hesabın var mı? giriş yap

  • debe editinden sonra bir ekleme: başlık başa kalmış. bu utançla fazla kalamamış arkadaş belli ki ahahah.

    dostum sen de japon'la koreli'yi ayırt edememişsin.

    japon 3 aslında bir koreli. adı da song hye kyo.

    bu durumda beyinsiz kim oluyor?

    ekleme: japon arkadaşları olan biri olarak söylüyorum; onlar bile çinlilerle korelileri japonlardan ayırt etmekte zaman zaman güçlük çektiklerini söylüyorlar. sana n'oluyor demezler mi?

    al bir fotoğraf daha.

    ekleme 2: dostum japon 3'ü değiştirmişsin de bari edit yapsaydın. ayıp değil mi, insanı yalancı çıkarıyorsun. hem entry'yi değiştirdiğin de belli oluyor ahaha. kaçabilirsin ama saklanamazsın.

    ekleme 3: senin çinli 5 de koreli çıktı yaa. onun adı da ju ji hoon imiş. hatta trt'de bir ara yayımlanan düşlerimin prensi (goong) adlı dizideki başrol. ahaha. tanıdık gelmesine şaşmamalı.

    bak bu da kendisine ait bir görsel.

    neymiş, google görsellere japon çinli falan yazıp önümüze çıkan ilk fotoğraflara atlayıp burada millete beyinsiz demiyormuşuz. millete öylece beyinsiz demek hoş olmuyormuş, değil mi?

    debe editi: debeye ilk kez giriyorum. mutlu ve gururluyum ahah. buradan bana şükela veren herkese, sürekli kore dizisi yayımlayan trt'ye ve japon arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler!

  • sultanahmet meydanı'nda bir bankta oturmuş vakit öldürmeye çalışırken hemen yanımdaki banka, ellerinde kap dondurmaları ile iki adet bıçkın tipli genç * oturur ve başıma geçen güneş sebebiyle ben uydurmadıysam şu diyalog gelişir:

    x: naptın lan kızı? oldu mu bir şeyler?
    y: fena yazıyorum oğlum, öyle böyle değil.
    x: yatmadınız yani?
    y: sana bir şey diyim mi?
    x: de
    y: zerafetten uzaklaşıyorsun şu an.

    * *

  • bisikletle her sabah gazete dağıtan çocuklar vardı. gazeteyi rulo yaparlar, bahçeye fırlatırlardı. evin sahibi uyuşuk uyuşuk çıkar gazeteyi alırdı. gazeteci çocuk "günaydın mistır brown" falan der, sonraki eve yollanırdı. gazeteci çocuklar 11 - 12 yaşlarında falan olurlar, harçlıklarını çıkartmak için çalışırlardı. lan bizi annemiz bakkala yollamazdı küçüğüz, kazıklanırız, parayı kaptırırız diye. elalemin çocuğu o yaşlarda harçlığını çıkartsın, serbest teşebbüsün ruhunu kapsın, biz de mal gibi büyüyelim. eh haliyle o velet büyüyünce ticarete atılır, bütün dünyaya mal satar, bill gates olur, rockefeller olur. biz de böyle güdük kalırız tabi. ah ah...

  • nice cüneyt arkın, emel sayın, kadir inanır, tarık akan ve gülşen bubikoğlu filmlerinde farkında olmadan işlenmiş olan sendrom.

  • bilgi verip kaçıyorum;
    1. gemiler galata tarafından yürütülüyor.
    2. gemilerin yürütüldüğü güzergah tophane-kasımpaşa güzergahıydı.(yaklaşık 3 km)
    3. galata o dönemde cenevizlilerin kontrolünde dolayısıyla galata surlarında bizanslı gözcüler yok.
    4. can alıcı nokta cenevizliler kuşatma esnasında hem bizansa hem osmanlıya yardım etmiştir. adamlar ticaretinde kim kazanırsa işlerimize devam edelim diyor. tam ekonomik liberaller.
    5. gemilerin yürütüldüğü güzergah o dönemde ormanlıktı ormanlar kesilerek yol açıldı, çıkan tomruklar bir güzel zeytin yağı ile yağlandı tomrukların üzerinden kaydırılarak gemiler kasımpaşa'ya indirildi. constantinople surlarında ki gözcünün o mesafeden gemileri görebilmesi zordu. diğer taraftan haliçte ki gemilerde osmanlı tarafından top atışına tutularak bölgeden uzaklaştırılmıştı.
    6. bu arada yürütülen bu gemilere gemicik`::)` diyebiliriz. öyle ağır yelken direkleri yok kürekli kadırgadan küçük gemiler.
    7. bu arada gemileri tomruklar üzerinde kaydırmak için gerekli olan zeytin yağını da hain cenevizliler, osmanlılara vermiştir.
    8. yıllar önce orta okulda bu soruyu düşünmüştüm günlerce kitap okuyup cevap bulmuştum. asıl kafama takılan ve halen cevaplayamadığım soru ise şu. haliç'i kapatan zincirin bir tarafı constantinople surlarında ise diğer ucu galata sahillerinde, cenevizlilerin kontrolündeydi. cenevizliler neden zinciri koparmadı belki iki taraflı oynuyorlardı osmanlı'ya bu noktada yardım edemeyiz açığa çıkarız demiş olabilirler o zaman osmanlı neden constantinople surlarından daha zayıf olan galata'ya yüklenmedi. belkide ceneviz valisi gibi bir muhbirlere sahip olmaları çok daha verimliydi.

  • üst solunum yolları enfeksiyonlarında uyguladığım, her hasta gördüğüm kişiye tavsiye ettiğim ve faydasını gördüğüm doğal yöntem

    saat başı tuzlu su ile gargara yapıp tükürün.

    kullanılan ilaçlardaki gibi kimyasal içerik yok. yan etki yok. ilaçsız atlatıyorum bir iki günde

  • büyük çalışma.

    yalnız şu cümle çok komik değil mi?
    --- spoiler ---
    trabzonsporlu birinin zamanının değerli olduğunu düşünüyorum.
    --- spoiler ---
    hem saatlerce, günlerce uğraş, böyle kol bir liste yap. hem de bizim zamanımız değerli" de. resmen işsizlik lan şu liste.
    ahaha.

    - hangi takımı tutuyorsunuz?
    + trabzonsporluyum.
    - o zaman sizin zamanınız değerlidir.

    ahhahahahha.

    edit: inşallah trabzonlu arkadaşlar bu entryi okumamıştır. çünkü zamanları değerli.