hesabın var mı? giriş yap

  • kendine özgülüğün tavana vurduğu bir yöre lehçesi. doğal komikliği ve sempatikliğinin altını çizebilmek için aşağıdaki olayı örnek olarak aktarıyorum sizlere..

    trakya'dan gerçek bir hikayedir!

    yaşlı bir amca eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
    bunu gören trafik polisleri amcaya takılmak isterler ve
    durdururlar.

    polis- be amca, necin dakman golani? (golan: emniyet kemeri)
    amca- dakmam be işte!
    polis- e bak gördün mü, şimdi ceza keseceyik.
    amca- kes bakalım ne keseceysan da gidecem, acele işim var.
    polis- peki amca, cezayı sana mı yazalım yogsam eşeğe mi?..
    amca- ???
    polis- yani cezayı sana yazarsak 5 milyon deycen, eşeğe 3 milyon deycen.
    amca- bana kes o zaman.
    polis- neden sana keseyoz amca?
    amca- onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu!

  • çok üzücü bir haber. nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama silahla işlenen cinayetlerin çoğunda katil büyük oranda ailesini, akrabalarını, komşusunu, arkadaşını, nişanlısını öldürüyormuş. yani siz kim olduğu belirsiz düşmanlara karşı silahlanarak kendinizi koruduğunuzu düşünürken sevdiklerinizin katili olabilirsiniz.

  • kerem(5) ve annesi femme noir arabada müzik dinleyerek yolculuk etmektedir. the last shadow puppets - the meeting place çalmaya başlar.

    kerem: anne niye sorry diyor sürekli?
    femme noir: çünkü üzgünmüş keremcim.
    k: onu anladım, niye üzgünmüş yani?
    f: çünkü sevgilisinden ayrılmış.
    k: niye ayrılmış peki?
    f: söylemiyor şarkıda onu.
    k: sevmiyorlar mıymış birbirlerini?
    f: seviyorlarmış, o yüzden üzgünmüş zaten.
    k: e seviyorlarsa niye ayrılmışlar?
    f: bazen olur öyle. kavga etmişlerdir mesela.
    k: e biz de seninle ediyoruz ama barışıyoruz. severken ayrılmak çok saçma.

    kendime not: çekirdekten yetiştirip çift terapisti yapayım oğlanı.

  • öyle gerçekçi bir yapım ki, bittiğinde gerçek hayata dönmek zor oldu. oturduğum yerde kalakaldım bir süre. isim seçimini beğenmemiştim ama basit bir kelimenin içini bu denli dolduracağını düşünememişim. üzücü, düşündürücü, sarsıcı... sevgisizliğin bulaşıcılığını öyle yormadan, tanıdık bir dille anlatmış ki; biraz evvel nefret ettiğin insana bir daha baktığında -kendine şaşırarak- sarılmak istiyorsun. insanın sevilme ihtiyacını anlatan en güzel filmlerden biri. karlı bir pencereden usulca anlatıyor. bu manzara karşısında ısınsanız mı üşüseniz mi bilemiyorsunuz.

  • 3 yaşımdayken başımdan geçmiş anlatırlar paso
    -enişte bu ne?
    -çakmak
    (1 dakka sonra)
    -enişte bu ne?
    -çakmak
    ...
    -enişte bu ne?
    -çakmak bahadır
    ...
    -enişte bu ne?
    -gazoz kapağı
    -olur mu o çakmak!

  • kek hamuru kabarmaz. hamurun içindeki gaz ısınınca genleşir. amacımız bol gazlı bir hamur hazırlamaktır.
    bol gazlı hamur yapmanın bir kaç yolu vardır.

    çarpma
    un koymadan önceki sıvı karışımı mikser ile karıştırmak her zaman iyi sonuç vermez. çünkü çoğunlukla yaptığınız şey, sıvıyı kabın içerisinde döndürmekten ibarettir. bunun yerine bir kepçe ile çarpmak daha iyi sonuç verir. kaseyi sol kolunuzla vücudunuz arasında sabitleyin, sağ elinizle kepçe ile havada büyük d harfi çizin. tam çember değil. yaptığınız şey, bir miktar sıvıyı karışımdan uzaklaştırıp, sonra hızla geri döndürerek, araya havanın sıkısmasını sağlamak.

    aslında aynı karıştırma mantığı mayonez yaparken de geçerlidir. karışım hava ile ne kadar çok temas ederse, o kadar hızlı katılaşır. bu yüzden mikserle mayonez tutturmak beklenenin aksine daha zordur.

    limon suyu- karbonat karışımı: bu ikisi siz hamuru karıstırırken tepkimeye girer ve karbondioksit gazı ortaya çıkar. ama hamurun kıvamı yüksek olduğu için gaz dısarı kaçamaz.

    ondan sonra kimya niye zorunlu ders

    hayatın kendisi kimya yahu.

  • ankara - altınpark'ta bir çay bahçesi. arkadaşımla birlikte birer çay içer konuşuruz diye gitmişiz. iki kişiyiz ve başka müşteri yok. çay bahçesini yeni devraldıkları belli çünkü şark köşesinde yerleri olduğunu 3 defa hatırlattılar.

    garson- (arkadaşıma) ne alırsınız?
    arkadaşım- iki çay lütfen
    garson- (bana) siz ne alırsınız?
    ben- ben arkadaşın çaylarından birini içerim.
    garson- ????????