hesabın var mı? giriş yap

  • lan bu audi kupasina kim istedi katilmayi. bize skoda kupasi falan olsaydi soyle sparta prag, legia varsova falan.

  • kızlarımızın nedense '' para ve karizma'' öğesini zikretmedikleri özellikler. bir erkek sabaha kadar ince ince öpsün, güzel gülümsesin, odun olmasın, yakışıklı değilse sallanmaz arkadaş. adam genel kültüre tecavüz eder derecede hakimi olsun, ince birisi olsun falan, fakir veya tipsizse geçmiş olsun.

    biraz dürüstlüğe davet ediyorum lan hepinizi.

  • radyo d zamanındaki o muhteşem yayınlarını, tam da ergenlik dönemlerimde keşfetmiştim ve senerlerce de vazgeçememiştim..zaten tüm dinleyenlerinin de katılacağı gibi, en güzel dönemleri o zamanlardaydı..daha yayınına kendisinin tuşla yaptığı "biiip" sansürü bile konmamıştı..program gece 00:00-02:00 arasıydı ve o iki saatin nasıl geçtiğini anlamazdım..özellikle yayın sonunda çaldığı şarkılar muhteşemdi.. (bkz: sezen aksu, zuhal olcay, leman sam, yeni türkü, barış manço vs) ve tabii aklımdan çıkmayan kalan efsanevi bir sürü diyaloga imzasını atmıştı..misal;

    muzo: beyfendi peki siz yakışıklı mısınız, kızlar size bakar mı ?
    adam: nasıl yani şimdi tam olarak ?
    muzo: yani diyorum ki bi albeniniz falan var mı ?
    adam: yani şuan yok..
    muzo: şuan mı yok..beyfendi nedir albeni ?
    adam: çikolata ?

    ahahhahahhahaha

  • belçika resmen bize biyolojik saldırı yapmış, ben ne ülkemde besleyecegim demiş vermiş mikrobu bize, bizimkilerde hiçbir başarı cezasız kalmaz, hiçbir yanlış da cezalandirilmaz mottosu gereği salmislar toplumun içine , hayırlı olsun.

  • inanılmaz sorumluluk sahibi bir kişidir.

    ayrıca daha önce belirtilen "görüntüsü alınan şeylerin kadrajlarını belirleyen kimse" tanımı, görüntü yönetmeninin yaptıkları içinde afedersiniz komik kaçmaktadır. şimdi olaya kısaca bir bakış atalım:

    görüntü yönetmeninin sorumluluğu pre-production adı verilen çekim öncesi dönemde fiilen başlar. öncelikle elemanın hayvan gibi teknik bilgisinin olması, film ve ışık konusunda en son teknolojileri takip eden ve hatta aşmış bir görüntü yönetmeni ise yeni teknolojiler geliştiren bir adam olması gerekir ki (bkz: janusz kaminski). öncelikle hangi sahnede hangi filmlerin ve ışık sistemlerinin kullanılacağının hesabını kitabını yapar, stokları ayarlar. hangi sahnede hangi kameraların ve lenslerin kullanılacağına karar verir. kullanılacak filmin, ışığın, kameranın ve lenslerin hangi etkileri yaratacağını önceden planlar. bu aşamada yönetmenle ikiz gibi olurlar, olmak durumundadırlar.

    çekim aşamasında ise kameraların ve ışıkların yerleştirimini ayarlar. çekimi yapılan sahnenin kompozisyonunu ve atmosferini düzenler. ayrı günlerde yapılan çekimler arasında görsel olarak devamlılığı sağlamak durumundadır.

    çekim sonrası post-prodüksiyon ortamı ise görüntü yönetmeninin asıl sihrini kullandığı yerdir, zira filmin banyo edilmesi sırasında her sıkı görüntü yönetmeninin yaptığı bir takım trikler vardır ki (bkz: janusz kaminski) bazı sahnelerde oha olmanızın sebebini yaratırlar.

    küçük bir örnek vermek gerekirse, kaminski'nin yaptığı triklerden biri mesela sahneyi normalden 5 kat fazla aydinlatip, diyaframi dibine kadar kismak, sonra banyoda az tutup, tespite sokmadan cikarip, filmin hala gelişmesini sağlamaktır; birtakım insanların photoshopla, after effects'le yaptıklarını eleman banyo işlemi sırasında yapmaktadır, tanrıdır. ayrıca bu eleman panavision'a özel lens tasarlayıp yaptırttığı için mümkünatı yok aynı görüntüleri kopya edemezsiniz. hadi kastınız yaptınız diyelim, elemanın banyo sırasında yaptığı trikleri asla öğrenemeyeceğiniz için yine öyle mal mal bakarsınız :)

    yani görüntü yönetmenliği hem teknik bilgi hem de sanatsal açıdan yetenek ve yaratıcılık gerektiren çok ama çok zor bir iştir, türkiye'de bu işi hakkıyla yapan bir insan duymadım görmedim.

  • adamın biri bara girer ve barmene seslenip konuşmaya başlar..

    adam- sana bir teklifim var
    barmen- duyalım bakalım..
    a- senle 500$a bahse girerim barın arkasındaki ikinci raftaki boş bardağa buradan bir damla taşırmadan işeyebilirim..
    b-zuhaha tamam kabul..

    adam bardak dışındaki her yere işer.. özellikle barmenin üzerine ve sırıtarak işini bitirir ve barmene bakar..

    b- pekala üstüm başım rezil oldu ama şu 500$ papeli görelim..
    a- al! sırıtmaya devam ederek parayı bara koyar
    b- sen neye gülüyorsun lan denyo 500$ kaybettin!
    a- hayır! ben şu köşede bilardo oyanayan adamlarla 1000$ına bahse girdim, senin ve barının her tarafına işeyebileceğime ve senin bundan memnun bile olabileceğine!!!

    dipnot: bu fıkra desperado filminde de anlatılmaktadır ve çok çeşitli varyasyonları vardır!
    dipnotun dipnotu: bu fıkrayı tarantino hazretleri desperado filminde bizzat anlatmaktadır