hesabın var mı? giriş yap

  • tasarım için microsoft elini oynadı, sony de hamle sırası.

    konsola gelecek olursak öncelikle tasarım olarak farklı bir çizgi seçmişler. çizgileri ne kadar bu nesile benzesede dikey yapı bambaşka bir yaklaşım; seveni de olacaktır nefret edeni de... ama burada en kritik nokta soğutma olacaktır. bu nesilde xbox kesinlikle cihaz sesi konusunda sony'e fark attı. soğutma ve sessizlik için bu tasarıma kaymış olabilirler. nedeni bu ise ve başarılı oldular ise; kesinlikle doğru karar diyorum, ps4 pro süpürge gibi çalışıyor.

    series lafından birden fazla donanımda konsol geleceğini anladım. zaten bluray barındırmayan sadece dijital oyun yüklemesi yapılan sürümü gelecekti; bu planda değişiklik olmadığını anlıyoruz.

    geriye uyumluluk konusu biliniyordu, tekrar dillendirilmiş.

    donanım, özellikle gamepad konusunda geriye uyumluluk microsoft için başarılı bir yaklaşım. bu noktada sony nin önündeler.

    rekabette asıl fırtına fiyat ve özel oyun konusunda patlayacak. tahminler ve beklenti özel oyunda sony'nin önde olduğu yönünde bende öyle düşünüyorum.

    fiyat konusunda rekabet olacağını beklemiyorum. bluraysiz donanım xbox için avantaj olabilir; çünkü henüz ps5 için böyle bir donanım duyurulmadı.

    şimdi sıra sony de...

    ekleme
    yes, the box can sit both vertically and horizontally

    konsol yatayda kullanılabiliyor ;)

  • tek bana ikiyüzlü ve sinsi gelmiyordur umarim. anne olunca melek oldugunu sanan kadinlardan. ama gecmisin hafizasi vardir hep!
    sen de, hamile bir karisi olan evli bir adamla iliski yasadin berguzarcim. her boka duyar kasma lutfen. bu arada sadece kadini suclayan biri asla degilim, asil suclu evli olan kisiydi.
    neyse bunu ilahi adalet dusunsun. yol uzun..

    edit: ilk karisi kimdi diye soran arkadaslar oldu. halit ergenc baska biriyle evliydi ve karisi hamileydi. ona ragmen olaylar gelisti ve kadin cocugu aldirdi/ayrildi.
    google amcaya sorun cikar zaten

    edit 2: simdi sozlukte baktim, esra erol'a destek verdigi paylasimi gordum, soyle basliyor " dun gece yavrulari uyuttuktan sonra arkadasimin programini izledim" :)) niye cocuklarini uyuttuktan sonra oldugunu belirtme ihtiyaci duyuyorsun ki. kim olursa olsun bu turk kadınlarındaki onceligim yavrularim tavrini cok sıkıcı buluyorum. annelik kutsal degildir oncelikle onu bir ogrenelim. ha madem kutsaldiysa hamile kadin kocasından ayirilmaz.
    edit 3: sıkcı yazmisim duzelttim. cokca da devrik cumle olmus affedin gencler.

  • amerigo bonasera - ekşi sözlüğe güveniyorum. karmamı ekşi sözlük sayesinde yaptım. ve entrylerimi de bir ekşi sözlük yazarı gibi girdim. aramaya inandım. forum yapmadım. anket başlıklara entry girmedim. gerektiğinde ayar verdim ama diğer yazarların onurunu zedeleyecek bir şey yazmadım. iki serseri iki gün önce bir entrimi kötülemişler. altına ayar bakınızları verip, mealini yazmışlar. sözlüğe girdiğimde gördüm ki entrim geçen haftanın en kötü entrileri listesinde. ben iyi bir ekşi sözlük yazarı gibi moderatörlere gittim. bana illegal hiç bir şeyin olmadığını söylediler. monitörün başında aptal gibi kalakaldım. ve o iki serseri bana smileyli mesaj gönderdi. o zaman dedim ki "adalet için don corleone'ye gitmeliyiz".

    vito corleone - neden moderatörlere gittiniz? neden daha önce bana gelmediniz?

    ab - benden ne istiyorsunuz? herşeye razıyım. ama sizden istediğim şeyi yapın.

    vc - neymiş o?

    ab - o iki serserinin sözlükten uçurulmasını istiyorum don corleone.

    vc- ben bunu yapamam.

    ab - size istediğiniz her şeyi veririm.

    vc - sen uzun zamandır badilistimdesin. ama sen ilk kez bana bir şey danışmak ya da yardım istemek için geliyorsun. başlığıma en son ne zaman entry girdiğini hatırlamıyorum bile. çaylakken sana kefil olmama rağmen. bence artık dürüst olalım. sen badiliğimi asla istemedin. ve bana borçlanmaktan korktun.

    ab - başımın derde girmesini istemiyordum.

    vc - seni anlıyorum. sen ekşi sözlük'te cenneti buldun. karman iyiydi. çok şükela alıyordun. moderatörler seni koruyordu ve sözlüğün kuralları vardı. benim gibi bir dosta ihtiyacın yoktu. ama şimdi yanıma gelip bana "corleone; adaleti sağla" diyorsun. ama bunu saygıyla yapmıyorsun. dostluğunu önermiyorsun. bana "baba" demek bile aklına gelmiyor. onun yerine bana geliyor ve benden sözlükten yazar uçurmamı istiyorsun. değil mi?

    ab - senden adalet istiyorum.

    vc - bu adalet değil ki. sen hala sözlükte yazarsın.

    ab - o halde entryleri kötülensin. benim gibi. bunun için ne ödeyeceğim?

    vc - bonasera; bonasera... bu kadar saygısızca davranman için sana ne yapmış olabilirim? eğer bana dostça gelseydin entrylerini mahveden o serserilerin entrileri kötülenmiş olurdu. eğer senin gibi dürüst bir adam tesadüfen düşman kazansa bile onlar da benim düşmanım olurdu. o zaman senden korkarlardı.

    ab - dostum olur musun? baba...

    vc - güzel... bir gün -tabi o gün hiç gelmeyebilir- senden benim için bişey yapmanı isteyeceğim. ama o güne kadar bu adalet meselesini bir armağan olarak kabul et.

    ab - grazie grazie baba!

    vc - prego

  • 1. ne olursa olsun paranızın yettiği en iyi gitarı alın, satın almaya giderken yanınızda bir bilen mutlaka olsun, sapı atmış falan olmasın... hiç bir şey kötü bir enstrümandan çıkan ses kadar çalanı rahatsız edici olamaz...

    2. çalışın, parmaklarınızın kanamaya yaklaştığı noktada biraz daha çalın...

    3. dinleyin... oburca dinleyin, tür ayırt etmeyin...

    4. armoni bilgisine inanın...

    5. her gamı en az iki oktav, en az beş telde her perdeden çalacak hale gelin... pozisyon değiştirmeye alışın...

    6. sol elin başparmağının sapın arkasında durması ve görünmez olması gerektiğine inanan klasik gitarcıları dikkate alın... ama herkesin her dediğini de dinlemeyin (bkz: ne dedim ben simdi)

    7. çaldığınız melodilerin temiz çıkmasına dikkat edin... hız çalışmakla ve zamanla gelir ama yokuş aşağı giden kontrolden çıkmış bisiklet misali sesler sadece kulak tırmalar...

    8. her akoru en az üç pozisyonda çalmayı öğrenin...

    9. sol eldeki hareketler daha bir atraksiyonlu olsa da, tel kontrolünün sağ elde olduğunu unutmayın...

    10. vibrato kolunun icat edilmiş olduğunu en az bir sene unutun, kolu sökün... yarım ton ve tam ton tel çektirmeleri sıfır entonasyonla rahatça yapana kadar da takmayın...

    11. başta 0.010 ince mi teliyle başlamayı değerlendirin, hem daha az tel kopartırsınız, hem de parmaklarınız daha çabuk hızlanır... stevie ray vaughan gibi 0.013 telle ve yarım ton düşük akordu duyduğunuzu unutun...

    12. pat metheny dinleyip bunalıma girmeyin...

    13. olabildiğince çok, başka gitarcılarla çalın... ama "abi, do yedi nasıl basılıyordu" diye sormayın... eb dim7/f# gibi akorlarda bu tür sorular caiz olsa da, başkalarıyla çalmaya teşebbüs etmeden önce temel akorları basmayı bilmek gerekir...

    14. nota ve tab okumayı öğrenmenin hiç bir zararı olmaz...

    15. açık pozisyonda zingir zingir çalmak kumsalın dışında yapılmaması gereken bir harekettir, vurduğunuz tüm tellere sol elinizle bastığınızdan emin olun... john mclaughlin olunca açık tele vurursunuz...

    16. ispanyol kadansından (bkz: akdeniz aksamlari) mümkün mertebe uzak durun...