ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yemeksepeti'nde yapılan yoruma dava açan şirket
-
ticari itibarının düşeceğinden endişe ettiği kadar kadar, yaptığı pizzanın lezzeti konusunda endişe etseydi hiç bu durumlara düşmeyecekti.
''özür dileriz yoğunluktan dolayı böyle bir sorun olmuş, hemen yenisini gönderiyoruz'' demek sana en çok 10 dakika ve 10 liraya malolur. pizzanın yanında da ufak tefek tatlı falan gönderirsen müşteri fikirlerinin önemsendiğini anlar. hatta bu davranışından memnun kalıp daimi müşterin bile olabilir.
şu koca ülkede kriz yönetiminden anlayan tek bir allahın kulu yok mu arkadaş ya ?
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer: bilkent merkez kampüs, ihsan doğramacı heykelinin önü
şahıs : tikican
- ok, gözlüklü atatürk heykelinin orada bekliyorum, öptüm, bye.
sözlüğün en güzel nick'i
rosetta taşı
-
taş bulunduğunda büyük heyecan yaratır zira metin bilinmeyen hiyerogliflerin su gibi bilinen yunanca çevirisiyle tam bir cevap anahtarı gibidir. jan fransuva elindeki bu muazzam belgeyle günlerce cebelleşip bir milim ilerleyemedikten sonra hiyerogliflerde kimi simgelerin gazetede işaretlenmiş ev ilanı gibi daire içine alındığını görür, bunların özel isim olabileceğine kanaat getirir. yunanca metindeki özel isimleri tarar (ki ptolemaios ve kleopatra'dır bunlar) ve ptolemaios ile öngördüğü anahtar kleopatra'ya uyuverince şifre çözülüverir, hiyeroglif artık sadece bir resim yazısından ibaret değil, tekil sesleri de kapsayan bir alfabedir. alfabe çözüldükten sonra sıra hala konuşulan kıpticenin de yardımıyla ölmüş eski mısırca canlandırılır ve o güne kadar sus pus oturan yüzlerce gizemli belge konuşmaya başlar, rosetta taşı olmasaydı hiyeroglifler biraz zor çözülürdü derler, taşın orjinali atmayayım ama galiba british museum'da bulunmaktadır.
kanada'da hayatın sanıldığı kadar güzel olmaması
-
her gün tavuk döner yiyen adama antrikot yapıyorsun da yalnız ben medium rare severim bu fazla pişmiş diyor gibi bir durum.
emmanuel sheyi adebayor
ya borçlanacağız ya vergileri arttıracağız
-
imf'ye verdiğimiz borçlardan biraz kıssak?