ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
flört dönemi angaryaları
-
en büyük angarya çok konuşup boş konuşmak aslında. otur defalarca buluş, gez toz konuş konuş konuş... sonuç: ne öğrendin? ne anlattın kardeşim? anladın mı senden hoşlanıyor mu? yok anlamadın. sordun mu? yok sormadın. merak ettiğin neyi öğrendin? hiçbirşeyi. aferin sana, ne yaptın o kadar buluşmada peki? şekil* yaptın. bir aferin daha sana o zaman.
oltalı cümleler, üstü kapalı cevaplar... yorucu. gerek yok.
reza zarrab amerika'nın ajanıydı
-
daha bir kaç gün önce " amerika'nın zorla alıkoyup, itiraflara zorladığı türk vatandaşı" idi.
nasıl bir dere ki bu, sular çılgınca akıp gidiyor?
köleliğin günümüzdeki karşılığı olan meslek
-
özel okuldaki öğretmenler ...
diğer cemaatler müsterih olsun
-
bir yalçın akdoğan beyanatı:
http://www.diken.com.tr/…-cemaatler-musterih-olsun/
bu ülkenin yaşanan hiçbir olaydan ders almadığının tezahürü. niçin az gelişmiş bir ülke olduğumuzun alt metni. devletin akılla, sistemle değil at pazarlıkları ile yönetildiğinin işareti.
tanıştığı her kadını hamile bırakan erkek
-
adam ingiltere'nin bütün çirkin kadınlarını çocuk sahibi yapmış. ödül vereceklerine pes diye haber yapıyorlar yazık.
zayn malik'in one direction'dan ayrılması
-
yurtseven kardeşler'e katılsa gerçek yerini bulduğunu anlar.zayn malik diye yabancı şarkıcı mı olur lan?
facebook'ta tanışmak için atılan ilk mesaj
-
burcu inanmıyorum...
23 nisan'da doğmuşsun!! çocuk bayramı resmen ya... eminim senin doğumgünlerin çifte bayram olarak kutlanıyordur, değil mi? beni soracak olursan, deliye her gün bayram hehehe:)... (kendime deli dediğime bakma, aslında zeki olarak bilinirim çevremde. üniversite sınavında epey netim vardı, buluştuğumuzda ösym sonuç kağıdımı getirebilirim, mesele oysa).
geçmiş doğumgünün kutlu olsun diye yazdım, gerçi 3 ay geçmiş ama olsun, kanuni olarak 4 aya kadar vakti var (hehehe, bu tür bomba esprilere hazırlıklı olmalısın:)
kendine iyi bakıyorsun...
mustafa
ilişkiyi bitirme cümlesi
-
benim bir kedim var. öyle kaprisli ev kedilerinden değildir. sizi görür görmez yere atar kendini, açar karnını ve bekler. ister ki sevilsin, okşansın.
bazı günler bakar ki gelip onu yerde seven yok, kalkar oturduğum koltuğa gelir. önce boynumun arkasına burnunu sürter, saçlarımı koklar ve hoppp diye kucağıma atlar. çok da güzel mırlar, açar motoru tor tor tor...
severim ben de kedimi, o kadar zahmet etmiş, ayıp olmasın derim. ama o sırada başka bir odaya gitmek isterim. karnım açtır mutfağa gitmek isterim, hava sıcaktır duş almak için banyoya gitmek isterim. isterim de isterim!
peki kediyi o mutlu, huzurlu ortamdan çıkarmak onu üzmeyecek mi derim içimden. daralırım, kalbim sıkışır.
düşünürüm ve sonra yavaş yavaş sevginin şiddetini arttırırım. dokunulmasını sevmediği yerlerine dokunur, koltuktaki yerini daraltırım.
önce bir afallar, sonra bana kızar, bazen pati atar hatta dişlerini de kullanıp şiddetin dozunu kaçırır ve bir hışımla kucağımdan atlatıp kaçar.
"gitme" derim ama gider.
ilişkileri bu tek kelimelik cümle ile bitiririm ve benim bitirdiğimi kimse anlamaz. bana kızan olmaz.
bu yöntemi ben keşfetmedim, bir zamanlar keşfedenin kedisiydim.
pucca
-
dün gece trt haber'e yapmış olduğu canlı telefon bağlantısından;
-ailen kitap yazdığını biliyor mu? annen, baban?
-pucca: yok, onlar bilmiyo. sadece kardeşim biliyo.
-öyle mi, hala bilmiyorlar yani senin pucca olduğunu?
-pucca: yok hala bilmiyolar.
-peki kitabı biliyorlar mı, evde hiç konu oluyor mu?
-pucca: yok hiç konu olmuyo. zaten babamın böyle şeyleri seveceğini zannetmiyorum. "babam böyle çok nasıl diyim bilim teknik falan okuyan bi insan"
evet, bu kısa diyalogdan fark edeceğiniz üzre annesine çekmiş olmalı. babasına hürmetlerimi iletiyorum.
yaran inci sözlük entry'leri
baba kız diyalogları
-
babam ales sınav yerime bakmaya gidecektir...
+kızım adını soyadını yaz da ver bana, listeden bulayım orda.
-baba hadi adım neyse de, soyadımı ezberden bildiğini tahmin ediyordum.