hesabın var mı? giriş yap

  • havalimanı durağında jazz yapan siyahi bir aile oluyor sabahları, eğer denk gelirseniz bir dakikanızı ayırıp dinlemenizi tavsiye ederim. tüm gününüzün iyi geçeceğini garanti edebilirim.

    yozgat barlar sokağında bulunan durak özellikle cuma akşamları aşırı yoğun oluyor. über'i tercih etmenizi öneririm.

  • kendisini devirmek icin yapilan darbeyi arastirmak icin meclise verilen onergeyi red eden bir parti var basimizda. dunya insanoglu tarihinde boyle birsey ilk defa oluyor.

    (kahkaha efekti)

    anlayan anladi.

    ama aktroll ler anladigi halde ak olmaya devam ediyorsa dunyanin en serefsiz yaratiklaridir.

  • 'o değil de nihat gizem'e ne yürüdü be' dediğim program. yalnız iyi yürüdü.

    edit: lütfen daha fazla beğenmeyin arkadaşlar en beğenilen entrym bu olsun istemiyorum gerçekten. ne yazdım ki yürüdü yazdım sadece valla başka bir şey yazmadım çok saçma yani yapmayın.

    edit 2: allah belanızı vermesin ne diyim yani.

    debe editi : vay anasını.

  • öğrenciler içsin diye gönderilen sütlerden, yıl sonunda artmış olanlar kullanılarak yapılmış yoğurttur. aynı olay çalıştığım okulda da başımıza geldi. son haftalarda devamsızlık yapan öğrencilerin çokluğundan dolayı, gönderilen sütler kalıyor. bu sütleri milli eğitim'e gönderme durumunuz yok; sütleri bitirin, diyorlar. taşımalı öğretim yapılan bir okul olduğumuz için, okul çevresinde dağıtacağımız çocuk ya da ev de fazla yok. zaten son gün okula gelen öğrencilerden, isteyenlere sütler dağıtıldı ama yine de kolilerce süt kaldı. bizim idare de, öğretmenlere "istediğiniz kadar alıp, evde çocuklarınıza verebilir ya da etrafınıza dağıtabilirsiniz." dedi. aksi takdirde, sütler depoda bozulacaktı. adana'daki olay da, büyük ihtimalle bundan ibaret. ama siz yine de bu olay üzerinden öğretmenlere saydırma niyetindeyseniz, canınız sağ olsun.

  • tabii kelimesiyle en çok karıştırılandır. hatta çoğu kitapta da aynı hataya sıkça rastlanır oldu son zamanlarda. dolayısıyla benim gibi obsesifleri hasta etti bu yanlış kullanım. tabii doğal, olağan, alışılagelen ve elbette anlamlarını içerir. tabi ise bağlı, bağımlı, ilişkili . tabii de "i" uzatılarak; tabi de ise "a" uzatılarak seslendirilir. *

  • 1. iran filmi
    2. rus filmi
    3. ismini bilmediğiniz deneysel kısa
    4. imdb'de bile olmayan bir macar filmi
    5. amelie
    6. sinefillerin bileceği bir hint filmi
    7. nazar boncuğu olsun diye bir arzu film yapımı (anısı var falan)
    8. başka bir iran filmi
    9. angola filmi
    10. bir yakın dönem türk filmi (arkadaşı çekmiş)

  • cekinme abim.. cekinme "özür dilerim" de.. biz eglenceli bir sey hazirladigimizi sanmistik ama oyle olmadi de.. farkinda olmadik ama sizi bir "hic" yerine koymusuz de.. sözlügü ciddiye almanizi size pahaliya ödettik; üzgünüm de.. kücültmez bu seni.. en azindan yazdigin son yazi kadar olmaz.. daha kötüsü de nazarimda olamaz. yok gitmez, etmez degil, gider abi. ben bu kadar gerizekali yerine konmadim, sen koydun beni. helal olsun.. simdi sen yine toplanip gerrain filan deli gibi gülüyorsundur biz boyle delirince ama durum bu.

    bir de belirteyim; saka baskadir, insanlari ciddiye almamak, gerizekali yerine koymak cok baskadir.

    sozlukteki duraganlik baska bir konudur, varolan gücünüzün arkasina aldiginiz yetki ile insanlarla eglenmek, cok baskadir.

    bunlar birbirlerinden farkli konular..

    "özür dilerim" de.. kurtarmaz ama keser atar pek cok seyi. en azindan bu kadar bir "sey" iz biz abi. on bin kisi degil, okuyan, eden, üzülen, sevinen.. binlerce insan.. duygular bunlar.. ayip abi, inan bana ayip.

    ama sunu da bilyiorum. boyle, yüzde yüz, binde bin "sacmalik" oldugu kesin olan bir konu dahi, bir süre sonra tersine dönecek "abi bir de olayin su yüzü var ama"cilar cikip sizin bu sakaniza destek olacaklardir, sözlük bu. hicbir düsünce, yüzde yüz salakca dahi olsa ancak bir süre bir tarafta kalabilir. onlara filan da aldanmayin diye bunlari yaziyorum; yaptiginiz ayip, hcibirinize yakistiramadim, bir tek kerizlenmeyi kendime yakistirdim. hakettim bunu ben, burasini gereginden fazla önemseyerek.. eni sonu senin bir "del" tusuna basar benim onlarca saat üzerinde durup yazdigim yazilar, entryler, onlar bunlar..

    bir yerde haklisin kesinlikle de.. aci geliyor o gercek bize.

  • saatte 124 km hızla atılmıştır. maç sonu röportajında demba ba'nın hızı öğrenince verdiği tepki ise ibretliktir;

    -elhamdulillah.

    almeida sana kurban olsun be kara oğlan!

  • tanesine 20 lira verdiği tasarruflu ampulü yeni evine takacak olan kiracıdır. 10 ampül olduğunu düşünürsek 200 lira temiz para, hele ki ev taşıyan adama... bu adama laf diyenlere bir de lafım var; aldığın buzdolabını da bırak git o zaman it.

  • bazı şeyler kitaplarda, filmlerde, şarkılarda karşımıza çıktığında kalbimize dokunuyor, hoşumuza gidiyor, duygulanıyoruz, empati yapıyoruz. gerçek hayatta benzer durumlarla karşılaştığımızdaysa kurgudakine benzer şeyler yaşayan insanlara tahammül edemiyoruz... ne garip değil mi?

    aylardan beri çeşitli aşamalardan geçiyorum. inkar ettim, isyan ettim, kendimi dağıttım, bol bol ağladım, okudum, eve kapandım, kendimi dışarıya attım... çoğunu da tek başıma yaptım. yolu hala yarılayamadım.
    “güçlüyüm bak, böyle de eğleniyorum hah hayyy!” diye oynamadım. arabeskleşmedim, şarkılarla, sosyal medya mesajlarıyla laf sokmadım, haber alabileceğim, haber taşıyabilecek tanıdıklarla görüşmedim ama yine de zaman zaman tesadüfler sonucu, zaman zaman merakıma yenik düştüğümden dolayı öğrendiğim her yeni bilgi canımı biraz daha yaktı.

    hediyelerde, anılarda, fotoğraflarda soykırım yaptım. bazı fotoğrafları silmeye kıyamadım, o kadar güzellerdi ki... baktım olmuyor, gittim kendime yeni bir telefon aldım doğum günümde, o kıyamadığım fotoğrafların olduğu telefonu gözlerimi kapatıp fabrika ayarlarına döndürdüm, oğluma verdim. çok sevindi çocuk.

    bugün pazar ve evde oturuyorum. en şen kahkahalarda bile içindeki kırıklıkları gizleyemeyen bir kadınla harcanamayacak kadar kıymetli bir gün büyük şehirde. ben de oturdum, bilgisayarımın damarlarına sızmış geçmişin son kırıntılarını temizliyorum. bütün o gezilerdeki, bütün o güzel fotoğrafların iki kişilik olması haksızlık. bir fotoğrafı iphoto’da kesiyorum. öyle güzel gülümsemişim ki... ama ne yapsam da omuzumda kalan eli çıkartamıyorum. o kadar şey yaşadım, o kadar aşamadan geçtim, hiçbir şey bu el kadar koymadı... metin altıok'un şiiri geliyor aklıma, sezen aksu’dan dinliyorum...

    şimdi biraz ağlayacağım. arka arkaya birkaç sigara içeceğim. bir mola vereceğim ve sonra temizliğe devam edeceğim. dezenfektanlarla girişeceğim, parlatmaya çalışsam da biliyorum bazı lekeler hiç silinmeyecek. olsun. 21. yüz yıla yakışır bir hızda olmasa da yavaş yavaş, sakin sakin ilerlemeye devam edeceğim. gün gelecek, kendimi kendime yaptıklarımdan dolayı affedeceğim.

    omzumda bir kesik el ki hala durmadan kanar...

  • milli formayla son kez çıktğı 22 mart 2017 almanya ingiltere maçında ayı gibi bir gol atmıştır.

    poldi ilginç bir oyuncu, aktif futbolcular arasında böylesi pek kalmadı. hem bütün maç takımını 10 kişi oynatıyor, topsuz oyunda hayalet gibi, haliyle kendini unutturuyor ama top iyi bir açıdan sol ayağına geldi mi şapkadan tavşan çıkartabiliyor.

    ne olursa olsun, iyisiyle kötüsüyle kendini dünya futboluna kabul ettirmiş bir isim poldi.

    galatasaray'a rüzgar gibi geldi, esebildiği kadar esip yakında da japonya'ya gidecek. henüz daha vakit varken gereken saygı ve sevgiyi umarım biz galatasaray'lılar bu adama gösterebiliriz.

    danke poldi!