diyebilirim ki 7'den 70'e bayağı bir geniş kesme hitap edebilmiş.

    bundan sonra da bir kolpaçino kültlüğü seviyesine ulaşacak mıdır, zaman gösterecek.

    edit: sevgili röportaj adam, eğer burayı okuyorsan film başlamadan evvel başgan olacağını hissederek "başganım başganım" diye fotoğraf çektirmeye gelen bendim bu arada.

    benim puanım 8/10